©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi
|
|
|
|
Gözlükule |
|
Çizimler için tıklayın... |
Fotoğraflar için tıklayın... |
Türü:
|
Höyük |
Rakım:
|
150 m |
Bölge:
|
Akdeniz |
İl:
|
Mersin |
İlçe:
|
Tarsus |
Köy:
|
Merkez |
Araştırma Yöntemi:
|
Kazı |
Dönem:
|
|
|
|
|
Yeri: Mersin kentinin kuzeydoğusundaki Tarsus İlçesi'nin güneybatı kesiminde; günümüzde ilçenin bir parkı olarak da kullanılan büyük bir höyüktür. Bazı arkeoloji yazılarında; kısaca Tarsus adı ile anılmaktadır. |
Konumu ve Çevresel Özellikleri: 300 m çapında; 25 m yüksekliğinde büyük bir höyüktür. Tarsu/Tarse adlı Klasik çağ kenti hem tepenin üstünde; hem de modern Tarsus kentinin altında uzanmaktadır [Seton-Williams 1954:169]. Bu özelliğinden dolayı iki tepecikten oluştuğu ileri sürülmektedir. |
Tarihçe: |
Araştırma ve Kazı: Höyükteki kazı çalışmaları, 1934-39 ve 1947-49 yılları arasında H. Goldman tarafından yürütülmüştür. Günümüzde ise Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü (A.Özyar), Arkeometri Merkezi (H.Özbal) ve Kandilli Rasathanesi'nin Gözlükule'de ortaklaşa yürütmekte olduğu, özellikle Tunç Çağı'ndan Demir Çağı'na geçiş dönemiyle ilgilenilen bir çalışma söz konusudur. Kazılara 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi tarafından A. Özyar başkanlığında yeniden başlanmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır. |
Tabakalanma: Höyük, Son Neolitik Dönem'den başlayarak günümüze kadar uzanan 33 tabaka içerir. Ortaçag'a ait tabakalar da söz konusu olmasına rağmen, bunlar büyük ölçüde tahrip olmuştur. |
Buluntular: Mimari: 1938 yılında A Kesimi'nde, daha önce 1936'da saptanmış olan bir dizi Demir Çağı çömlekçi fırınında ve aynı döneme ait sur duvarında çalışılmıştır [Goldman 1940:60-61, 77]. Söz konusu fırınlarda, kırmızı üzerine siyah boyalı ve beyaz boyalı Kıbrıs karakterli seramikler üretilmiştir [Goldman 1937:271-272]. Sur duvarının hemen önüne inşa edilmiş olan çömlekçi fırınlarının yapımında kerpiç ve çakıltaşı kullanılmıştır. Yan duvarları taşlarla desteklenmiş, 3.75 m uzunluğundaki fırınların aynı malzemeden yapılmış ateşlik kısmına, kubbe biçimli bir açıklıktan ulaşılmaktadır. Bu nedenle fırınlar, sivri uçlu yaprak biçimini yansıtmaktadır [Goldman 1937:272]. Duvarın yüksekliği fazla değildir; ancak çok iyi korunmuş olduğundan temel kısmı, duvarın hattını çok iyi vermektedir. Temel, 3-3.3 m kalınlığındaki taşlardan oluşmaktadır. Dış yüzde daha büyük taşlar kullanılırken iç yüzde küçük taşlar tercih edilmiştir. Bu da duvara Kiklopik bir görünüm vermektedir [Goldman 1940:60-61, 77]. Duvar daha geç dönemde, Roma iskanı sırasında tahrip edilmiştir. Ayrıca burada bulunan modern bir çiftliğin sulama faaliyetleri de höyüğe ve mimariye zarar vermiştir. B Kesimi'nde, Demir Çağı'na ait üç adet ev bulunmuştur [Goldman 1940:77]. Evlerden birinin oda tabanında, Demir Çağı evleri için tipik olan delikli büyük bir taş ele geçmiştir [Goldman 1940:84]. Çanak Çömlek: Gözlükule'de Goldman tarafından yapılan kazılarda, Demir Çağı çanak çömleği B Kesimi'nden ve A Kesimi'ndeki bir dizi çömlekçi fırınından gelmektedir [Özyar et al. 2004:35]. A Kesimi'nde yapılan çalışmalarda ele geçen çanak çömlekler, MÖ 1. binyılın ilk yarısına tarihlenen Tarsus çanak çömleğinin Kıbrıs Demir Çağı'nı andırması gibi, İlk Tunç Çağı sonu/Orta Tunç Çağı'na tarihlenen Siyah Astarlı Kıbrıs Malları'yla (Cypriote Black-Slip Ware) yakın benzerlikler gösterir. Gözlükule'de ele geçen seramikler daha çok Kıbrıs etkili mallardan oluşmaktadır. Bunlarda yerel üretim ve yerel bezeme çeşitlemeleri söz konusu olmakla birlikte mal özellikleri tamamen aynıdır [Goldman 1938:33]. Demir Çağı evlerinde ele geçen bu tür çanak çömleğin yanında az miktarda, yerel, devetüyü renkli, paralel olarak yerleştirilmiş, kırmızı, kahve ve siyah renkli ince bantlarla bezenmiş mallar da bulunmuştur [Goldman 1940:84]. Yapılan çalışmalar doğrultusunda 14.25-14.50 m'ler arasında ortaya çıkarılan bir duvar, neredeyse tamamen Kıbrıs Demir Çağı