©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Güzelova

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Güzelova
Türü:
Höyük
Rakım:
1780 m
Bölge:
Doğu Anadolu
İl:
Erzurum
İlçe:
Merkez
Köy:
Güzelova
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
İTÇ III

     


Yeri: Erzurum il merkezinin 15 km kuzey-kuzeydoğusunda; Dumlu'nun güneyinde; Dumlu'ya bağlı Güzelova Köyü'nün (Tufanç/Tufanlı) olduğu yerdedir.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Fırat Nehri'nin kollarından biri olan Karasu; höyüğün güneyinden geçmektedir. Erzurum Ovası'nın sulak ve verimli bir kısmında yer alan höyüğün yüksekliğinin ova seviyesinden 12.5 m olduğu bildirilmektedir. Höyüğün alt katlarının günümüz ova seviyesinden daha aşağıda olduğu; 20 m derine kadar kazıldığı halde ana toprağa ulaşılamamasından anlaşılmaktadır. Aynı adlı köyün ortasındaki höyüğün özellikle doğu eteği büyük tahribat görmüştür. Bu köye ait yapıların temelleri ve çöp çukurları tahribatı artıran diğer etkenler arasındadır.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: 1961 yılında H.Z. Koşay ile H. Vary yönetiminde kazılmıştır. Kazı alanı olarak höyüğün batı kesimi seçilmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır.
Tabakalanma: Güzelova'nın tabakalanması; hafirleri tarafından net bir şekilde anlatılmamaktadır. Yayımlanan bilgilerden üstte karışık malzeme veren bir dolgunun var olduğu anlaşılmaktadır. Çöp çukurları ile dolu olan bu tabakada (?) bir kilise temeli ile 2 m derinde mevzii olarak ortaya çıkan kavrulmuş arpa dolgusu bulunmuştur. 4.5 m kadar içinde çok az malzeme bulunan bir kısır dolgu tabakası olduğundan bahsedilmektedir [Koşay-Vary 1967:6]. Bu dolma toprağın sur ile alakalı olduğu yorumlanmaktadır. 4.5 m sonra yazılı tarihöncesine tarihlenecek (?) tabakalara girilmiştir.
Buluntular: Mimari: Kazıda ancak 4.5 m'den itibaren kayda değer mimari kalıntılara ulaşılmıştır. Bunlar tam plan vermeyen bundan dolayı da pek anlaşılamayan taş duvarlardır 8 m derinde; altları kalın yuvarlak kesitli ağaç döşeli; kenarları taş örgülü hayvan yemlikleri ortaya çıkarılmıştır. 9-9.5 m derinde killi kamış yığınları ve çürümüş ahşap kalıntıları; kulübe tipinde hafif malzemeden yapılmış yapılara ait olmalıdır. Hafirler bunların planlarını da saptayamamıştır. Çanak Çömlek: El yapımı; siyah-kırmızı yüzey renkli; açkılı; kabartma ve yiv bezemeli mallara ait çanak çömlek endüstrisi ile karşılaşılmıştır. Gerek Pulur; gerek Karaz ve Doğu Anadolu'nun birçok yerleşme yerinde ortaya çıkarılan ve Karaz malı olarak adlandırılan bu malda; küp; güveç; çanak; maşrapa; tepsi gibi biçimler göze çarpmaktadır. Kozmetikte kullanılan minik kaplar ile süt kaynatmaya yaradıkları yorumlanan geniş kenarlı kaplar da bulunmaktadır. Bezek motifleri çok çeşitlidir. İçleri dolu dörtgenler; spiraller; üçgenler; daireler vd.; şeklinde motifler bulunmaktadır [Koşay-Vary 1967:lev.VII-IX]. Kazı raporunda tabakalara göre motiflerde bir gelişimin olup olmadığı bildirilmemektedir. Kil: Seyyar ocaklar; bu malzeme grubunun en büyük oranını teşkil etmektedir. Basit tiplerden; insan ya da hayvanbaşı şeklinde süslü; üçlü çıkıntısı olanlarına kadar çok geniş tipte olan bu seyyar ocakların aynı zamanda dinsel bir öge olduğu ileri sürülmektedir [Koşay-Vary 1967:9; lev.XIII]. Ayrıca mangal görevini görebilecek bir kenarı yüksek büyük yayvan; oval ya da dörtgenimsi yuvarlak kaplar (?) bulunmuştur. Bunların yüksek kenarı da dış taraftan gizemli şematik motiflerle bezenmiştir [Koşay-Vary 1967:lev.XII]. Küçük hayvan figürinlerinin yine adak nesneleri olduğu sanılır. Figürinlerin sayısı azdır. Pişmiş topraktan ağırşaklar da vardır. Bu ağırşaklar bezeksizdir. Yontma Taş: Obsidiyenden dilgiler; kazıyıcılar; testereler ele geçmiştir. Az sayıda sileksin yanında şeffaf obsidiyen de vardır. Obsidiyenden iki yüzü işlenmiş üçgen biçimli namlulu sapsız ok uçları ile yaprak biçimli ok uçlarından örnekler toplanmıştır. Bu nesneler büyük olasılıkla avcılıkta kullanılmıştır. Sürtme Taş: Çok sayıda bazalt öğütme taşları vardır. Askılar; tokmaklar gibi nesneler de mevcuttur. Yöresel adı möhre olan parlak cilalama taşları da bulunmuştur. Bunların çanak çömlek açkılamada kullanıldıkları sanılmaktadır. Üzerine çizikler atılmış bir taşın işlevinin ne olduğu anlaşılmamıştır. Kemik/Boynuz: Her tipte bızlerin yanısıra; çatal uçlu ok sapı; ağırşak; tarak; iğne gibi aletler vardır. Bu bulgular özellikle yoğun bir deri işciliğinin var olduğunu anlatmaktadır. Kemik tarakların kilim dokumacılığında kullanıldıkları tahmin edilmektedir. Maden: Az sayıdaki maden buluntular arasında yer alan ve yaklaşık olarak 1.5 m derinde bulunan sap delikli balta; İlk Tunç Çağı balta tipine girmemektedir. Bu açıdan İTÇ sonrasına tarihlenmesi zorunludur. 7 m derinden gelen bakır/tunç mızrak ucu ise tarihlendiği çağa uygundur. İnsan Kalıntıları ve Mezarlar: Biri 7.25 m; biri 9.00 m derinde olmak üzere iki ölüye ait kalıntılar bulunmuştur. 1 no'lu iskelet olarak adlandırılan ölü; hocker biçiminde yatırılmıştır. Başı güneye ayakları kuzeye bakacak şekilde yerleştirilmiştir. Yanında bulunan minik bir seyyar ocak; mezar hediyesi olarak bırakılmıştır. Taştan bir seki üzerindedir. Diğer mezar ise yaklaşık 9 m kotlarında çıkan küp mezardır. İçinde 11 yaşlarında bir çocuğa ait olan bir iskelet bulunmuştur. Küpün üzerinde kapak vazifesi gören bir taş yer almaktadır. Mezarların mimari kalıntılarla olan ilişkilerine hiç değinilmemiştir. Birkaç mezarın varlığı ile yerleşim içi bir mezarlık olduğu iddia edilemez. Güzelova İTÇ iskancılarının esas mezarlığı yerleşim yeri yakınında olmalıdır.
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: Güzelova'nın ilk yerleşikleri olasılıkla sazlık ve bataklık bir bölgede buldukları doğal bir yükselti üzerinde yerleşmişlerdir. Güzelova Mevkii'ni iskan edenler; öncelikle ağaç; kamış ve killi çamurdan yaptıkları basit yapılardan; taş temelli kerpiç evlere geçerek Doğu Anadolu Bölgesi'nin soğuk iklimine uyum sağlamışlardır. Tarım ve hayvancılığın yanısıra avcılığın da gıda ekonomisine yardımcı olduğu düşünülmektedir. Olasılıkla buğday ve arpa ektikleri zannedilmektedir. Güzelova'da 14C tarihi saptanamamıştır. Hem bu açıdan hem de kazısının yetersiz oluşundan dolayı tarihlenmesi zor olan yerlerden birisidir. Karaz ve Pulur; Son Kalkolitik-İlk Tunç Çağı bulguları ile benzerlik göstermekteyse de Doğu Anadolu arkeolojisinde yeri tam olarak bilinmemektedir. A. Sagona tarafından da tarihlemenin zor olduğu belirtilmektedir. Sagona; Sos Höyük malzemesini değerlendirdikten sonra yörenin kronoloji tablosunda Güzelova'yı Pulur tarihlenmesine paralel İTÇ III-OTÇ II evreleri arasına koymaktadır. Hafirleri ise İTÇ yerleşimi için; MÖ 2.600 yıllarını önermektedir [Koşay-Vary 1967:7]. Güzelova'nın yeniden kazılması gerekmektedir.


Liste'ye