©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Acemhöyük

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Acemhöyük
Türü:
Höyük
Rakım:
953 m
Bölge:
İç Anadolu
İl:
Aksaray
İlçe:
Merkez
Köy:
Yeşilova
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
Geç Demir Çağı

     


Yeri: Aksaray il merkezinin 18 km kuzeybatısındaki Yeşilova İlçesi sınırları içindedir. Aksaray'dan Yeşilova'ya giden karayolu asfalt olduğu için ulaşımı çok kolaydır.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Uzaktan bakıldığında yayvan bir tepe görünümünde olan yerleşmenin çanak çömlek dağılımına göre 800x700 m boyutlarında olduğu bildirilmektedir. Araştırmacılar höyüğün İTÇ yerleşmesinin boyutlarını saptayamamıştır. Çağdaş Yeşilova evleri tarafından hemen hemen kuşatılmış olan höyük; özellikle kazıların tekrar başlaması üzerine artık tahribata uğramamaktadır. Melendiz Dağı'nın yakınından doğan Melendiz Çayı (Uluırmak); tepenin yakınından geçerek Tuz Gölü'ne dökülmekteydi. Günümüzde sulama amacıyla kullanıldığı için çay göle ulaşamadan artık ovada kaybolmaktadır.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: 1962-88 yılları arasında Ankara Üniversitesi Dil; Tarih ve Coğrafya Fakültesi öğretim üyelerinden N. Özgüç; 1989 yılından günümüze kadar da aynı fakülteden A. Öztan yönetiminde kazılmaktadır. Son dönem kazılar Asur Ticaret Kolonileri Çağı'na ait tabakalarda yoğunlaşmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır.
Tabakalanma: Höyükte; İlk Tunç Çağı'ndan Roma Dönemi'ne kadar yerleşmelerin olduğu saptanmıştır. Bunlar arasında MÖ 2. bin yılın ilk çeyreğine tarihlenen Asur Koloni Dönemi'ne ait yerleşme; ünlü sarayları ve buluntuları ile dikkat çekicidir. Kazılar genelde MÖ 2. binyıl yerleşimlerinin ortaya çıkarılmasına yönelik olduğu için alt tabakalar geniş bir alanda kazılamamıştır. İlk Tunç Çağı tabakalarına ancak höyüğün doğu kesimindeki derin sondajda ulaşılmıştır. S açmasında VIII-X. yapı katları; İTÇ II-III evresine konmaktadır. İlk yerleşmenin yüzey bulgularına dayanılarak Son Kalkolitik Çağ'da başladığı da iddia edilmektedir [Yakar 1985:199].
Buluntular: Mimari: Asur Ticaret Kolonileri Çağı sonrasında uzun süre terkedilen Acemhöyük'te yaşam Geç Demir Çağı'ndan itibaren yeniden başlamıştır. Hizmet Binası'nın doğusundaki UA/ 34- 39 plan karelerindeki kazılarda yüzeyden 40 cm aşağıya kadar olan kısımda kültür dolgusu içinde, çoğu kalın bir tuz tabakası ile kaplı farklı dönemlere ait seramik parçalarına karışık olarak rastlandı. Bu karışık dolgu ile aynı seviyede, sadece UA/ 35 plan karesinin bazı kesimlerinde herhangi bir duvarla sınırlandırılmamış durumda sıkıştırılmış toprak bir taban yer yer korunmuştur. Bu tabanın batı kıyısında bir ocak ve çevresindeki çanak çömlek parçalarına göre Geç Demir Devri'ne aittir. Taban üstünde ele geçirilen küçük noksanları dışında tam durumdaki tek kulplu bir çömlek de aynı çağın ürünüdür. Bu tabanı tahrip etmiş olan büyük bir çöp çukuru açmanın batısına kadar uzanmaktadır. Bu çukurun da aynı devre ait olduğu ele geçirilen kap parçaları ile birlikte ağız kenarındaki küçük kırıklar dışında sağlam durumdaki benzer bir kaptan anlaşılmaktadır. Tek kulplu çömlekçik içine bir domuz yavrusunun sadece başı bırakılmõştır. Diğer açmalarda bu döneme ait herhangi bir bulguya rastlanmamıştır [Öztan 2013:394-395]. 2013 yılı kazıları iki alanda yürütülmüştür. Bunlardan biri Sarıkaya Sarayı'nın güneyinde; diğeri ise höyüğün güney yamacında yer almaktadır. 2013 yılında Sarıkaya Sarayı'nın güney kısmında gerçekleştirilen kazılarda DÇ'ye ait bazı duvar kalıntıları ve Koloni Çağı'nın II. ve IV. katına ait mimari ve küçük buluntular ortaya çıkarılmıştır. Bu alanda biri DÇ'ye diğeri ise Hellenistik Dönem'e ait iki yapı katının kalıntıları bulunmuştur. Alanın kuzeydoğusunda bir mekanın köşesi açığa çıkartılmıştır. Mekanın temellerinde Sarıkaya Sarayı'nın taşları tek sıra halinde kullanõlmıştır. Bunun üzerinde yer alan kerpiç duvarın ise tek sırası korunmuştur. Mekanın doğu duvarına bitişik bir ocak tespit edilmiştir. Bu alanda bulunan az sayıda çanak çömlek parçası ve ocağın tabanına döşenmiş çanak parçaları Erken DÇ'ye aittir. Höyüğün batı yamacında gerçekleştirilen çalışmalarda, köy evlerinin enkazı altında fırının (2012 yılında tespit edilen) korunan üst seviyesine ulaşılmıştır. Fırın ovale yakın bir plan göstermektedir. Dış duvarı, dik olarak yerleştirilmiş ince kerpiç bloklarla oluşturulmuştur. Bu çevre duvarı yaklaşık 20 cm yüksekliğindedir. Fırının ortasında yer alan kalın çamur blok, tavan / örtüye destek amacıyla yapılmış olmalıdır. Fırının düz tavanında toplam 10 adet havalandırma deliği bulunmaktadır. Doğuya bakan ağzı 40 cm genişliğindedir. Fırının ağzı da tek parça kerpiç bloklarla oluşturulmuştur. Fırının içinde ve ağzın önünde bulunan pişmemiş veya yarı pişmemiş parçalar DÇ özelliği göstermektedir. Fırının güneydoğusundaki alanda farklı boyut ve biçimlerde çamur tabakalarına rastlanmıştır. Oval, dikdörtgen ve şekilsiz olan bu alanlar, kap yapımı için hazırlanan çamurun dinlendirilmesi için yapılmış olmalıdır. Kil dinlendirme havuzu olarak tanımlanabilecek bu alanların 7 tanesi 2013 yılında tespit edilmiştir. Bu alanda bulunan az sayıdaki çanak çömlek DÇ özelliği göstermektedir. Dolayısıyla fırın ve kil dinlendirme havuzları DÇ'ye ait olmalıdır [Öztan 2015].
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme:


Liste'ye