©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi
|
|
|
|
Kinet Höyük |
|
Çizimler için tıklayın... |
Fotoğraflar için tıklayın... |
Türü:
|
Höyük |
Rakım:
|
m |
Bölge:
|
Akdeniz |
İl:
|
Hatay |
İlçe:
|
Dörtyol |
Köy:
|
Yeşil |
Araştırma Yöntemi:
|
Kazı |
Dönem:
|
|
|
|
|
Yeri: İskenderun'un 30 km kuzeyinde; Dörtyol İlçesi'nin kuzeybatısındaki Yeşil Köyü'nde; İskenderun Körfezi'nin doğu kıyısında; denizden 500 m uzaklıkta yer almaktadır. |
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Güneyinden Deliçay akmaktadır. 3.3 hektar boyutlarında ve 26 m yüksekliğindedir. |
Tarihçe: |
Araştırma ve Kazı: Höyükteki ilk arkeolojik kazı çalışmaları 1992 yılında Hatay Müzesi tarafından başlatılmıştır. Yerleşme 1993 yılından beri Bilkent Üniversitesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü'nden M.H. Gates başkanlığında kazılmaktadır. Kinet'teki Ortaçağ araştırmaları ise ABD Georgetown Üniversitesi'nden S.N. Redford tarafından sürdürülmektedir. 2007 yılı kazılarının hedefleri ve sonuçları (şekil1): Uzun süredir yanıt bekleyen sorular höyüğün batı yamacında bulunan Tunç Çağı yapıları ile ilgiliydi. Bunlardan biri batı yamacının en derininde uygulanan sondajda (1994 OP. C.) heybetli duvardı. O zamanlar bir İlk Tunç Çağı yerleşiminin kazamat suru olduğu öne sürülmüştü. Ancak ortaya çıkarılabilen kısmı ve o kısımlarda bulunan bulgular açısından sınırlı bilgiye ulaşılabildi. 2007 yılı kazılarında hemen bitişiğinde (OP.M) 5 yıllık bir yaklaşık 100 metrekare alanı açma ve sur yapımını tarihlenebilen yaşanan dönem tabakalarıyla ilişkilendirme hedefi gerçekleşmiş oldu. Kimliği şimdi EB II ikamet bölgesinin batı uzantısı olarak teyit edildi. Batı yamacının yukarısıyla ilgili olan ikinci soruda büyük bir yapı söz konusuydu. Bu yapı Hitit malzemesi içeren kültür İlk Tunç Çağ'da Kinet Höyük'e ilk kez geldiğinde inşa edilmişti. Yapının geniş temelleri ve planı Hitit mimarisini çağrıştırmaktaydı ancak 1999 yılında OP. J/L'de ortaya çıkarılan bölüm köken ve yapılış amacı ile ilgili olarak yorum yapmak için yetersizdi. Bu kazı sezonunda yapının planı ikiye katlandı (OP.E/H) ve bir kamu binasına benzerliği olasılığı güçlendi. Son olarak bu bina ve Son Tunç Çağı'nda yerine geçen binalar höyüğün batı ucunda yerleşmenin kalanından daha yüksek bir konumda iç kale görünümünde bir yer işgal ediyor. Bu izlenimin doğrulanması için Kinet'in güneybatı kenarında bir açma yapılarak (OP.U) Son Tunç evrelerine ulaşıldı. Sonuçlar kesin olmamakla birlikte Demir Çağı evresi ile ilgili yeni bir fikir edinilmesine yardımcı oldu ve Son ve Orta dönemlerde özellikle belirli zamanlarda geçişlerin tüm yerleşim yerini etkilediğini gösterdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik SİT alanları listesinde yer almaktadır. |
Tabakalanma: Höyüğün Son Neolitik Çağ'dan Ortaçağ'a kadar yerleşim gördüğü belirtilmektedir. 2003 yılında höyüğün aşağı batı yamacındaki üç açmada (M; M2; M3) İTÇ'ye tarihlenen Kinet VI tabakalarında da çalışılmıştır. Yanyana sıralanan bu açmalardan güneydeki ikisi (M; M3) birbirini takip etmektedir ve İTÇ III evresine tarihlenmiştir. Kuzeydeki M2 açması ise bir teras duvarı ile ayrılır ve İTÇ-OTÇ geçiş evresine tarihlenmiştir. |
