©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi
|
|
|
|
Köşk Höyük |
|
Çizimler için tıklayın... |
Fotoğraflar için tıklayın... |
Türü:
|
Höyük |
Rakım:
|
1400 m |
Bölge:
|
İç Anadolu |
İl:
|
Niğde |
İlçe:
|
Bor |
Köy:
|
Bahçeli |
Araştırma Yöntemi:
|
Kazı |
Dönem:
|
İlk Son |
|
|
|
Yeri: Niğde İli; Bahçeli Kasabası yakınında; il merkezine 17 km uzaklıkta; Kayseri-Niğde-Adana karayolu üzerinde yer alır [Silistreli 1984a:83]. |
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Höyüğün güney eteklerinde yer alan Roma Dönemi'ne ait bir havuzun; sularını; höyük yakınından çıkan bir kaynaktan alıyor olması; çevrenin bugün olduğu gibi; en azından 2000 yıl önce de sulak ve verimli olduğunu göstermektedir. Köşk Höyük; yaklaşık 80 cm çapında ve 15 m yüksekliğindedir [Harmankaya et al. 1997:Köşk Höyük]. |
Tarihçe: |
Araştırma ve Kazı: Köşk Höyük; Köşk Pınar adıyla ilk kez 1961'de M. Ballance tarafından saptanmış; 1964'de R. Harper ve M. Ramsden [Summers 1993:29]; 1965'de ise I.A. Todd tarafından [Todd 1968:104] ziyaret edilerek toplama yapılmıştır. 1981'de Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nden U. Silistreli başkanlığında başlayan kazı çalışmaları 1992'ye kadar sürmüştür. 1996 yılından bu yana; aynı fakülteden A. Öztan başkanlığında ikinci kez başlayan kazılar; halen devam etmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır. |
Tabakalanma: Köşk Höyük'te en geç dönem; İslami Döneme ait mezarlardır [Silistreli 1987:174]. Roma Dönemi ise höyüğün güney eteklerinde bir havuzla temsil edilir. Höyüğün tam tepesinde açılan bir açmada ise Hellenistik Dönem kalıntıları bulunmuştur [Silistreli 1986:132]. Bunun altında ise Kalkolitik ve Neolitik çağlara tarihlenen üç yapı katı saptanmıştır. Çanak çömlek ağırlıklı karşılaştırmalar sonucu (yukarıdan aşağıya) I. ve II. katların Kalkolitik (İlk {?}); III. katın ise Neolitik Çağ'a tarihlenebileceği öngörülmektedir. Kültür dolgularının III. katın altında da devam ettiği (IV. yapı katı {?} [Silistreli 1990a:92] ); kimi kabartmalı çanak çömlek parçaları ve yapı öğelerine rastlandığı bilinmektedir; ancak henüz geniş olarak kazılmadığı için; bilgiler sınırlıdır [Silistreli 1991a:98]. |
Buluntular: Mimari: Höyüğün kuzeyinde bulunan İslami Dönem mezarlarının altında I. yapı katına ait duvarlar ve gayet özenle sıvanmış tabanlar; kuzeydoğu açmasında ise kutsal bir yer (mabed) olarak yorumlanan bir alan ortaya çıkartılmıştır. Bu alanda kuzey-güney yönünde ve aynı aks üzerinde yer alan fırınlar önlerindeki sıvalı ateşlik yerleri ve yanındaki dar; dikdörtgen biçimli; sıvalı kerpiçten işlik yerleriyle birlikte bulunmuştur. Fırınların yanında ayrıca yuvarlak ambar yerleri mevcuttur. Ortaya çıkarılan dikme yerleri söz konusu alanın üstünün ağaç dikmelere dayanan bir üst yapıyla kapandığına işaret etmektedir. Aynı alanda erzak küpleri; öğütme taşları; taş kaplar ve çanak çömlekler ele geçmiştir. İki tanrıça heykelciği ile stilize boğa boynuzu şeklindeki iki nesne bu alanın kutsal bir mekan olarak yorumlanmasına neden olmuştur [Silistreli 1991a:95-96]. Bu yapının altında II. yapı katına ait ince ve özenle sıvanmış duvarları ve tabanıyla bir mekan ortaya çıkarılmıştır. Mekanın bir bölümünün kiler olarak kullanıldığını gösteren in situ buluntular ele geçmiştir. İlginç bir yapı öğesi ise kerpiçten yapılmış sıvalı bir bacadır [Silistreli 1991a:97]. Aynı katta kült yeri ya da mabed olarak yorumlanan yapı; dikdörtgen planlı; düzgün eşikli; kapılıdır. İki bölmeli bu kült yeri/mabedin içinde; bir banket üzerinde; özenle dizilmiş boğa ve inek kemikleri ile boynuzları bulunmuştur. Aynı yerde ele geçen ve yapının kült yeri olarak yorumlanmasına neden olan kabartmalı bir kap parçasının üzerinde ince uzun gövdeli; sivri başlıklı; bir elinde asa tutan tanrı olabilecek bir insan figürü yer almaktadır [Silistreli 1989a:62]. Köşk Höyük II. yapı katı mimari özellikleri I. kat özelliklerine benzemektedir: İkisi bir bütün olarak değerlendirildiğinde yapıların özenle örülmüş; keskin köşeler yapan oldukça yüksek taş temelli; kerpiç duvarlı; dörtgen planlı ve bölme duvarlı oldukları görülür. Tabanlar ve duvarlar içten ve dıştan özenle sıvalıdır. Tabanlar üzerinde fırın; ocak; tandır; söve; öğütme taşı; kap kacak gibi yapı öğeleri ve buluntular in situ durumda ele geçmiştir. Mekan dolgularında rastlanan kömürleşmiş kalıntılar; yapıların Orta Anadolu'da rastlanan tarzda ağaç hatıllar; hasır; buğday sapları ve toprakla kapatıldığına dair bilgiler sağlamaktadır [Silistreli 1985a:32]. 1987 yılı kazılarında Köşk Höyüğün dörtgen planlı yapılarının yanısıra taş blokaj üzerine oturan iki yuvarlak planlı yapının ortaya çıkarıldığı bildirilmekte; ancak hangi yapı katına ait olduğu belirtilmemektedir [Silistreli 1989a:61; 1990a:91]. 