©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Bakla Tepe

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Bakla Tepe
Türü:
Höyük
Rakım:
70 m
Bölge:
Ege
İl:
İzmir
İlçe:
Menderes
Köy:
Bulgurca
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
İTÇ I İTÇ II

     


Yeri: İzmir il merkezinin kuşuçumu 30 km güneyinde; 1998 yılında Tahtalı Baraj yüzünden kaldırılan Bulgurca Çiftlik Köyü'nün hemen kuzey yanında yer alan kayalık tepedir. Üzerinde bakla zıraatı yapıldığı için çevrede bu isimle anılmaktadır [Erkanal-Özkan 1997: 262]. Bulgurca Çayı'nın doğu kesiminde yer alan bu kayalık tepedeki yazılı tarihöncesi yerleşmelerin köyün altında da devam ettiği gerçekleştirilen küçük sondajlarla saptanmıştır [Erkanal-Özkan 2000:263].
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Doğudan batıya doğru tedrici olarak yükselip; batıda aniden düşerek dikçe bir yamaç oluşturan ve yaklaşık 20 m yüksekliğinde 250 m çapında boyut veren doğal tepe; batısından geçen Tahtalı Çayı ve Cumaovası'nın verimli toprakları ile mükemmel bir yurt yeri olma özelliği taşımaktadır. Tepenin üstünde 70 m çapında düz bir alan vardır. Su açısından zengin olan Cumaovası'nın; bu tepenin yakınında eski bir göl yatağı gibi bir çukurluğa sahip olması; yerleşmelerin olduğu dönemlerde belki bir tatlı su gölünün burada olabileceğinin göstergesidir. Ova; kuzeye İzmir'e doğru uzanarak körfez ile güneydoğuda Torbalı'ya doğru uzanarak Küçük Menderes Vadisi ile birleşmektedir. Tahtalı Çayı ise güneybatıdaki tepelerin arasından geçip Gümüldür Koyu'na dökülmektedir. Kayalığın; MÖ 4 ve 3. bin yıllarında körfezler ve koylarla çevrili bir alanda; deniz ticaret yolu üzerinde yer aldığı rahatlıkla iddia edilebilir. Zengin buluntularının varlığı bu ticarete bağlanabilir. Kayalık tepe üstündeki büyük tahribat 1. Dünya Savaşı sırasında askerler tarafından gerçekleştirilmiş; tepenin batı kesiminde büyük bir top çukuru açılmıştır. Daha sonra bu çukurun köylüler tarafından; yakındaki Klasik Dönem yerleşmesinden taşınan toprakla doldurulması kazıda başta tabaka karışıklıklara yol açmıştır [Erkanal-Özkanlı 1997:263]. Bulgurca Köyü evlerinin temellerinin; alttaki yerleşim kalıntılarını kısmen bozduğu da son araştırmalarla anlaşılmıştır.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: Yerleşme; ilk olarak N. Tuna tarafından; 1984 yılında saptanmış; MÖ 3. bin yıl yerleşmeleri arasında Bulgarca adıyla tanıtılmıştır [Tuna 1986:215]. R. Meriç tarafından gerçekleştirilen araştırmada ise Kumtepe Ib evresi çanak çömleklerinin yüzeyde bulunması ile bir kez daha gündeme gelmiştir [Meriç 1987:302]. Tahtalı Çayı Vadisi'nin ağzında yapılmakta olan Tahtalı Barajı göl sularının; tepeyi etkileyeceği ve 5 m yüksekliğinde bir ada şekline dönüştüreceğinin anlaşılması üzerine; 1995-1998 yıllarında H. Erkanal ve T. Özkan yönetiminde; Tahtalı Barajı Kurtarma Projesi çerçevesinde kazılmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır.
