©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Seyitömer Höyük

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Seyitömer Höyük
Türü:
Höyük
Rakım:
1180 m
Bölge:
Ege
İl:
Kütahya
İlçe:
Merkez
Köy:
Seyitömer
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
İTÇ I İTÇ II

     


Yeri: Kütahya il merkezinin kuşuçumu 24-25 km kuzeybatısında; Seyitömer/Seydiömer Köyü'nün kuzeybatısındaki Seyitömer Linyit İşletmesi'nin arazisi içinde bulunmaktadır. Kuzeydoğusunda linyit yatakları; doğusunda fabrika ve Kütahya yolu vardır.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Kuzeyi dik; güneyi yayvan 20 m yüksekliğinde bir tepedir. Tepenin üstünde yaklaşık 200 metrekarelik bir alanın ise düz olduğu belirtilmektedir [Aydın 1991:192]. Höyük; mavi yeşil renkli marn adı verilen killi kayalık tabakanın üzerinde oturmaktadır. Bu tabakanın altında da linyit kömürü tabakası gelmektedir. Höyüğün de yer aldığı linyit kömürü sahası, pliosen yaşlı bir göl oluşumudur. Tortul kayaçlar, konglomer, mavi yeşil renkli killi tabaka ve ana kömür damarından oluşmaktadır. Kömür damarının tavanı marndır. Havza genel olarak büyük çapta tektonik hareketlere maruz kalmıştır. Bölge kömür alımından dolayı, coğrafi yapı özelliklerini tamamen yitirmiştir. Höyük, oval olup yaklaşık 20 m yüksekliktedir.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: Seyitömer Linyit İşletmesi'nin höyüğün yakın çevresinde gerçekleştirdiği linyit üretiminden höyük etkilendiği için; bu işletme tarafından verilen mali bütçe ile 1989 yılından itibaren; ilk yıl N. Aydın (Eskişehir Müzesi) 1990-92 yıllarında A. Topbaş (Afyon Müzesi); 1993 yılında A. İlaslı (Afyon Müzesi) yönetiminde kazılmıştır. Türkiye'deki diğer kazılara göre iyi bir bütçe ile başlatılan çalışmalar; daha çok tepenin üst tabakalarının açılımına yönelik olmuştur.Höyükte kazılara yeniden 2006 yılında Dumlupınar Üniversitesi'nden A.N. Bilgen sorumluluğunda başlanmış, 2014 yılına kadar bu kazılar sürdürülmüştür. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır.
Tabakalanma: Üstte Roma; Hellenistik; Klasik; Arkaik; Frig Dönemi'ne ait yerleşimler; onun altında MÖ 2. binyıl; en altta da MÖ 3. binyıl yerleşimi gelmektedir. MÖ 3. binyıl (İTÇ) yerleşimi ancak höyüğün kuzeydoğu kesiminde yamaçtaki basamaklı ya da teraslı kazıda ortaya çıkarılmıştır. C 15 açmasında X teras/basamakta; biri tepenin üzerinden 13.5 m diğeri 15-16.5 m derinde olan iki büyük yangın tabakası bulunmuştur. Yangın tabakaları zengin buluntular vermiştir [Topbaş 1992:14; res.10-16]; 18.1 m'de olasılıkla ana kayaya inilmiştir. En altta; yerleşme yerinin ilk iskanına ait kültür tabakası höyüğün yanından geçen yolun seviyesinden 2 m derinde; ana kaya üzerinde ortaya çıkarılmıştır. Kazının hafirleri; bu sur duvarlı (?) ilk yerleşimi Son Kalkolitik Çağ-İlk Tunç Çağı geçişi; ova seviyesine yakın olan yangınlı tabakaları ise İlk Tunç Çağı II. evrede değerlendirmektedir. En alttaki kültür tabakası ile ikinci yangın tabakası arasında içinde irili ufaklı linyit parçalarının da bulunduğu kültür toprağı vardır. Höyüğün güney kesiminde S 9-10 açmalarında da İlk Tunç Çağı tabakasına girilmiştir [Topbaş 1992:16]. 2007 yılında A.N. Bilgen ve ekibi tarafından yapılan kazılar sonrasında höyüğün stratigrafisi yeniden düzenlenmiştir. Buna göre; her biri kendi içinde farklı mimari evrelere sahip başlıca VI tabaka belirlenmiştir. Höyük, MÖ III. binyıldan Roma dönemine kadar kesintisiz bir iskan göstermektedir [Bilgen 2009:72; 82]. 2008 yılında tabakalar yeniden değerlendirilmiş olup şu şekilde sıralanmıştır: I. Tabaka: Roma dönemi II. tabaka: Hellenistik dönem (II-A: Geç Evre-II-B: Erken Evre) III. tabaka: Akhaemenid dönemi MÖ 500-334 (III-A: MÖ 4. yüzyıl-II-B: MÖ 5. yüzyıl) IV. tabaka: OTÇ MÖ 18. yüzyıl (IV-A:Geç Evre-IV-B: Erken Evre) V. tabaka: İTÇ MÖ 3000-2000 [Bilgen et al. 2010:342-343].
