©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi
|
|
|
|
Hakemi Use Tepe |
|
Çizimler için tıklayın... |
Fotoğraflar için tıklayın... |
Türü:
|
Höyük |
Rakım:
|
544 m |
Bölge:
|
Güneydoğu Anadolu |
İl:
|
Diyarbakır |
İlçe:
|
Bismil |
Köy:
|
Tepe |
Araştırma Yöntemi:
|
Kazı |
Dönem:
|
Erken Demir Çağı Yeni Assur İmparatorluk Dönemi |
|
|
|
Yeri: Diyarbakır İli; Bismil İlçesi; Tepe Beldesi sınırları içinde yer alan höyük; Dicle Nehri'nin eski yatağının sağ kıyısında bulunmaktadır. |
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Hakemi Use; yan yana iki höyük yerleşiminden oluşmaktadır. Kazı ekibi tarafından ÔHakemi Use I' olarak isimlendirilen ve kazı çalışmalarının yürütüldüğü höyüğün yaklaşık 200 m doğusunda ve bugün tarla düzlüğüne kadarki bölümü tamamen yokolmuş durumda olan ikiinci bir höyük daha bulunmaktadır. Üzerinde sürekli pamuk ziraatı yapıldığından pek dikkat çekmeyen bu yerleşme yaklaşık 80 m çapındadır. Kazı ekibi tarafından ÔHakemi Use II' şeklinde isimlendirilen bu höyüğn üzerinde Orta Çağ seramik parçaları bulunmaktadır. Söz konusu bu ikinci höyükte iskan edenler zamanında Hakemi Use I höyüğünü mezarlık alanı olarak kullanmıştır [Tekin 2008:1] |
Tarihçe: |
Araştırma ve Kazı: Yerleşme ilk olarak G. Algaze ve ekibinin bölgede gerçekleştirildiği yüzey araştırması sırasında ziyaret edilmiştir. Höyükteki ilk sistematik araştırmalar, 2001 yılında, OTDÜ TAÇDAM'ın desteğiyle sürdürülen Ilısu ve Karkamış Baraj Gölleri Altında Kalacak Arkeolojik Kültür Varlıklarını Kurtarma Projesi kapsamında, H. Tekin başkanlığındaki bir ekip tarafından başlatılmıştır. Devam eden çalışmalar Diyarbakır Müzesi adına yürütülmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır. |
Tabakalanma: 2001 yılı kazı sezonunda höyükte, Hellenistik Dönem, Demir Çağı, Son Tunç Çağı ve Neolitik Çağ kalıntıları açığa çıkarılmıştır. Söz konusu dönemlerden Hellenistik Dönem, tek bir sikkeyle temsil edildiğinden, bu Hakemi Use'de Hellenistik yerleşmenin olduğunu kanıtlamaya yetmemektedir. Ayrıca Son Tunç Çağı'nda görülen seramiklerin Demir Çağı başlarına kadar varlığını sürdürmüş olması, Hakemi Use'de Son Tunç Çağı yerleşimesinden de ihtiyatla söz etmeyi gerekmektedir. Bunun yanı sıra, ele geçen bazı buluntular, höyükte bir Assur yerleşmesinin var olduğunu kesin bir şekilde kanıtlamaktadır [Tekin 2004b:434]. Yerleşmede kültür katmanının yaklaşık 4 m olduğu saptanmıştır. Ana katman Geç Neolitik Çağ'a tarihlenmektedir ve yaklaşık 3.5 m'lik bir dolgu içerir. 2004 yılında kuzey kesimde, 2005 yılında da güney kesimde ana toprağa ulaşılmıştır [Tekin 2006:17]. Hakemi Use tabakalanması şu şekildedir: I. Period: MÖ I. binyıl (Erken Demir Çağı) II. Period: MÖ II. binyıl (Orta ve Geç Tunç Çağı) III. Peirod: Geç Neolitik (Çanak Çömlekli Neolitik / Hassuna/Samarra) [Tekin 2006:293; Tekin 2007: 369]. |
