©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Karagündüz

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Karagündüz
Türü:
Höyük
Rakım:
1800 m
Bölge:
Doğu Anadolu
İl:
Van
İlçe:
Merkez
Köy:
Karagündüz
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
Erken Demir Çağı Orta Demir Çağı Geç Demir Çağı

     


Yeri: Van il merkezinin 34 km kuzeydoğusunda; Erçek Buçağı'nın 6 km kuzeyinde; Eski Karagündüz (Şarokonis) Köyü'nün olduğu yerdedir. Van- Özalp karayolu höyüğün 4.8 km güneydoğusundan geçmektedir. Yeni köy; su yükselmesinden dolayı höyüğün 2 km kuzeydoğusunda kurulmaktadır.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Höyük; Erçek Köyü'nün doğu-kuzeydoğu kıyısında; sularını göle döken Memedik Çayı'nın meydana getirdiği Erçek Düzü'nün batı ucunda yer almaktadır. Özalp'dan gelen ve Van kentine ulaşan ticaret yolunun bu düzlükten geçtiği ve höyüğün Van yöresinin en büyük höyüğü olduğu belirtilmektedir. Yaklaşık 75x50 m boyutlarında; 8-9 m yükseklikte oval bir tepe olan höyüğün 6-7 m kalınlığında İTÇ'na ait bir kültür toprağı barındırdığı iddia edilmektedir. Höyüğün üzerinde mermerden işlenmiş 145 cm boyunda; 107 cm genişliğinde ve 53 cm yüksekliğinde taş vardır.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: 1956 yılında C.A. Burney tarafından İTÇ yerleşmeleri arasında tanıtılan höyük [Burney 1958:178; 192]; Erçek Gölü'nün sularının yükselmesi ve höyüğü tehdit etmesi üzerine 1995 yılından itibaren V. Sevin'in bilimsel yönetiminde kazılmaya başlamıştır [Sevin 1996:338-339]. Höyük kazıya başlandığı zaman bir yarımada durumuna gelmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır.
Tabakalanma: Höyüğün tabakalanması; 1.yapı katı: Ortaçağ mezarlığı 2. yapı katı: Ortaçağ 3. yapı katı: Geç Demir Çağı 4c. yapı katı: Orta Demir Çağı (post Urartu, Med) 4b. yapı katı: Orta Demir Çağı (Urartu) 4a. yapı katı: Orta Demir Çağı (Urartu) 5. yapı katı: Erken Demir Çağı 6. yapı katı: Orta ve Son Tunç Çağı 7. yapı katı: Erken Transkafkasya Dönemi
Buluntular: Mimari: Höyük 75x50x5 m boyutlarındadır. Buranın 1,5 km batısında ise MÖ 1000 yıllarına tarihlenen bir nekropol alanı bulunmaktadır. Bu nekropolde şimdiye kadar 9 mezar açığa çıkartılmıştır. Bunlardan 6'sı oda mezar türündedir. Bu odalar dikdörtgenimsi plan verir. Ancak odanın tavanları çökmüştür. Yükseklikleri 2-2,5 m arasındadır. Urartular zamanında höyüğün kuzey kesiminde dikkat çekici bir yapı kompleksi yapılmıştır. Kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan bu yapı kompleksi 1,40-1 m kadar kalınlıkta taştan temel duvarlarına sahiptir. Kısmen ya da tamamen taş kaplamalı açık bir avlusu ile kapalı bölümleri bulunur. En azından 400 metrekarelik bir alana yayılan bu yapının Urartu klasik kapalı avlulu büyük konutlarıyla ilişkili olduğu söylenebilir. Höyük yaklaşık 8-9 m yüksekliğindedir. Mezar mimarisi, ölü gömme adeti, maden teknolojisi ve çanak çömleğiyle, Van bölgesi Erken Demir Çağı kültürünün Urartular ile yakın bir ilişki içinde olduğunu göstermektedir. Mezar: Her odaya mezarın boyutlarıyla ilişkili olarak 20'den 80'e kadar değişen sayıda insan gömülmüştür. Her yeni ceset geldiğinde eskiler geriye doğru toplanarak odada yer açılmıştır ki bu klasik Urartu mezarlarından tanıdığımız bir gelenektir. Bir kumaşa sarılı ya da giyimli olarak gömüldüğü sanılan cesetlerle birlikte mezara çeşitli armağanlar bırakılmıştır. Bunlara arasında değişmeyenler, her ceset için bir set oluşturacak türdeki pişmiş topraktan açıkağızlı bir çanak ile dar ağızlı ve yüksek ya da alçak boyunlu çömleklerdir. Yine bu mezarlardan hayvanlara ait omurga parçaları ele geçirilmiştir. Her mezarın yanında bir ocak bulunmaktadır. Çanak Çömlek: Birçok keramik buluntusu vardır. Bu keramikleri