©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi
|
|
|
|
Cafer Höyük |
|
Çizimler için tıklayın... |
Fotoğraflar için tıklayın... |
Türü:
|
Höyük |
Rakım:
|
675 m |
Bölge:
|
Doğu Anadolu |
İl:
|
Malatya |
İlçe:
|
Battalgazi |
Köy:
|
Cafer |
Araştırma Yöntemi:
|
Kazı |
Dönem:
|
Çanak Çömleksiz |
|
|
|
Yeri: Malatya il merkezinin yaklaşık olarak 40 km kuzeydoğusunda; aynı adlı köyün hemen yanındaydı. Günümüzde Karakaya Baraj Gölü suları altında kalan höyüğe; Malatya-Elazığ karayolundan Cafer Köyü'ne giden köy yolu ile ulaşmak mümkündü. |
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Değirmendere'nin Fırat Nehri'ne kavuştuğu yerde; yaklaşık olarak 150x28 boyutlarında doğu-batı yönünde uzanan söbe biçimli yayvan bir höyüktü. Kültür toprağının kalınlığı 3 m olan bu tepenin doğu ucu; yazları kuruyan Değirmendere'nin yatağına doğru hafif meyille alçalmakta; diğer yönleri ise daha sarp bir şekilde sonlanmaktaydı. Eteklerinde sulama kanalları ve meyva bahçelerinin yapımı için açılmış hendekler ile höyüğün üç yanında; çevredeki düzlüklerden biraz daha yüksek olan teraslar yer almaktaydı. Özellikle bu teraslardan kuzey ve batı terası buluntu açısından çok zengindi. İlk bakışta gerçekten normal höyük biçimine uymayan bu yerde; olasılıkla tarlaları büyültmek ve daha düz tarlalar elde etmek amacıyla bazı yerlerde düzeltmeler yapıldığı; höyüğün orijinal boyutlarının ise daha büyük olduğu sanılmaktaydı. Cauvin başkanlığındaki arkeolojik kazılar sırasında höyüğün zengin buluntular veren batı terasında açılan 4 no'lu açmada herhangi bir mimari kalıntıya rastlanmadan; yüzeyden 40 cm altta açık kahverengi balçıklı ana toprağa hemen inilmesi şaşırtıcı olmuştur. Buradaki buluntular; tepenin üstünde yapılan bir düzeltmenin atılmış toprağı içindeki buluntulardır. Höyüğün yüzeyinde ve kuzey kenarında; köylülerin kerpiç toprağı almak için kazdıkları çukurların kenarları temizlenerek kazının başlangıç döneminde muntazam kesitler oluşturulmuş ve tabakalanma tespit edilmeye çalışılmıştır. |
Tarihçe: |
Araştırma ve Kazı: Karakaya Baraj Gölü altında kalacak yerleşmeleri tespit ve kurtarma amacıyla M. Özdoğan başkanlığında gerçekleştirilen yüzey araştırması sırasında bulunmuştur. 1979-86 yılları arasında ise; Fransız Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi (CNRS) adına; J. Cauvin yönetiminde kazılmıştır. Karakaya Barajı'nın sularının höyüğü basması ile Cafer Höyük günümüzde tamamen su altında kalmıştır. |
Tabakalanma: Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ yerleşmesinin yanısıra 1979 yılında ilk kazı döneminde 3 no'lu açmada söz konusu çağın tabakalarının üstünde ele geçen Koyu Yüzlü Açkılı mal örneklerini hatırlatan parçaların İlk Tunç Çağı'na ait oldukları ileri sürülmektedir [Cauvin-Aurenche 1987:68-69]. Ayrıca Ortaçağ'a tarihlenen parçalarda az sayıda bulunmaktadır. Kazı ekibi; tepenin üstünde doğu ve batı kısmında iki büyük açma; bunları birleştiren 40 m uzunluğunda bir koridor açması ile tepenin tabakalanmasını ve yerleşme düzenini olabildiğince ortaya çıkartmıştır. Özellikle 50 metrekarelik doğu açmasında ana toprağa kadar inilerek kesin bir tabakalanma saptanabilmiştir. Batı açması ise daha geniş bir alanda 310 metrekarelik bir alanda kazılmıştır. Doğudaki açmanın sonuçlarına göre tabakalanma; üstten başlayarak: Yeni Evre: I-IV. tabakaları; Orta Evre: V-VIII. tabakalar; Eski Evre: IX-XIII. tabakaları şeklindedir. İçlerinde yalnızca V. tabaka Va ve Vb olarak ikiye ayrılmaktadır. Batı açmasındaki tabakaların doğu açmasının en üstteki tabakaları ile (I-IV; Yeni Evre) çağdaş olduğu saptanmıştır. |
