PARION ANTİK KENTİ VE İÇDAŞ OLAYI TAYHaber Ayşe Didem Bayvas 28/6/2008 Uzmanlar Türkiye'nin giderek büyüyen bir enerji açığından söz ediyorlar. Bunun için bölgenin tarihsel, arkeolojik, endemik, ekolojik vs değerlerinin önemine bakmadan baraj projeleri üretiliyor, temeller atılıyor, hidroelektrik santralı ihaleleri yapılıyor, nükleer enerji araştırmalarına bütçeler ayrılıyor ve daha aklımın ermediği bir çok iş yapılıyor. Akademik dünyanın itirazları da fayda etmiyor. Ben gerçekten anlamam, ama gelişmiş ülkelerde bu işler bu kadar kıyamet kopmadan çözülüyorsa benim "yalnız ve güzel ülkemde" neden olmadığına kafa yorarım doğrusu. Aklım, yılan hikayesi Allianoi ve yürek acısı Hasankeyf'le bile baş edemezken bir de şimdilerde antik Troas bölgesindeki maden arama izinlerine takılmış durumdayım. Nisan ayında kısaca söz etmiştik, İÇDAŞ firmasının kapasite artırımı kapsamında Bekirli Köyü ve Kemerli Köyü sınırları içinde kurmak istediği "Bekirli Köyü Termik Santralı ve Yan Tesisleri"nin denizi, balıkçılığı, tarım alanlarını, korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarını ve yöre halkını ne kadar olumsuz etkileyeceği belliyken neden T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan ÇED raporunun "olumlu" olduğunu anlayamıyorum. Aynı şekilde söz konusu alanda 2005 yılından beri kazısı yapılmakta olan ve MÖ 8. yüzyılda kurulduğu anlaşılan Parion antik kentine ait mezarlık bölümü olması ve sit alanının etkileşim alanında yer almasına rağmen neden bir tesis kurulmasında ısrar edildiğini de anlamıyorum. Parion antik kenti kazı başkanı Prof.Dr. Cevat Başaran'ın T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'na yaptığı 10/12/2007 tarihli başvuruda; ÇED raporunun iptal edilmesi talebinin Çevre ve Orman Bakanlığı'nca değerlendirilmesi ve sonucundan Bakanlığa bağlı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'ne bilgi verilmesi hususunun neden 2 ay sonra 08/02/2008 tarihli ve 23620 sayılı yazıyla Çevre ve Orman Bakanlığı, Çevresel Etki Değerlendirilmesi ve Planlama Genel Müdürlüğü'ne iletildiğini de anlamıyorum. Bunu anlamadığım gibi ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras'ın konuyla ilgili 01.04.2008 tarihinde verdiği soru önergesinin cevabı verildiğinde neden hala Çevre ve Orman Bakanlığı'ndan bir sonuç alınamadığını da anlamıyorum. Bütün bu izinler tamamlanmadan neden İçdaş termik santralının hafriyat çalışmasına başlandığını ve hafriyat alanında ortaya çıkan tahribatı da anlamıyorum. Bu hafriyat sırasında ortaya çıkan ve yöre halkı tarafından tümülüs olarak adlandırılan Durmuş Dede Tepesi hakkında yetkililere neden haber verilmediğini de anlamıyorum. Anlayan var mı? Varsa beri gelsin... Kaynak: Çanakkale Çevre Platformu - ÖDP Kadıköy İlçe Örgütü