©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Yeşilova

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Yeşilova
Türü:
Höyük
Rakım:
m
Bölge:
Ege
İl:
İzmir
İlçe:
Bornova
Köy:
Karacaoğlan
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:

     


Yeri: İzmir İli; Bornova İlçesi sınırları içinde; Karacaoğlan Mahallesi'nde yer almaktadır. Yerleşme, Işıkkent Eğitim Kampüsü'nün doğusunda; Bornova Anadolu Lisesi'nin güneybatısında; Manda Çayı kıyısındadır.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Bornova İlçesi imar planına göre; yeşil alan ve yol olarak gösterilen kamu alanında; büyük oranda Çimentaş'a ait arsaların sınırları içindedir. Yerleşim gördüğü dönemde denizin 2 km kadar daha içte olduğu ve çevrenin zengin su kaynakları ile verimli bitki örtüsüne sahip olduğu bilinmektedir.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: Yeşilova Höyüğü ilk olarak 2003 yılında tespit edilmiştir. 2005 yılında İzmir Arkeoloji Müzesi ve Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü'nün ortak projesi olarak; Z. Derin başkanlığındaki bir ekip tarafından kazı çalışmalarına başlanmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır.
Tabakalanma: Kazılar; belediyenin toprak çekerken oluşturduğu büyük çukurun çevresinde başlatılmıştır. Molozun bir kısmı temizlendikten sonra kültür tabakalarının görüldüğü kesitte bir deneme açması (L16b) açılmış ve bu açmada yerleşmenin tabakalanması belirgin bir şekilde tespit edilmiştir. Bu açmayla birlikte aynı kesit yakınında L16a; K16d ve ikinci bir test açması K16c plankareleri kazılmıştır. Geniş alanda mimari kalıntıları tespit etmek için M17 açması; yerleşme alanının kuzeydoğuya yayılımını ortaya çıkarmak için de L21c plankaresinde çalışılmıştır. İlk sonuçlar; Yeşilova Höyüğü'nde 3 kültür katının varlığını ortaya koymuştur. Höyüğün üzeri yaklaşık 1 m kalınlıkta alüvyal toprak ile kaplıdır. 3. tabakada 3-4 m kalınlığında ve GÖ 8000'e tarihlendirilen Neolitik Çağ yerleşmesi vardır. Yerleşmenin en yoğun dönemi olduğu belirtilen bu dönemin ardından GÖ 6000'e tarihlendirilen Kalkolitik Çağ yerleşmesi gelir. Çoğunlukla Manda Deresi'nden geldiği anlaşılan yoğun sel felaketleri nedeniyle yerleşmenin bu dönemden sonra terk edildiği ve derenin üst kesimindeki Bornova ve Yassıtepe höyüklerine göç edildiği ileri sürülmektedir. Üst seviyelerde açığa çıkartılan bir pithos mezar; yerleşmenin İTÇ'de mezarlık olarak kullanıldığına işaret etmektedir. 2013 yılında yapılan çalışmalara göre höyüğün tabakalanması şu şekildedir [Derin et al. 2015:452]: I. Tabaka A. Bizans-Roma (MÖ 10-MS 290) B. Demir Çağı (MÖ 1050) C. Tunç Çağı (STÇ, OTÇ, İTÇ) İTÇ 7 evreli (a-h); (MÖ 3020-2830) II. Tabaka (Kalkolitik) Orta Kalkolitik 2 evreli (a-b) (MÖ 4340-4230) III. Tabaka (Neolitik) [8 evreli, Evre1 kendi içinde 6 evreli (a-f)] Evre 2 - Neolitik III (MÖ 6000-5730) Evre 5 - Neolitik II (MÖ 6250-6060) Evre 8 - Neolitik I 2014 yılında, Yassıtepe'de tabakaları saptamak için açılan test açması H 15 c'de 2013 kazı sezonunda kalınan 15.60 seviyesinden 13.45 seviyesine inilmiştir. 16.00-15.20 arasında IIB8 tabakası tespit edilmiştir. Alt seviyedeki mil tabakasının altında varsa bir kültürel tabaka tespit edebilmek için 13.45 m seviyesinden 1.25 m derinliğe inilmiştir. Bu sondajlamada herhangi bir kültür izi bulunamamıştır, bu da VI no'lu Alan Yassıtepe'de ana toprağa gelindiğinin kanıtıdır. Alanın tabakalarının son hali ise şu şekildedir: VI. no'lu Alan Yassıtepe I. Kültür Katı Roma II: Kültür Katı Tunç Çağ A. Orta Tunç Çağ B. Erken Tunç Çağ 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 III. Kültür Katı Kalkolitik 1, 2 [Derin 2016:165;167]. 2015 yılı çalışmalarında elde edilen bulgulara göre Yeşilova Hoyüğü tabakalanmasında değişiklik olmuştur. Özellikle Tunç Çağ buluntuları bu durumun değişmesinde etkili olmuştur. Son bulgular ışığında yeni tabakalar şu şekilde belirlenmiştir: I. Kültür Katı: Roma (MÖ 10-MS 290) II. Kültür Katı: Tunç Çağı A. Orta Tunç Çağı B. İlk Tunç Çağı (Mezarlar) III. Kültür Katı: Kalkolitik 1 ve 2 (MÖ 4340-4230) ARA IV. Kültür Katı (Neolitik) 1. a, b, c, d, e, f... 2. Neolitik III (MÖ 6000-5730) 3. 4. 5. Neolitik II (MÖ 6250-6060) 6. 7. (MÖ 6490-6250) 8. Neolitik I [Derin et al. 2017:145].