Buluntular: Mimari: MÖ 2. binyıl surunun altında yangın tabakası olarak adlandırılan alanda MÖ 3. binyılına tarihlenen; kısmen kerpiç duvarlı iki oda açığa çıkarılmıştır. Bu odaların içinde tüm kaplar (yaklaşık 50 adet) ve çok sayıda ağırlık vardır. En altta tabanda bir sur duvarı (?) olabilecek bir duvar saptanmıştır. 2008 yılı kazılarında tabakanın yoğun bir yangın geçirdiği anlaşılmıştır. Bu yangın sonucunda yapıların sıvaları pişmiş, hatta yüksek ısı duvarların taşlarını aşırı derecede tahrip etmiştir [Bilgin et al. 2010:348-349]. 2009 yılında höyüğün batı ve orta kesiminde ortaya çıkarılan yapılara genel olarak bakıldığında bunların dikdörtgen planlı, ortak duvar kullanarak birbirine paralel şekilde yapıldıkları tespit edilmiştir. Mekanların bazılarının bir avluya açılmaları yerleşimde ortak alan kullanımın da olduğunu göstermektedir. İTÇ'de planlı bir yerleşim olduğu anlaşılmaktadır. Mekanlar höyüğün batı kısmında kuzeydoğu-güneybatı doğrultulu iken höyüğün kuzey kısmındaki mekanlar ise kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu olarak sıralanmıştır. Mekan duvarları ince-yassı taşlar ile örülmüş ve duvarların sarı kil ile sıvanmıştır. Ortak duvar kullanımına bağlı olarak duvarlar çift yüzlü yapılmıştır. Bütün tabanlar sıkıştırılmış topraktan yapılmıştır. Sadece iki mekanda ahşap dikme bulunmuştur. Seki, platform, ocak ve fırın ortaya çıakrılan mimari elemanlar olarak sayılabilir. Mekanlar içinde yer alan ocaklar oldukça alçaktır. Kil ile şekillendirilmiş olan yuvarlak planlı bu ocakların tabanları da kille yapılmıştır. Mekanların biri hariç hepsi dikdörtgen plana sahiptir. İşlevsel açıdan bakıldığında; 10 atölye, iki seramik deposu ve bir dinsel mekan ortaya çıkarılmıştır. Konut olarak kullanılan mekanlar ise atölyelerle yanyanadır [Bilgen et al. 2011.371-373]. 2010 yılında İTÇ III'e tarihlendirilen 13 yaşam mekanı, iki depo-yaşam mekanı, beş atölye-yaşam mekanı, üç atölye-depo mekanı, iki depo-yaşam mekanı ve bir saray ortaya çıkarılmıştır. Sadece yaşam mekanı olarak nitelendirilen 36 no'lu mekan 5.00x11.90 m boyutlarındadır ve 2 mekandan oluşmaktır. Mekanın doğusundaki A odası 5.00x6.70 m boyutlarındadır. Odanın ortasında bir kısmı tabana gömülü olan bir dikme taşı yer almaktadır. Bunun çatı örtü sistemini taşıyan ahşap dikmeyi oturtmak amacıyla kullanılmış olduğu düşünülmektedir. Ayrıca odanın ortasında sarı kil ile şekillendirilmiş bir ocak vardır. Ocak ile mekanın doğu duvarı arasında kalan alanda, kilden yapılmış bir sehpa bulunmktadır. B odası ise 4.70x5.00 m boyutlarında korunmuştur. Odanın iki girişi vardır. Yaşam-atölye mekanı olan 22 no'lu mekan 10.15x9.30 m boyutlarındadır ve iki odadan oluşmaktadır. A odasında bir fırın ve çatı konstrüksiyonun bir parçası olduğu düşünülen 2.50x2.20 m'lik bir alanda ahşap kalıntıları tespit edilmiştir. Atölye-depo mekanı olarak nitelendirilen 47 no'lu mekanın ortasında 1.03x0.40 m'lik bir alanda yanmış ahşap kalıntılarına rastlanmıştır. Doğu-batı yönlü büyük iki hatıl arasında, bu hatılların üzerinden geçen daha ince hatıllar yerleştirilmiştir. Bunların da çatı konstrüksiyonunun bir parçası olabileceği düşünülmektedir. Höyüğün batısında yer alan yapı, etrafındaki depo odaları, mimari öğeleri ve buluntuları açısından diğer mekanlardan oldukça farklılık göstermektedir. Bu yapının bir saray kompleksi olduğu düşünülmektedir [Bilgen et al. 2012: 242-245]. 