©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi
|
|
|
|
Tekeköy |
|
Çizimler için tıklayın... |
Fotoğraflar için tıklayın... |
Türü:
|
Düz Yerleşme ve Mezarlık Alanı |
Rakım:
|
70 m |
Bölge:
|
Karadeniz |
İl:
|
Samsun |
İlçe:
|
Merkez |
Köy:
|
Tekeköy |
Araştırma Yöntemi:
|
Kazı |
Dönem:
|
İTÇ III |
|
|
|
Yeri: Samsun il merkezinin yaklaşık 16 km güneydoğusunda; Samsun-Çarşamba kara ve demiryolunun yolunun güneyinde yer alan Tekeköy ya da Tekkeköy adıyla bilinen köyün yakınından başlayıp güneye doğru uzanan Fındıcak Vadisi içindedir. En yakın köyün ismi verilen bu düz yerleşme yerinin ve mezarlığın tam yeri; yayınlarında anlatılmamakta; yine küçük bir sondaj ile kontrol edilen "A" kaya sığınağının yaklaşık 300 m uzağında; sığınakdan güneye doğru gittikçe daralan iki dar vadinin birleştiği ve genişlemeye başladığı yerde olduğu söylenmektedir [Kökten et al.1945:383]. Tekeköy günümüzde Samsun'un bir mahallesi olmuş ve apartman tipindeki yerleşmelerle artık köy niteliğinden çıkmıştır. Çağdaş yerleşmelerin çok yakın bir zamanda vadiyi de yayılması beklenmelidir. Yerleşme yeri doğu ve güneydoğudan sarp kayalarla çevrilidir. |
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Fındıcak ve Çınarlık derelerinin suladığı vadinin sırtlarında birçok kaya sığınağı ve mağara bulunmaktadır. Volkanik kayalarda oluşan bu sığınakların önündeki teraslar yerleşmeye çok müsait bir görünüm çizmektedir. Bu teraslardan ya da yamaçlardan birinde yer alan yerleşim yeri; yüzeydeki çanak çömlek buluntuları ile dikkat çekmiştir. Yerleşim yerinin kazı yapıldığı yıllarda 100x50 m boyutlarında tütün tarlası olduğu bildirilmektedir [Özgüç 1948:56]. Bu alanın güney ve güneydoğusu sarp kayalarla çevrilmiştir. |
Tarihçe: |
Araştırma ve Kazı: Buluntu yeri; 1940 yılında; Samsun Yöresi'nde araştırma yapan K. Kökten; N. Özgüç ve T. Özgüç başkanlığında; 11x7 m'lik bir açmayla kazılmıştır. Günümüzde tarla olarak kullanılan bu düz alandan toplanan ç anam çömlek parçalarının; Dündartepe'dekilere benzemesi yüzünden Samsun Yöresi yerleşme dokusunu anlamak amacıyla gerçekleştirilen kazı küçük bir sondaj niteliğini geçmemektedir. Bu yerde alttan İTÇ mezarlığının çıkması büyük sürpriz olmuştur. |
Tabakalanma: Yerleşme alanında tarlada üstten 1.5 derine kadar Hitit Dönemi çanak çömlek parçalarının bulunduğu kültür dolgusu; onun altında İlk Tunç Çağı'na ait 160 cm kalınlığında bir dolgu; onun da altında 5.40 cm'ye ana toprağa kadar inen 4 m kalınlığında bir mezarlık tabakası ortaya çıkarılmıştır. Mezarlık tabakasının da üç evresi olduğu bildirilmektedir [Kökten et al. 1945:385]. İlginç olan nokta bu mezarlık alanı olarak tanımlanan yerde ve üstte 160 cm kalınlığında bir kültür dolgusunun içinde çanak çömlek parçalarının; ağırlık; ağırşak; değirmentaşı; topuz; balta vs. gibi kültür nesnelerinin ortaya çıkışıdır. Kazıyı yapanlar da bu olaya dikkat çekmekte ve bu çelişkili durumu; mezarlığa ait asıl yerleşme yerinin çok yakında; hemen üst kısımda olduğu yorumu ile açıklamaktadır. Ş. Dönmez'e göre I. kültür katı İTÇ I-II yerleşimi ve İTÇ III mezarlığına aittir. II. kültür katı ise OTÇ'na aittir. |
Buluntular: Mimari: 1.6 m kalınlığında bir İlk Tunç Çağı tabakası içinde dal örgü tipinde günümüze pek izleri kalmamış bir mimariye ait kalıntılar kazıda yakalanamamıştır. Alttaki mezarlık tabakasının ise nasıl oluştuğu anlaşılamamıştır. Mezar sahiplerinin nerede yaşadığı sorusu da cevapsız kalmıştır. Çanak Çömlek: El yapımı; ot ve saman katkılı hamurlu; kahverengi; içi ve dışı siyah; kırmızı; içi kırmızı; dışı siyah yüzey renkli maldan kaplar ve parçaları bulunmuştur. Yontma Taş: Düzeltili; düzeltisiz dilgiler hem çakmaktaşından hem de obsidiyenden yapılmıştır. Sürtme Taş: Yassı balta; topuz başı; el değirmenleri bulunmuştur. Kemik/Boynuz: Geyik boynuzunun kök kısmından yapılmış sap delikli çekiç çapaların uç kısımları