©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi
|
|
|
|
Norşuntepe |
|
Çizimler için tıklayın... |
Fotoğraflar için tıklayın... |
Türü:
|
Höyük |
Rakım:
|
885 m |
Bölge:
|
Doğu Anadolu |
İl:
|
Elazığ |
İlçe:
|
Merkez |
Köy:
|
Alişam |
Araştırma Yöntemi:
|
Kazı |
Dönem:
|
Son Orta |
|
|
|
Yeri: Elazığ il merkezinin 26 km güneydoğusunda; Alişam (Harmanpınarı); Yukarı Ağınsı (Elmapınar) ve Aşağı Ağınsı (Kavakaltı) Köyü'nün oluşturduğu üçgenin içinde; Alişam Köyü'nün 3 km güneyindedir. 1975 yılında Keban Barajı'nın bitirilip su tutulmaya başlanması ile höyük; baraj gölü içinde bir ada şeklinde kalıp; yavaş yavaş erimektedir. Höyüğün ismi yereldir. Kodu O 54 / 8. |
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Altınova'nın oldukça büyük höyüklerinden biri olan Norşuntepe; yaklaşık olarak 35 m yüksekliğinde; 150x130 m ölçülerinde konik biçimli bir tepeydi. Yerleşme yerinin yamaçlarla birlikte; 500x300 m çapına ulaştığı ölçülmüştür. Höyüğün yer aldığı Altınova; Heringet Çayı'nın birleştiği Karasu Nehri ile sulanan; Mastar ve Bingöl Dağı ile çevrelenmiş çok verimli küçük bir ovadır. Günümüzde bu ovanın da büyük kısmı su altındadır. |
Tarihçe: |
Araştırma ve Kazı: Höyük Elazığ Bitlis Karayolundan görülebilmektedir. Bu yol üzerinde seyahat edenlerin yanında ovada araştırmalarda bulunan bilim adamlarının (Kökten; Meriggi) da dikkatini çekmiştir. 1967 yılında bölgenin Keban Barajının yapılması ile su altında kalması öncesinde höyük R. Whallon Jr. ve S. Kantman [Whallon-Kantman 1970:2] tarafından incelenmiştir. Kazılar 1968 yılında Alman Arkeoloji Enstitüsü adına H. Hauptmann başkanlığındaki bir ekip tarafından gerçekleştirildi. 1974 yılında bölge sular altında kalmaya başladığında ise sona erdirildi. Kazılar başlıca dört alanda yapıldı: akropol, güney terası, batı terası ve höyüğün büyüklüğünde ve ona paralel olan bir alanda. İTÇ yapı katları akropol ve yamaçlarında ortaya çıkarıldı. Çevresinde bir çok uydu yerleşmelerin yer aldığı bir su kaynağının yanıbaşındaki bir yerleşme yeri olarak tanımlandı [Whallon-Kantman 1970:2]. |
Tabakalanma: Norşuntepe'de akropol; güney teras; batı yamaç ve güney teras dışı alanlar olmak üzere dört ayrı alanda sürdürülen kaz çalışmaları sonucunda; Orta Kalkolitik Çağ'dan Orta Demir Çağı'na (Orta ve Son Kalkolitik; İTÇ; OTÇ; STÇ; İlk DÇ; Orta DÇ) kadar sürekli bir yerleşimin varlığı saptanmıştır. Araştırdığımız süreç olan Kalkolitik Çağ tabakaları höyüğün ancak batı terasında; kısıtlı bir alanda gün ışığına çıkarılmıştır. Orta Kalkolitik Çağ tabakalarına ancak 14 m kalınlığındaki kültür tabakasının altında; 3x3 m'lik bir alanda; ova taban suyunun hemen üstünde ulaşılmıştır. Bu alandaki XL-XXXI tabakaları hafiri tarafından Kalkolitik Çağ'a tarihlenmiştir. İçlerinde XL-XXXVII. tabakalar; Orta Kalkolitik Çağ'a; XXXVI-XXX. tabakalar ise Son Kalkolitik Çağ'a konmaktadır. Keban Projesi Çalışmaları adlı yayınlarda yer alan; Norşuntepe'nin 1971-74 yılı kazıları ile ilgili makalelerde; Son Kalkolitik Çağ'a tarihlenen tabakalar Batı Yamacı Açmaları; 1-10 tabakaları adı altında sunulmaktadır. |