Buluntular: Mimari: Hakemi Use'de Demir Çağı ve Son Tunç Çağı'na ait mimari kalıntıların neredeyse tamamı 20. yüzyıl içinde tahrip edilmesinden dolayı söz konusu dönemlerin varlığı sadece seramik buluntularıyla saptanmaktadır [Tekin 2003:59-70] Ancak 2005 yılı kazılarında G8b açmasında yüzey toprağının temizlenmesinden sonra orta büyüklükte ve herhangi bir işçilik izi göstermeyen doğal taşlardan oluşan bir döşeme kalıntısına rastlanmıştır. Söz konusu döşeme, açmanın batı profiline doğru devam etmektedir. Belirli bir düzen göstermeyen döşeme üzerinde ele geçirilen çanak-çömlek parçaları, Yeni Assur Dönemi'ne aittir. Hepsi hızlı dönen çarkta üretilmiş olan bu kapları açık devetüyü renginde hamura sahiptir. Kaplar arasında Assur seramiği içinde önemli bir yere sahip olan memecikli/düğme dipli kaplara ait parçalar ele geçirilmiştir. Yeni Assur Dönemi'ne tarihlendirilen bu yapı kalıntısı, yerleşmede modern tahribattan kurtulabilmiş ender yapı kalıntısını oluşturmaktadır. Doğu bölümü kısmen tahribata uğramış bu yapı kalıntısı, muhtemelen geniş bir mekanın su ile ilişkili bir alanını oluşturmaktaydı. Yapı kalıntısı korunarak açmanın diğer bölümünde derinleşme devam edildiğinde çapları 2-3 m civarında çukurlara rastlanmaya başlanmıştır. İslami mezarlar tarafından tahrip edilen çukurlara ait dolgu toprak içinde hepsi el yapımı ve çoğunluğu çömlek formunda kaplara ait parçalar gelmeye başlamıştır. Daha önceki sezonlarda da rastlanan bu kaplar, Yukarı Dicle Vadisi'nde kazısı yapılmış Erken Demir Çağı katmanlarında rastlanan ve arkeoloji literatüründe "Yatay Oluk Bezekli Mallar" (Grooved Ware) olarak bilinen çanak çömlek grubunu oluşturmaktadır [Tekin 2007:358-359]. 2008 yılında F7 açmasında Erken Demir Çağı'na ait çapları 2 m civarında olan iki silonun yanında iki adet ocak ortaya çıkarılmıştır [Tekin 2010:40]. Çanak Çömlek: Hakemi Use Demir Çağı'nda en çok görülen form, dıştan kalınlaştırılmış ağız kenarlı çanaklardır. Açık devetüyü renkli bu seramikler, Diyarbakır civarında Üçtepe, Gre Dimse gibi yerleşmelerden bilinmektedir. Demir Çağı seramikleri içinde ikinci grubu, ağız kenarı yivli olanlar oluşturmaktadır. Ayrıca höyük üzerinde Yeni Assur Dönemi'ne ait düğme dipli kaplar da ele geçmiştir. Sonuç olarak, Hakemi Use'de Demir Çağı ve Son Tunç Çağı'na ait mimari kalıntıların neredeyse tamamının 20. yüzyıl içinde tahrip edilmesinden dolayı söz konusu dönemlerin varlığı sadece seramik buluntularıyla saptanmaktadır [Tekin 2003: 59-70]. Hakemi Use'de en geç yerleşme, Erken Demir Çağı'nda olmuştur. Bu döneme ait seramik parçaları höyüğün tüm yüzeyini kaplamaktadır. 