2002 yılı kazılarında höyükte biri kuzeybatı-güneydoğu; diğeri kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanan iki sokak olduğu anlaşılmıştır. Bu sokakların bir yanına; bitişik olarak inşa edilen yapılar bir oda ve depodan oluşan bir planın farklı ölçülerdeki uygulamalarıdır [Özkan et al. 2004:201]. 2004 yılı çalışmaları; Demir Çağı kalıntılarının bulunduğu yolun kenarındaki geniş alan ve evlerin arasındaki patika/yol olmak üzere iki alanda yapılmıştır. IV ve V. tabakalara bir sondajda ulaşılmıştır. II. tabakada; ızgara planlı bir ek binası ve odalarının köşesinde kerpiç ambarlar olan bir evin tabanında çok sayıda buluntuya rastlanmıştır. Buluntular arasında açkılı çanak çömlek ve taş aletler vardır. Bu evin ve tüm tabakanın depremle yok olduğu düşünülmektedir. III. Tabaka'da üzerinde kırmızı boya ile yapılmış figürler bulunan bir duvar vardır. Bezemeler Hacilar çanak çömleği ile kıyaslanmıştır [cat.une.edu.au/page/kosk%20hoyuk 25.7.2006; 14:30]. 2005 yılı çalışmalarında höyüğün güneybatı kanadında I. kattaki Erken Kalkolitik Çağa tarihlenen VI. ev kazılmıştır. VI. ev; üç alt evreden (Ia-c katları) oluşmaktadır. Evin ikinci ve üçüncü yapılışı tamamen açığa çıkarılmış en alttaki evre kısmen saptanabilmiştir. En geç olan Ia evresi; Erken Hellenistik binasının yangın enkazı ve kalın bir yangın-kül tabakası ile tahribata uğramıştır. Ib evresinin taban seviyesinden 0.72 m yüksektedir. Daha önce bulunan ve evin Ib döneminde kullanılan duvarına 0.1 m uzaklıktaki fırın 0.3x0.5 m ölçülerindedir. Altı seramik parçaları ile döşenmiş tabanı düzgünce sıvalıdır. Bu kata ait bir kenarı tek sıralı iri; diğer kenarı iki sıra taş ve arkası kerpiçle belirlenen ocak; fırının hemen doğusunda yer almaktadır. İçi kalın gri-beyaz kül tabakası ile kaplı olan ocağın Ib tabanına yüksekliği 0.65 m dir. Ocak 0.40-0.35 m ölçülerindedir. Bu evreyi kuzeyde fırın ve ocak sınırlamaktadır. İlk evredeki evin batı ve olasılıkla doğu duvarının kullanımına devam edilmiştir. Kalın yangın tabakası ve üst yapıların enkazı dolayısıyla güney sınır tespit edilememiştir. Bu durum VI. evin bu geç evrede daraltılarak kullanıldığını göstermektedir [Öztan et al. 2007:530-531]. Ib evresi; VI. ev yerleşiminin güneybatı köşesindedir. Yamuk planı ile diğerlerinden ayrılır. Duvar genişliği kuzeyden güney doğru artmaktadır. Kuzey ve doğu duvarlarından farklı bir şekilde inşa edilen batı duvarı; ana kayaya yaslanarak yükseltilmiş; kimi yerlerde orta ve küçük boy taşlarla desteklenmiştir. Yapının daha önce açığa çıkarılan doğu ve kuzey duvarı yanındaki bazı donanımları arasında 0.80 m yükseklikte korunmuş 2.30 ve 1.80 m ölçülerinde bir fırın; kapı ile fırın arasındaki boşlukta kille yapılmış bir kap koyma yeri; doğu duvarı ortasında 0.80 m çapında bir ocak ile odanın ortasında 0.65 m çapında bir ısınma ocağı; kuzeybatı köşesinde çeyrek daire biçimli içi boynuzlarla dolu bir kil kutu bulunmaktaydı. VI. evin asıl odası; kuzey duvarına paralel olarak güneyden sınırlayan bölme duvarı ile ayrılarak ana oda kareye yakın bir plana getirilmiştir. Ana odanın batı duvarına bitişik bir seki vardır. Sekiye bitişik bölme duvarı yer yer ince kerpiçlerle yapılmış aralarında kalan kısımları çamurla birleştirilmiştir. Bunun hemen doğusunda doğu duvarına bitişik olan küçük taşlarla yapılarak çamurla sıvanmış dikdörtgen biçimli bir silo bulunmaktadır. Sekinin oda içindeki köşesine 0.40 m uzaklıkta tavanı taşıyan dikmelerden biri vardır. Bu dikmenin tabandan itibaren 0.40 m yükseklikte kille sıvanarak sağlamlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte çatıyı taşıyan bir başkası doğu kenarına bitişik fırının oda içindeki köşesindedir. Silo ve ara duvarla ayrılmış güneydeki depo karakterli iç mekan yamuk planlıdır. Doğu köşesi geç duvarın altındadır. Güneybatı köşesinde taşlarla sınırlandırılmış çeyrek daire biçimli bir bölme bulunmaktadır. Güney duvarına bitişik kısımda ise küçük bir ocak yer almaktadır [Öztan et al. 2007:533]. Ic evresi; evin depo kısmında Ib evresine ait küpler kaldırılıp çevresi temizlendiğinde bulunan duvar parçası önündeki iki dikme çukurundan tespit edilmiştir [Öztan et al. 2007:533]. VI. evin batı cephesi boyunca yanyana dizilmiş fırın ve ocaklar bulunmaktadır. Bazı ocakların birçok kez üstüste yapılmış ve onarılmış olması; bu ocakların uzun süre/evreler boyunca kullanıldığını göstermektedir. Sokağın ucunda; evin kuzeybatı köşesine 1 m uzaklıktaki büyük fırın 1.92 m çapındadır. Kubbe şeklindeki fırının batı kıyısı tahribata uğramıştır. Fırının içinde ağız kısmına yakın kısımda gabro; breş; hematit ve çakıldan oluşan 24 parça vuraç benzeri kayaç toplu halde bulunmuştur. Büyük fırının güneyinde; VI. evin batı duvarının dış cephesi boyunca dizili ocaklar ya ana kayaya oyularak ya da ana kaya üstü sıvanarak oluşturulmuşlardır. Büyük fırının hemen güneyinde yer alan ocak yeri ana kayaya kazılarak hazırlanmıştır; güneyinde