iki gruba ayırabiliriz. İlk gruptakiler çoğunlukla pembe renkli ve çark yapımıdır. En sevilen biçimler arasında ağız kenarının altı yatay oluk bezemeli, keskin profilli çanaklarıyla, omuzları üzerinde sıklıkla kabarcıklar bulunan "s" profilli küçük çömleklerdir. İkinci grup ise kırmızı-kahverengi, kalın ve parlak bir astarla kaplıdır. Çanak çömleklerin yonca ağızlı, içe-dışa dönük ağız kenarlı, basık şişkin karınlı, birçok çeşidine rastlamaktayız. Pişmiş topraktan ağırşak, kornalin ve çanak çömlekler arasında, parlak kırmızı astarlı, yonca ağızlı testiler, yüksek ayaklı kaplara ait parçalar, basit ağız kenarlı veya dışa kalınlaştırılmış ağız kenarlı çanaklar dikkat çekmektedir. 1998 yılı kazılarında Geç Demir Çağı'nı temsil eden 3. yapı katında ortaya çıkarılan kap kacağın biçim repertuarı oldukça sınırlıdır. Bunların büyük bölümünde kapların kiremit renkli hamurları üzerine beyazımsı-krem bir astar uygulanmış, kimileri de boya ile bezenmiştir. Bezemeler açık zemin üzerine ya yalnızca kırmızı-kiremit rengiyle ya da kahverengi boya ile ya da siyah ve kırmızı-kahverengiyle yapılmıştır. En sık rastlanan bezeme öğelerinden biri çanakların düzleştirilmiş ağız kenarlarının üzerine uygulanmış kalın bant dizileri, üçgen, zikzak ve paralel ya da eğik çizgi kümeleridir. Boya bezemeli kaplardan en yaygın olanı dışa çekik ağız kenarlı, keskin karınlı, yuvarlak gövdeli ve bazen omphaloslu çanaklardır. Doğu Anadolu ve Kuzeybatı İran'dan tanınan bu yaygın bezeme anlayışında çanakların geniş ağız kenarları ile yüksek boyunlu vazoların iç yüzleri ya yana üçgenlerle dekore edilmiştir. Boya bezemeler arasındaki en ilginç grup hayvan motifleridir. Çoğu kez şişkin karınlı çömlekler üzerinde karşılaşılan bu türden bezemede kapların kahverengi ya da pembemsi tonlardaki hamurları üzerine krem renginde kalınca bir astar sürülmüş, motifler bunun üzerine bazen tek (kızıl kiremit), genellikle de çift renk (siyah ve kiremit, siyah ve kahve vb) uygulanmıştır. Hayvan cinsleri arasında arslanlar ve su kuşları dikkat çekicidir [Sevin et al. 2000:410-411]. Takı: En dikkat çekicileri maden eserler, tunçtan yapılan süs iğneleri, tunçtan halkalar ve yüzüklerdir. Mavi renkte boncuklar, tunçtan yüzük ile yine tunçtan bir levha ele geçirilmiştir. Mühür: Burada ele geçirilen biri tunçtan biri de siyah taştan (diorit) iki mühür, Urartu karakterini açıkça göstermektedir. Diğer: Mezar armağanlarının en ilginci, demirden süs eşyaları ile törensel silahlardır. Bunlar arasında tümü dövme tekniğinde yapılmış bilezikler, halhallar ve yüzükler, gözlü süs iğneleri ile hançerler, mızrak uçları, irili ufaklı bıçaklar ve bir topuz ile zincir vardır. Pişmiş topraktan ağırşak, kornelin, mavi renkte boncuklar ile tunçtan bir levha ele geçirilmiştir.
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: Karagündüz Erken Demir Çağı nekropolü, Urartu Krallığı öncesi dönemde, Erçek Gölü ile Van Gölü'nün kuzey, hatta doğu ve batı kıyıları arasında bir kültür birliğinin varlığını ortaya koymaktadır. Kazılar, Van Kalesi Höyüğü'nde olduğu gibi klasik Urartu Krallığı döneminin burada da esaslı bir biçimde temsil edildiğini ortaya koymuştur. Karagündüz Höyüğü Kazıları, Urartu Krallığı'nın MÖ VII. yüzyılın ikinci yarısı içindeki yıkılışından sonra, Van Gölü havzasında önemli değişikler olduğunu, her alanda büyük bir gerilemenin baş gösterdiğini ortaya koymuştur. 1998 yılında Geç Demir Çağı'nın temsil edildiği 3. yapı katında yapılan çalışmalarda herhangi bir mimari kalıntıya rastlanmamıştır. Bu nedenle, 2. yapı katında olduğu gibi açmanın yapıldığı bu höyüğün kuzey ucunun bu evrede üzeri açık bir işlik-depolama alanı olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır [Sevin et al. 2000:410].


Liste'ye