Buluntular: M açmasında İTÇ III'e ait dört bağımsız sıkıştırılmış toprak yüzeyde ocak tabanları; ocaklar; sekiler ve en erken evrede ağzı düz bir taş ile kapatılmış gömük bir çömlek açığa çıkartılmıştır. Bunların yanı sıra tezgah ağırlıkları ve pişmemiş kap altlıkları vardır. M3 açmasında bu avluların bağlantılı olabileceği düşünülen taş temelli; dikdörtgen planlı; iki bölmeli ve bir kenarında ocak olan bir yapı açığa çıkartılmıştır. Buluntular arasında deve tüyü tankartlar ve büyük tabaklar vardır. İkinci evrede tüm bir Suriye şişesi ile bronz iğne bulunmuştur. Teras duvarı ile diğer ikisinden ayrılan M2 açmasında üç bağımsız mimari evre saptanmıştır. En erken evre olasılıkla İTÇ-OTÇ geçişine tarihlenmektedir. Pişirme yerleri taşlarla çevrili karışmış durumda iki ya da üç fırın ve bunlara ek olarak iki işlik açığa çıkartılmıştır. Bir söve ile birbirine bağlanan odalardan birinde büyük çömlekler ve kireç blokları; kısmen taş döşeli olan diğerinde ise taban seviyesine kadar gömük durumda ağzı çanak çömlek parçaları ile kapatılmış bir çömlek bulunmuştur. 2005 yılı kazılarında aşağı batı yamaçtaki M açmasında; İTÇ III'ün başına tarihlenen orijinal bir "yol" veya evlerle çevrilmiş bir aralık bulunmuştur. Burada bulunan yapının tabanında 6 geniş saklama kabı ele geçirilmiştir. Büyüklüklerine dayanarak ev dışı kullanıma ait oldukları söylenebilir. Bulundukları yerin alçak ve sürekliliği olmayan duvarları olmasına rağmen 2 odalı bir yer olduğu düşünülebilir. Bu geniş yapı M3 açmasındaki iki mimari evreden önce gelmektedir. Çukurdan girişi olmayan dört odadan oluşmaktadır. En güneydeki oda basamaklı döşemelidir. Ana oda ise en iyi duvar sistemini gösterir [Gates 2007: 686-688]. İTÇ/Kinet 6. Evre, Aşağı Batı Yamacı: 2003'den beri höyüğün batı yamacının yakınlarında yapılan çalışmalarda Kinet'in Erken Tunç Çağı liman kenti araştırılmaktaydı. Kazının ilk yıllarında OP. C'de yapılan kademeli sondajlarda bir üçüncü binyıl kesiti teşhis edildi. Kademelerden en altta olanı '94 OP. C'de kısmen taş destekli kütük büyüklüğünde kerpiç tuğlalardan örülü ve yer yer kazamat görünümlü iki büyük bindirmeli duvarın küçük bir bölümü ortaya çıkmıştır. Bu duvarlar höyük ağzında Kuzey-Güney doğrultuda yerleştirilmiştir ve bir ilk tunç çağ kalesinin veya yerleşim surlarının uzantıları olarak tanımlandılar. Höyüğün eteklerinden kuzeybatısına ve kuzeyine doğru uzanan alanda modern yüzeyin çok altında, derinde keşfedilen ilk tunç dolgusu ('01 V-A, '02 Z4 sondajları) '94 C'nin büyük duvarlarının çağdaşı olan çevre üzerinde yükseldiğini ve bir ilk tunç kaleiçi yerleşimini koruduğunu göstermiştir. 2005 sonunda OP. M'in 4.3 m eninde, kuzey - güney doğrultuda inşa edilmiş olan EB2 sur sisteminin son dönemi ile dolu olduğu saptanmıştır. Yeniden inşa veya tamirat izleri görülmüş ve iyi korunmamışlardır. Parça parça olarak erozyon ve çukurlarla da tahrip oldukları görülmüştür. Tamiratlar sonucunda kare şekilli bir kule ilk planına bağlı kalarak ve kuzeyinde bulunan bir kapı ortaya çıkarılarak güçlendirilmiştir. 