bulunan iki sıra halindeki en az sekiz ocak yeri değişik formlarda; büyüklükte ve derinliktedir. Güneye doğru hafif eğimle alçalan ocaklı alanın batı kenarında birbirinden 1.60 m uzaklıkta; 0.35 m genişlikte çevresi düzgünce sıvanmış kareye yakın biçimli iki dikme yeri korunmuştur. Büyük fırının önündeki üçüncüsü ile bu dikmelerin IV. evden ocaklar üstüne doğru uzatılan hafif bir örtüyü taşıdıkları anlaşılmaktadır [Öztan et al. 2007:534]. Güney kanadında yapılan kazılarda kuzey yarıdaki tabanın bir bölümü kaldırıldığında hemen altından Erken Kalkolitik Çağ; I. kata ait bir yapının duvarlarının bir kısmı ile ocak yerlerine rastlanmıştır. Doğu yönündeki üç ocaktan ikisi kille sıvanarak; biri küçük taşlardan örülerek yapılmıştır. I. katı diğer yapıları gibi kalın bir yangın dolgusu içindeki bu donanımlardan kuzeydeki ocak ana kaya üzerine oturmaktadır. Taş örülü ocağın hemen önündeki seki üstünde farklı ölçülerde üç kap yeri bulunmaktadır. Batı tarafta ise yapının kapı eşiğine ait bir parça korunabilmiştir [Öztan et al. 2007:535]. Doğu kanadında I. katta bir köşesi korunmuş duvarın kuzeyinde; bu odanın içinde olduğu anlaşılan duvara dayalı durumda; kenarları küçük kireçtaşı parçaları ile çevrilmiş; içleri beyaz kille düzgünce sıvalı beş silo yer almaktadır. Duvara yakın olan kısımları iyi korunmuş olmasına karşın; eğimli yüzeye doğru olan kuzey kenarları tahribata uğramıştır. Bu alandaki kazılarda höyük yüzeyinin hemen altında; I. kata ait bir yapının eğimli bir alanda olması nedeniyle ancak bir köşesinin korunabildiği anlaşılmıştır. Sarı bir kille örülmüş taş duvarın ait olduğu yapının tabanı da kısmen korunmuştur. Beyaz bir kille düzgün biçimde sıvanmıştır [Öztan et al. 2007:536]. Doğu kanadında III. kata ait odalar üstünde yer alan bir mimariye bağlanmayan bazı donanımların II. kata ait oldukları düşünülmektedir. Bu katta bir fırın; hemen kuzeyinde de sınırları tam olarak belirlenememiş; geçirdiği yangından dolayı kahverengine dönüşmüş bir taban parçası; tabanın doğusunda öncekinden daha büyük aynı özelliklere sahip bir fırın ile batısında I. kata ait bir çöp çukuru bulunmaktadır [Öztan et al. 2007:536]. Doğu kesimde III. kat yapıları zaman içinde değişikliklere uğramıştır. Kimi odalar duvarlarla ayrılıp küçültülmüş; bazen de bir oda evden ayrılıp yanına ilavelerle yeni konutlar elde edilerek kapı yerleri değiştirilmiştir. III. katın 1. evinde 4 ve 8 no'lu odalar arasında mevcut olan küçük kapının kerpiçten bir sekisi vardır. Kapının üstü; kerpiçlerin birbirine azar azar yaklaştırılması ile yapılmış bir kemerle son bulmaktadır. 4. odanın batı girişinin iç köşesinin altında taş döşeme bulunmuştur. Bu evde doğudaki 8. oda en az üç evre kullanılmıştır [Öztan et al. 2007:537-538]. III. kat II. evin iki odalı olduğu anlaşılmıştır. 5. odadan geçildiğinde kuzey duvarı boyunca bir seki; sağda güney duvarının tamamını kaplayacak bir ocak bulunmaktadır. Ocakla seki arasındaki taban üstünde bir soku; hemen yanında bir öğütme taşı ile ezgi taşı korunmuştur. [Öztan et al. 2007:538]. III. katın III. evi kuzey ve doğuya doğru genişlemektedir. İkisi küçük dört odası vardır. Yüzeye yakınlığı sebebiyle doğu kesimi fazlaca tahribata uğramıştır. Tabanın güney köşesinde bir kısmı 11 ve 12. odaların altına doğru devam eden 0.90 m çapında bir çöp çukuru bulunmaktadır [Öztan et al. 2007:538-539]. III. katın IV. evinde 2005 yılında yoğun taş ve kül çıkan 9. oda temizlenmiştir. Yamuk biçimli bu oda; evin ana odası olan 7. ye 6. oda ile birlikte sonradan eklenmiştir. Odanın erken evresinin 0.40 cm üstündeki geç evresine ait taban izleri doğu kısmında sağlam olarak korunmuştur. Erken evresinde; batı köşesinde bir seki; batı duvarına dayalı bir fırın ile kilden üç kutu bulunmuştur. Doğudaki kil kutu ile fırın arasında ortada bir soku ile bir çukur mevcuttur. Bu kutu ile ocak arasında; yassı taşların dik konulmasıyla yapılmış; ince bir ayırma duvarına açılan kapı ile küçük bir özel mekana girilmektedir [Öztan et al. 2007:539]. III. katın V. evinin asıl odası olan 16. odanın kuzeydoğu duvarı Ortaçağ mezarları tarafından kısmen tahrip edilmiştir. Kare planlı odanın kuzeybatı köşesinde bir seki; doğu köşesinde kilden büyük bir kutu vardır. Bu kutunun önünde önceki evrede var olduğu anlaşılan duvar sonradan kaldırılarak taban seviyesine kadar düzeltilmiştir. Düzeltilen bu kısmın üstü ve kil kutunun önüne düşmüş sıvalarda aşı boyası izlerine rastlanmıştır. Sekiye bitişik olan fırın kare biçimlidir.Bu geniş odanın güney köşesinde ikinci bir kutu ile doğu duvarı ortasında küçük bir seki daha bulunmaktadır. Bu odadan başka bir eve ait olması gereken 26. odaya geçilmektedir. Dikdörtgen planlı bu oda erken evrede 9 ve 16. odalarla ilişkili bir hol şeklindedir. Daha sonraki bir evrede bu holün kuzey ve doğusu kapatılarak ayrı bir odaya dönüştürülmüş ve orta boy taşlarla inşa edilmiştir. 