Buluntular: Neolitik ve Kalkolitik boyunca süren yerleşmeden sonra; Manda Deresi'nden geldiği anlaşılan yoğun sel felaketleri nedeniyle yerleşmenin terk edildiği ve yeni gelen halk topluluklarıyla birlikte derenin üst kesimindeki Bornova ve Yassıtepe höyüklerine göç edildiği ileri sürülmektedir. Ancak höyük; İTÇ'de mezarlık olarak kullanılmaya devam etmiştir. Üst tabakalarda; toprak alımı sırasında bir kısmı tahrip olduğu anlaşılan pithos mezar bulunmuştur. İçinde bu döneme ait kaplar ve tunç balta ele geçmiştir. VI no'lu Alan, Yeşilova Höyüğü'nün merkezinin yaklaşık 300 m kuzeyinde, 1 m aşağıda yer almaktadır [Derin-Caymaz 2014:422]. Mimari: 2011 yılında VI no'lu kazı alanı Yassıtepe'de yapılan kazı çalışmaları, VI no'lu alanın üst seviyeden itibaren İTÇ yerleşimini içerdiğini göstermiştir. İTÇ I yapı katının en az iki evreli olduğu anlaşılmaktadır. I14 ve I15 plan karelerinde sürdürülen çalışmalarda mimari olarak uzun evler tipinde yapılar açığa çıkmıştır. Yaklaşık 12 m'den daha uzun taş duvarlarıyla 4.30 ve 4.70 m genişliğindeki mekanlar kuzeydoğu-güneybatı doğrultusundadır. Ortak duvarlara sahip mekanlara kuzeydoğu tarafındaki ön odadan, 0.80 m genişliğindeki kapılar vasıtasıyla girilmektedir. Yapıların duvarları "S" şeklindedir. Bundan dolayı yerleşmenin İTÇ başında bir deprem geçirdiği ve yapıların bu olay nedeniyle tahribata uğradığı anlaşılmıştır. 1 ve 2 no'lu mekanlarda ocak yerleri, 3 no'lu mekanda bir tandır tespit edilmiştir. Ayrıca 3 no'lu mekanın giriş kısmında bir pithos bulunmaktadır. Mekanların duvar kalınlıkları 0.50-0.65 m arasında değişmektedir [Derin-Caymaz 2013:123]. 2012 yılı çalışmalarında yüzeyin 5 cm altında yan yana dizilmiş uzun evlere ait taş temel kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. 2011 yılında ortaya çıkarılan kuzeydoğu-güneybatı uzantılı megaron tipi yapıların batıya doğru yayıldığı görülmüştür. Açığa çıkarılan 7 mekanın duvarlarının ortak olduğu anlaşılmıştır. Duvarlar taştan inşa edilmiştir. Mekan içlerinde depolama alanları bulunmuştur. Çoğunlukla pithos tipi iri küplerden oluşan bu kaplar içinde sıvı ve daha küçük küplerde midye depolanmıştır [Derin-Caymaz 2014:422]. 2013 yılında IV no'lu Alan'da H17 karesinde gerçekleştirilen çalışmalarda IC3a tabakasına ulaşılmıştır. Bu tabakada İTÇ I özellikleri gösteren çanak çömlek parçaları görülmüştür. Kazılan karenin batı kesitinin doğusunda 4.80 m uzunluğunda iki sıra taş örgülü bir taş duvar açığa çıkarılmıştır. Duvarın genişliği 30-35 cm'dir. Duvar doğu uçtan güneye doğru devam etmektedir. Mekanın, önceki yıllarda ortaya çıkarılan mekanlarla (1, 2, 3, 4, 5 ve 6 no'lu) aynı doğrultuda (kuzeydoğu-güneybatı) inşa edildiği anlaşılmıştır. H18 karesinde, doğu kesite paralel uzanan, üç sıra taş örgülü bir duvara rastlanmıştır. Bu duvar 9 no'lu mekana aittir. Bu duvarın güney ucunda, bir üst evreye ait iki sıralı bir taş duvar bulunmuştur. Bu büyük taş duvarın batısında at nalı biçimli bir tandır veya ocak bulunmaktadır. 