Buluntular: Mimari: Orta Kalkolitik Çağ: Bu tabakalar ancak 17 K karesindeki derin sondajda 3.3 metrekarelik bir alanda ortaya çıkarılmıştır. Obeid Dönemi mimarisi konusunda -olasılıkla açılan alanın küçüklüğü yüzünden- bir bilgi verilmemektedir. Son Kalkolitik Çağ: 10. tabaka: Norşuntepe'nin bu çağa tarihlenen tabakaları arasında en düzgün plan veren tabakasıdır. Büyük bir avlunun etrafında yer alan üç odalı bir yapı ile hemen yanında sokak görevi görebilecek ince uzun bir mekan (?); doğusunda işlik olabilecek küçük odalar ile ayrı ayrı yapılmış bir köy mimarisi ile karşılaşılmıştır. Tüm duvarlar kerpiçtendir. Dam örgüsünün düz dam tipinde olduğu zannedilmektedir. Bazı mekanların beyaz boyalı sıvalı duvarlarında; kırmızı ve siyah boya izleri görülmektedir. Tek odalı evlerin de var olduğu sanılmaktadır. 9. tabaka: Birer odalı gene kerpiçten yapılmış üç yapı kazılabilmiştir. Doğu-batı yönünde uzanan bir sokak ortaya çıkarılmıştır. Diğer tabakalara nazaran zayıf bir mimaridir. 8. tabaka: Bu tabakanın en az üç evreli olduğu saptanmıştır. Bir avlu çevresinde yer alan tek mekanlı küçük konutlarla birlikte dikdörtgen planlı büyük bir oda görülmektedir. Güney kısmında ise 3 m genişliğinde bir sokak yer almaktadır. Odalarda fırın ve yuvarlak biçimli ocaklar vardır. 17 J-K karesindeki derin sondajda; nişli; kalın duvarlı mekanlar bulunmuştur. Bir odada iki niş arasındaki duvar yüzüne kızıl kahverengi boya ile geyiğe benzeyen bir hayvan çizilmiştir. Bu hayvan siyah ve kırmızı alev demetlerinden bir fon üzerindedir. 18-19 J-K karelerindeki bir odada ise geometrik motifli bezemelerin var oluşundan Son Kalkolitik Çağ köy evlerinin bu tip resimlerle bezeli olduğu sonucu çıkartılmaktadır. 7. tabaka: Yerleşim planı olarak alttaki tabakadan pek farklı değildir. Batı kısmı İTÇ yapıları tarafından bozulmuştur. Bu tabakada mekan tabanları altında ele geçen çok sayıda mezar; yerleşme içi gömü adetinin var olduğunu ortaya koymaktadır. Gene yerleşmenin Kalkolitik Çağ'a tarihlenen diğer tabakalarında olduğu gibi; bu tabakada da bir önceki yapı yıkıntılarının üstünün kerpiç bir kaplama ile örtüldüğü ve teraslama yapıldığı izlenmiştir. Yeni ev planları ortaya çıkmıştır. 6. tabakanın 5. tabaka planında devam ettiği saptanmıştır. 5. tabakadan 1. tabakaya kadar gene kerpiç duvarlı; birbirine yapışık veya ayrık düzende olan yapıların çok az bir kısmı gün ışığına çıkartılabilmiştir. Odaların bazıları oldukça büyüktür. Alttaki yapı yıkıntılarının kerpiç terasla örtülme geleneği devam etmektedir [Hauptmann 1974a:79-82;lev.72;80]. Bazı tabakalarda yangın izleri de görülmektedir. Çanak Çömlek: Orta Kalkolitik Çağ: Norşun'da bu çağa ait koyu yüzlü açkılı mal; grafit astarlı mal; boya bezemeli mal ile Korucutepe A ve Amik Ovası D ve E evreleri ile çağdaş çanak çömlek parçaları bulunmuştur. Son Kalkolitik Çağ: Alttaki tabakalarda çanak çömlekler arasında az farklılıklar bulunmaktadır. Açık kızıl kahverengi veya kahverengi saman katkılı mal; hakim mal grubudur. Fırça izleri çok seyrektir. Huni biçimli derin kaseler yoğundur. Üstteki tabakalarda (7. tabaka) bol saman katkılı hamurlu; fırça izli mal ile boyalı maldan parçalar ele geçmiştir. Hamur renkleri daha açık renklidir. Kafesli üçgen