26. odanın güneybatısında kalan ve IV ve V. evler arasında bulunan aralığın ise bir dönemde mezar olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bu kısma oval bir mezar çukuru açılmış; birey kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda; sağ tarafına hocker olarak yatırılmıştır. İskelete ve gömme sırasında yanına bırakılmış mezar hediyelerine dokunulmamış olmasına karşın; kafatası bulunmamaktadır. 2006 kazıları höyüğün güney; kuzey; doğu ve mekezinde olmak üzere dört ayrı alanda yürütülmüştür. Güney taraftaki kazılarda; güneybatıda; 1995-96 yılında kazılan I. tabaka döneminde yerleşimin kuzeybatısından güneybatısına doğru uzanan yolun kıyısındaki IX. ev ile 2004 yılında kazılan güneybatı köşedeki VII. evin arasında kalan VIII. evde yapılan çalışmalarda bu evin de komşuları gibi dikdörtgen planlı olduğu anlaşılmıştır. İki uzun duvarı komşuları ile ortaktır. Eve; yerleşimin güneye doğru yükselen batı kenarındaki yoldan bir basamakla girilmektedir. Bu ev de I. tabakanın bütün konutları gibi geçirdiği yangından sonra yenilemelerle tekrar kullanılmıştır. Yangın sonrasındaki geç evrede doğu duvarı 1.40 m içeri çekilerek daraltılmış; girişin bulunduğu batı duvarı korunarak evin iç avlusuna dönüştürülmüştür. Bu daraltma sırasında erken evre evinin büyük bölümünü içine alacak şekilde neredeyse yuvarlak bir mekan oluşturulmuştur. Odanın ortasında yer alan erken evrenin ısınma ocağı yenilenerek bu dönemde de kullanılmıştır. Bunun kuzeyine bu evrede bir ocak daha yapılmıştır. Kalınlığı 10 cm ile 15 cm arasında değişen bir çamur duvar bu evre evinin batı duvarını sınırlamıştır. Böylece ilk evre evi ile aynı yöndeki giriş yaklaşık 2 m geriye çekilmiştir. Geç evre girişinin hemen güneyine; avlu içine açılan bir çukur ise çöplük olarak kullanılmıştır [Öztan et al. 2008: 117-118]. Güneydeki çalışma alanındaki mevcut yapılar; I. tabaka zamanında; kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanan yerleşimin ikinci büyük sokağının kenarındaki evlerin arkasındaki sıraya aittir. IV ve V. evlerin araksına gelen G1 evi; küçük bir geçitteki yüksek bir basamak ile V. evle de bağlantılıdır. Bu geçidin hemen içindeki dibek biçimli mil taşı burada bir kapının varlığını kanıtlar. mekanın tamamı kesif bir yangın sonunda göçen düz damın kamışalrı ile kaplıdır. Bu dolgu altındaki evin donanımları; kuzeybatı köşesinde çeyrek daire biçimli kil bir silo; hemen önünde iki dikme yeri; güneybatı duvarına bitişik duurmdaki 40 cm yükseklikteki seki ve hemen önündeki bir fırındır [Öztan et al. 2008:118]. Höyüğün kuzeyinde I. tabakada XXII. ev olarak adlandırılan ve Ortaçağ mezarları ve erozyon nedeniyle kuzey duvarı ve büyük odasının yarısının tamamen; doğu duvarının da kısmen yok olduğu bir ev ortaya çıkarılmıştır. Genel hatlarıyla I. tabaka konutlarına benzeyen bu ev de bir büyük oda ve onun arkasındaki depodan oluşmaktadır. Büyük odada seki; iki kil kutu; bir küçük depo ve ortada ısınma ocağı bulunmaktadır. Tavanı taşıyan dört dikmeden üçünün yeri korunmuştur. Diğer evlerde giriş yanındaki duvara oyulmuş niş; XXII. evde büyük odadaki küçük deponun içinde yer almaktadır [Öztan et al. 2008:119]. Höyüğün kuzeyinde III. tabakada kuzey yönüne paralel inşa edilmiş; birbiriyle bağlantılı dört oda aynı eve aittir. Kuzeydeki ince uzun dikdörtgen planlı mekan evin dışa açılan asıl odasıdır. Kuzeybatı köşesinde bir seki; güneybatı köşesinde diğer odaya geçilen yüksek basamağın kıyısında çeyrek daire biçimli ikinci bir seki bulunmaktadır. Batıda birbiriyle bağlantılı iki küçük oda; güneyde ise ana oda uzunluğunda üçüncüsü bulunmaktadır [Öztan et al. 2008:120]. Höyüğün doğusunda ortaya çıkarılan III. tabakaya ait dört odalı evin kuzey kenarı Ortaçağ mezarları nedeniyle tahrip olmuştur. Evin büyük odası seki; fırın; ocak yeri ve değirmen taşlarına sahiptir. [Öztan et al. 2008:120]. Höyük merkezinde III. tabakaya ait bir evin iki odası saptanmıştır. Bunlardan büyük odanın iki evreli olduğu anlaşılmaktadır. Büyük odada kuzeybatı köşede bir ocak; güneydoğu köşede bir kil kutu ve hemen yanında ufak bir işlik bulunmaktadır. Bu odanın güney duvarı kapı hizasından güneye doğru bir niş yapacak şekildedir. Güneydeki kapıdan dikdörtgen biçimli 2. odaya geçilmektedir [Öztan et al. 2008:122]. Höyük merkezinde IV. tabakada açmanın büyük kısmındaki düz zeminde doğuda küllü; batıda sarı toprak karışık küllü bir dolguda ele geçen buluntular nedeniye bu kesimin boncuk yapım işliği olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bu kesimdeki önemli bir mimari kalıntı; alanın batısında IV. tabakaya ait bir evin duvarlarından birine bir kenarından eklenmiş ovale yakın yuvarlak bir yapıdır. İnce çamur sıva ile yapılmış bir duvarla ortasından ikiye ayrılmıştır. 