9 no'lu mekanın duvarının batısında yan yana sıralanmış üç adet pithos vardır. Açmanın b karesinin doğu yarısında, kuzey-güney uzantılı, 2.40 m uzunluğunda bir duvar ortaya çıkarılmıştır. Duvar, kuzey uçtan batıya doğru dönmekte ve 1.78 m uzanmaktadır. Bu duvar iri taşlarla ve iki sıralı olarak örülmüştür. Mekanın daha üst evreye ait olduğu düşünülmektedir. H15d karesinde, doğu-batı uzantılı iki sıra taş örgülü duvarlar ortaya çıkarılmıştır [Derin et al. 2015]. 2015 yılı kazılarında, VI no'lu alanda (Yassıtepe) İTÇ'ye tarihlenen IIB1 ve 2 katlarına ait yerleşim planının saptanabilmesi amacıyla H15, H14, G15, G15, I16 ve H16 açmalarında çalışılmıştır. İTÇ I'e ait Batı Anadolu'nun geleneksel mimari tarzını gösteren "uzun ev" olarak tanımlanan ve benzerlerine Troia Ib, Beşik-Yassı Tepe, Liman Tepe, Bakla Tepe ve Doğu Ege adalarında Poliochni, Thermi, Heraion gibi yerleşmelerde rastlanan, yan yana ve birbirine bitişik inşa edilmiş mekanlar geçmiş dönem kazılarında ortaya çıkartılmış, yeni sezonda bu mekanların batı kesimi araştırılmıştır. Uzun evlerden, 3 no'lu mekanın arka odası tespit edilmiştir. Çift sıra taştan oluşan güneybatı duvarının devamı açığa çıkartılmıştır. Bu duvarın hemen kuzeyinden yanmış döküntü kerpiçler ortaya çıkartılmış ve bir tavana ait olabilecek, üzerinde dal örgü izli kerpiç kalıntıları bulunmuştur. Odada yoğun yangın etkisi görülmüştür. Yanmış kaplar, seramikler ve hayvan kemikleri tespit edilmifltir. 12 no'lu mekanın batı kısmı kısmen tahrip olmuştur. Güney duvarının yan yana 3 sıra, alt alta 6 sıra taştan inşa edildiği tespit edilmiştir. Mekanın güney ve kuzey duvarları üzerinde 15 cm'lik çıkıntıya sahip iki küçük antre ortaya çıkartılmıştır. Tabanı ise doğuya doğru eğimli olduğundan olasılıkla bu alana doğru çöküntü olduğu düşünülmüştür. G15c ve d açmalarında 5 no'lu duvar, yan yana 2 sıra taş ve alt alta 4 sıra taştan yapılmıştır. Duvarın kuzey ucu, doğuya doğru 4 no'lu duvarla birleştiği tespit edilmiştir. Bu duvarların birleşerek köşe yapmasından bir mekana ait olabileceği düşünülmüştür [Derin et al. 2017:147-150]. 2015 yılında Yassıtepe'de müze tarafından kurtarma kazısı yapılmıştır. İlk mimari kalıntılar alanın kuzeyinde, üç temel duvar ortaya çıkartılmıştır. Ortasında açığa çıkartılan pithos ise kısmen sağlam durumdadır. Taş temeller, orta boy taşlarla çamur harç kullanılarak inşa edilmiştir. Ortaya çıkartılan kalıntılardan anlaşıldığı üzere alanın kuzey kesiminde üst üste tek sıra taşlarla yapılmış temelleri olan en az iki mekanın yer aldığı tespit edilmiştir. Alanın güney yarısında ikinci mimari kata ait iki evreli bir mekanın kalıntıları ve en güneyinde bir duvar tespit edilmiştir. Bu alanda, bir adet pithos ve fırının yer aldığı mekan bulunmuştur. Mekanın kuzey duvarı açma boyunca uzanmaktadır ve ilk aşamada orta boy taşlar ve iri küp parçaları kullanılarak yapılmıştır. Daha sonra mekan genişletilmiş ve duvar kalınlığı 1 m'ye ulaşmıştır. Mekanın doğusunda açığa çıkartılan fırının üst kısmı tahrip olmasına rağmen batı kenarındaki taşlar iyi durumdadır [Göçmen-Kiremitçi 