©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Tilmen Höyük

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Tilmen Höyük
Türü:
Höyük
Rakım:
863 m
Bölge:
Akdeniz
İl:
Gaziantep
İlçe:
İslahiye
Köy:
Bostanağa
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
İTÇ I İTÇ II İTÇ III

     


Yeri: Gaziantep İli; İslahiye İlçesi'nin 10 km kadar doğusundadır. Bostanağa Köyü'nün 1.800 m güneyinde; Islahiye'den doğuya giden yolun kuzey tarafındadır.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Karasu Irmağı'nın kollarıyla çevrili bir arazide; şu an kurutulmuş bir bataklıkta yer alan Tilmen Höyük 225 m çapında; 21 m yüksekliğindedir. Esas biçiminin 245 m çapında dairemsi olduğu; zamanla merkezi kısmın bir dil biçiminde batıya doğru genişleyerek; oval biçimi aldığı bildirilmektedir. Ortaya çıkan bu dilin uzunluğu 200; genişliği ise ortalama 125 m kadardır [Alkım 1964:169].
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: 1958-72 yılları arasında; zaman zaman ara verilerek kazılmıştır. Kazı; İstanbul Üniversitesi; Türk Tarih Kurumu ve Kültür Bakanlığı adına U.B. Alkım yönetiminde gerçekleşmiştir. Tilmen Höyüğün özellikle ilk tabakaları oldukça geniş bir alanda açılmıştır. Tepenin üstündeki ilk açmada; üstten itibaren sırayla Demir Çağı; Orta-Son Tunç Çağı ve İlk Tunç Çağı tabakaları gün ışığına çıkmıştır. Buna karşılık MÖ 2. bin öncesi tabakalara; ancak MÖ 2. bin yıl sarayının dış avlusunda 1962 yılında açılabilen D açması ile ulaşılmıştır. Bu derin sondaj başlangıçta büyük; altta küçük bir alanda olduğundan özellikle mimari kalıntılar pek bulunamamıştır. Ana toprağa inilmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır.
Tabakalanma: I. tabaka: İslam-Roma ve MÖ 2. binyıl (MÖ 18-12. yüzyıl) tabakasıdır. Özellikle höyüğün MÖ 2. binyıl mimarisine ait çok önemli yapılar ile karşılaşılmıştır. İslam-Roma dönemleri ise ancak çanak çömlek ve küçük buluntuları ile temsil edilmektedir. II. tabaka: MÖ 2. binyılın başına tarihlenen sur duvarlı bir yerleşme ile karşılaşılmıştır. III. tabaka: III a ve III b yapı katları MÖ 19. yüzyılın ilk yarısı ile MÖ 18. yüzyılın ikinci yarısına konmaktadır. III d'den III k'ye kadar olan tüm yapı katları ise İlk Tunç Çağı I-III. evrelerini kapsamaktadır. IV. tabaka ise Son Kalkolitik Çağ'a tarihlenmektedir.
Buluntular: Mimari (yeniden eskiye doğru): İTÇ'dan OTÇ'na geçişi veren IIIb yapı katından bir yangın tabakası ile ayrılan IIIc yapı katında yanyana karışık bir şekilde yerleştirilen mekanlar bu evrede önemli bir yerleşim olduğunu göstermektedir. IIId ise uzun dörtgen bir mekan ve bundan uzanan taş duvarlar bulunmuştur. IIIe'de 170 cm derinliği olan iki silo dikkat çekicidir [Alkım 1965:8]. IIIf yapı katındaki yapılar ise ilk defa yerleşme dokusuna ait bilgiler kazandırmıştır. Aralarında küçük avlular olan yamuk ve dörtgen planlı küçük mekanlar izlenir. Alkım; bu yapıların varlığına dayanarak önemli bir yerleşme ile karşı karşıya olduğumuzu ifade etmektedir. IIIg'de beş adet silo ile bir mekanın kuzey duvarı meydana çıkarılmıştır. İnce bir yangın tabakası ile IIIg'den ayrılan IIIh kerpiç duvarlı taş temel parçaları ele geçmiştir. IIIi'de ise yalnız bastırılmış kil topraktan yapılmış taban ortaya çıkmıştır. IIIj yapı katında çanak çömlek parçaları ile döşenmiş ocak tabanı altı; IIIk ise taş döşeli bir mekan ve ocak bulunmuştur [Alkım 1970:31]. Tüm yapı katlarının genel özelliklerine baktığımızda; dış yüzleri muntazam iri taşlar; içleri şekilsiz ufak taşlarla örülmüş; çamur harçla birleştirilmiş taş temelli evlerle karşılaşılmıştır. Temel üstü en az 1 m taş örgü olan kerpiç duvarlı; düz damlı yapılardır. IIIj evresindeki bir loğ taşı bu yorumu güçlendirmektedir. Evlerin arasında küçük avlular bulunmaktadır. Ama yine de yerleşim dokusu açılan alanın çok dar oluşundan pek anlaşılamamaktadır. Sur duvarının var olup olmadığı da bilinmemekte beraber aynı çağı yaşayan diğer İTÇ yerleşmelerindeki düzene bakıldığında; bu yerleşmenin de bir duvarla çevrelendiği rahatlıkla ileri sürülebilir. Tarım yapan bir toplum olduğu buğday; arpa depolanmak için inşa edilen siloların varlığı ile kesinleşmiştir. Evlerin tabanları sıkıştırılmış killi topraktandır. Sekiler bulunmamıştır. Yine duvarların sıvalı olup olmadığı konusunda da bir bilgi aktarılmamaktadır. Çanak Çömlek: Tilmen Höyük kazılarında; İTÇ I-III evrelerine ait çanak çömlekler bulunmuştur. Alt yapı katlarında; IIIj'den IIId evresinin sonuna kadar İslahiye Ovası'nda; Çukurova'da ve Amik Ovası'nda görülen kırmızı portakal renkli hamurlu; ağır dönen çarkta yapılmış ve iyi açkılanmış maldan (brittle orange ware/red gritty ware) çok sayıda kap bulunmuştur. IIIh ve IIIg yapı evrelerinde ise Sargonid tipi gri renkte oluklu parçalar ile kırmızı renkte parçalar ortaya çıkmıştır. Suriye şişesi olarak adlandırılan biçimde kaplarda bulunmuştur. Höyüğün üst yapı katlarından; IIIc evresinden itibaren; İTÇ'ndan Orta Tunç Çağı'na geçiş yapı katlarına girilmektedir. Kil: Damga mühür; ağırşak ve tezgah ağırlıkları ortaya çıkarılmıştır. III d yapı katındaki kadın idolü ise MÖ 2. binyılının Suriye tipi idollerinin bir prototipidir. Yontma Taş: IIId yapı katında uzunluğu 23 cm'yi bulan dilgi bıçaklar vardır. Sürtme Taş: IIIf yapı katında düğme biçimli taş mühür; bu yapı katının MÖ 25. yüzyıla tarihlenmesine yol açmıştır. Maden: Yapı katlarında tunç iğne ele geçmiştir. İnsan kalıntıları ve mezarlar: Tilmen Höyüğü'nün bu çağdaki ölü gömme adetlerine baktığımızda; aşağıda anlatılan kuyu/oda mezarın dışında; IIIg yapı evresinde ağzı kırmızı portakal renkli bir çanak parçası ile örtülmüş küp mezar ve kenarları taş levhalarla yapılmış iki sanduka mezar vardır. Küp mezar bir çocuk iskeleti barındırmaktadır. IIId yapı evresine ait olduğu söylenen oda mezar (M3) dörtgen biçimlidir. Dıştan 4.15x1.55 m boyutunda; 2.20 m yüksekliğindedir. Mezar içinde taban 110x220 cm ölçülerindedir. Duvarları orta boyutlu taşlardan örüldükten sonra üstü de büyük bazalt levhalarla kaplanmıştır. Mezarın en üst seviyesi avlu seviyesinden 1.80 m altta bulunmuştur. Mezarın her iki ucunda birer iskelet yatmaktadır. Batıdaki iskeletin; yanında tunç süs iğneleri; tunç bilezik; bol miktarda taş boncuğun bulunuşuna dayanılarak bir kadına ait olduğu öne sürülmektedir. Doğudaki erkek iskeletinin yanında ise olasılıkla içlerinde gıda maddelerinin konduğu ayaklı kaplar/kupalar; kaseler ve kaplar bulunmaktadır [Alkım 1964:175; res.30-36] [Duru 2000f:161].
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: Kazı başkanı; Tilmen Höyüğün tüm tabakalanmasını saptamaya yönelik 12 m derinlikteki D açmasının kazısı sonucunda; 14C örnekleri olmamasına rağmen; özellikle Mezopotomya ile olan ilişkilerine dayanarak tabakaları tarihleyebilmiştir. U.B. Alkım'a göre III c yapı katı MÖ 20. yüzyıla; III d ise MÖ 22-21. yüzyıla/İTÇ IIIc evresine konmaktadır. III e yapı katı aynı araştırmacıya göre; 24-23. yüzyıla/İTÇ IIIb evresine; III f yapı katı 24. yüzyıla/İTÇ IIIa evresine; III g yapı katı 26. yüzyıla; III h yapı katı ise İTÇ IIb veya IIc evresine tarihlenmektedir. M3 mezarı ise Til Barsib oda mezarından daha eskiye tarihlenmektedir. III f yapı katı; düğme biçimli damga mühürleriyle; III e yapı katı da Hama J tabakası kapları ile tanınmaktadır. U.B. Alkım'ın Tilmen Höyük bulguları içinde ilginç olarak değerlendirdiği bir başka mal; Karaz/Khirbet Kerak malının İTÇ III. evrede az sayıda da olsa gözükmesidir. III g yapı katında Sargonid tipi adı verilen çanak çömlek parçalarının bulunuşu; bazı Akad bullalarının var oluşuna dayanılarak Amanus yöresi ile Mezopotamya ilişkisinin özellikle Akad kralları zamanında yoğun olduğunu göstermektedir. Tilmen'in İlk Tunç Çağı evresinde; yöre krallığı içinde önemli bir kent olduğu yorumunu getirmektedir.


Liste'ye