1.80 m yükseklikte korunmuş bu yapının herhangi bir girişi bulunmamaktadır. Köşk Höyük'te ilk kez karşılaşılan bir tipteki bu yapının işlevi tam olarak belirlenememiştir. [Öztan et al. 2008:123]. 2007 yılında höyüğün güneyindeki Erken Kalkolitik Çağ'a ait I-J/12-13 plan karelerde yapılan çalışmalarda geç devir enkazı ile de karışmış büyük bir taş yığını şeklindeki dolgunun altında iki ocak ve bir silo saptanmıştır [Öztan et al. 2009:313-314]. Kuzey ve kuzeydoğudaki açmalarda da Neolitik ve Kalkolitik dönemlere ait yapılar incelenmiştir. 24. ev olarak adlandırılan konut da 1. katın diğer evleri gibi bir büyük oda ve onun arkasındaki depodan oluşmaktadır. Korunan kısmı ile büyük odada doğu duvarı ortasında bir ocak, bunun hemen güneyinde içinde ezgi taşlarının bulunduğu küçük bir bölme, onu sınırlayan 60 cm yükseklikte üstünde in situ iki öğütme taşı bulunan 1.00x0.45 cm'lik bir seki bulunmaktadır. Bu odadan 65 cm'lik bir açıklıktan güneybatıdaki depoya geçilmektedir [Öztan et al. 2009:315]. 2008 yılında, I. tabakada F8 plan karesinde ortaya çıkarılan bir duvar parçasının ait olduğu yapıya ait güney ve onu kesen doğu duvarı köşesinde bir seki ile tabannın bir kısmı korunmuştur. Bu tabanın altından itibaren II. tabakaya ait bir yapı da parçalar halinde korunabilmiş, donanımlarından ocak dışında bir şey kalmamıştır [Öztan et al. 2010: 255]. 2009 yılında K/10-11 plan karelerinde ortaya çıkarılan geç dönem yapılarının İlk Kalkolitik Çağ'a ait I. tabakanın bu alandaki 2. evinin güney duvarı ve güneydoğu köşesini büyük ölçüde tahrip ettiği ortaya çıkmıştır. Yapı, komşuları ve I. tabakada karşılaşılan binalarla aynıdır. Eve giriş, güneybatı yönünden geçen sokaktan 100 cm genişlikteki kapı ile ve komşularında olduğu gibi bir basamakla inilerek sağlanır. Evin ilk inşa evresinde hafif yamuk planlı ana odada kuzeybatıda çeyrek daire biçimli bir kil kutu ile kuzeydoğuda bir fırın yer almaktadır. Ana odadan depoya geçişte iki yanda yer alan söve taşları bu kısımda depo tarafına açılan bir kapının varlığını gösterir. Depo tabanında kap oturtmaya yarayan çukurlar buranın işlevini göstermektedir. I. tabakanın 3. evinin 2. evle ortak ve sokağa doğru taşan kuzeydoğu duvarının bir kısmı ile kuzeydeki ön duvarın kapıya kadar olan 3 m'lik kısmı korunmuştur. Ana odanın korunan kısmında kilden bir kutu, bir ısınma ocağı ve depo duvarına dayalı bir seki vardır [Öztan-Açıkgöz 2011:138-140]. Çanak Çömlek: Köşk Höyük Kalkolitik çanak çömleği el yapımıdır; çoğunluğunu siyah; koyu gri; açık ve koyu kırmızı hamurlu tek renkli mallar oluşturur. II. tabakada az sayıda olmakla birlikte açık renk üzerine kırmızı; kahve ve siyah renklerle geometrik bezemeli çok renkli çanak çömleklere de rastlanmaktadır. Çok sık olmamakla birlikte dolgu yöntemiyle yapılmış geometrik bezemeler de görülmektedir. Biçimler; kulplu kulpsuz kaseler; maşrapalar; dörtgen kaplar/kutular; uzun boyunlu dışarıya doğru genişleyen ağız kenarlı; yuvarlak geniş karınlı düz dipli vazolar; çeşitli boyutlarda erzak küplerinden oluşur; mama kabı olarak yorumlanan ve özellikle çocuk mezarlarında ele geçen kaplar azımsanmayacak sayıdadır. Köşk Höyük çanak çömleğinde I. ve II. yapı katlarında rastlanan yüksek kabartma olarak yapılmış insan ve hayvan figürlü kapları olağan dışıdır: İnce bir işçilik gösteren kaplar üzerindeki kabartmalarda ana tanrıça; tanrı; insan; bitki ve boğa; keçi; eşek; antilop; geyik; yılan; koç; kaplumbağa ve kuş gibi çok çeşitli hayvanlar betimlenmiştir. Kimilerinin; saçları rüzgarda savrulan tanrıça kabartmasında ya da elleri belinde betimlenmiş tanrıça figüründe olduğu gibi stilize; kimilerinin ise bir dağ keçisi örneğinde olduğu gerçekçi üslupla yapıldıkları saptanmıştır. Bazı figürlerin içlerinin beyaz boya ile doldurulmuş oyuklarla bezeli olduğu görülmektedir. Bazı kabartmalarda ise küçük obsidiyen parçalarının kakma olarak yapıldığı (yılan gözlerinde) görülür. Söz konusu kapların; vazoların belirli günlerde yapılan dini törenlerde libasyon kapları olarak kullanıldıkları düşünülmektedir. 2004 yılı çalışmalarında III. Tabaka'dan kabartma bezemeli birkaç vazo çıkartılmıştır. Bezemelerde; elleri birbirine bağlı (kağıt bebekler gibi) üç dansçı; ok ve yay tutarak arka ayağı kapana takılmış bir hayvanla karşı karşıya bir avcı ve steatopik bir kadın figürü vardır. II. Tabaka'daki siyah; kahverengi ve kırmızı açkılı çanak çömlek arasında ele geçen silindir ayaklar üzerindeki tabaklar tek parça gibi yapılmıştır [cat.une.edu.au/page/kosk%20hoyuk 25.7.2006; 14:30]. 