2017:319-320]. Çanak Çömlek: VI no'lu alanda ele geçen çanak çömlek parçaları, siyah ve mat kahverengi gibi koyu renkte, güzel perdahlanmış ve kalitelidir. Kap parçaları içinde çok miktarda makara kulpların ve boynuzsu çıkıntıların bulunması bu katın İTÇ'nin başlangıcına tarihlenebileceğini ortaya koymaktadır. Tamamen el yapımı olan parçalar, büyük çoğunlukla orta niteliklidir. Kaba keramik oranı %5, iyi nitelikli keramik oranı %7-8 civarındadır. Hamur taşçıklı, pişme genelde iyi derecededir. Daha çok sarı renkli olan mika, bazı parçalarda yoğun, ancak genel olarak azdır. Yüzeyleri çoğunlukla gri, koyu gri, siyah, koyu kahverengi ve grimsi kahverengi gibi koyu renklerdedir. Diğerleri soluk, kırmızımsı, sarımsı, pembemsi, yeşilimsi kahverengi ve sarımsı, morumsu, pembemsi kırmızı tonlardadır. Keramiğin yaklaşık %75'i perdahlı, bunun %10'u iyi/parlak perdahlıdır. Bir kısım kap alacalı yüzeye sahiptir. Sade yüzeyli keramik çoğunlukla kırmızı ve kahverengi tonlardadır. Ele geçirilen kap parçaları arasında büyük kısmı 7-15 cm arasında ağız çapına sahip boyunlu ve kısa boyunlu - boyunsuz çömlekler de yaygındır. Bunlar daha çok sade yüzeylidir. Sıvı kabı olarak çok az kaba rastlanmıştır [Derin-Caymaz 2013:125-126]. 2012 yılı kazılarında, en üstteki IC3a katı çanak çömleklerinin Kumtepe IB sonu-IC1 ve Troya I'in erken evreleriyle benzerlik gösterdiği anlaşılmıştır. Bu çanak çömlekler, makara tutamaklı omurgalı çanaklar (Troya A12 tipi), içe kalınlaştırılmış ağız kenarlı çanaklar (Troya A6 tipi), silindirik gövdeli kapaklar, gaga ağızlı testiler, çift kulplu ufak çömlekler, çizi bezekli küçük çömlekler, huni ve kulplu maşrapalardan oluşmaktadır. Alt evrelerde ise Kumtepe IB tipi içe kalınlaştırılmış ağız kenarlı çanaklar yaygındır [Derin-Caymaz 2014:422]. H17 karesinde IC3a tabakasında, İTÇ I özellikleri gösteren çanak çömlek parçaları bulunmuştur. Bu çanak çömlekler koyu yüzlü, içe kalınlaştırılmış ağzı kenarlı çanaklardan oluşmaktadır. Bunların yanı sıra üç ayaklı kaplar, gaga ağızlı testi ve maşrapalar, karından kulplu basık boyunlu çömlekler de yoğundur [Derin et al. 2015]. 2015 yılında, 3 no'lu odada, yarısı açma kesitinin içinde yan yatmış bir pithos ve yalnızca ağız kısmı açığa çıkan toprağa gömülü bir başka pithos bulunmuştur. Bu alanda ele geçirilen pithoslar ve parçalarının yoğunluğu dolayısıyla söz konusu odanın depolama amaçlı kullanılmış olabileceğini düşündürmektedir. Ayrıca odada iki sıra taş döşeli ve üzeri külle kaplı alanda iki adet öğütme taşı ve bir adet havaneli in situ halde bulunmuştur. Buluntular değerlendirildiğinde buranın muhafaza edilen tahılların öğütülme işlemlerinin de yapıldığını kısım olduğu düşünülmektedir. G 15a açmasında 8 ve 9 no'lu duvarların arasındaki boşluk kısımda bir adet pota ve yerinde kırılmış üç ayaklı, tek kulplu kırmızı astarlı ve parlak perdahlı çanak parçaları bulunmuştur. Yassıtepe'deki çalışmalarda çoğunlukla İTÇ I evresine tarihlenen IIB1 ve 2 tabakalarında bulunan seramikler el yapımıdır. Hamur küçük taşçık ve az ya da orta yoğunlukta mika katkılıdır. Pişmeleri iyi derecededir. Kap yüzeyleri çoğunlukla astarlıdır. Astarlar çoğunlukla gri, koyu gri, siyah, koyu kahverengimsi ve grimsi kahverengi gibi koyu renklerdedir. Seramikler, Kumtepe IB sonları IC1 ve Troya I-Erken safhaları ile benzerlik göstermektedir [Derin et al. 2017:148-149, 151]. 