2011 yılında, İTÇ A evresine ait yapılar kaldırılmış ve bir alt evre olan İTÇ B evresine ait yapılar açığa çıkarılmıştır. İki evre arasında yerleşim planlarında değişikliklerin uygulandığı; mekanların boylarının uzatılarak iki ya da üç odalı hale getirildikleri görülmüştür. Yapılarda görülen sarı kille yapılmış sıvalar üst üste birçok kez yinelenmiştir. Açılan mimarî tabakada, orta kısımda bulunan megaron yapısı ve yanındaki iki mekân dışındaki tüm yapıların şiddetli yangına maruz kaldığı görülmüştür. V-B evresinde höyüğün üst platformunun merkezinde bir tapınak yapısı bulunmaktadır. Diğer yapılar ise, güneybatıda saray kompleksi, batı ve kuzeyde ise diğer yapılar olmak üzere üst platformun kenarlarına dizilmiş vaziyettedir. Tapınak diğer yapılardan bağımsız olarak inşa edilmişken, kenarlarda yer alan mekânlar, birbirine bitişik, ortak duvarlar kullanılarak inşa edilmişlerdir. Bu yerleşim planı birbiri ile bitişik olan yapıların tamamının yanmasına sebep olmuştur. V-B evresinde tapınak yapısının kuzeyinden başlayarak, höyüğün kuzeydoğusuna kadar uzanan bir sokak bulunmaktadır. Bu sokağın her iki kenarında, höyük üst platformunun kenarı boyunca uzanan mekânlar sıralanmaktadır. Bu evreye ait yapı silsilesi içinde mekânlar, atölyeler, depo odaları bulunmaktadır. Adı geçen yapıların içlerinde ise fırınlar, ocaklar, platformlar ve sekiler yer almaktadır. Atölyelerin aynı zamanda depo odası olarak da kullanıldığı, bu yapıların içlerinde ele geçirilen çok sayıdaki seramik kap, ağırlık, ağırşak ve seramik üretiminde kullanılmış pişmiş toprak kalıplardan anlaşılmaktadır. Seramik fırınlarının tamamı yuvarlak ya da oval planlı olarak karşımıza çıkmaktadır. Moloz taşlardan örülmüş fırın duvarlarının iç ve dış kısımlarının sıvalı olduğu ve aynı malzemenin taban yapımında da kullanıldığı tespit edilmiştir. Fırın tabanları genel olarak arka kısımdan, fırının ağız kısmına doğru eğimli olarak yapılmıştır. Ocaklar, içinde bulundukları yapının taban seviyesinden hafifçe yükseltilerek oluşturulmuş yuvarlak bir platform ve arka kısımdaki iki adet birbirine bağlı boynuz şeklindeki yükseltilerden meydana gelmektedir. Sonuç olarak, söz konusu evrede tapınak ve saray kompleksinin de içinde bulunduğu kırk sekiz adet mekân mevcuttur [Bilgen et al. 2013:204-205]. 2012 yılı kazı sezonunda, A evresine ait 1 mekan, B evresine ait 11 mekan açığa çıkarılmıştır. Ortaya çıkarılan bu mekanların 6'sında iki kullanım evresi tespit edilmiş ve mekanların kullanım evrelerinde işlev değiştirdiği görülmüştür [Bilgen et al. 2014:352]. 2013 yılında, V. Tabaka İTÇ III B evresine ait bir mekan ortaya çıkarılmıştır. Önceki yıllarda tespit edilen mekanlar kaldırılmış ve bu mekanların ilk kullanım evreleriyle ilgili veriler elde edilmiştir. Yine önceki sezonlarda açığa çıkarılan 30 no'lu mekanın etrafında gerçekleştirilen kazılarda, bu mekanın bir odası daha olduğu tespit edillmiştir. Kazı çalışmaları sonucunda bu evreye ait bütün mekanlar kaldırılmıştır. Çalışmalar sırasında bir mekanın kuzey duvarı üzerinde, kırmızı boya ile yapılmış bir duvar resmi