2005 yılı çalışmalarında VI. evin Ib evresinde tabandan 0.5 - 0.6 m yüksekten itibaren yerinde kırılmış çok sayıda kap; parçalar halinde ele geçirilmiştir. Çoğunluğu koyu gri-siyah ve kırmızı perdahlıdır [Öztan et al. 2007:532]. Ib evresindeki ana aodanın batı duvarına bitişik sekinin üstünde yerinde kırılmış en az üç tam kaba ait parçalar; sekinin doğu kıyısında şişkin karnı sekiye dayanmış iri bir küp ve doğusunda çevresi çamurla sıvanarak ortası çukurlaştırılmış 0.26 m çapında bir kap yeri bulunmaktadır [Öztan et al. 2007:532]. Silo ve ara duvarla ayrılmış güneydeki depo karakterli iç mekanın güneybatı köşesindeki bölmenin kuzey kıyısına biri ona dayalı; diğeri sekinin dibine gelecek şekilde iki iri küp yerleştirilmiştir [Öztan et al. 2007:533]. Ic evresinden sadece Erken Kalkolitik Çağ'a ait kap parçaları ele geçmiştir [Öztan et al. 2007:533]. Güney kanadında yapılan kazılarda kuzey yarıdaki tabanın altındaki I. katta pişmiş topraktan iki minyatür kap bulunmuştur [Öztan et al. 2007:535]. Doğu kanadındaki kazılarda I. kata ait yapının geçirdiği ağır yangını yansıtan küllü toprak içinde siyah renkli; yuvarlak dipli ve yumurta gövdeli orta boy küplerin parçası bulunmuştur [Öztan et al. 2007:536]. III. kata ait I. evin 8 no'lu odasının bir kısmı da katılarak yapılan 13 no'lu odanın üstteki tabanının kaldırılarak evrelerin incelenmesi sonucunda ikinci evreye ait olan taban üstünde çizi ve nokta bezemeli kase parçaları ele geçmiştir [Öztan et al. 2007:537-538]. III. kat II. evdeki öğütme taşı ile ezgi taşı arasında taban üstünde çeşitli kaplar kırılmış halde bulunmuştur. Bu kaplar koyu kırmızı; kahverengi meyvelikler; basık boyunlu bir çömlek; biri dik kulplu diğerleri kulpsuz geniş çanaklar ile küçük bir kasedir. Devrin özelliği olarak bazılarının üzerlerinde basit kabartma bezemeler vardır [Öztan et al. 2007:538]. III. katın IV. evinde 9. odanın geç evresinde biri sağlam durumda küçük bir tabak olmak üzere yerinde kırılmış parçalar bulunmuştur. Çoğunluğu uzun boyunlu vazo biçimli kaplara ait parçaların bir kısmı kabartma ve boya bezeklidir. Bunların arasında kabartma güneş ve hilal motifli olanlar da yer almaktadır [Öztan et al. 2007:539]. III. katın V. evinin üç odasından 22 no'lu odasının erken evresine ait tabanının tamamı yerinde kırılmış kaplarla örtülmüştür. Bunlardan kazı sezonunda sadece bir küp; ikişer vazo ve çanak tümlenebilmiştir [Öztan et al. 2007:539-540]. 2006 yılında güney bölüm kazılarında; güneybatıda ortaya çıkarılan I. tabakaya ait VIII. evde sağlam durumda çanak ve kapak ile kırılmış durumda çok sayıda kap bulunmuştur [Öztan et al. 2008:118]. Höyüğün kuzeyinde III. tabakadaki dört odadan oluşan evde en dipteki dışında bütün odalarda çömlek; çanak; meyvelik bçimli kaplar tamamı kıırlmış durumda tüm tabana yayılmış ıolarak bulunmuştur. İçlerinde az sayıda kabartmalı ve boya bezekli olanlar da mevcuttur [Öztan et al. 2008:120]. Höyük merkezinde III. tabakadaki evlerden I/10 plan karesindeki evin temizliği sırasında bulunan kırılmış çanak çömleklerin çoğunluğu tek renkli ve astarlıdır. Bunların yanında az sayıda parça kabartma ve ensiz bezemelidir [Öztan et al. 2008:122]. 2009 yılında K/10-11 plan karesinde I. tabakadaki 2. evde deponun güneydoğu köşesindeki kabın altında ağız kenarı taban seviyesine gelecek şekilde taban altına gömülmüş iri bir küp belirlenmiştir. Geniş ağızlı, dik uzun boyunlu, yumurta gövdeli ve sivri diplidir. Karın genişliği üzerindeki karşılıklı dört kulpu ikişer ikişer olarak birbirine yakın durumda gövdeye bağlanmıştır [Öztan-Açıkgöz 2011:139]. Kil: I. yapı katının kil buluntuları arasında; kutsal mekan olarak yorumlanan alanda ortaya çıkarılan biri oturur; diğeri ayakta betimlenmiş iki tanrıça heykelciği ve boğa boynuzu biçimli pişmiş topraktan iki nesne ilginç buluntulardandır. Heykelcikler II. kat örneklerine oranla daha stilize bir üslupta yapılmıştır [Silistreli 1991a:95-96]. II. yapı katında ortaya çıkarılan ayakta duran ve oturur vaziyette betimlenmiş heykelcikler; kırmızı aşı boyalı baş parçası [Silistreli 1989d:408] gibi buluntuların yanısıra uzun başlıklı; çekik gözlü; dolgun yanaklı; hafifçe gülümseyen; ellerini göğsünde kavuşturmuş; oturan bir tanrıça heykelciği ise bir mezar buluntusudur [Silistreli 1990a:92]. Aynı katın yangın geçirmiş bir yapısında taban üstünde stilize boğa başlarını andıran tutamaklı pişmiş topraktan sacayakları [Silistreli 1985a:32]; aynı kata ait bir taban üzerinde bulunan akı ve göz bebeği açık ve koyu renklerle belirlenmiş bir gözün yarısı [Silistreli 1991a:97]; bir çocuk mezarında mezar armağanı olarak bırakılmış dörtgen biçimli; ayaklı bir kasenin yanındaki kaşık; Köşk Höyük'ün zengin ve olağan dışı kil buluntulardan bazılarıdır. 2005 yılında doğu kanadındaki kazılarda I. katın özelliklerine sahip pişmiş topraktan bir tanrıça figürini ele geçmiştir [Öztan et al. 2007:536]. III. kata ait I. evin 8 no'lu odasının bir kısmı da katılarak yapılan 13 no'lu odanın üstteki tabanının kaldırılarak evrelerin incelenmesi sonucunda daI. verede yıkıntı taş enkaz içinde pişmemiş kilden bir tanrıça figürinine ait parça bulunmuştur [Öztan et al. 2007:538]. III. katın V. evinin üç odasından 22 no'lu odanın kapısı yanında kilden yapılmış büyük bir kutu bulunmaktadır. 