©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Tepecik - Çiftlik

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Tepecik - Çiftlik
Türü:
Höyük
Rakım:
1450 m
Bölge:
İç Anadolu
İl:
Niğde
İlçe:
Çiftlik
Köy:
Merkez
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:

     


Yeri: Niğde il merkezinin kuzeybatısında; Çiftlik Kasabası'nın 1 km kadar doğusundadır.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Melendiz Dağları'nın hemen doğusundaki küçük vadi içinde; 200 m çapında; 4-5 m yüksekliğinde küçük bir höyüktür. İki dere arasında yer alan höyük günümüzde sürülmektedir. Bu işlemden dolayı çok fazla tahrip olmuştur. Höyüğün olduğu vadi hem su hem de verimli topraklar açısından çok zengindir. Ayrıca çok yakında bulunan obsidien yatakları; bu yörede yerleşenlerin hammadde ihtiyaçlarını da karşılamıştır.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: Höyük ilk defa 1966 yılında I.A. Todd tarafından tespit edilmiştir. 1973 yılında ise M. Fornaseri ve ekibi tarafından Malatya Aslantepe'nin Son Kalkolitik Çağ yontma taş endüstrisi örneklerinin nereden geldiğini bulmak amacıyla yörede yaptığı araştırma sırasında bir kez daha ziyaret edilmiştir. 1990 yılında ise Omura başkanlığında; Japon ekibinin Orta Anadolu bölgesi yüzey araştırmasında höyüğe gidilerek toplama yapılmıştır. Kazı çalışmaları 2000 yılında İstanbul Üniversitesi'nden E. Bıçakçı ve Niğde Müzesi'nden E. Faydalı'nın başkanlığında başlamıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır.
Tabakalanma: Yüzey toprağının altında bol küllü; yanıklı ilk tabakaya ulaşılmıştır. 2. tabaka çalışılan her üç açmada da ortaya çıkarılmıştır. Bu tabakanın en iyi korunmuş olduğu alanlarda birkaç yapı evresi olduğu anlaşılan kalıntılar saptanmıştır. Neolitik Çağ buluntuları dışında Kalkolitik ve İlk Tunç Çağı buluntuları da ele geçmiştir. 2004 yılı çalışmaları sonucunda; tabakalanma daha belirgin hale gelmiştir ve şu şekilde özetlenmiştir: Geç Dönem (Geç Roma-Bizans) Orta Kalkolitik İlk Kalkolitik Ara Dönem: İlk Kalkolitik-Neolitik Neolitik [Bıçakçı et al. 2006:223]. 2007 yılı çalışmalarının ardından sonuçları alınmaya başlanan radyokarbon tarihlerinin yardımı ile Tepecik-Çiftlik tabakalarının kültür tarihindeki konumları hakkında daha kesin bilgiler elde edilmiştir. radyokarbon tarihlerine göre 3. tabakanın ilk evreleri yaklaşık MÖ 6000'e tarihlenmektedir. 4. tabakanın ortalarından alınan örnekelrden gelen tarihler ise yaklaşık MÖ 6300 civarını göstermektedir. Bu verilerle Tepecik-Çiftlik'in İlk kalkolitik Döneme tarihlenen 3. tabakasının MÖ 6000 civarında başlamış olduğu söylenebilir. Neolitik Dönemin son tabakası olduğu düşünülen 4. tabakanın ise yaklaşık MÖ 6400/6300 ile MÖ 6000 arasına tarihlendirilmesi mümkün görülmektedir [Bıçakçı et al. 2009:210]. Yerleşmede sürdürülen 10 yıllık çalışma sonucunda, 5 ana tabaka saptanmıştır: I. Geç Roma- Bizans (Tabaka 1, tahrip olmuş mezar kalıntıları) II. Orta Kalkolitik (Tabaka 2, kazı alanının kuzeybatı kısmı) III. Erken Kalkolitik (Tabaka 3, tüm kazı alanlarında ortaya çıkarılmıştır) IV. Çanak Çömlekli Neolitik Üst Evre (Tabaka 4 ve 5) V. Çanak Çömlekli Neolitik (Tabaka 6-9, Açma 16K'da açılan derin sondaj) [Bıçakçı et al. 2012].