1993'de OP. C sondajının son adımında(7.adım) kazılan mekanın hemen arkasında kale duvarı içerisinde bir açıklık (giriş kapısı) bulunduğu ortaya çıkmıştır. Tamirat ve açıklığın kapatılmasının '94 kazamatındaki tekniğe benzer şekilde taş ve tuğla tekniği ile yapıldığı saptanmıştır. Kinet EB3'de izlenen ve son (ortaçağ) yerleşimine kadar süregelen mimari geleneğin aksine bu duvarların hiçbiri taş temel üzerine inşa edilmemiştir. Kulenin ve bağlantılı özelliklerin kaldırılmasıyla bunların sert tuğla temel üzerine oturtuldukları görülmüştür. 5 m genişliğine bakılırsa bu duvardan ziyade bir platform veya terastır. Sadece üç sıra yüksekliği olduğundan (0.30 m) ve tüm üst yüzeyini yanmış bir dolgu kapladığından kuleden bağımsız olarak inşa edilmiştir ve eski bir savunma ya da tesviye çabasının izleri görülmektedir. Platformun güneydoğu ucu dar bir payanda ile güçlendirilmiştir, belki de bir kapı sövesidir. Kule fazındaki gibi platformun tuğlaları da değişik boyutlardadır, en genişleri uzun odun kütüklerine benzer. Bunların malzemeleri çevredeki atık alanlarından ve yerleşme molozlarından temin edilerek imal edilmişlercesine çanak çömlek parçaları, kemikler ve diğer çöpler ile sıkıştırılarak yapılmışlardır. Platform malzemesinin sertliği daha dirençli bir kitle oluşturmak üzere katılaştırmak ve birleştirmek için tuğlaların kurutulmadan önce dizildiklerinin işareti de olabilir. Benzeri bir tuğla dizilişi tekniğinin '94 C'de bulunan alt kazamatlarda da bulunduğu kayıt edilmiştir. Özetle höyüğün batısında iyi durumda kalan iki duvar uzantısına ek olarak daha eski dönemden tuğladan yapılmış, sonradan kullanılmamış, yıkılmış veya eşit düzeye getirilmiş geniş bir platform bulunmaktadır. Yanmış bir yüzey ve yanmış moloz yığını ile belirlenen bir zaman aralığından sonra yeni bir sur uzantısının inşa edildiği gözlenmektedir. Bu, bir kaleiçi yerleşiminin deniz kıyısı tarafındaki kapısını savunma amaçlıdır terk edilmeden önce iki aşama daha devam etmiştir. Her iki inşaat da iç (doğu) yüzlerinde ve her iki tip açmadaki ve platform altındaki dolgudaki çanak çömlek parçalarından oluşan bulgulara dayanarak EB 2'ye tarihlenebilir. Çanak çömlek parçaları genellikle Amuq H (Basit Sade Seramik Çanak Çömlekler ve Narin İnce Seramikler) tipine uygundur, ancak Tarsus'ta bu dönemde eksik olan batı Anadolu tipi açkılı, kırmızı astarlı çanakları içermektedir. EB 3'de sur uzantılarının yerini yerleşim batıya doğru veya genel olarak genişledikçe yol ve yerleşim almıştır. Bu kazı döneminde MB 1 çukurunun (82) daha da temizlenmesiyle OP. M3 açmasının kuzeydoğu köşesinde surların güneye doğru uzadığı ortaya konmuştur. M3'deki diğer bulgular öncekilerin hemen üzerine inşa edilmiş olan büyük ölçekli binaların uzun katmanının daha erken versiyonları ile ilgilidir. 2006 yılında ikisi daha kazılmış ve ayrı ancak tıpkısı olan yapı katmanlarının adedi beşe yükselmiştir. Bu sırada 2004 ve 2005 yılında yapılmış olan son kazılar sadece içine çömlek gömülü olan sıvalı zeminleri, arkadan gelenler tarafından alınmış duvar temelleri kadar korunmuştur; ancak temelleri hala görünen odalarının planı önceki dört versiyonla aynıdır. 