©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Boncuklu Tarla

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Boncuklu Tarla
Türü:
Düz Yerleşme
Rakım:
482 m
Bölge:
Güneydoğu Anadolu
İl:
Mardin
İlçe:
Dargeçit
Köy:
Ilısu
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
Çanak Çömleksiz

     


Yeri: Mardin İli, Dargeçit İlçesi, Ilısu Köyü'nde yer almaktadır.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Boncuklu Tarla (Zeviya Maherk), Nevala Zeviya Maherk ve Bike Mahmut derelerinin birleştiği noktanın kuzeyinde yer alır. 3.5 hektarlık bir alanı kaplamaktadır [Ökse et al. 2014:104].
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: llısu Barajı İnşaat Sahası 2008 Yüzey Araştırması kapsamında T. Ökse ve ekibi tarafından incelenmiştir [Ökse et al. 2010]. 2008 yılında "Ilısu Baraj Gövdesi Alanı Yüzey Araştırması" kapsamında H. Taşkıran ve M. Kartal tarafından da incelenmiş ve yüzey toplaması yapılmıştır [Taşkıran-Kartal 2010]. Yerleşmede, Mardin Müzesi tarafından 2012-2017 yılları arasında aralıklarla kazılar gerçekleştirilmiştir.
Tabakalanma: Yerleşme, Çanak Çömleksiz Neolitik B evresine tarihlenmektedir.
Buluntular: Mimari: 350 metrekarelik alanda, 2 m kalınlıkta 5 evreli kültür dolgusu kazılmıştır. Kazılar, K-L 9-10 ve M11 ile I 16 açmalarında yürütülmüştür. K9 açmasının batı kısmında iki mimari tabaka tespit edilmiştir. 1. tabakaya ait bir mekanın güney duvarlarının temellerinin bir kısmı açığa çıkarılmıştır. Buradaki mekan dörtgen planlıdır ve mekan içinde küçük çakıl taşı döşeme üzerine 17 cm kalınlığında, kireç ve kille sıvanmış sert bir taban vardır. Mekanda çok sayıda obsidiyen ve çakmaktaşı malzeme, boncuk ve hayvan kemiği bulunmuştur. Açmanın ortasında 4 cm kalınlığında kireç sıvalı bir başka taban tespit edilmiştir. Sert tabanın altında 2. tabakaya ait 70 cm kalınlıkta bir duvar açığa çıkarılmıştır. Duvar, doğu-batı doğrultusunda uzanmaktadır. Dörtgen planlı mekanın tabanı kireç ve çamur malzemenin sıkıştırılmasıyla oluşturulmuştur. Taban üstünde çok sayıda irili ufaklı sürtme taş buluntu ele geçmiştir. Mekanın 2.5 m uzunluğundaki güney duvarının her iki evrede de kullanıldığı anlaşılmıştır. Duvar, büyük ve küçük boyutlu taşların yan yana dizilmesiyle inşa edilmiştir ve kuzey-güney yönünde 2 m uzandıktan sonra ortasında kanal bulunan geniş bir duvara dönüşmektedir. Duvarın KI9-1 açmasında devam eden bölümü de benzer bir görünüm sergilemektedir. Yerleşmedeki kültür dolgusunun derinliğini ve tabakalaşmayı anlamak amacıyla açılan sondajda 2.1 m kalınlığında 4 evreli bir kültür dolgusu belirlenmiştir. Tespit edilen 10 cm kalınlığındaki kil-kireç karışımı sıvdan oluşan tabanın altındaki küllü topraktan çok sayıda hayvan kemiği ele geçmiştir. Bu toprak tabakası içinde üstteki 6 cm, alttaki 4 cm kalınlıkta olan çakıl taşı döşeli eski tabanlar belirlenmiştir. En alttaki taban ana toprak üzerinde yer almaktadır. Sondaj buluntuları arasında görülen mikrolit alet teknolojisinin varlığı, dolgunun Çanak Çömleksiz Neolitik Döneme ait olduğuna işaret etmektedir. Hatta yerleşmenin tarihinin Epipaleolitik Döneme kadar gidebileceğini söylemek mümkündür. K9 açmasının doğusunda iki mimari tabaka tespit edilmiştir. 1. tabakada, irili ufaklı moloz kireç taşlarının çamur harçla sıkıştırılarak örülmesiyle elde edilen oval bir taban bulunmuştur. Bu tabanın güneydoğusunda ise dış duvarı moloz kireç taşlarıyla örülmüş yuvarlak bir çukur açığa çıkarılmıştır. Çukurun içinde çok sayıda hayvan kemiği bulunmuştur. Tabanın güneyinde çakıl taşları ve sıkıştırılmış toprak karışımı bir taban açığa çıkarılmıştır. Bu taban, güneyinde yer alan moloz kireç taşlarından düzensiz bir şekilde örülmüş bir duvarla sınırlandırılmıştır. Açmanın güney köşesinde 45 cm genişliğindeki büyük taşlardan örülmüş bir duvara rastlanmıştır. Duvarın kuzeyinde 80 cm çapında bir çukur yer alır. Çukurun tabanı çok serttir ve sıkıştırılmış çamurdan yapılmıştır. Çamur sıvasının altına küçük çakıllar döşenmiştir. Bu taban, 2. tabakaya ait duvarın doğu bölümünü tahrip etmiştir. Açmanın doğu profiline yakın kısmında başka bir çukur daha bulunmuştur. 