2006 yılında höyüğün kuzeyinde IV. tabakada yapılan kazılarda ortaya çıkan boncuk yapım işliğinde çoğu turkuaz boyalı pişmiş toprak boncuklar bulunmuştur [Öztan et al. 2008:123]. 2008 yılında Erken Kalkolitik döneme ait kilden bir tanrıça figürini ele geçmiştir [Öztan et al. 2010:254]. Yontma Taş: Yontma taş aletlerin çoğunluğunu obsidiyen oluşturmakla birlikte çakmaktaşından da yararlanılmıştır. Hançerler; bıçak; ok ve mızrak uçları özenli işçilik göstermektedir. Delici ve kesici aletlerin yanısıra işlenmeye hazır obsidiyen kütleleri bulunmuştur. Sürtme Taş: I. yapı katına ait kült yeri olarak yorumlanan alanda ve yapıların tabanları üzerinde in situ durumda havan ve havan elleri; öğütme taşları; söve taşları ve taş kaplar bulunmuştur [Silistreli 1987:174; 1991a:95]. Zengin mezar buluntuları arasında minyatür bir idol ve çeşitli boncuklar; diğer taş buluntuları oluşturur [Silistreli 1990a:92]. II. yapı katında kerpiçten yapılmış sıvalı bacanın içinde bulunan taştan yapılmış minyatür bir insan ayağı ilginçtir [Silistreli 1991a:97]. Kemik/Boynuz: I. katın bir tabanı üzerinde ele geçen kemik açkılama aleti ilginçtir. II. yapı katına ait kült yerinde dizilmiş halde boğa ve inek kemik ve boynuzları bulunmuştur; ancak bunların üzerinde herhangi bir insan müdahalesi olup olmadığı belirtilmemektedir [Silistreli 1990a:92]. 2005 yılı çalışmalarında VI. evin Ia evresindeki fırının 0.5 m güneyinde; duvar kenarında iri bir boynuz ele geçirilmiştir [Öztan et al. 2007:531]. Ib evresinde de hayvan kemikleri; boynuzları; işlenmiş kemik ile kemik artıkları ile işlenmiş olarak biri geyik boynuzundan iki sap; kemik bız yer almaktadır. [Öztan et al. 2007:532] Güney kanadında yapılan kazılarda kuzey yarıdaki tabanın altındaki I. katta kemikten üç bız ve boynuzdan bir sap bulunmuştur [Öztan et al. 2007:535]. 2006 yılında güneybatıda ortaya çıkarılan VIII. evde kemikten 11 adet bız ele geçmiştir [Öztan et al. 2008:118]. İnsan Kalıntıları: Kalkolitik yerleşme yapılarında taban altına açılmış toprak mezarlar; ölü gömme geleneğinin yerleşme içi olduğunu göstermektedir. Çocuk ve yetişkinlere ait mezarların tümünde mezar kapları; boncuklar; obsidiyen aletler gibi çeşitli armağanlar bulunmuştur. İlginç bir buluntu II. yapı katına ait bir taban altında ortaya çıkarılan mezarda ele geçen uzun başlıklı; çekik gözlü; ellerini göğsünde kavuşturmuş oturan bir tanrıça heykelciğidir. Aynı yapı katına ait bir yapının taban altında ise; üstüste tahrip olmuş bebek mezarları ortaya çıkarılmıştır. Köşk Höyüğün Neolitik Çağ yapı katlarından bilinen Atakültü'nün (Kafatası saklama geleneği) II. yapı katında da süregeldiği bildirilmektedir [Silistreli 1991a:97]. 2002 yılında I. ve II. yapı katlarına ait 30 mezar açığa çıkartılmıştır [Öztan et al. 2004:201]. 2005 yılı çalışmalarında VI. evin Ia evresinde ocak ve fırın kaldırıldığında ocaktan 0.5 m derinlikte VI ev'in batı duvarı içine gelecek bir kısımda bir bebek mezarına rastlanmıştır. Bu toprak mezara bebek hocker tarzda gömülmüş; yanına birşey bırakılmamıştır (Öztan et al. 2007:531). Ib evresinde deponun güney duvarı ortasında gövdesinin tamamı taban altına gömülmüş bir kabın parçaları korunmuştur. İyi pişirilmemiş olan bu kabın içinde çok bozulmuş durumda bir bebeğe ait kemik parçaları ele geçirilmiştir [Öztan et al. 2007:533]. Ic evresinde ana kayaya yanyana açılan çanak şeklindeki çukurlardan birinin kille sıvanarak mezar haline getirildiği ve buraya bir bebek gömüldüğü tespit edilmiştir [Öztan et al. 2007:533-534]. Doğu kanadında I. katta bir köşesi korunmuş duvarın kuzeyinde bulunan siloların en kuzeyde ve yüzeye en yakın olanı daha sonra mezar olarak kullanılmıştır. Silonun dibine konmuş bebek sol tarafına hocker olarak yatırılmış; yanına hediye bırakılmamıştır [Öztan et al. 2007:536]. III. katın V. evinde; 26. odanın güneybatısında kalan ve IV ve V. evler arasında bulunan aralığa oval bir mezar çukuru açılmış; birey kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda; sağ tarafına hocker olarak yatırılmıştır. İskelete ve gömme sırasında yanına bırakılmış mezar hediyelerine dokunulmamış olmasına karşın; kafatası bulunmamaktadır. İskelet 15-16 yaşlarında; iskelet üzerinde saptanabilen herhangi bir sağlık sorunu olmayan bir erkeğe aittir. Bireyin bir süre açıkta tutulduktan sonra yumuşak dokularının büyük ölçüde çürümesinin ardından kafatasının özenle alındığı anlaşılmaktadır. Bu işlem sırasında boyun omurları zarar görmemiştir. Kafatası alınırken sadece üst çenedeki diş yuvasından düşmüş; gövde ile birlikte kalmıştır. Birey gömüldüğü sırada; kalçasının yanına bir çanak; kolları önüne biri kabartma hayvan başı bezekli iki küçük vazo mezar hediyesi olarak bırakılmıştır [Öztan et al. 2007:540-541]. 