Tabakalanma: Bu kayalık tepenin; Son Kalkolitik Çağ'da 250-300 m; İTÇ I. evrede yaklaşık 90 m çapında; İTÇ II. evrede dağınık yerleşmeleri barındırdığı yapılan kazılar sonucunda saptanmıştır. Ayrıca MÖ 2. binyılda krali mezara sahne olan yerde de küçük bir Roma Dönemi yerleşmesinin varlığı anlaşılmıştır. İlk Tunç Çağı I evresi iskancıları; ölülerini; hemen yerleşim yanında; surun dışında yine bu kayalık tepenin yamacına gömmüşlerdir. Mimari kalıntılardan İTÇ I'de birkaç yapım evresinin varlığı izlenmektedir. Son yıllarda kazı ekibi yerleşmelerin boyutlarını saptamak amacıyla çevrede bir dizi sondaj gerçekleştirmiştir. Bu sondajlarda mezarlıkların daha büyük bir alanı kapsadığının anlaşılması dışında; İTÇ I evresine ait bir obsidien atölyesi güney kesimde saptanmıştır.
Buluntular: Mimari: İTÇ I. evre mimarisi; tepenin en yüksek kısmında; askeri birlikler tarafından tahrip edilmeyen yerlerinde ortaya çıkarılmıştır. Kuzey ve doğu yamaçta saptanan ve kalın taş duvarın çevre/sur duvarı olduğu tahmin edilmektedir. Duvarın yapım tekniği evler gibi özensizdir. Çeşitli boyutlu ocak taşları kullanılmıştır. Duvar alt kısma doğru her iki taraftan genişlemektedir. Kalınlığı yaklaşık 270-240 cm'dir. Yer yer 156 cm yükseklikte bir kısmı günümüze kadar gelebilmiştir [Erkanal-Özkan 2000: 268; çiz.3; res.8]. Bu savunma duvarının doğu tarafındaki uzantısının dışına; SKÇ tabakalarının içine yaklaşık 340 cm kalınlığında bir hendek açılmış ve bu hendeğin dış kısmına da 210 cm kalınlığında bir kör teras duvarı inşa edilmiştir. Tepenin diğer yönlerine göre daha yayvan olan doğu yamacında savunma bu şekilde güçlendirilmiştir. Sur içinde; birer duvarları ortak inşa edilen ve uzunlukları 20 m'yi bulan dizi evler ortaya çıkartılmıştır. Evlere; taş döşeli 2 m genişliğindeki sokaklardan girilmektedir. Yönleri farklıdır. Tepe çok geniş alanda açılamadığı için yerleşim planı tam anlaşılamamakla beraber radial bir sistemin var olduğu sanılmaktadır. 4.5-5.8 m genişliğinde olan bu uzun yapılar; içlerindeki küçük duvarlarla çeşitli işlevler için mekanlara bölünmüştür. Yapım tekniğine göz attığımızda; orta boyutlu şekilsiz taşların en azından yüz oluşturacak şekilde çamur harç ile birleştirildikleri izlenmektedir. Duvar kalınlıkları 60-80 cm'dir. Günümüze 2 m yüksekliğe kadar korunagelen bu duvarların tamamının taştan inşa edildiği kabul edilebilir. Uzun evlerin içinde çapları 1.8 m civarında olan büyük ocaklar vardır [Erkanal-Özkan 1999:339]. Tabanları taş döşelidir. Evlerin ortak düz damlara sahip olduğu belirtilmektedir. Genelde dörtgen planda olan uzun evlerden birinde kısa duvar yuvarlak bir şekilde; apsisli olarak inşa edilmiştir [Erkanal-Özkan 1998:409]. Bu uzun evlerin dışında kareye yakın boyutlu (2x1.9 m) ambarın varlığı da sosyo-ekonomik yaşam hakkında fikir vermektedir. 