bulunmuştur. Duvar resminde bir av sahnesinin betimlendiği düşünülmektedir. Bir kısmı toprağa yarım gömük şekilde inşa edilmiş bu yapının V-B evresine ait olabileceği önerilmiştir. Ancak V-C evresine ait olması da muhtemeldir. İTÇ III C evresine ait 35 mekan açığa çıkarılmıştır. Önceki yıllarda saptanan 7 no'lu mekanın bir odası daha ortaya çıkarılmıştır. H-10 plan karesi ile I-10 plan karesinde bulunan mekanların yenileme evrelerini temsil ettiği anlaşılmıştır [Bilgen et al. 2015]. 2014 yılı çalışmalarına yine V. Tabaka'da İTÇ III B evresinde devam edilmiştir. Bu tabakada diğer mekanlardan bağımsız olarak yuvarlak planlı bir mekan açığa çıkartılmıştır. Bir kısmı toprağa gömülüdür ve duvar boyunca dönen bir oturma sekisi mevcuttur. Duvarla sekinin birleşme yerinde çatıyı taşıması için kullanılmış olan ahşap dikmelerin izleri görülmüştür. Bu mekanın farklı olan özelliği ise; kuzeybatı duvarında bulunan duvar resmidir. Kuzey yönde bulunan nişte kırmızı ve siyah renk kullanılmış bezemeler vardır. Duvar yüzeyi oldukça tahrip olmuş olsa da, resim iyi korunmuştur. Nişin yan duvarları ve arka duvarında birbirini kesen çizgilerde, dörde bölünmüş alanlarda noktalar ve stilize bitkisel motif; tavanda ise birbirine paralel çizgiler görülmektedir. Daha geç evrelerde yaklaşık olarak aynı alanda megaron planlı bir tapınak ev yer almaktadır. Bu nedenle yapıların kesin olmamakla birlikte, megaron planlı tapınak öncesi kutsal yapılar olduğu düşünülmektedir. İTÇ III C evresi'ne ait 48 mekan açığa çıkartılmıştır. Bu yapılarda lokal yenilemeler görülmüştür ve bu yenilemeler kaldırılarak yerleşmenin ilk halini ortaya çıkartmak için çalışılmıştır. Bu yapılar taş temelli olup, kerpiç örgülüdür. Uzun planlı evler ise genellikle ön odalı, içinde ocak bulunan ana oda ve arkada yer alan depodan oluşmaktadır. Bazı ana giriş kapılarında eşik taşları yer alırken, odalar arası geçiş sağlayan girişlerde kapılara ait ahşap dikme yuvaları bulunmuştur. 35 no'lu mekanda; iki odada ele geçen buluntuların yoğunluğu, ortak kullanıldığı düşünülen fırın ve kil havuzu bu mekanın hem seramik üretim atölyesi hem de konut olarak kullanılmış olabileceğini düşünülmektedir [Bilgen et al. 2016:45-49]. Çanak Çömlek: Seyitömer'de yangın geçiren tabakadaki çanak çömlek endüstrisi; İç Batı Anadolu Bölgesi'nin çanak çömlek endüstrisinin gelişimine tanıklık etmektedir. Höyükte; tepenin eteğinde; yangınlı tabakada; hemen hemen ova seviyesinde ortaya çıkarılan bir mekandaki ocak; İTÇ II. evrenin sonuna tarihlenen çanak çömlek parçalarıyla doludur. Odada tümlenebilir 50'ye yakın kap bulunmuştur. İçlerinde kil ve taş kalıpla üretilenleri vardır. Çoğu Altıntaş Ovası kırmızı-portakal malındandır. Yüzeyi çok iyi düzeltilmiş olup mat ya da hafif açkılıdır. Bu mal türü İTÇ II. evrenin sonundan; İTÇ III. evrenin sonuna kadar devam etmektedir. Benzerleri Beycesultan İTÇ III tabakalarında ve Kusura B tabakasında bulunmuştur. Bu malın Eskişehir Ovası'ndan Çanakkale Yöresi'ne kadar yayıldığı anlaşılmaktadır Höyüğün yangın geçiren bu tabakasında S kıvrımlı profilli kaseler; halka tutamaklı biçimler vardır. Omphalos dipli kaseler de mevcuttur. Gövdeleri çizi ve boya bezekli olan kaplardaki bu insan yüzleri Troya II kentinin kaplarındaki insan yüzlerine hatırlatmaktaysa da T. Efe bu kaplardaki yüzlerin Konya Ovası insan yüzlü kaplarındakilere benzediğini ileri sürmektedir. Ayrıca üç ayaklı kaplar; uzun gaga ağızlı testiler; kesik gaga ağızlı testiler; gövdesi dikine çizgili kaplar vardır. İlginç olarak depas ve tankardlar yoktur. 