2006 yılında höyüğün kuzeyinde XXI. evin duvarı dibinde bulunan toprak mezar I. tabakaya aittir. Bugünkü yüzeyden ancak 10 cm aşağıda olması nedeniyle çok yıpranmış olan bu mezar antropolojik belirlemelere göre 14-15 yaşlarındaki bir gence aittir. Hocker olarak yatırılan gencin üstüne büyük ölçüde aşı boyası dökülmüştür. En az üç sıra halinde 2 mm çapında boncuklardan olan kolyesi; iki bileğindeki aynı tarz boncuklardan yapılmış bilezikleri ile birlikte gömülmüştür. Yanına ayrıca sileks bir ilgi de bırakılmıştır. Taş ve pişmiş topraktan yapılıp boyanmış bu boncuklar arasında az sayıda bakırdan yapılmış olanlar da vardır [Öztan et al. 2008:119]. Höyük merkezinde II. tabakaya ait olan sekinin kaldırılması esnasında II. tabaka yapısının temelleri hizasında kil sıvalı kafatası grubu ortaya çıkarılmıştır. 2000 yılında ortaya çıkarılanlardan yaklaşık 30 cm aşağıda olan bu erken gömmeler; II. tabaka evi sekisinin kuzey kenarı boyunca uzanan duvarına kireç taşından 2 cm kalınlığındaki ince levhalardan yapılmış 40 cm'lik kutu biçimli bir boşluk içine yerleştirilmiştir. Bunlardan batıdan itibaren üç tanesi birbirine yapışmış; batıdaki dördüncü birey ayrı olarak konmuştur. Kafataslarının doğrudan evin tabanı üzerine konduğu anlaşılmaktadır. Hemen yanlarına gelecek biçimde pişmiş topraktan aşı boyalı bir figürin parçası; üçü tam; biri parça halinde iki çanak; birer fincan ve meyvelikten oluşan dört kap; bir kemik alet hediye olarak bırakılmıştır. Tek bireyin yüzü kil sıva üstüne dökülmüş aşı boyası ile kaplıdır. Saptamalara göre 30-35 yaşlarında bir erkeğe ait olan kafatasının; eski yakın doğudaki benzerlerinden farklı olarak kil sıvamanın dişleri çıakırldıktan sonra yapıldığı anlaşılmıştır [Öztan et al. 2008:121]. 2007 yılında yapılan kazılarda Erken Kalkolitik Çağ'a ait 11 adet mezar bulunmuştur. Bunların sekizi bebek, ikisi çocuklara aittir. Bu katın tek yetişkini 24. evin deposu içindeki küp içine bırakılmış ve sadece kafatası saklanmış olandır. Mezarlardan sadece 1 bebeğin yanına ucu kırık obsidiyen bir ok ucu bırakılmıştır [Öztan et al. 2009:319]. Hayvan Kalıntıları: I-V. tabakalarda bulunan çeşitli hayvanlar evcil ve yabani türlerdedir. En yaygın olan hayvan koyun/keçidir. Bunları çokluk sırasıyla yabani at; sığır; yabani eşek; tavşan; geyik; köpek; domuz; tilki; ayı ve küçük etçiller takip etmektedir. İlk belirlemelere göre sayısal olarak en fazla koyun/keçi bulunmasına karşın etinden en fazla yararlanılan hayvanlar inek/sığır ve attır [Öztan et al. 2007:542]. Diğer: II. yapı katına ait bir taban üzerinde deniz kabuğundan yapılmış boncuklar bulunmuştur [Silistreli 1991a:97]. 2005 yılı çalışmalarında güney kanadında yapılan kazılarda kuzey yarıdaki tabanın altındaki I. katta hematitten bir perdah taşı ve akikten yapılmış domuz başı şeklinde bir kolye tanesi ele geçirilmiştir [Öztan et al. 2007:535]. |
Kalıntılar: |
Yorum ve tarihleme: Köşk Höyük; obsidien yatakları açısından son derece zengin bir bölgede yer almaktadır. Neolitik ve Kalkolitik dönemlerde maden kadar önemli bu malzeme nedeniyle Köşk Höyük'ün gerek Anadolu'nun gerekse Mezopotamya'nın çağdaş merkezleriyle ticari ve kültürel ilişkiler içinde olduğu ve bu ticaretin sağladığı zenginliğin Köşk Höyük kültüründe de izlendiği bildirilmektedir. Üç tabakasıyla bir bütün olarak ele alındığında Köşk Höyük yerleşmesinin; Doğu Çatalhöyük İlk Neolitik'inin en geç tabakalarıyla; Batı Çatalhöyük; Can Hasan; Hacılar kültürlerinin İlk Kalkolitik dönemleriyle paralellik ve çağdaşlık gösterdiği bildirilmektedir [Silistreli 1989c:374; 1990b:46; 1991:99]. Kazı öncesinde yapılan yüzey toplamalarından elde edilen çanak çömlek özelliklerine göre; Köşk Höyük'teki en geç yerleşmenin İlk Tunç Çağı'na [Todd 1980:42]; dolayısıyla Köşk Höyük II'nin ise Son Kalkolitik'in son dönemlerine tarihlenebileceği önerilmektedir [Summers 1993:29-30]. 2005 yılı çalışmalarında VI. evin Ib evresindeki asıl odada bulunan sekinin oda içindeki köşesine 0.40 m uzaklıktaki tavanı taşıyan dikme yapı ile birlikte yandığı için iyi korunmuş durumdadır. Bu örnek çatıyı taşıyan dikmelerin taban altına açılan çukurlara yerleştirilerek yapıldığını; burada olduğu gibi bazılarında taban üstündeki bölümlerinin kille sıvanarak sağlamlaştırıldığını göstermektedir [Öztan et al. 2007:533]. VI. evin Ib evresinde depo odasında taban seviyesinde yoğun olarak yanmış saman kalıntılarına rastlanmıştır. Bunlardan alınan örneklerin Arizona Üniversitesi laboratuarında yaptırılan 14C analizinin sonucu kalibre edilmiş olarak MÖ 5211+-84'tür [Öztan et al. 2007:533]. Doğu kanadında yapılan kazılarda III. katta aynı oda içindeki her birinin üstünde çok sayıda yerinde kırılmış kap bulunan birden fazla tabanın bulunması bu değişikliklerin bir kısmının genel bir yıkımdan kaynaklanmış olabileceğini göstermektedir [Öztan et al. 2007:537]. |