7-8 cm derinlikte olan bu sığ çukurun bir biriktirme alanı ya da işlik yeri olarak kullanılmış olması muhtemeldir. Açmanın güneyinde, 2. tabakaya ait 40 cm genişlikte taş duvar açığa çıkarılmıştır. Çay taşlarıyla örülen bu duvarın kuzeyinde yaklaşık 20 cm genişlikte ve 8-10 cm derinlikte bir kanal bulunmaktadır. L9 açmasının doğusunda 29 cm kalınlığında bir taban ortaya çıkarılmıştır. Taban büyük kireç taşların arasına küçük çakıl taşları ve çamur harç sıkıştırılarak yapılmıştır. Tabanın kuzeyinde iki duvar ve bir taban vardır. Bu duvarlar büyük kireç taşlarıyla örülmüştür ve bölme duvarı görünümündedirler. Duvarın doğusunda yuvarlak biçimli terrazzo tabanın kalınlığı 22 cm'dir. Taban üstünde havaneli, boncuk, perdah taşı ve kolye ucu bulunmuştur. K10 açmasının batısında 80 cm genişliğinde bir duvar kalıntısı ortaya çıkarılmıştır. Duvarın güney ucu, doğu-batı yönünde uzanan başka bir duvarla birleşmektedir. Duvarın kuzeyindeki mekanın içinde moloz taşlara rastlanmıştır. Mekanın girişi kuzey duvardadır. M 11 açmasının batısında iki mimari tabaka belirlenmiştir. İki duvar ile dere taşlarından oluşan döşemenin üstünde bulunan düz terazzo taban 1. tabakaya aittir. Tabanda taş boncuklar, çakmaktaşı ve obsidiyen artığı ve kireçtaşından yapılmış stilize insan figürinleri bulunmuştur. 2. tabakaya ait taş duvarlar 40-80 cm kalınlıktadır. Bu duvarlar orta büyüklükteki dere taşlarıyla örülmüştür. Açmanın kuzeyindeki taban, kırık kireçtaşı parçaları ve kilin sıkıştırılmasıyla oluşturulmuştur. Bir duvarın önünde birbirine yapışık üç adet birim saptanmıştır ve bu birimler taş dizileriyle sınırlandırılmıştır. Tabanları kırık taş parçalarıyla döşenmiş olan bu birimler olasılıkla depolama amaçlı kullanılmış olmalıdır. I 16 açmasının batısında ana toprak üzerinde dere taşlarıyla yapılmış bir oval platform yer alır. Platformun güneyinde taş dizileriyle oluşturulmuş ince uzun, oval biçimli üç bölme vardır. Platformun kuzeyinde ise 1 m uzunluğunda, 0.5 m genişliğinde düz bir taş bulunmuştur. Taşın üzerinde görülen kesik izleri ve platformun batısında çok sayıda hayvan kemiğinin bulunmuş olması bu alanın hayvan kesim yeri olarak kullanıldığına işaret etmektedir. Oval platformun içinde bulunan bazı taşlarda oyuklar görülmüştür. Bu oyuklar, bu taşların işlik olarak kullanıldıklarını düşündürmektedir. Platformun yapımında kullanılan bu taşlar ikincil kullanıma işaret etmektedir. Muhtemelen daha erken bir döneme aittirler [Ökse et al. 2014]. Küçük buluntular: Tüm açmalarda genel olarak taş boncuklar, ezgi taşları, havan elleri, idoller, ok uçları, taş baltalar ve kemikler bulunmuştur [Ökse et al. 2014]. Yontma Taş: Yerleşmede hammadde olarak çakmaktaşı ve obsidiyen kullanılmıştır. Her iki hammadde yerleşmede yontulmuştur. Mermi biçimli dilgicik çekirdekleri karakteristik dilgi üretim şekilllerinden biridir. Bunun yanı sıra mikrodilgi çekirdekleri de mevcuttur. Mikrolitler ve saplı büyük ok uçları yerleşmede görülen temel buluntular arasındadır. Mikrolit endüstrisi eğik budanmış sırtlı dilgiciklerden oluşmaktadır. Saplı ok uçları arasında ise Byblos uçları ve türevleri yer alır. Çok sayıda dilgi üzerine ön kazıyıcı ve yuvarlak ön kazıyıcı bulunmuştur. Heavy duty tool (ağır işlerde kullanılan aletler) olarak tanımlanan omurgalı kazıyıcılar da yontma taş aletler arasındadır. Yerleşmede bulunan en tipik taş aletlerden biri de taş delgilerdir. Orak dilgiler ve dilgi parçaları da diğer önemli buluntular arasındadır [Ökse et al. 2014:107]. İnsan Kalıntıları: K9 açmasında, 1. tabakaya ait kireç sıvalı tabanın altında bir intramural mezar bulunmuştur. Duvar dibinde açığa çıkarılan bu mezar oldukça tahrip olmuştur. Mezarda dağınık bir şekilde boncuk taneleri ele geçmiştir. Bunun yanı sıra boğa başı biçiminde bir kolye ucu da bulunmuştur. K10 açmasında, kapı boşluğunun mekana açıldığı yerde insan iskeletine ait kol ve bacak gibi uzun kemikler açığa çıkarılmıştır. Mezarın türü ve iskeletin yatış yönü tespit edilememiştir [Ökse et al. 2014].
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: Yerleşmede en üst tabaka Çanak Çömleksiz Neolitik B evresine tarihlenmektedir. Ancak daha alttaki tabakalardan elde edilen veriler, yerleşmede Çanak Çömleksiz Neolitik A ve Epipaleolitik Dönemin varlığına işaret etmektedir. Bu nedenle Boncuklu Tarla, insanlığın yerleşik yaşama geçiş sürecinin en erken dönemlerini temsil etmesi bakımından önem taşımaktadır. Küçük buluntular, Çayönü ve Göbekli Tepe'dekilerle benzerlik göstermektedir. Yerleşme en az 5000 yıllık bir süreci (MÖ 12000-7000) yansıtmaktadır [Ökse et al. 2014:107].


Liste'ye