1998 yılında bu evlerin güneyinde çok kalın duvarlara sahip olan 910x410 cm boyutlu dikdörtgen bir yapı ortaya çıkmıştır. Yapının işlevi açıklanamamakla beraber önemli bir yapı olduğu ileri sürülmektedir. İTÇ II. evreye ait mimari kalıntılar ise tepenin doğu kesiminde çok bozuk durumda yer yer ortaya çıkarılmıştır. Çanak Çömlek: İTÇ I. Evre: Bu evreye tarihlenen yapı katlarında çoğunlukla siyah ve gri astarlı; daha az kahve ve devetüyü astarlı maldan kaplar bulunmuştur. İçe çekik ağızlı; keskin omuzlu çanaklar; kaseler; düz ağızlı tek kulplu maşrapalar en çok sevilen biçimlerdir. Kulp olarak dikey kulplar; ip delikli tutamaklar; tünel kulplar mevcuttur. Bezeme olarak boya; çizi; kertik; kabartma bezeme mevcuttur. Siyah; kahverengi; devetüyü astar üzerine soluk beyaz boya ile içi dolu üçgenler; çapraz çizgiler; kafes motifi; yatay paralel çizgiler yapılmıştır. Çizi bezemelilerde aynı motifler kullanılmıştır. Kertik bezeme ile yanyana sıralar yapılmıştır. Kabartma bezeme örnekleri azdır. At nalı; yumru ve zikzak motifi vardır. İTÇ II. Evre: Gri mallarla beraber ince nitelikli kırmızı ve siyah astarlı mal örnekleri vardır [Erkanal-Özkan 2000:266]. Kil: Benzerleri Termi II'de olan idollerin yanısıra; Kiklad Adaları'ndaki kaşıklardan çok sayıda ele geçmiştir. Ağırlık ve ağırşaklar yoğun dokumacılığın belgeleridir. İTÇ II. evresinde kil idol bulunmuştur. Sürtme Taş: Mermer idol; yassı baltalar ve sap delikli baltanın güzel bir örneği İTÇ I. evresinde vardır. İTÇ II. evre yerleşmesinde ise ortasında boğum bulunan çok basit idol örnekleri hem mermer hem de diğer taşlardan şekillendirilmiştir. Yontma Taş: Obsidiyen ve sileksden kesiciler bulunmuştur [Erkanal-Özkan 1997:270]. Kemik: Çok sayıda bız ve iğnenin yanısıra idole benzeyen bir kemik nesne ele geçmiştir. Maden: Baklatepe'de yoğun madencilik faaliyetlerin olduğu çok sayıda cüruf ve pota parçası ile ispatlanmıştır. Ayrıca üzerinde kama üretimi için negatif oyuk bulunan bir kalıbın oluşu bu iddiayı kesinleştirmektedir. Bakır-tunç zincir; saç kıskacı gibi bulgular mezar armağanlarını zenginleştirmektedir. Benzeri Naksos'da Erken Kiklad Dönemi II. evrede bulunan minik gümüş iğne şimdilik bölgenin en eski örneğini teşkil etmektedir. İTÇ II. evre yerleşiminde çok sayıda tunç iğne bulunmuştur [Erkanal-Özkan 2000:267]. İnsan Kalıntıları ve Mezarlar: Yerleşim İçi İTÇ I Evre Mezarları: Tepedeki İTÇ I evresine ait yerleşme içinde az sayıda gömüt bulunmuştur. Kazı başkanları; bunları SKÇ mezarlarından ayırt etmenin çok zor olduğunu belirtmektedir. 1998 yılı kazısında İTÇ I. evresine tarihlenmesi muhtemel olan bir küp mezarın varlığından bahsedilmektedir. Yerleşme Yanı İTÇ I. Evresi Mezarlığı: Tepenin doğu kesiminde; surun dışındadır. 1998 yılı çalışmasının sonuna kadar 14 mezar bulunmuştur. "Basit Toprak Mezar"; "Küp Mezar" ve "Taş Sanduka Mezar" tipinde üç tip mezar ortaya çıkarılmıştır. Mezarlarda belirgin bir sıralama ve düzen görülmemetedir. Erişkin ve çocuk mezarlarının aynı alanda bulunmasının yanı sıra; bu alandaki gömülerde zengin ve fakir ayrımı da yoktur. Bazı mezarlara ikincil gömü de yapılmıştır. Erişkinler genelllikle aynı yönde doğu-batı istikametinde; baş batı yönünde hocker şeklinde yatırılmışlardır. 180-190 cm yüksekliğinde olan küp mezarlarda gömüt küpü olarak da kullanılan küpler dışa çekik ağızlı; kısa boyunlu; yuvarlak diplidir. 