©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Liman Tepe

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Liman Tepe
Türü:
Höyük
Rakım:
0 m
Bölge:
Ege
İl:
İzmir
İlçe:
Urla
Köy:
Merkez
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
Son

     


Yeri: İzmir il merkezinin batı-güneybatısında; Urla ilçe merkezinin kuzeyindeki İskele Mahallesi'nde; modern limanın doğusunda; Karantina Adası'nın güneyinde; tam karşısındadır. Bu yerleşme yerine İzmir-Urla karayolundan Urla iskelesine doğru ayrılan karayolu ile ulaşılmaktadır. Karayolu tepenin tam üzerinden geçerek [Erkanal 1996:res.6]; tepeyi doğu-batı istikametinde kesmiştir.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Urla'nın kuzeyinde bulunan kıyı ovası büyük bir olasılıkla bir uzun koyun sonradan dolması sonucu oluşmuştur. Önce bir kum setiyle denizle ilişkisi kesilen koy; Zongurlu ve Kocadere çaylarının getirdiği alüvyonlar sonucu bir birikinti ovasına dönüşmüştür. Bu dönüşüm sırasında deniz içindeki doğal bir kaya grubu anakaya ile birleşerek bugün Liman Tepe'nin bulunduğu yarımadanın ortaya çıkmasına neden olmuştur. Yarımada; kuzeyinde bulunan kayalık yüzünden kuzey rüzgarlarına kısmen kapalıdır. İzmir Körfezi'ne doğru uzanan kayalık çıkıntının iki uç yanının doğal liman oluşu ve özellikle körfezin deniz ticaretine uygun şartlar taşıması; bu yerin Son Neolitik Çağ'dan itibaren iskana maruz kalmasının en büyük nedenlerindendir. Güneydeki bereketli kıyı ovası yerleşiklerin olasılıkla gıda ihtiyaçlarını karşılamıştır [Erkanal-Günel 1996:306]. Antik Klozamenai kentinin; tarihöncesi yerleşmelerin yıkıntılarından oluşan tepeyi bir akropol gibi kullanarak hemen güney kesiminde yer alışı; bu alandaki yerleşme tarihini Roma Dönemi'ne kadar devam ettirmektedir. Antik isimlerin çok kez tarihöncesi isimlerden çıktığı düşünülürse; yerleşmenin MÖ 3. bin yıl isminin antik çağ ismine benzeyen bir isimde olduğu ileri sürülebilir. Limantepe; kıyıdaki ve yakın çevresindeki yazlık yapılarla kısmen tahrip edilmiştir. Üzerinden geçen çağdaş asfaltın güzergah değiştirmesi için de kazı başkanı tarafından girişimde bulunulmuştur.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: Liman Tepe'yi bir tarihöncesi yerleşme olarak bilim dünyasına ilk defa E. Akurgal duyurmuştur [Akurgal 1950:4]. Klazomenai antik kentinde 1979 yılında G. Bakır ve Ç. Anlağan yönetiminde başlayan kazılar; akropol olma ihtimali ile Limantepe'yi de kapsamıştır. Özellikle 1980 ve 1981 yılı kazılarında çağdaş yolun güneyinde anıtsal bastion/kule bulunmuş; yerleşmenin İlk Tunç Çağı'ndaki önemi ortaya çıkmıştır [Bakır-Anlağan 1981:88; Erkanal-Erkanal 1983:163-183; Bakır 1983:64-65]. 1992 yılından itibaren H. Erkanal yönetiminde; yalnız Liman Tepe'yi kapsayan kazılar hala devam etmektedir. Karada yapılan bu kazılara; Hayfa Üniversitesi Recanati Deniz Bilimleri Enstitüsü'nün yürüttğü M. Artzy başkanlığındaki su altı kazı çalışmaları ve jeoloji araştırmaları da eklenmiştir. Klazomenai kenti ise 1921-22 yıllarından itibaren araştırılmaktadır.
Tabakalanma: Bu yerin ilk olarak Son Neolitik Çağı'nda yerleşim gördüğü; geç devir dolguları içinde ele geçen bazı çanak çömlek parçalarından anlaşılmaktadır. Orta Kalkolitik dönem ise karayolunun kuzeyinde açılan açmada bulunmuştur. İlk Tunç Çağı I. ve II. evresi sırasında yerleşim en şaşalı dönemini geçirmiştir. Yolun kuzeyinde açılan açmalarda İlk Tunç Çağı II. evresine ait dört; I. evresine ait iki yapı katı bulunmuştur. Güney kesimde ise şimdilik iki yapı evresi ya da tabakası mevcuttur. Orta ve Son Tunç Çağı yerleşimlerinin de İTÇ'ye nazaran daha büyüdüğü anlaşılmaktadır. OTÇ 5; STÇ ise 1 yapı katı içermektedir. Helen ve Roma dönemlerindeki Klazomenai kenti yapıları bu eski dönem yerleşme kalıntılarını kısmen örtmüştür. Antik kent güneye doğru yayılmıştır. Bu geç dönemlerde tepe kısmının genelde yapısız olduğu; buradaki tahribat derecesinin bir yerde az olmasına ve ancak bir iki sarnıç ve kuyuların varlığına dayanılarak iddia edilmektedir.
Buluntular: Mimari: Geç Kalkolitik Çağ'a (LMT VII tabakası) ait tabakalar kazı alanının kuzey yarısında açığa çıkarılmıştır. Bu alandaki yangın geçirmiş tabaka içinde kısmen korunmuş bir ocak veya fırın tabanı ortaya çıkartılmıştır. Fırın tabanı kırık seramik parçalarla döşenmiş ve üzeri kille sıvanmıştır. Alanda cüruf parçaları, pota ve maden zenginleştirme taşları bulunmuştur. 2014 yılında, 2004-2005 yıllarında ortaya çıkarılan yangın geçirmiş evin güney uzantısı saptanmıştır. 2014 kazı sezonunda elde edilen önemli bir sonuç ise kazı alanının batı ve doğu kenarlarında ortaya çıkartılan ızgara planlı iki yapıdır. İki yapının da tabanı yaklaşık 5 cm kalınlığındadır ve kille sıvanmıştır. Batıdaki yapının, yaklaşık 20 cm kalınlığında kerpiç duvarları olduğu anlaşılmıştır. Benzer yapılar yakınlardaki Bakla Tepe'den bilinmektedir. Bakla Tepe yapılarına göre daha küçük taşlarla inşa edilmiş olmaları ve uzun kerpiç duvarların taş temelli olmaması, Liman Tepe'de bu yapıların özel kullanımı olduğunu (depolama?) düşündürmektedir [Erkanal et al. 2016: 331-332]. Çanak Çömlek: LMT VIII'in yangın geçiren tabakasında bulunan buluntular arasında, kısmen korunagelmiş, tümlenebilir, beyaz boyalı, siyah perdahlı ve ince hamurlu bir çanak dikkat çekicidir. Ağız kenarında iç kısmı yatay çizgilerle bezenmiş ters üçgenler yer alan çanağın ağız kenarı üzerine ise aplike koç başları yapılmıştır. Bu çanağın hemen yanında siyah perdahlı testicik bulunması tüm bunların ritüel amaçlı olabileceği düşündürmüştür.
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme:


Liste'ye