©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi
|
|
|
|
Çukuriçi |
|
Çizimler için tıklayın... |
Fotoğraflar için tıklayın... |
Türü:
|
Höyük |
Rakım:
|
30 m |
Bölge:
|
Ege |
İl:
|
İzmir |
İlçe:
|
Selçuk |
Köy:
|
Merkez |
Araştırma Yöntemi:
|
Kazı |
Dönem:
|
İTÇ I |
|
|
|
Yeri: İzmir il merkezinin güneyinde; Selçuk İlçesi'nin 1 km güneyinde; Efes antik kentinin hemen güneydoğusunda; kentin Magnesia kapısından 500 m kadar uzakta; antik Smyrna olarak isimlendirilen Çukuriçi Mevkii'ndedir. Selçuk; Aydın ve Efes yol üçgeni içinde yer alan höyüğün yanından Dervent Deresi geçmektedir [Evren-İçten 1998:çiz.1'deki harita]. Aydın karayolunun 100 m batısındadır [Evren 1999:çiz.1]. |
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Höyüğün adının Apasas olması teklif edilmesine rağmen kazıyı yapan bilim adamları yerleşmeyi bulunduğu mevkii adına göre isimlendirmişlerdir. Dervent Deresi'nin kolları arasında yer alan yerleşme yerinin MÖ 3. bin yılında Efes yakınına kadar ulaşan Ege Denizi'nin kıyısında olduğu hem jeomorfologlarca yapılan araştırmalarla hem de kazıda çok sayıda ele geçen deniz hayvanı kabuklarının varlığından anlaşılmaktadır. Oval biçimli küçük bir tepe olan höyüğün mandalina ekimi sırasında kısmen tahrip olduğu belirtilmektedir [Evren 1999:çiz.2]. |
Tarihçe: |
Araştırma ve Kazı: 1995 yılında Efes Müzesi araştırmacıları tarafından mandalina bahçesinde gerçekleşen bir tesviye çalışmasını kontrol sırasında tesadüfen bulunmuş; aynı yıl Efes Müzesi'nden A.Evren ve Ç. İçten başkanlığında kurtarma kazısına başlanmıştır. Kazıya 1996 yılında da devam edilmiştir. Ekonomik nedenlerle ancak 1 m derine kadar inilebilmiştir. 2009 yılında yapılan çalışmalarda eski S1-S2 açmaları kuzey, batı ve doğu yönüne doğru genişletilerek burada S3-S4 açmaları yapılmıştır. Kazının amacı son iki yılda bir kısmı açığa çıkarılmış Erken Tunç Çağı yapı komplekslerini daha iyi anlamak ve olası kapalı mekanları veya evleri bulmaktır. Stratigrafik açıdan tanımlanmış ÇuHö IV ve III yapı evreleri, 2009 yılında elde edilen sonuçlara göre daha iyi anlaşılmıştır [Koder-Ladstätter 2011: 278]. |
Tabakalanma: Yüzeyde Son Neolitik (?); kazıda ise Son Kalkolitik-İlk Tunç Çağı ve MÖ 2. binyılın ikinci yarısına ait çanak çömlek parçalarının bulunuşuna dayanılarak birkaç tabakalı bir yerleşim ile karşılaşıldığı anlaşılmaktadır. |
Buluntular: Mimari: İTÇ'ye ait taş temelli kerpiç duvar parçalarından başka önemli bir kalıntı saptanamamıştır. Ocak tabanı izleri mevcuttur. Yangın geçirmiş alanlar vardır. Yüzeyde sürme ile sökülmüş taş duvarlara ait döküntü taşlar dağınık bir şekilde bulunmaktadır. 2008 yılında Ephesos kazı ekibi tarafından tepenin tüm yüzeyi ve çevresi jeomanyetik ve jeoradar yöntemleriyle araştırılmış ve 2007'de belgelenen İTÇ'ye ait duvarların kuzeyinde yapılan çalışmalarda Çukuriçi III ve Çukuriçi IV yapı evrelerine ait evler gün yüzüne çıkarılmıştır. Bu evlerin MÖ 3. binyılın başına ait oldukları tahmin edilmektedir [Koder-Ladstatter 2010:321-322]. 2009 yılında III. ve IV. yapı evrelerinde höyüğün bir dönemdeki merkezinde pek çok mekandan oluşan yapı kompleksleri vardır. Evler, taştan yapılmış temel ve alt kısımların üzerinde yükselen kerpiç duvarlarla inşa edilmiş olup beyaz kireçle boyalıdır. Dikme yuvalarının düzenli dağılımı bir çatının mevcudiyetine işaret etmektedir. Tabanlar basit sıkıştırılmış balçıklı topraktan olup tek tek yapı bölümlerinde ırmak kayaçlarıyla döşenmiştir ve bazı kısımlarda in situdur. Bu yıl elde edilen sonuçlara göre ÇuHö IV ve III'te tek tek mekanlarda inşanın tamamlanıp daha sonradan değiştirildiği ya da yeni tabanların yapıldığı pek çok kullanım düzlemi de ayırt edilebilmektedir. Yerleşim sahasında bilinçli olarak açılmış, çeşitli işlevlere sahip çukurların varlığı bu yıl ilk kez tespit edilmiştir [Koder-Ladstätter 2011: 279]. Çanak Çömlek: Kazı başkanlarınca; MÖ 3. binyılın başına tarihlenen el yapımı; ince cidarlı mahmuzlu kap ile MÖ 3. binyılın ortalarına konan devetüyü hamurlu; koyu devetüyü yüzey renkli ve açkılı testi bulunmuştur. Genelde el yapımı ilmek delikli; askı kulplu parçalar da bulunmaktadır. Yontma Taş: Gerek yüzeyde gerek kazıda çok sayıda çakmaktaşı ve obsidiyen yonga; dilgi ve artıkları yoğun bir endüstrinin varlığına işaret etmektedir. Diğer: Evren ve İçten; yüzeyde buldukları için tarihlemekten kaçındıkları; pişmiş toprak ağırşaklar; kemik aletler; yassı taş balta; tunç yassı balta vd. bulgularının da var olduğunu belirtmektedir. |
Kalıntılar: |
Yorum ve tarihleme: Çukuriçi Höyüğü'nün yörenin en eski yerleşmelerinden biri olduğu kesindir. Ege Denizi'ne yakınlığı burada yerleşenlerin tarım ve hayvancılığın yanısıra balıkçılıkla geçimlerini devam ettirdikleri sonucunu çıkarmaktadır. 2008 yılında Ephesos kazı ekibi tarafından kazılarda elde edilen bulgular bu yerleşmenin doğal ve kültürel bir mekan olarak bir yere konumlandırılmasını gerektirmektedir. Yerleşmede Yakın Doğu'nun ağırlık sistemlerinin kullanılmış olması ve sileks yani taş alet yapımı için çok yoğun biçimde Melos Adası'ndan ithal edilmiş obsidien kullanımı bu yerleşmenin geniş bir ticaret ağına sahip olduğuna işaret etmektedir. Diğer yandan buraa bulunmuş fırınlar metal işlenmesi için olup ergitme yoluyla yapılmış malzeme ve döküm kalıplarıyla yapılmış objelerin varlığı, kesin biçimde buluntu malzemesi için kanıtlanmıştır [Koder-Ladstatter 2010.322]. |