seramikleriyle bir arada görülmektedir [Goldman 1935:543]. Ancak bu alanda yeterince çalışılmadığından dönemi tam olarak tanımlanamamıştır. Gözlükule'de yapılan çalışmalarda, genellikle siyah-gri tonlarında, çark yapımı, insize bezemeli kaplar ele geçmektedir. Bu mal gurubu, Erken Demir Çağı olarak bilinir ve Tuna Nehri'ne kadar bir yayılım göstermektedir. Ele geçen Demir Çağı seramiklerinin büyük kısmı savaş için açılmış olan siper çukurdan ele geçmiştir. Gözlükule'de bu dönemde ortaya çıkartılan bir grup seramik de tabaklardan oluşmaktadır. Bu tabakların bazılarının üzerinde Hitit hiyerogliflerini andıran insize semboller vardır. Kazıcısı tarafından net olarak tarihlenemeyen bu örneklere, daha erken dönemlerde de görülen matara gibi kap formlarından dolayı, MÖ 1000 yılları gibi ortalama bir tarih verilmiştir. Söz konusu seramikler kimi zaman, koyu siyah ve gri renkli, insize motifleri beyaz macunla doldurulmuş, çark yapımı parçalarla bir arada ele geçmektedir. Nitekim bu mallar, genellikle Erken Demir Çağı olarak tarihlenir ve Danube'ye kadar uzanan kuzeybatı bağlantılarını işaret etmektedir. Kıbrıs türü Demir Çağı çanak çömleği, Gözlükule'de bu örneklerin hemen üzerinde yer almaktadır. Çok sayıda Kıbrıs türü örnekler bulunmasına rağmen bunların çok azı iyi tabakalanmış alandan gelmektedir [Goldman 1935:534-535]. Gözlükule'de ele geçen Kıbrıs türü Demir Çağı çanak çömleğinin %20'si ithal, %80'ni yerel üretimdir [Goldman 1937:272]. 2007 yılında yeniden başlayan kazıların 2008 yılı çalışmalarında Hellenistik ve Roma dönemi malzemesi ile beraber aynı dolgu katmanlarına karışmış olarak Demir Çağı çanak çömleği bulunmuştur [Özyar et al. 2010:272]. 2009 yılında C7 17 açmasının güneydoğu kısmında yeni bir katmana ulaşılmıştır. Burada ortaya çıkarılan duvarın hemen kuzeyinde in situ kırılmış bir Demir Çağı krateri bulunmuştur [Özyar et al. 2011: 254]. Figürin: Demir Çağı evlerinde ele geçen pişmiş toprak figürinler sayıca çok fazladır. Bunların çoğunluğunu Kıbrıs türü atlı figürinler oluşturmaktadır. Anatanrıça figürini ender görülmektedir; nitekim iki adet bulunmuştur. Bunlardan biri çıplaktır ve göğüslerini tutmaktadır [Goldman 1940:84-85; çiz. 52]. 6 cm civarında yüksekliği olan, şeffaf kristal figürin, sakalsız yaşlı bir adamı tanımlamaktadır. Kartal gagası gibi kıvrık burnu ve kırışık elleriyle tasvir edilmiştir. Basit ve uzun bir elbise giymiş olan adamın elbisesi ayaklarına kadar uzanmaktadır. Değerli bazı metallerden oluşan konik bir başlık takıyor olduğu tahmin edilmektedir. Dış yüzeyi çok iyi bir işçilikle yapılmış olan figürün, diz ve omuz kısımlarındaki kıvrımlar da verilmiştir. İncelemeler sonucunda figürin, MÖ 1000'den sonrasına tarihlendirilmiştir. Gözlükule Kıbrıs Demir Çağı kontekstlerinden gelen, düğme gözlü, başlıklı, basit bir şekilde üretilmiş insan figürinleri de bulunmaktadır [Goldman 1935:548]. 2009 yılında C7 17 ve B7 97 açmalarında Demir Çağı'nda ve Kıbrıs adasında sık rastlanan tipik at ve süvari figürinlerinden ele geçirilmiştir [Özyar et al. 2011: 255]. Mühür/Mühür Baskısı: Burada ele geçen iki mühürdeki lir çalan bir müzisyen ve danseden kız betimlemeleri, Demir Çağı özelliği göstermektedir. Savaş için açılmış siper çukurunda ele geçen, dış bükey kenarlarında hiyeroglif işaretlerin yer aldığı Post-Hitit bir mühür de söz konusudur. Ayrıca su tarafından taşınmış olduğu anlaşılan bir bulla da önemli bir buluntu olarak karşımıza çıkmaktadır. Üzerindeki baskı, Hitit başkenti Boğazköy'den bilinen bir tarzda yapılmıştır. Mühür üzerindeki sembol ya da hiyeroglifleri okuyan I. Gelb'e göre mühür, içi dolu bir üçgenle başlar ve sola doğru taş, kral, mühür, Tarhuns ya da Şantaş ibareleri yer alır. Mühür üzerinde yer alan "Izri[i]awa[a]" Hitit anallerinden bilinen bir ibare değildir ve olasılıkla bu terim, Hitit Büyük Kralı'nın mühür baskısı olarak görünmektedir. Bu parça, başkentten şehrin valisine ya da şehrin (vasal) prensine gönderilmiştir. |
Kalıntılar: |
Yorum ve tarihleme: |