|
Yeri: İstanbul'un Beykoz İlçesi'nde, Anadolu Kavağı sırtlarında, Boğaziçi'ne hakim bir tepenin üzerinde yer almaktadır. |
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Yoros Kalesi, İstanbul Boğazı'nın Karadeniz tarafından girişinde, boğazın Anadolu yakasındaki en önemli Bizans istihkamı durumundaydı. Günümüzde kalenin hemen güneybatısı ve batısı askeri bölgedir. Çevresine turistik tesisler inşa edilmiştir. |
Araştırma ve Kazı: Birçok gezgin kaleden söz etmiş ve çeşitli resimlerini çizmiştir. Bunlardan 1847'de burayı ziyaret eden Xavier Hommaire de Hell'in beraberindeki ressam Laurens, çift kuleli girişin bir gravürünü çizmiştir [Eyice 1976, res. 100]. 1930 yılında S. Toy ilk olarak kalenin mimari bakımdan bir incelemesini yayınlamıştır [Toy 1930:226-228, res. 73 - 76]. 1948 yılında ise V. Mırmıroğlu kale ile ilgili kısa bir yayın yapmıştır [Mırmıroğlu 1948:13-14]. |
Tanım: Mimari Evreler: 13. yy'ın ikinci yarısında inşa edilmiş olması gereken bu kale, 1348'den itibaren Cenevizliler tarafından kullanılmış, bu nedenle de Ceneviz Kalesi olarak da anılmıştır. Aynı yüzyılın sonlarında ise kale Osmanlılar tarafından alınmış ve onarılarak uzun bir süre kullanılmıştır [Eyice 1976:72].
Mimari Özellikler: Denize doğru eğimli bir arazide inşa edilmiş olan kale, doğu-batı doğrultusunda yaklaşık 500 m kadar yayılmaktadır. Kalenin genişliği 60-130 m arasında değişmektedir. Tahkimatın Boğaz tarafında olan kısmı daha alçak iki tepeyi kaplamaktadır. Ana giriş kapısının da bulunduğu doğu ucu, ayrıca içten bir duvar ile ayrılarak bir iç kale oluşturulmuştur. Kalenin kapısı doğu yönünde, yaklaşık 20 m yükseklikteki iki yüksek silindirik burç arasında yapılmıştır. Batıda denize doğru kuvvetli burçlarla tahkim edilmiş olan iç kaleye açılan bu yüksek kapı, daha sonra örülerek kapatılmıştır. Kale güney tarafından kazamatlı sağlam bir duvarla güvence altına alınmıştır. Duvar örgüsüne bakıldığında üç ayrı teknik görülebilmektedir. Doğudaki iki büyük burç ve yukarıdaki duvarlarda dört sıra taş ve altı sıra tuğla örgüsü kullanılmıştır [Eyice 1976:83-89, res. 88-97, 100-131]. Kaleye giriş güneydoğudandır. İç kalenin dört tarafı duvarla çevrilidir ve ana girişi duvarla örülerek kapatılmıştır. Bu yüksek kapının her iki yanındaâ güneyinde ve kuzeyinde kubbemsi tonozla örtülü birer büyük burç bulunmaktadır. Her ikisinin de içi moloz ve toprak doludur [TAYEx 13.04.2008]. Duvar örgüsü içinde, bazıları 6. yy'a kadar inen çok sayıda işli taş da devşirme malzeme olarak kullanılmıştır. Surların çeşitli yerlerinde ise çok sayıda arma ve monogram bulunmaktadır [Eyice 1976:78-83, res. 98-99]. 2010 yılı kazılarında güney duvarının bittiği noktadaki zeminin altından Bizans Dönem'ne ait olduğu düşünülen ikili künk sırası çıkarılmıştır. Bu künklerin, güney kulenin batı kısmındaki ön girişine geç dönemde eklendiği tahmin edilen kalın sıvalı mekandan, iç kalenin kuzeybatısında yer alan kuyuya dirsek yaparak dönüp diren hattı oluşturduğu düşünülmektedir [Yalçın 2012:100]. 2012 yõlõ çalõşmalarõnda kalenin doğusundaki kemerli kapõya doğru devam ettiği anlaşõlan taş döşeli bir yol kõsmen ortaya çõkarõlmõştõr. Bizans Dönemi'ne ait olan yolun Osmanlõ Dönemi'nde de kullanõldõğõ düşünülmektedir [Yalçõn 2014:372].
Bezeme özellikleri: Duvarların bazı kısımlarında arma ve monogramlar ile Palaiologoslar dönemine özgü tuğla bezemeler bulunmaktadır.
|
Buluntular: Kalenin doğu girişinde bir arşitrav tespit edilmiş ve çok sayõda Son Bizans-Erken Osmanlõ seramikleri bulunmuştur [Yalçın 2013:327; Yalçın 2014:374].
|
Yorum: |
Tahribat: Kuzey burcuna giriş batıdandır ve burcun doğusundaki sivri kemerli lento ile sövesi yıkılmıştır. Kalenin güney ve güneybatı duvarları 2004-2005 yılları arasında lokanta inşaası sırasında yıkılmıştır ve halen duvar kalıntılarına lokanta sırası boyunca doğu-batı doğrultusunda rastlanmaktadır. Kalenin kuzeybatı duvarları 2006 yılında yıkılmıştır. 1999 yılındaki depremde de haçlı kulenin kuzey cephesinden parçalar düşmüştür. Kuzeydeki surların yanına yapılmış olan bayrak direği tahribata yol açmıştır [TAYEx 13.04.2008]. |