190x129 cm boyutunda büyükler gibi küçükler de vardır. Küplere iki veya dört adet bağlama/taşıma kulpları takılmıştır. Küplerin ağızları bazen yassı taş bazen kırık bir küp parçası ile örtülmüştür. İki adet taş sanduka mezardan biri bebek mezarıdır. Bu mezarlar yöredeki diğer İTÇ mezarlarında olduğu gibi yassı taşların dik olarak konması ile oluşturulmuştur. Üstü de yatay taşlarla örtülmüştür. Büyük mezarın boyutu 129x112 cm'dir. Diğeri ise küçüktür. Çok zengin armağanlı basit toprak mezarların varlığından; zenginliğe göre mezar tipi seçilmediği anlaşılmaktadır. Bu tip mezarlarda bazı ölülerin yarı hocker biçiminde yatırıldığı görülmektedir. Gömüt armağanları baş ve ayak ucuna yerleştirilmiştir. Armağan olarak her tip mezara yayvan ağızlı testiler; küçük kaplar; üç ayaklı çömlekler; bakır-tunç kamalar; bilezikler; küpeler bırakılmıştır. Gümüş bilezikler ve gümüş boncuklu kolyeler; kurşun spiral gibi kıymetli bulgular da konmuştur. İTÇ II. Evre Mezarları: Tepenin güneydoğu kesiminde ortaya çıkarılan 64 adet mezardan yalnız küp mezarların bu evreye ait olabilecekleri iddia edilmektedir. Küpler çok bozuk durumdadır. İTÇ I. evre küpleri gibi doğu batı istikametinde yerleştirilip ölü gömme olayından sonra; ağızları yassı levha taş ve küçük taşlarla sıkıca kapatılmıştır [Erkanal-Özkan 2000:çiz.2; res.1]. Küplerde yalnız bir ölüye ait iskelet değil dört hatta altı ölüye ait iskelet bulunmuştur. Hocker şeklinde konan bu ölülerin ikincil gömülme olduğu yorumu yapılmaktadır. Mezarların düzenli bir şekilde yerleştirildiği görülmektedir. Bunların içine ve hemen yanına da zengin armağanlar bırakılmıştır. Armağanların içinde insan yüzlü bir küçük kap en ilginç buluntuyu teşkil etmektedir. Bu buluntunun en yakın benzerinin Karataş-Semayük'de olduğu belirtilmektedir. Ayrıca depas; üç ayaklı kap; tankard; çaydanlık; gaga ağızlı testiler konmuştur [Erkanal-Özkan 2000:res.2-5]. Bazı örnekler hızlı dönen çarkta üretilmişlerdir. Bakır-tunç kama; hançer; başlı iğne; pişmiş toprak ağırşak; taş ağırşak gibi nesneler de hediye olarak konmuştur. Kazı başkanları bu mezarlığı İTÇ II. evrenin sonuna koymaktadır.
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: Erkanal ile Özkan; bu kayalık tepedeki İTÇ I evresi yerleşim modelinin taş döşeli sokaklara radial şeklinde açılan uzun evlerden ibaret bir model olduğunu; Anadolu ve Ege Adaları'ndaki çağdaş yerleşmelere (örnek olarak Beycesultan; Termi II vd.) uyum sağladığını ileri sürmekte ve şimdilik yerleşmeyi İlk Tunç Çağı'nın I. evresinin sonuna tarihlemektedirler. Yerleşim tipi olarak en çok Termi yerleşmesine benzemektedir [Erkanal 1996:74]. 1997-98 yılı kazılarında tahkimat duvarlarının saptanması şaşırtıcı olmamıştır. İTÇ II evresi yerleşimi ise büyük ölçüde tahrip olduğundan ancak yer yer saptanabilmiştir. Bakla Tepe özellikle mezarlıkları ile Batı Anadolu/Ege arkeolojisini aydınlatabilecek verilere sahip bir yerleşim yeridir. Tahtalı Barajı'ndan etkilenmesi de talihsiz bir olaydır.


Liste'ye