©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Titriş Höyük

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Titriş Höyük
Türü:
Höyük
Rakım:
520 m
Bölge:
Güneydoğu Anadolu
İl:
Şanlıurfa
İlçe:
Bozova
Köy:
Bahçeli
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
İTÇ III İTÇ II

     


Yeri: Şanlıurfa il merkezinin kuşuçumu yaklaşık 36 km kuzeyinde; Bozova İlçesi'nin 18 km kuzeydoğusunda; Bahçeli (Titriş) Köyü'nün hemen batı yanındadır [Kühne 1987:42]. Urfa'dan kuzeye Bozova'ya giden karayolundan; kuzeydoğuya doğru sapılarak gidilmektedir. Titriş; Atatürk Barajı gölü dışında kalmaktadır.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Titriş; höyük tepesi; terasları (Alt Şehir) ve kent merkezi dışı (Dış Şehir) yerleşmesi ile büyük bir yerleşme yeridir. Bu boyutu ile küçük bir şehir olma özelliğini taşımaktadır. Kentin çevresinde küçük bir ova yer almaktadır. Bu ova; tepeler arasından güneye uzanan bir koridor vasıtasıyla; Harran Ovası'na ve Balık Vadisi'ne dolayısıyla Kuzey Mezopotamya'ya bağlanmaktadır. Güneyden gelen ve bu güzergahı takip eden bir ticaret yolunun Titriş üzerinden Tavuk Çayı vasıtasıyla Samsat'a oradan da İç Anadolu Bölgesi'ne ulaştığı sanılmaktadır [Algaze-Mısır 1993:155; şek.1]. Höyüğün hemen güney eteğinden Tavuk Çayı geçmekte ve çevresinde çok sayıda tatlı su kaynağı bulunmaktadır. Höyüğün Eosen kökenli doğal bir kireçtaşı tepesi üzerinde yer aldığı yorumlanabilir. Yerleşme yeri ova tabanından 22 m yüksekliğe kadar çıkan 250x200 m ölçülerinde (3.3 hektar) çekirdek tepe/akropolis; bu tepenin doğusunda ve batısında 3-5 m kalınlığında kültür tabakasının var olduğu sanılan 300x180 ve 400x200 m ölçülerinde doğu ve batı alt şehir teraslarından meydana gelmektedir. Ayrıca kuzey kesimde de dış şehir olarak adlandırılan ve 800x200 m boyutunda; 2.5 m yüksekliğindeki alan ile höyüğün yaklaşık 400 m kuzeybatısında yerleşme dışı mezarlık alanı bulunmaktadır. Ayrıca kentin tamamen dışında bazı işlik yerleri ve mandıra tipinde birkaç evden oluşan yerleşimlerde vardır. Bunlarla beraber tüm yerleşimin 43 hektar gibi o dönem için inanılmaz boyutta olduğu ileri sürülmektedir.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: Titriş Höyük; 1990 yılında T.J. Wilkinson tarafından yapılan araştırmada belgelenmiş; 1992 yılından itibaren de G. Algaze bilimsel başkanlığında kazılmıştır. Şanlıurfa Müzesi ile ABD California Universitesi'nin bu ortak çalışması; 1998 yılına kadar muntazam devam etmiştir. Kazı ekibi yalnız kazı değil höyükte; alt şehirde ve kent dışı yerleşmede de ayrıntılı yüzey araştırması yapmıştır. Ayrıca Titriş'in yer aldığı Tavuk Çay Vadisi'nde ve yakın çevresinde de yüzey araştırması gerçekleştirerek; 47 tane yeni yerleşme yeri saptanmıştır. Bunların dördünde tüm İlk Tunç Çağı boyunca yerleşilmiştir. 9 adedi ise İlk Tunç Çağı'nın orta ve son evresine tarihlenmektedir [Algaze-Mısır 1993:161-162]. Kent dışı kuzeybatı mezarlıkta yer alan yaklaşık dörtgen biçimli sanduka/sandık biçimli bir düzine mezarın 1981 yılında Urfa Müzesi tarafından; H. Hauptmann ve A. Mısır yönetiminde kurtarma amacıyla kazıldığı belirtilmektedir [Hauptmann 1993:10-15; Algaze-Mısır 1993:157]. Algaze yönetimimdeki kazılar; ilk yıllarda kentin kültür tabakalaşmasını ve yayılımı öğrenmeye yönelik olmuş; alt şehir ve kent dışı yerleşmede yüzeysel açılımlarla yerleşme planları çıkarılmıştır. Ayrıca yerleşmenin tüm alanı jeofizik yöntemle taranmış ve bazı yerlerde kontrol açmaları yapılarak bu yöntemle saptanan yapıların gerçekte var olup olmadığı kontrol edilmiştir.
Tabakalanma: Kazılar sonucunda; bu büyüklükteki yerleşmenin tabakalanması belirlenmiştir. İlk Tunç Çağı I olarak tanımlanacak ilk yerleşime ait kalıntılar ancak tepe ve çevresinde bulunmuştur. Esas küçük bir kent hüviyeti taşıyan yerleşme ise İlk Tunç Çağı'nın orta (MÖ 2.500-2.400) ve geç (MÖ 2.400-2.300-2.200) evrelerine aittir [Matney et al. 1999:187]. Bu evreler (İTÇ II-III) hem tepede; hem alt şehrin batı; doğu kesiminde ve dış şehirde ortaya çıkarılabilmiştir. Bu iki dönemde de kullanılan yapılara ait alt yapı evreleri saptanmıştır. Höyükde yapılan kazıda ise 4 tabaka bulunmuştur. Alt şehrin çağdaş köye doğru olan doğu kesiminde üstte Hellenistik Dönem'e tarihlenen yapı katı; Titriş Mevkii'nin çok uzun yıllar sonra önemsiz yerleşmelere de sahne olduğunu göstermektedir. Yüzeyde STÇ; DÇ ve Roma Dönemi'ne tarihlenebilecek parçalar bulunmuştur.
Buluntular: Mimari: Kent Suru: Alt şehirden ve höyük merkezinden bir dere yatağı ile ayrıldığından dolayı; "Dış Şehir alanı" olarak tanımlanan kuzey kesimin doğu köşesinde; kuzey-güney istikametinde uzanan 3-3.5 m kalınlığındaki kerpiç duvar [Algaze et al 1995:res.14]; sur duvarı olarak kabul edilmektedir. Duvar altta muntazam taş bloklardan inşa edilmiş bir taş temel üzerindedir. Bu duvar; temeli ile birlikte ancak 3 m yüksekliğindeki bir kısmı ile günümüze kadar gelebilmiştir. Duvar; iç kısmında yapılan küçük mekanlar ile oldukça kalınlaştırılmış; sağlamlaştırılmış ve olasılıkla üstteki gezinti yolu bu şekilde genişletilmiştir [Matney 1999:şek.2'deki plan]. Bu mekanlar sanki duvarın içine gömük inşa edilmiştir. Bu mekanların yalnız tahkimat amacıyla kullanıldıkları sanılmaktadır. Halk Yapıları: Gerek alt şehrin batı kesiminde gerek dış şehirde yapılan kazıda 9 yapı biriminin bazıları tümüyle; bazıları kısmen ortaya çıkarılmıştır. Jeofizik yöntemle gerçekleştirilen magnetik ölçümlerle hem alt şehir hem de dış şehrin planı aşağı yukarı saptanmıştır. Bu planda; cadde ya da sokak diyebileceğimiz geçitler; aralarında yapı birimleri ile muntazam inşa edilmiş bir kent ile karşı karşıya olduğumuz görülmektedir. Kent meydanların var olmaması şehircilik açısından ilginçtir. Hem alt şehirde hem dış şehirde bu yapıların benzer planlara sahip olduğu; ev birimlerinin çok odalı iki büyük kanattan ibaret olduğu anlaşılmaktadır [Matney et al. 1999:şek.2; Matney et al. 1997:şek.2]. Yapı birimlerinde her odaya çeşitli boyutlarda kapılardan girilmektedir. Birimin bir kapısı mutlaka sokağa açılmaktadır. Mekanlar büyük çoğunlukla dörtgendir. Büyük odalar olasılıkla salon gibi küçük odalar ise mutfak; yatak odaları şeklinde düzenlenmiştir. Tabanları sıkıştırılmış kildendir. Yapı malzemesi olarak Titriş yöresinde kolaylıkla elde edilebilen yassı ve şekilsiz kireç taşı blokları kullanılmıştır. Bu bloklar çamur harçla; birbirine tutturulmuştur. Yapıların üstünün kerpiçten olduğu yorumlanmaktadır. Damın ise düz dam şeklinde olduğu sanılmaktadır. İşlik Yapıları: Kent dışında; dış kentin doğu kesiminde; kentin varoşu olabilecek yerde yapılan kazıda çakmaktaşı işliğinin yapıldığı yapı bulunmuştur. Bu yapı diğerlerinden biraz daha kötü bir şekilde inşa edilmiştir. Aynı plandadır [Algaze et al.2000:şek.6]. Yönetici Yapıları: Kazılan kısımda bu amaçla inşa edilmiş yapı bulunmamıştır. Bu tip yapının yerleşimin en yüksek noktasında höyük kesiminde aranması gerekmektedir. Çanak Çömlek: Kent içi ve kent dışında yapılan kazılarda yörenin İTÇ II-III evresi çanak çömlek endüstrisini verebilecek kaplar ve parçaları bulunmuştur. Yontma Taş: Kent içinde yüzeyde; yapıların içinde ve kentin varoşlarındaki işlik alanlarında çok sayıda çakmaktaşı örnek ele geçmiştir. Kenani tipinde üçgen kesitli dilgiler ve bunların çekirdekleri bulunmuştur. Orak bıçak olarak kullanılan bu dilgiler çok sayıda fabrikasyon sistemi ile üretilmişlerdir. Titriş'in kent hüviyeti taşıdığı çeşitli zanaatkarların burada yer almasından bir kez daha anlaşılmaktadır. Maden: Kente kurşun dökümü yapıldığı ele geçen bir kalıpla ispatlanmaktadır. Bu tek yüzlü kalıpta bir tanrıça ile minik kült nesnelerine ait döküm oyuğu vardır. İnsan Kalıntıları ve Mezarlar: 1991-96 yılı kazılarında bulunan mezarlar D. Honça tarafından ayrıntılı bir şekilde incelenmiş ve tabakalaşma ve gömüt armağanlarına da bakılarak tarihlendirilmiştir [Honça-Algaze 1998:101-142]. İTÇ I Mezarları: Kazı başkanı tarafından MÖ 3.000-2.700 yılları arasına tarihlenen İlk Tunç Çağı'nın erken evresinde; höyük tepesinin hemen batı eteğine düşen kısımda; batı alt şehirde dörtgen biçimli bir sandık mezar bulunmuştur. Kazılan alanın küçük oluşundan bu mezarın tekil mi yoksa büyük bir mezarlığın bir mezarı olduğu anlaşılamamıştır. Dikine konan yassı taş levhalarla yapılan mezar 150x95 cm boyutlarındadır. İçine hocker biçiminde bir yetişkin kadın gömülmüştür. Mezarın kapısı yoktur. Üzeri yine yassı levha taşlarla örtülmüştür. Gömüt hediyelerinden Kurban V. tabaka ile Hassek İTÇ I-II evreleri ile çağdaş olduğu sanılmaktadır. İTÇ Orta Evre Mezarları: Anıtsal yapıların yapımının planlandığı bu dönemde; yerleşim içi mezarlık yerine; yerleşim dışındaki alanlar mezarlık alanı olarak kullanılmıştır. Yapılan kazı sonucunda bu şekilde üç gömüt alanı saptanmıştır. Bu mezarlıklardan bazılarının daha sonraki evreler sırasında büyük yapılarla kilitlendiği görülmüştür. Honçar ve Algaze; yerleşmenin genişlemesi zorluğundan mezarlıkların yer değiştirdiği görüşünü savunmaktadırlar. Bu evreye ait 21 mezarda; 31 ölüye ait kemiklerin bulunuşu; dolayısıyla bazı mezarlardan birden fazla iskeletin varlığı; bazı mezarların aile mezarı olabileceği yorumunu getirmektedir. Bir basit toprak mezar dışında tümü dörtgen biçimli taş sanduka mezarlardır. Boyutları farklıdır. Tekil gömüt için yapılanlar küçüktür. Bunlar içinde en büyüğü; 175x145 cm ölçüsündedir. Bunların dromosları olmadığı gibi taş kapıları da yoktur. Aile mezarı olarak yapılanlar ise bazıları tek bazıları çift kanatlı taş kapılara ve dromoslara sahiptir. Olasılıkla giriş kapısının üstündeki büyük taş levha toprak üstünde işaret olarak bırakılmakta; ailenin bir ferdi öldüğünde; kapatılan dromos kazılmakta ve bu mezara yeni gömüt olayı gerçekleştirilmektedir. Bu tip mezarlardan en büyük olanı; 275x500 cm boyutlarındadır. Her iki tip mezarda da yapı tekniği aynıdır. Yassı ve muntazam taş blokları yatay şeklinde birbirinin üstüne konarak mezar odası duvarları oluşturulmuştur. Birden fazla çok büyük yassı levha; olasılıkla ahşap takviye ile mezarın üstüne yerleştirilmiştir. Birinci mezarlık alanı; "Dış Şehir" olarak tanımlanan kuzey yükseltide; doğu kesimde ana toprak içine açılan iki adet dörtgen biçimli sanduka/sandık mezarla temsil edilmektedir. Bu mezarlar boyut olarak İlk Tunç Çağı I. evre mezarlarından daha büyüktür. Biri iki kapılı dromoslu aile mezarı olmasına rağmen yalnız 5 yaşında bir çocuk ölüsünü bünyesinde barındırmaktadır. Diğer tekil mezarda ise 9 yaşında bir çocuğu ait iskelet vardır. Kazı başkanı; yalnız bu iki mezarla bu alanın bu evrede mezarlık alanı olduğunu iddia etmektedir. İkinci mezarlık; alt şehrin batı kesiminde yine ana toprak içinde bulunan tek mezar ile işaretlenmektedir. 1981 yılında bu mezarın fazla uzak olmayan bir alanında alt şehrin batı terasında; bulunan 4 adet mezarın da bu mezarlığa ait olduğunu tahmin edilmektedir. Üçüncü mezarlık ise 1981 yılında köylüler ve defineciler tarafından büyük tahribata uğratılan kuzeybatıdaki küçük tepe üzerinde yer alan mezarlıktır. 1981 yılında da kazılan bu mezarlıkta 29 sanduka/sandık mezar ile 3 küp mezar ele geçmiştir. Bu sayıya yeni kazılarda da 12 adet mezar eklenmiştir. Tüm mezarlar kabaca doğu-batı istikametinde inşa edilmiştir. Çoğunluğunda hem erişkin hem çocuk olmak üzere üçer gömüt vardır. 1x1.5 m boyutunda olan bu küçük mezarların arasında uzunluğu 5 m'yi bulan bir aile mezarı vardır. Bu mezarda da en az 4 ölü bulunmaktadır. Bu mezarlardan hangisinin ilk defa kullanıldığı sorusuna cevap vermek zordur. İTÇ Geç Evre Mezarları: Titriş'in mimari açıdan en iyi bilindiği bu evresi yerleşmesinde üç tip mezar ortaya çıkmıştır. İlki yerleşme dışı kabul edilen sanduka/sandık mezar; ikincisi küp mezar; üçüncüsü yapıların içindeki yerleşme içi özel mezarlardır. Tümü; içinde 32 bireyin gömüldüğü 14 mezardır. Bu mezarların yapım tekniği de diğerlerinden farksızdır. Olasılıkla İlk Tunç Çağı'nın tüm evrelerinde aynı ölü gömme inanışlarının var olduğu iddia edilebilir. Gömüt Armağanları: Hem kent dışı mezarlıkta hem de kent içi mezarlarda çok zengin gömüt armağanları bulunmuştur. Özellikle dönemin kap envanteri burada bulunan kaplarla çıkarılmıştır. Suriye şişesi biçimli kaplar; ayaklı gobletler; içe dönük ağızlı tabaklar ve kaseler vardır. Kapların ölülerin yanlarına mezarın bir tarafında toplanacak şekilde konmuştur. Ölülerin kişisel eşyaları da yanlarında gömülmüştür. Değerli madenlerden nesneler konmuştur. Gümüşten yılan kafalı bilezik dönemin kuyumcularının özenle yaptıkları nesnelerdendir [Algaze et al. 1995:şek.32]. Tunç ve gümüş bilekler kadın iskeletleri yanında bulunmuştur [Algaze et al. 1995:şek.31]. İstiridye gibi kabuklu deniz hayvanı kabuklarının işli ve bezemeli örnekleri vardır [Algaze et al. 1995:30]. Erkek erişkinlerin yanına silahlarının konduğu ele geçen bir kamadan anlaşılmaktadır [Matney et al. 1997:şek.12].
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: Titriş ekonomisi tahıl ekiminin ağır bastığı karma ekonomiye sahiptir. Arpa ekiminin buğdaydan daha fazla olduğu iddia edilmektedir. Tahıl ve mısır yanında bahçe bitkileri de tüketilmiştir. Çevrenin bu çağda bağlık olduğu tahmin edilmektedir. Algaze; dış şehirde oturanları hizmetli; alt şehirde oturanları ise halk olarak tanımlamaktadır. Kentin çevresinde özellikle çeşitli işlerde uzmanlaşmış ustaların iskan ettiği küçük mahallelerin olduğu kuzeybatıda yapılan kazıda ortaya çıkarılan yontma taş ustalarının evlerinden anlaşılmaktadır. Yine çevrede; madencilerin; çanak çömlekçilerin yapıları da olsa gerekir. İlginç olan henüz bu kentte oturan başkanın/beyin evinin ve ailesinin yapısının bulunmamasıdır. Bu yapının daha yüksekte yer alan çekirdek höyük tepesinde olabileceği; jeofizik yöntemle buranın henüz belgelenememesinden dolayı düşünülebilir. Titriş'de Ege dünyasına özgü keman biçimli idollerin örnekleri; Güneydoğu Anadolu ile Ege dünyasının arasındaki ticaretin canlı delilleridir.


Liste'ye