Buluntular: Mimari: (Eskiden yeniye doğru) Eski Evre: X. tabakada 5.40x4 m boyutlarında dikdörtgen bir yapı ortaya çıkarılmıştır. Planı üstteki tabakalardan farklıdır; aralarında dar geçitler olan yanyana üç odadan oluşmaktadır. Bu üç odalı yapı; kazı başkanı tarafından Çayönü (Diyarbakır) yerleşmesinin Izgara ile Hücre Planlı Yapılar Evreleri arasına konmaktadır. XI. tabakada küvet biçimli ocak kalıntısı ortaya çıkarılmıştır. XII. tabakada duvarları kerpiç yerine çift sıra taştan yapılmış bir yapı ile karşılaşılması şaşırtıcı olmuştur. İki odasının köşelerinde; burada oturanların ısınma ve yemek pişirme ihtiyaçlarını karşılayan at nalı biçimli bir ocak ile bir fırın gün ışığına çıkarılmıştır. Diğer tabakalarda fırın ve ocaklar ev dışında olmasına karşılık; bu tabakada ev içidir. Ana tabakanın hemen üstündeki ilk tabakada bir ocak kalıntısı görülmüştür. Orta Evre: Va tabakasında ortaya çıkarılan çok az sayıdaki mimari öğe; buradaki duvarların; çok hücreli planlı evlere ait olduğunu göstermektedir. Yapı tabanlarında çakıl bulunmamaktadır. Va tabakasında evlerin dış kısmında küvet biçimli ocakların yanısıra; gömük; dikdörtgen biçimli fırınlar ele geçmiştir. Küvet biçimli ocaklar Orta Evre'nin diğer tabakalarında da bulunmaktadır. Vb tabakasında ise hiçbir mimari kalıntı görülmemiştir. Bu tabakada direk delikleri ve yuvarlak; 2 m çapında bir çukur bulunmuştur. VI. tabakada; yine kerpiçten yapılmış hücre planlı yapılar vardır. Bunlar 1.7X2.4 m boyutlarında hücrelerdir. Duvarların iç kısımlarına olasılıkla üstteki ağır yükü taşıması için kerpiçten payandalar konmuştur. Duvarlar tabanlar gibi sıvalıdır. Küçük hücrelerin bazılarının tabanları ise taş döşelidir. Hücreler birbirlerine geçitler ile bağlıdır. VII. tabakada yalnızca küvet biçimli bir ocak bulunmuştur. VIII. tabakada 7.10x4.80 m boyutlarında yine hücre planlı bir ev ortaya çıkarılmıştır. Duvarların iç kısmı payandalarla desteklenmiştir. Altı hücreden ikisi depolama elemanları içermektedir. İki hücrede killi toprak ve taş döşeli tabanlar görülmüştür. Yeni Evre: Yeni Evre'de ortaya çıkarılan yapılar; subasmanları taştan; duvarları kerpiçten tek ya da çok hücreli görece büyük yapılardır. Tabanları çakılla kaplı bu yapılar arasında çok hücrelilerin sayısı daha fazladır. I. tabakada; yüzeyde denecek kadar höyüğün günümüz yüzeyine yakın; taş döşemeler ele geçmiştir. Bu döşemelerin yapıları erozyon ile yokolmuştur. IV.tabakada bir çakıl örtüsünün üzerine yapılmış taş temelli ve kerpiç duvarlı bir yapı bulunmuştur. Kil: Batı açmasında Yeni Evre'de; pişmiş topraktan kuş figürini; Doğu açması'nda Orta Evre'de üç adet kadın; bir adet erkek idolü; Cafer Höyük'ün az sayıda pişmiş toprak buluntularındandır. Yakındoğu'da bu dönemdeki erkek figürleri az sayıdadır. Yontma Taş: Cafer Höyük'ün taş endüstrisi ayrıntılı bir şekilde analiz edilmiştir. Eski Evre'de obsidiyen; çakmaktaşına göre daha az sayıda kullanılmıştır; toplamın 2/3'ü çakmaktaşındandır. Endüstrideki genel toplamın %35'ini ise mikrolitler oluşturur; silikalı dilgiler; %15 oranındadır. Geometrikler az sayıdadır. Orta Evre'den itibaren obsidiyen kullanımında artma görülür. "Çayönü aletleri" ve okuçları sayıca artar. Yeni Evre'de obsidiyen kullanımı; %90'ı bulur. Aletler; Yakındoğu'nun tipik Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ B evresinin (PPNB) Byblos uçları; "Çayönü Aleti" olarak bilinen aletler; oraklar ve kazıyıcılardan oluşmaktadır; kalem ve mikrolitlerin daha az sayıda olduğu görülmektedir. Geometrik mikrolitler yoktur. Sürtme Taş: Kesitlerine göre değişik tipte yapıldıkları anlaşılan daire; iki yüzü dışbükey ve ortası çıkıntılı kesitli taş bilezikler; yeşil taştan cilalı baltalar bulunmuştur. IV. tabakadaki mermer bilezik depo buluntusu en ilginç