Buluntular: Yer yer yüzey toprağı ile karışık olarak bulunan çukurlar ve geniş alanlarda bulunan gri-yanıklı alanların olasılıkla Orta Kalkolitik Dönem'e tarihlendiği anlaşılmaktadır. Bu döneme ait süreklilik gösteren bir dolgu ve yapı kalıntısı tespit edilmemiş; bazı çukur ve yanıklı alanlarla birlikte çanak çömlek parçaları bulunmuştur. Karışık tabakanın hemen altında; yer yer yoğun olarak üst tabaka tarafından bozulmuş olan İlk Kalkolitik Dönem'in; en az 4 tabakadan oluştuğu düşünülmektedir. En üst tabakadaki yerleşmenin ağır bir yangınla yıkılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu tabakaya ait çok az yapı kalıntısı bulunmuş olmakla birlikte; yanıklı dolgular içinde çok miktarda in situ buluntu tespit edilmiştir. Yangınla tahribata uğramış üst tabaka altında; İlk Kalkolitik Dönem'in nispeten daha iyi korunmuş yapı kalıntıları ve daha az sayıda in situ buluntu ele geçirilmiştir. Bu tabakalarda ortaya çıkarılmış olan yapılarda birçok tamir ve yapı evresi tespit edilmiştir. İlk Kalkolitik Dönem tabakaları; A ve D yapılarının en üst evreleri (kırmızı renkli yoğun yanıklı dolgu; çok sayıda in situ buluntu); A ve D yapılarının alt (olasılıkla) üç evresi; F ve AC yapıları ile U ve S yapılarıyla temsil edilir. Kalkolitik tabakalarda ele geçen buluntuların çoğunluğunu çanak çömlek grupları ve yontma taş aletler oluşturur. 2004 yılı kazılarında özellikle 17J-K açmaları arasındaki araba yolunda; D yapısının üzerinde yer alan kırmızı yanıklı dolgu içinde çok miktarda buluntu ele geçmiştir. Burada bulunmuş olan in situ tümlenebilir kaplar arasında; önceki yıllardan bilinmeyen kabartma bezemeli olanlar dikkat çekicidir. Yine aynı alanda ele geçen yontmataş aletler arasında iki büyük kamanın yapım tekniği oldukça özenlidir [Bıçakçı et al. 2006:224]. 2007 yılı çalışmalarında 3. tabakanın alt evrelerine ait çok bozuk durumda yapı kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. Tek odalı mekanlardan oluşan yapıların kare planlı oldukları anlaşılmaktadır. Bu yapılar geniş bir açık alanın doğu kenarı boyunca uzanmaktadır [Bıçakçı et al. 2009:207]. 2007 yılında 3. tabakada en fazla ele geçirilen kemik buluntular bızlardır. Bunu tüm tabakalarda olmak üzere, bol miktarda yabani at ve eşeğin phalanx kemiklerinden yapılmış "phalanx idoller" takip etmektedir. Kabartma bezeli, insan ve hayvan figürleir ile betimlenmiş çanak çömlek parçaları Tepecik-Çiftliğin İlk Kalkolitik Dönemi sonlarında bu tür çanak çömleğin yaygınlaştığını göstermektedir. Kırmızı astarlı, açkılı, boyunlu, omurgalı büyük çömlekler bol miktarda bulunmuştur. Ayrıca sürtmetaş alet endüstrisine ait çok miktarda buluntu ele geçirilmiştir. Bunların büyük bölümü olasılıkla yoğun kullanım nedeniyle eskimiş oldukları için yapılarda devşirme malzeme olarak bulunmuştur. Cilalı taş baltalar, sapan taşalrı, çeşitli alt ve üst öğütme taşları, havaneli, ezgi taşı, perdah taşları, özenle işlenmiş topuzlar, ne için kullanıldıkları belli olmayan,üstleir kazınarak işlenmiş yumuşak tüf taşlarından buluntular ve ağırlıklar diğer buluntulardır [Bıçakçı et al. 2009:208-209]. 