kullanımdan dolayı parlamıştır. Hafirler; bu tip çapaların İç ve Batı Anadolu Bölgesi'nde bulunmadığını daha çok Güneydoğu Avrupa ile benzerlik kurulabileceğini ifade etmektedir [Kökten et al. 1945:387]. Maden: Mezar tabakasının üstünde küpe; bilezik parçaları; bıçak; çivi; ok ucu gibi madenden bulgularda vardır [Kökten et al.1945:387]. İnsan Kalıntıları ve Mezarlar: Kazıda 3.10 m'den 5.40 m'ye; 1.64 m'den 4.62 m'ye kadar inilmiş ve 7x11 m'lik bir alanda; 17 iskelet saptanmıştır. Üç evreli olan mezarlıkta en alt seviyede 4 iskelet; orta seviyede 6 ve üst seviyede 6 iskelet ortaya çıkarılmıştır. Ölüler; basit toprak mezarlara gömülmüştür. Mezar çukuru açıldıktan sonra bu çukurun tabanına kum ve çakıl karışımı toprak serilmiştir. Ölüler tam ya da yarım hocker biçiminde; sağ veya sol taraflarına yatırılarak çukura konulmuşlardır. Düz bir şekilde yatırılanlarda mevcuttur. Yönleri çeşitlidir. Belirgin bir yön yoktur. Çoğunlukla tek bir gömütün varlığına karşıt bir mezarda yanyana yatan iki iskelet saptanmıştır. Hem erişkinler hem çocuklar yanyana karışık bir düzende gömülmüştür. Yine çoğunlukla başın arkasına ve daha az olmak kaydıyla karın nahiyesinin yakınına çanaklar; çömlekler armağan olarak bırakılmıştır. Bel hizasındaki kama; baş hizasındakia küpeler ölülerin kişisel eşyaları ile birlikte gömüldüklerini ispatlamaktadır. Ayrıca kama ve bıçak gibi bakır/tunç silahlar kol kemiklerinin üzerine yerleştirilmişlerdir. Kamaların üzerinde; seyrek dokunmuş kumaş izleri olasılıkla elbiselerine ait kumaş izleridir. Yanlarına armağan olarak konan kaplardan biri siyah astarlı ve açkılıdır. Bir başka siyah astarlı kap parçasının üzerinde de kabartma insan yüzü işlenmiştir. Bakır-tunçtan üretilmiş çok sayıda ve çeşitli tipte kama namlusu genelde mezar armağanı olarak bulunmuştur. Maden nesneler; daha çok mezarlığın ikinci ve üçüncü safhasında ortaya çıkmaktadır [Özgüç 1948:56]. Kazı başkanları silahların daha çok Karadeniz Yöresi'ne has silahlar olduğunu belirtmektedirler. |
Kalıntılar: |
Yorum ve tarihleme: Yıllar önce kazılan bu yerleşme yeri bazı bilinmezlikleri içinde taşımaktadır. Gerek alttaki İlk Tunç Çağı tabakasında gerek üste yer alan Hitit tabakasında taş temel; kerpiç duvar gibi mimari kalıntılar bulunamamıştır. Karadeniz Bölgesi'ne has ahşap (tomruk ve dal örgü) mimarinin izleri ancak çok dikkatli gözlemlerle saptanabildiği için; kazıda böyle bir mimarinin varlığı da belirtilmemektedir. Tekeköy adı takılan bu yerleşme yerinin bir başka problemi mezarlık tabakası olarak tanımlanan ve üç evresi olduğu söylenen tabakanın mezarlık ile birlikte yerleşim tabakası olup olmadığıdır. Eğer yakındaki bir yerleşmeye ait akıntı dolguları kazılmadıysa bunun bir tabaka olarak tanıtılması yanlıştır. Olasılıkla aynı dal-örgü tipindeki mimarinin alt tabakada da saptanamaması hafirleri bu yoruma itmiştir. Kazı raporlarının ayrıntılı yayımlanmaması kesin yorumlar yapmamıza engel teşkil etmektedir. İkiztepe (Samsun) yerleşmesinin ölü gömme geleneklerinden çıkılarak Tekeköy'de bu yerin önce bir mezarlık alanı olarak; hemen çevresindeki bir yerleşim yeri tarafından kullanıldığı daha sonraki dönemlerde bu yerleşimin büyüyerek mezarlığın olduğu yeri de kapsadığı ve olasılıkla burada ahşap bir mimarinin olduğu tezi ileri sürülebilir. Tekeköy mezarlığı; hem çeşitli biçimde (hocker; yarı hocker veya düz) gömüleri; bazı mezarlarda ölü armağanlarının olmayışı; ölü yatış yönlerinin farklı oluşu gibi özellikleri ile değişik bir görünüm çizmektedir. Çanak çömlek bulguları Tekeköy yerleşmesinin Dündartepe ve İkiztepe ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Tekeköy yerleşme ve mezarlığının U.B. Alkım ve ekibi tarafından araştırıldığı; fakat bulunamadığı ve çağdaş yerleşim tarafından yok edildiği anlaşılmaktadır. Son araştırmalarda İTÇ III mezarlığının İkiztepe kadar zengin olmadığı görülmüştür. |