grubu teşkil etmektedir. Bileziklerin en eski tabakalardan en yeni tabakalara kadar kullanılması; bu süs nesnesinin Cafer Höyük'e özgü bir nesne olduğunu göstermektedir. Mermer ve kalkerden özenle işlenmiş taş kaplar; çeşitli öğütme taşları diğer sürtme taş buluntuları oluşturur. Kemik/Boynuz: Orta Fırat Bölgesi gelenekleri ile Güneydoğu Anadolu geleneklerinin beraber kullanıldığı bir endüstri ile karşılaşılmıştır. Kemik iğne; bız/delici; kalem; delikli plaket; boynuz kın gibi aletler mevcuttur. İnsan Kalıntıları: Eski Evre'nin XI. tabakasında derinliği az; oval bir çukurda başsız bir iskelet; IX. tabakada üstü büyük bir taşla örtülmüş çukurda; sol yanına yatırılmış genç bir çocuk iskeleti ortaya çıkarılmıştır. Aynı evrede bulunan 8-9 yaşlarında bir çocuğa ait olduğu saptanan hocker pozisyonunda yatırılmış iskeletin üzeri beyaz; sıva türü bir maddeyle örtülmüştür. Hayvan Kalıntıları: Cafer Höyük Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ yerleşmesinde köpek dışında evcil hayvan yoktur. İncelenen fauna; iki farklı evreye işaret etmektedir. Eski evre; genel tabakalanmanın XIII-VIII ve VII.tabakaları; Yeni evre ise VI ve II. tabakalarıyla bir tutulabilir. Bu ayrıma göre; Eski evrede yoğun olarak tavşan avlandığı (%31.1); ancak Yeni evrede bu oranın %3.4'e kadar düştüğü gözlemlenmiştir. Eski evrede tilkinin ve karacanın yanısıra yaban domuzu ve büyük başlar; avlanan diğer hayvanlardır; ilginç olan; yaban domuzu ve büyük başların avlanma oranının Yeni evrede birden bire artmasıdır. Koyun ve keçi ise her iki evrede de yaklaşık aynı oranlarda bulunmuş; buna karşılık geyik Yeni evrede avlanmaya başlamıştır. Çok az sayıda ayı ve panter kemiklerine de rastlanmıştır. Evreler arasında gözlemlenen fark; araştırmacılarca şu şekilde yorumlanmaktadır: Eski evrede çok sık avlanan tavşanın yerini; Yeni evrede yaban domuzu almaktadır; bu; küçük hayvanların yerine büyük hayvanları tercih ettiklerini göstermektedir. Yeni evrede; avlanması en zor ve tehlikeli olan yaban domuzu ve büyükbaşların çok sayıda avlanmış olmaları; av tekniklerinde ve hatta sosyal yapıdaki (grup avı gibi) değişikliklere işaret etmektedir. Koyun ve keçinin; av hayvanlarından farklı bir biyotopa sahip olmaları; yerleşim boyunca Cafer halkının Fırat vadisi ile dağ yamaçları ve dağın yüksek kesimleri gibi iki farklı çevreyi kullandıklarını göstermektedir. Bitki Kalıntıları: Cafer Höyük Neolitik Çağ yerleşmesinde ele geçen bitki kalıntıları arasında tahıllardan Emmer ve Einkorn buğdayları; en alt tabakadan itibaren kültüre alınmıştır; ancak yabani olarak da mevcuttur. Mercimek (Lens sp.) ve bezelye (Lathyrus sativus) yabani ve kültüre alınmış olarak ele geçmiştir. Diğer buluntular arasında çavdar ilginçtir; arpa üst evreye doğru kültüre alınmaya başlamıştır. Yeni evrelere doğru yabani bitkilerin sayıca artması; faunayla karşılaştırıldığında; araştırmacılara; topluluğun beslenme stratejisinde belli bir değişiklik olabileceğini; ya da tarlalarını iyi temizlemediklerini ya da yabani bitki kalıntılarının tezekle köye taşınmış olabileceğini düşündürmüştür. |
Kalıntılar: |
Yorum ve tarihleme: Cafer Höyük; Boytepe ve Çınaz III yerleşme yerleri ile birlikte; Doğu Anadolu Çanak Çömleksiz Neolitik Çağı'nın sosyo-ekonomik yaşantısını yansıttığı için çok önemli bir yerleşmedir. Çınaz III ile Boytepe'nin henüz kazılmadığı düşünülürse Cafer Höyük bu çağa ait ayrıntılı bilgilerimizin kaynaklandığı; şimdilik tek yerdir. Buradaki kazılar özellikle Doğu Anadolu ile Güneydoğu Anadolu arasındaki ilişkilerin ve benzerliklerin saptanmasına yol açmıştır. Ancak bir kurtarma kazısı yapılabildiği için pek çok bilinmeyenle birlikte su altında kalmıştır. |