2010 yılında 3. tabakada 16M açmasının kuzey batı bölümünde bir obsidiyen işliğinin varlığı tespit edilmiştir. İşlikte çeşitli boyutlarda obsidiyen, dilgi ve yongaların yanı sıra, alet yapımında ve dilgi çıkarımında kullanılmış vurgu taşları ile boynuz baskı aleti ele geçirilmiştir. 16L açmasındaki BK yapısı üzerinde bulunan duvar kalıntıları kaldırılmıştır ve BK yapısı yapı planı daha net bir şekilde ortaya çıkartılmıştır. Kuzey ve doğu bölümleri tahribat görmüş olan yapının güney ve doğu duvarları dışarıya doğru taşırılarak inşa edilmiş, bu sayede yapının içerisinde küçük "apsis"ler elde edilmiştir. Bunlardan güneydekinin içerisine, ağzı kuzeye bakan bir fırın yapılmıştır; fırın tabanında çok sayıda yenileme evresi tespit edilmiştir. Yapının batı bölümünde ince kil duvarlarla yapılmış ve içerisi bölümlendirilmiş dörtgen formlu depolama birimleri yer almaktadır. İçlerinden az da olsa karbonlaşmış tahıl taneleri ele geçirilen depolama birimleri BK yapısının kuzeybatı bölümü gibi sonradan açılmış büyük bir çukur tarafından tahrip edilmiştir. Yapının orta bölümünde, taban üzerinde in situ çeşitli kemik ve obsidiyen buluntular ile çanak-çömlek parçaları ele geçirilmiştir. Ayrıca, yapı içerisinde, doğu duvara bitişik, birkaç taş dizisinden oluşan bir "seki" yer almaktadır. 17L açmasında önceki yıllarda "BF mekanı" olarak adlandırılan yanıklı alanda, yüksek ısı sonucunda eriyerek cüruflaşmış bir malzeme ortaya çıkartılmıştır. 16K ve 17K açmalarındaki U yapısına bitişik farklı yapılanma ve evrelerinin bir arada görüldüğü duvar kalıntıları ile yassı taşlardan oluşturulmuş taş bir platform ortaya çıkarılmıştır. Dikine yerleştirilmiş taşlar ile kat kat kil ile sıvanmış özel yapı elemanlarının bulunduğu yapı içerisinde ayrıca "tezgah"ı anımsatan in situ bulunmuş öğütme taşları da yer almaktadır. 18L açmasının güney bölümünde 3. tabakaya ait bir yapının kuzey bölümü ortaya çıkmıştır. Yapının kuzeybatı köşesinde, birçok kez yenilenerek kullanılmış, ağzı güneye doğru açılan, kubbeli olması muhtemel olduğu düşünülen bir fırın yer almaktadır [Bıçakçı 2012:70-72].
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: Yerleşmede bulunan kabartmalı kaplar Köşk Höyük ile karşılaştırılmakta; bu karşılaştırmaya dayanılarak da Tepecik-Çiftlik'deki yerleşimin İlk Kalkolitik Çağ'da da devam etmiş olabileceği önerilmektedir. Höyük; Yakındoğu'nun en önemli obsidien yataklarından biri olan Göllü Dağ'a yakınlığı ile de önem taşımaktadır. Tepecik-Çiftlik kazılarının bu yataklarla ilişkili olan toplulukların yerleşim yerleri ile ilgili bilgi vermesi beklenmektedir.


Liste'ye