2015 yılında Yassıtepe'de müze tarafından yapılan kurtarma kazılarında kuzey alanda bulunan mekanda örnekler tespit edilmiştir. Söz konusu mekanın batı kısmında duvara yakın konumda, 1.20 m çapında pithos bulunmuş ve üst kısmı ise kırılarak tahrip olmuştur. İTÇ katlarında ele geçen koyu yüzlü seramik parçaları, üç ayaklı kaplara ait ayak parçaları, içe dönük ağız kenarlı kaseler, makara kulplu çanak parçaları İTÇ I dönemine tarihlendirilmiştir [Göçmen-Kiremitçi 2017:320-321]. İnsan Kalıntıları: Yeşilova Höyüğü'nde I No'lu Alan içinde İTÇ'ye ait bir çömlek mezar bulunmuştur. Çömlek mezar doğu-batı yönünde yerleştirilmiştir ve ağzı doğuya bakmaktadır. Çömleğin uzunluğu 0.65 m'dir. Ağzı bir taş parçasıyla kapatılmıştır. Çömlekte iskelet ya da mezar eşyasına rastlanmamıştır. Mezarın sembolik olması muhtemeldir [Derin-Caymaz 2014:423]. 2015 yılında Yassıtepe'de müze tarafından yapılan kurtarma kazılarında ilk mimari kalıntıların çıkartıldığı alanda insana ait kemikler tespit edilmiştir. Kazı alanının orta batı kesiminde ortaya çıkartılan kemikler; konumundan hocker pozisyonunda doğu-batı doğrultusunda yatırıldığı anlaşılmıştır. Kafatasının yüz bölümü, kalça ve el-ayak kemikleri tahrip olduğundan bulunamamıştır. Uzman tarafından yapılan ilk çalışmalarda normalin dışında kalın bir kemik yapısına sahip kafatasında anomali olduğu tespit edilmiştir [Göçmen-Kiremitçi 2017:319].
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: Üst ve alt tabakalarda bulunan yanmış ağaç parçalarına uygulanan 14C analizleri MÖ 2880-2830 (I C3b evresi) ve MÖ 3020-2900 (I C3f) tarihlerini vermiştir. Elde edilen bu tarihler, Yassıtepe'de İTÇ'nin başlarında Troya I ve öncesini yansıtan bir kültürel sürece işaret etmektedir. Bu veriler, Kıyı Ege'de İTÇ-Kalkolitik Çağ geçişinin anlaşılması için önem taşımaktadır [Derin-Caymaz 2014:423]. Yassıtepe'de (VI. no'lu alan) IC3 a ve b tabakalarında ortaya çıkarılan ortak duvarlı, duvarlarla bölünmüş iki odalı uzun ev ya da megaron tipi yapılardan oluşan İTÇ I yerleşmesi, Batı Anadolu'nun geleneksel mimari tarzını yansıtmaktadır. Radyal bir plan sergileyen yerleşmede evler ortadaki bir avluya açılmaktadır. Üst örtü sistemi düz damlar şeklindedir. Bu tür mimari, İTÇ I'de Limantepe, Troya, Baklatepe, Beşik-Yassıtepe ve Demircihöyük'te görülmektedir. Höyükte, İTÇ evlerinin arka duvarlarının bir sur duvarına yaslandığı düşünülmektedir. Ancak yerleşmede kısıtlı alanda çalışıldığı için savunma sistemine ilişkin kalıntılara henüz ulaşılamamıştır. IC3 b ve IC3 c-h tabakaları, Kumtepe Ib ile çağdaş İTÇ I-Kalkolitik geçiş sürecini temsil etmektedir. IC3f'den elde edilen 14C verileri, bu durumu kanıtlamaktadır [Derin et al. 2015].


Liste'ye