2009 yılında yapılan çalışmalarda höyüğün yaklaşık olarak merkezinde yer alan ve megaron plana sahip olan mekanın içinde rython ve gaga ağızlı testilerden oluşan toplam altı adet librasyon kabı ele geçmiştir. Bulunan çanak çömlekler arasında küpler, çömlekler, çanaklar, kaseler, rythonlar, depaslar, gaga ağızlı kaplar, üç ayaklı kaplar, kapakalr, minyatür kapalr ve tepsiler yer almaktadır [Bilgen et al. 2011:373]. 2011 yılında ele geçen çanak çömlek parçaları arasında küpler, çömlekler, çanaklar, kâseler, depaslar, gaga ağızlı kaplar, üçayaklı kaplar, kapaklar, birleşik kaplar, minyatür kaplar yer almaktadır [Bilgen et al. 2013:204-205]. 2014 yılı çalışmalarında 40 no'lu mekandaki çalışmalarda önemli buluntu grubunu seramikler oluşturmaktadır. Gaga ağızlı testiler, çömlekler, depaslar, tankardlar, tabaklar, çanaklar ve fincanlar bulunmuştur [Bilgen et al. 2016:50]. Kil: Pişmiş topraktan dokuma ağırlıkları; ağırşaklar; iki adet fırça sapı ele geçmiştir [Topbaş 1992:res.10; 13]. Yerleşimde yoğun dokumacılığın varlığı anlaşılmaktadır. 2009 yılında yapılan çalışmalarda atölye olduğu düşünülen mekanlar içinde çanak çömlek yapım tekniklerinden biri olan kalıp tekniğinin kullanıldığını işaret eden kalıp ve kalıpla şekillendirilmiş kaplar bulunmaktadır. Kilden yapılan kapların formu verildikten sonra sıvazlanarak perdahlandığı görülmektedir. Ele geçen pişmiş toprak fırçaların ise çanak çömleklerin astarlanmasında kullanıldığı düşünülmektedir [Bilgen et al. 2011:372]. 2014 yılında 40 no'lu mekan buluntuları içerisinde pişmiş toprak ağırlıklar, ağırşaklar, fırçalar ve idoller bulunmuştur [Bilgen et al. 2016:50]. Sürtme Taş: Başı kırık mermer idol; torso şeklinde yapılmıştır [Topbaş 1992:res.12]. C 15 açmasında taş balyoz bulunmuştur [Topbaş 1992:res.16b]. Kaşlı gözlü tasvir edilmiş küçük şematik idol de bulunmuştur [Topbaş 1994:res.12/3]. 2009 yılında yapılan çalışmalarda bronz balta, perdah taşı ve dilgiler ele geçmiştir [Bilgen et al. 2011:373]. Metal: 2009 yılında yapılan çalışmalarda hançer, küpe, iğneler, kazıyıcı-delici aletler ve halkalar bulunmaktadır [Bilgen et al. 2011:373]. Diğer: Marn'dan (yeşil renkli killi kayaç) yapılmış idoller ve ağırlıklar dikkat çekicidir [Topbaş 1992:res.11; Topbaş 1994:res.12/1].
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: Seyitömer kazıları daha çok tepenin geç dönemlerinin açılmasına yönelik olmuştur. İlk Tunç Çağı yerleşimleri hakkındaki bilgiler azdır. Özellikle İlk Tunç Çağı III. evre yerleşiminin fazla bir belge bırakmadığı anlaşılmaktadır. İTÇ II evresi ise yangın geçiren yapı katları ile temsil edilmektedir. Burada toplanan çanak çömlek endüstrisini inceleyen Efe ve İlaslı; bu bulgularından dolayı bu tabakayı İTÇ II evresinin sonuna tarihlemektedir. 2012 yılında gerçekleştirilen kazılar, Seyitömer'de İTÇ'ye ait tüm evrelerde düzenli bir yerleşme planı olduğunu ortaya koymuştur [Bilgen et al. 2014:352].


Liste'ye