©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi
|
|
|
|
Çadır Höyük |
|
Çizimler için tıklayın... |
Fotoğraflar için tıklayın... |
Türü:
|
Höyük |
Rakım:
|
1000 m |
Bölge:
|
İç Anadolu |
İl:
|
Yozgat |
İlçe:
|
Sorgun |
Köy:
|
Peyniryemez |
Araştırma Yöntemi:
|
Kazı |
Dönem:
|
|
|
|
|
Yeri: Yozgat İli'ndeki ünlü Alişar Höyüğü'nün 13 km kuzeybatısında; Peyniryemez Köyü'nde yer alır. |
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Doğu-batı yönünde uzanan Eğri Özü Vadisi'nin kuzeyinde; alçak bir kireçtaşı kayalığa kurulmuş olan höyüğün güneyinden ve batısından küçük bir dere geçmektedir. 240x185 m boyutlarındaki höyük; ova düzleminden yaklaşık 32 m yükseklikte yer alır. Zamanla kuzeydoğuya kayan yerleşme; bu alanda 200 m'lik bir alt terasa sahiptir. Yörenin; Çadır Höyük'de yerleşildiği dönemde bugünden daha sulak olduğu bildirilmektedir [Gorny et al. 1999:167]. Son yıllarda höyüğün tepesinde defineci çukurları açıldığı gözlenmiştir. |
Tarihçe: |
Araştırma ve Kazı: Höyükteki ilk kazı çalışmaları Chicago Üniversitesi'ne bağlı Oriental Institute desteğiyle, 1927 yılında H. von der Osten ve Erich Schmidt başkanlığında başlamış ve 1932 yılına kadar devam etmiştir. 1993 yılında Alişar Yüzey Araştırması Ekibi'nin çevrede gerçekleştirdiği kısa süreli inceleme gezisinde ziyaret edilen Çadır Höyük; Gelingüllü Barajı Göl sularından etkilenecektir. Bu nedenle 1994 yılında aynı ekip höyükte küçük çaplı bir kazı çalışması yürütmüş; kazılara ara verildikten sonra 1998 yılında tekrar başlanmıştır. Çalışmalar Chicago Üniversitesi'nden R.L. Gorny başkanlığında 2009 yılına kadar yürütülmüştür. 2012 yılında New Hamsphire Üniversitesi'nden Gregory McMahon başkanlığında yeni dönem kazılarına başlanmıştır. |
Tabakalanma: Çadır Höyük'ün geç tabakaları Roma-Bizans Dönemi'ne aittir, ayrıca Geç Demir Çağı, Karanlık Çağ ve 2. bin bulguları ile de karşılaşılmıştır. Bu tabakaların hemen altında ise güneydeki basamaklı açmada ve tepedeki açmalarda, Son Kalkolitik Çağ sonuna tarihlenen I. ve II. tabakalar ve Orta Kalkolitik Çağa tarihlenen III. tabaka yer almaktadır [Gorny et al. 1999:152]. Şimdiye kadar belirlenen dönem ve evreler şu şekildedir: X: İslam IXa: Bizans IXc: Bizans IXd: Bizans VI: Geç Demir Çağı Va: Orta Demir Çağı Vb: Erken Demir/STÇ IVa: STÇ II IVb: STÇ I IIIa: OTÇ IIIb: OTÇ II IIa: İTÇ IIb: İTