©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Fıstıklı Höyük

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Fıstıklı Höyük
Türü:
Höyük
Rakım:
485 m
Bölge:
Güneydoğu Anadolu
İl:
Şanlıurfa
İlçe:
Birecik
Köy:
Mezraa
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
İlk

     


Yeri: Şanlıurfa il merkezinin batı-güneybatısında; Birecik'in yaklaşık 4 km güneyinde; Mezraa Köyü'nün 1.5 km kuzeyindedir. Fırat Nehri'nin sol yakasında; Karkamış'ın 25 km kadar üst tarafında ve Karkamış Baraj alanı içinde kalmaktadır. Önceki yayınlarda Zeytinli Bahçe Yanı I olarak tanımlanmıştır [Algaze et al. 1994:45-46;har.5(45 no'lu buluntu yeri)].
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Yerleşme; Fırat Nehri'nin taşkın ovasının doğu ucunda; ovayı sınırlayan kireçtaşı bloklara yakın bir noktada yer almaktadır. Çevresini saran ovadan maksimum 4 m kadar yükseklikte ve yaklaşık 0.5 hektarlık bir alanı kaplayan küçük; alçak bir höyüktür. Günümüzde üzeri fıstık ağaçlarıyla kaplıdır. Güney eteğinde evler ve yamaçlarında tarlalar bulunmaktadır.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: İlk olarak Algaze başkanlığında yürütülen Fırat-Dicle Nehirleri Arkeolojik Keşif Araştırması'nda saptanmıştır. 1998 yılında S. Pollock ve R. Bernbeck başkanlığında sistematik yüzey araştırması yapılmış; 1999-2000 yıllarında ODTÜ TAÇDAM Ilısu ve Karkamış Baraj Gölleri Altında Kalacak Arkeolojik ve Kültür Varlıklarını Kurtarma Projesi kapsamında S. Pollock ve R. Bernbeck başkanlığında kazı çalışmaları gerçekleştirilmiştir.
Tabakalanma: Yerleşmede Hellenistik/Roma; Halaf-Hellenistik/Roma karışık dolgular ve Halaf olmak üzere üç dönem belirlenmiştir. Evre Ia; Roma ve/veya Hellenistik Dönem'e ait çukurlarla; Evre Ib ise mezarlarla temsil edilir. Evre II; Halaf ve daha sonraki dönemlere ait; Halaf tabakalarının içine açılmış mezarlar ve definecilerin tahribatı sonucu karışmış malzemeden oluşur. Evre IIIa Halaf tabakalarını içerir; en son ve en iyi durumdaki evredir. Evre IV'e tarihlenen bir su kanalı bulunmuştur [Bernbeck et al. 2002a:6].
Buluntular: Mimari: 1999 yılı çalışmalarında açılan A; D ve E birimleri önemli mimari kalıntılar barındırmaktadır. Üç büyük tholos ve bir küçük tholosa ait bölümler ve iki adet de küçük yapı ele geçmiştir. Genellikle taş temelli pise tekniğine dayalı bir mimariye sahip olan yapıların duvarları 20-50 cm'ye kadar korunmuştur. Birkaç örnekte duvarlardaki tamir izleri görülebilmektedir. Birim D'deki Tholos I; 4 m'den fazla çapıyla yerleşmede bulunan en büyük tholostur. Yaklaşık 80 cm kalınlığında duvarları olan yapının iç kısmında sekiler ve kısmen korunmuş bir bölme duvarı bulunmaktadır. Birim A'daki Tholos II'nin iç çapı 3 m'dir ve taş temel üzerine pise üst yapıya sahiptir. Tholosa bitişik olarak 0.9 m çapında yuvarlak bir yapı bulunmuştur. Birim E'nin kuzeyinde yer alan Tholos III sadece taş temellerle temsil edilmektedir ve yanında pise tekniğiyle yapılmış küçük bir kare oda ele geçmiştir. Bunun yanında; Tholos III'ün inşasından önce 1.40 m çapında küçük bir tholos daha bulunduğu tespit edilmiştir [Pollock et al. 2001:5-7]. 2000 yılında çalışılan I ve K açmalarında Halaf Dönemi'ne ait çan biçimli kesitli toprak set duvarlar bulunmuştur. Biri batı güneybatı-doğu kuzeydoğu; diğeri kuzey kuzeybatı-güney güneydoğu yönünde olan bu duvarların; kesin olmamakla beraber; su taşkınlarından korunmak amacıyla yapıldıkları düşünülmektedir. H ve I açmalarında çapları 0.80 m ile 1.20 m arasında değişen sert tabanlı ve kubbeli; yuvarlak planlı çok sayıda fırın bulunmuştur. Bu açmalarda ayrıca; bulunan çok sayıdaki malzemeye dayanılarak çöplük ya da işlik alanları olabilecekleri düşünülen açık alanlar tespit edilmiştir. I açmasında fazla mimari kalıntı olmamakla beraber Tholos V'e ait mimari kalıntılar; eğimli anıtsal bir toprak yapı ve hücre planlı bir yapı bulunmuştur. L açmasında iç çapı yaklaşık 4 m olan Tholos IV'ün yarısına rastlanmıştır. Tabanı kil ile kaplı olan tholosun içinde iki ocak ve bir bölme duvarı bulunmuştur. Bu tholosa bitişik taş temel üzerine kerpiç duvarlı hücre planlı bir yapı ele geçmiştir. Bu tabakanın sonlarına doğru hücre planlı yapının üzerine; duvarları temel olarak kullanılarak; tek mekanlı bir yapı inşa edilmiştir [Bernbeck et al. 2002a:2-5]. Çanak Çömlek: Fıstıklı Höyük malları Halaf ve Halaf sonrası olmak üzere iki grupta incelenmiştir. Halaf grubu da ince mineral katkılı ve bitkisel katkılı olmak üzere ikiye ayrılmıştır. İnce mineral katkılılar deve tüyü öze ve düz bir yüzeye sahiptir; renkleri bejder yeşilimsiye kadar değişir. Boyalı mallar kırmızı ve siyah olarak ayrılmıştır. Bitkisel katkılılar tüm mal grubunun %70'e yakınını oluşturur. Yuvarlak ağız kenarlı ya da çukur ağızlı çömlekler; yuvarlak çeperli büyük açık ağızlı çanaklar; S profilli Büchsen (kutular); düz kenarlı kaseler ve uzun boyunlu kaplar belirlenen kap formlarıdır. Ağ motifi; paralel bantlar; dalgalı noktalar; yatay bantlar; zigzaglar; basit noktalar; baklava dilimleri ve "Kazane Motifi" rastlanan boya motifleridir. Bunların yanı sıra bucrania (koç başı); kuş; insan gibi doğal çevreyle ilişkili motifler de bulunmaktadır [Pollock et al. 2001:10-13] [Bernbeck et al. 2002a:7]. Yontma Taş: Çakmaktaşı çekirdekler; yongalar; dilgi ve kırık parçalar; kazıyıcılar; dişli parçalar; çentikli parçalar; deliciler; kalemler; çapraz ok uçları ve orak dilgileri ele geçmiştir [Pollock et al. 2001:14]. Obsidiyen buluntuların çoğunluğunu dilgiler oluşturur. Ayrıca obsidiyen delici veya delgiler bulunmuştur [Bernbeck et al. 2002a:8]. Sürtme Taş: Bazalt öğütme taşları; taş diskler; az sayıda ağırşak; üç taş balta ya da benzeri aletlere ait parçalar; çok sayıda kalker taş kap ve ağırlık veya pendant olabilecekleri düşünülen delikli kalker diskler ele geçmiştir [Pollock et al. 2001:16-18]. Kemik/Boynuz: Kemik bızlar; spatulalar ve uçlar bulunmuştur [Bernbeck et al. 2002a:10]. Kil: Pişmiş toprak insan ve hayvan figürinleri; tokenler; jetonlar ve mühürler ele geçmiştir [Pollock et al. 2001:15-18].
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: Halaf Dönemi'nin erken safhasında iskan edilmiş küçük bir yerleşme olan Fıstıklı Höyük; oldukça kısa bir zaman diliminde kullanılmıştır. Halaf Dönemi'nde terk edilmesinden sonra birkaç binyıl boyunca yerleşim görmemiştir. Demir Çağ'a ait az sayıda seramik buluntu bu dönemde olası bir kullanımı düşündürmektedir. Hellenistik ve Erken Roma dönemlerinde çöplük ve mezarlık olarak kullanılan höyük; Ortaçağ'da tekrar iskan edilmiştir [Pollock et al. 2001:24]. D açmasından alınan 14C örnekleri IIIc evresi için düzeltilmiş MÖ 5980-5840; B ve G açmalarındaki örnekler IIIa evresi için düzeltilmiş MÖ 5840-5660 tarihlerini vermiştir. Bu tarihlere dayanılarak esas Halaf yerleşmesinin 300 yıldan biraz daha uzun bir zaman boyunca devam ettiği düşünülmektedir [Bernbeck et al. 2002a: 6].


Liste'ye