2001 kazılarında sadece tek renk Demir Çağı seramikler bulunmasına karşın, 2002 yılı kazılarında az sayıda boyalı Erken Demir Çağı seramiği de ele geçirilmiştir. Bu döneme ait kapların önemli bölümü çark yapımı olup itinalı yapılmış ve hamurları iyi fırınlanmıştır. Kap formları arasında kısa boyunlu çömlekler ve akıtacaklı kaplar yer alır [Tekin 2004b:273-278]. Açma içinde derinleşmeye devam edildikçe, toprağın dokusu ve ele geçen seramiğin niteliğinde bir değişme gözlenmiştir. Bu değişim birden bire olmuş, arada steril bir katmana rastlanılmamıştır. Çark yapımı seramik yerini kaba teknikle üretilmiş el yapımı bir seramik geleneğine bırakmıştır. Açmanın batı, güney, kuzey ve orta bölümünde dört adet çöp çukuruna rastlanmıştır. Çukurlarda az miktarda seramik parçası ile gri renkte kül yığını ortaya çıkartılmıştır. Çöp çukurlarından birinde el yapımı kaba seramik çoğunluktayken, diğer üç çukurda çark yapımı çanak çömlek sayıca büyük grubu oluşturmaktadır. Büyük çoğunluğu kase ve çanak formunda, çark yapımı, tek renkli ve iyi fırınlanmış seramiklerden meydana gelmektedir. Söz konusu bu parçalar, gerek form, gerekse hamur özellikleri ile Orta ve Yeni Assur Dönemi özellikleri göstermektedir [Tekin 2004a: 427]. Hakemi Use'de Yeni Assur varlığını kanıtlayan başka bir kap tipi ise düğme dipli vazolardır. Hakemi Use kazılarında şimdilik bu kapların sağlam örnekleri ele geçmemiştir. Pembemsi devetüyü renkteki hamurlarına, az miktarda kum katılan bu kaplar yüksek ısıda fırınlanmıştır. Alt kısımlarında yer alan küçük düğmecik bu vazoların ortak özellikleridir [Tekin 2004a:430]. E 8 Açması'nda ele geçen seramikler içinde çark yapımı çanak çömlekler önemli bir grubu oluşturmakta; form ve teknik açıdan Orta ve Yeni Assur seramiği özelliği göstermektedir [Tekin 2004a: 428]. Demir Çağı'na ait seramiklerin hepsi tek renkli olup, büyük çoğunluğu çarkta üretilmiştir. Bununla beraber, az miktarda da olsa kaba mutfak kapları da ele geçirilmiştir. Demir Çağı çanak çömleği arasında, dış yüzeyinin yivlerle bezeli olanları önemli bir yer tutmaktadır. Bu kapların önemli bölümü içe dönük basit ağız kenarlı kapalı formlardan oluşmaktadır. Bunların kiremit-kırmızımsı hamuru, yoğun kireç katkısı içermektedir. İyi fırınlanmış bu kapların bazıları gevrek yapıdadır. Güneydoğu ve Doğu Anadolu Erken Demir Çağı çanak çömleğinde karakteristik bir tipi oluşturan yivli seramikler, Diyarbakır civarındaki kazı ve yüzey araştırmalarından tanınmaktadır. Üçtepe ve Dicle'nin kuzeyindeki höyüklerde, Ilısu Projesi kapsamında kazılan Gre Dimse ve Talavaş Tepe; Yukarı Fırat Havzası'nda İmikuşağı, Norşuntepe, Tille Höyük, ve Lidar Höyük gibi merkezlerden bilinmektedir [Tekin 2004a:429-430]. Hakemi Use'de ele geçen seramikler içinde yer alan diğer bir grup ise, bölgenin Demir Çağı için karakteristik olan, dıştan kalınlaştırılmış ağız kenarlı çanaklardır. Bu kaplar arasında keskin omuzlular da bulunmaktadır. Bu tarz kaplar, Sultantepe, Tille Höyük, Üçtepe, Gre Dimse, Boztepe, Salat Tepe, Ninive, Nimrud, Assur gibi bir çok kazı alanının Yeni Assur katlarında ele geçmiştir [Tekin 2004b:430]. 