2006 yılında bulunan OP. M3'deki binalar da dikdörtgen odalar veya alanlardan oluşur aralarında kapı açıklığı iz bulunmamaktadır. Versiyon 2'nin kuzey odasında kaba taşlarla belirlenen büyük bir ocak bulunmaktadır. Bu odada daha sonraki tüm versiyonlarda bulunan ocaklar her dönemde, belki de çatısı olmayan, bir mutfak bulunduğunu göstermektedir. Diğer odaları ortaya çıkarmak ve için yeterli veri bulunmamaktadır. Diğer odaların tanımlanabilmesi için çok az veri bulunmaktadır. Bunun yanında üzerlerinde tavan bulunup bulunmadığı bilinmemektedir. Ancak ince sıva tüm duvarlarda görülmektedir. Koruma sınırlı kalmıştır. Ancak bu erken dönemde duvar yapım tekniğindeki değişikliği ortaya koymak için yeterlidir. 2. tarz yapı duvarları tek sıra döşenmiş nehir taşlarından oluşan gömülmüş haldeki temellerden oluşmaktadır; tuğla döşeme taban seviyesinden başlatılmıştır. Tüm takip eden yapı tarzlarında kerpiç yapılara destek sağlamak için iki ya da üç sıra taşı kalmıştır. 3 tarz yapı taş yapı içerisinde çatlakların ve düzensizliklerin kerpiç kullanılarak nasıl düzgün bir yüzey oluşturulduğunu göstermek için iyi bir örnektir. Temel taş dizileri de aynı şekilde kalın bir tabaka sıva ile sıvanarak saklanmıştır. 1.tarz yapıya 2006 yılında ulaşılmıştı, temel seviyesinde kazısı devam etmektedir; EB2 katındaki M tuğla platformu yıkıntılarındaki gibi tüm taş temel yok olmuş olabilir. M3 doğu engeline karşı gelen taş döşeme de doğu yamaçtaki teraslamaya işaret etmektedir (63 ve daha eski). M3'de bulunan bu iki erken dönem surların bırakılan kısmıyla orta halli domestik yapılaşma bölgesi arasında bulunan yapı M'deki ara döneme karşılık gelebilir ve Kinet EB3'ün başladığının habercisidir. M'de çukurlarla, taşlarla çizilen özelliklerle ve tuğlayla örülen duvarlarla başlamıştır, içi kesilerek açılmış ve son çevreleyen duvar yıkıntılarının tepesinde inşa edilmiştir. M3'ün 1.tabaka binası çağdaştır. M ara dönemi ikinci aşaması taş temellerin üzerine duvar örme yöntemini tanıtmıştır. Bu, batık taş temel dizisi ile M3'ün 2.tabakasına denk gelmektedir. İnce dolgu toprağı içerisinde bulunan çanak çömlek parçaları ve karışık haldeki dolgular da geç EB2 tarihine işaret etmektedir. Ancak M'in inşaatlarının çağdaşları ile olan ilişkileri gene bilinmezliğini sürdürmektedir [Gates 2008: 281-284]. İlk Tunç Çağı/Kinet VI.Evre, Aşağı Batı Yamacı: M ve M3'de bulunan oda kontekstleri binalar boşaltılmadan önce temizlendi ve odalarda belirleyici çok az sayıda özellik vardı. Ancak dolgulardaki küçük bir seramik repertuar tabakalarla ve bunlarla ilgili olan kalelerle tutarlı bir EBII (İ.Ö. Orta-üçüncü Binyıl) ilişkilendirmesi yapılmasını sağladı. Açık krem renkli ince maldan yapılmış bardaklar, saman yüzlü parlak kırmızı astarlı çanaklar, ve kırmızı renkli, kum katkılı kaba mal tipik çanak çömlek buluntular arasında yer almaktadır. Sık raslanmayan Kafkasya geçiş dönemi çanak çömlekleri dış ilişkiler içerisinde en üst düzeyle ilişkilendirilir. Taşsı ürünler Kinet'teki her dönemde olduğu gibi gene azdır ancak oldukça ilgi çekici bir Kananit orağı bulunmuştur. Bir başka ilgi çekici buluntu OP.M evre 13'de merkez avluda bulunan yanık bir tuğla üzerindeki disk şekilli bir nesne baskısıdır (çap=12.5 cm) [Gates 2009: 352-355]. |
Kalıntılar: |
Yorum ve tarihleme: |