frizleri; kum saati motifleri boyalı mallarda en çok tercih edilen süsleme biçimidir. Kabartmalı kaplar da mevcuttur. Amik F ile çağdaş olduğu kabul edilmektedir. Tell el Şeyh; Tabara Akrad VII; Tepe Gavra XI-IX tabakalarında benzerleri mevcuttur. En üst tabakalarda (1-5. tabakalar) gene fırça izli mal (Coba); ince hamurlu mal; yeşilimsi devetüyü ve madensi boz renkli maldan; mor ve kırmızı boyalı mallardan çanakçömlek parçaları elde edilmiştir. Korucutepe B ile Amik Ovası F evresinin sonuna; Son Uruk Dönemi'ne konmaktadır. Yontma Taş: Son Kalkolitik Çağ'ın alt evrelerindeki yassı çekirdek aletler üst evrelerde yerini yonga aletlere bırakmıştır. Hem çakmaktaşı hem obsidiyen hammadde olarak birlikte kullanılmıştır. Kanatlı ok uçları; mızrak ucu gibi av silahı olarak kullanılan tipler de mevcuttur. Sürtme Taş: Doğu Anadolu'nun Kalkolitik Çağ günlük yaşamını aydınlatacak çeşitli taş bulgular (yassı balta; sap delikli balta; vurgu taşı; ezgi taşı; değirmen taşı; vd.) tepenin Son Kalkolitik Çağ'a tarihlenen tabakalarında ele geçmiştir. Maden: Norşuntepe; çevredeki diğer yerleşme yerlerinden çok farklı olarak; yöredeki ilk gelişkin madenciliğin izlerini belgeleyen önemli bir köyü bünyesinde taşımaktadır. Son Kalkolitik Çağ tabakalarının 10. tabakasındaki (XXXVI) bir mekanda bakır filizi ve curufu; onun üstündeki 9. tabakada (XXXV) cüruf atıklı çukurlar; bakır filizi ve döküm nesneleri bu tabakalarda yoğun madencilik yapıldığını ortaya koymaktadır. İnsan Kalıntıları: Özellikle 7 ve 8. tabakalarda çok sayıda mezar ile karşılaşılmıştır. Mekanların taban altında hem çömlek mezar; hem sepet hem de çukur mezarların var olduğu saptanmıştır. |
Kalıntılar: |
Yorum ve tarihleme: Son Neolitik Çağ'dan itibaren yerleşime açılan Elazığ Altınova'nın kültür silsilesinin özellikle Son Kalkolitik Çağ'ı Norşuntepe kazıları ile ortaya çıkmıştır. Taş temelsiz; dikdörtgen biçimli; kerpiç duvarlı; olasılıkla düz damlı yapıların küçük sokak ve avlularla bölünerek karmaşık bir planda yerleşmeyi oluşturduğu izlenmektedir. Elde edilen bulgular; çok zengin olmayan; buna karşılık kalabalık nüfuslu basit tarımcı toplulukların yaşadığını işaret etmektedir [Arsebük 1986a:67-68]. Açılan alanın çok küçük oluşu nedeniyle; toplumda başkanlık sisteminin var olup olmadığı anlaşılamamıştır; savunma yapıları veya sur duvarının varlığı da saptanamamıştır. Topluluklar arasında; bu dönemde; savaşların var olmadığına yönelik bir yorum yapılabilir. Elde edilen verilerden; avcılığın; topluluğun sosyo-ekonomik yaşantısında çok büyük öneminin olmadığı; tarımın yanında evcil hayvanların yoğun şekilde beslendiği bir ekonominin geçerli olduğu savunulabilir. Çanak çömlek benzerliklerinden; yörenin bu çağda Mezopotamya'dan etkilendiği ya da Mezopotamya yerleşmeleri ile ticari ilişkilerin var olduğu sonucu çıkarılabilir. Gene bu ilişkilerin rahatlıkla kurulabileceği damga mühürlerin alttaki tabakalarda düz; yuvarlak veya içbükeyken; üst tabakalarda sırtlı biçime dönüştüğü anlatılmaktadır. Altınova'da Norşuntepe gibi büyük höyüklerin yeterli bilgiler alınamadan Keban Barajı'nın suları altında kalışı Doğu Anadolu Arkeolojisi için büyük kayıptır. |