2006 yılında E6 açmasında yapılan çalışmalarda herhangi bir mimari kalıntıyla ilişkili olmayan el yapımı Erken Demir Çağı çanak çömleği bulunmuştur. Bunlar 'Yatay Oluk Bezeli Kaplar' veya yaygın ismiyle 'Yivli Seramik' grubuna aittir [Tekin 2008:2]. Takı: 2001 yılı çalışmaları sırasında E7 Açması içinde muhtemelen Demir Çağı'na tarihlenen bir tunç bilezik bulunmuştur [Tekin 2003:59-70]. E 7 Açması'nda yapılan çalışmalarda iki adet fibula ele geçmiştir. Gövdesi korozyondan dolayı oldukça fazla bozulmuş olan fibulanın iğnesi eksiktir. Bu tip fibulalar Önasya tipi olarak tanımlanmakta ve Demir Çağı'nda Önasya'nın farklı bölgelerinde görülmektedir. Ayrıca bu alandan bir başka metal eser daha ele geçmiştir. Küçük bir tunç bilezik olan eser (dış çapı: 4.2 cm), yuvarlak kesitli, uçları olasılıkla vurmak suretiyle yassılaştırılmıştır. Küçük olması, bu bileziğin bir çocuğa ait olduğunu düşündürmektedir. Bu tip bilezikler çok geniş bir zaman diliminde kullanıldıklarından, ait olduğudu dönemi kesin olarak söylemek güçse de Demir Çağı'na tarihlenmesi ihtimalinin yüzsek olduğu belirtilmiştir [Tekin 2004a:426-427]. Mezar: E 9 Açması'nda sadece bir adet çöp çukuru tespit edilmiştir. Çukurun içindeki yoğun kül tabakasında Demir Çağı özellikleri gösteren seramik parçaları bulunmuştur. Açma içinde yer alan beş adet İslami mezarın yanı sıra, sadece kafatasının bir bölümü ile gövdeye ait çok az miktarda kemiğin ele geçtiği, Demir Çağı'na ait basit toprak mezar gün ışığına çıkarılmıştır. Oldukça sade görünümlü mezarda uçları açık, üç adet tunç bilezik ile üç adet dağılmış durumda minyatür vazo ele geçmiştir. Söz konusu vazolar, çark yapımı olup, hamurları itinalı yapılmıştır. Devetüyü rengindeki hamura ince kum zerrecikleri ve az miktarda mika katılmıştır [Tekin 2004a:429]. I8b açmasında İslami mezarların yanında Geç Assur Dönemi'ne ait iki basit toprak mezar ortaya çıkarılmıştır. Bu mezarlarda çark yapımı tek renkli kaplar ele geçirilmiştir [Tekin 2007:361]. 2008 yılında F7 açmasında 3 adet Geç Assur dönemi mezarı ortaya çıkaırlmıştır. Ancak bunların sadece bir tanesinde mezar eşyası ele geçirilmiştir. M-304 no'lu mezarda hocker tarzda gömülmüş erişkin birey doğu-batı yönünde yatırılmış, elleri arasına da ağız ve boyun kısmı eksik bir vazo bırakılmıştır. Diğer mezarlardan biirnde erişkin birey gene hocker tarzında diğerinde ise yarı hocker tarzında gömülmüştür [Tekin 2010:39]. G6 açmasında iki adet Geç Assur dönemi mezarı ortaya çıkarılmıştır. M-259 no'lu mezarda ölü hediyesi olarak pişmiş topraktan yapılmış kandil dikkat çekicidir. Yonca ağızlı kandil yüksek ve yivli bir kaideye sahip olup alt kısmında geniş bir tabak bulunmaktadır. Oldukça itinalı bir işçilik gösteren kandil üzerinde herhangi bir ateş izinin olmaması mezar için üretilmiş olduğunu; belki de yer altını aydınlatma gibi soyut bir işlevi akla getirmektedir. İkinci mezar yeni doğmuş bir bebeğe ait olup mezar eşyası olarak itinalı bir işçilik gösteren memecikli/düğme dipli bir vazo bulunmuştur [Tekin 2010:41]. |
Kalıntılar: |
Yorum ve tarihleme: |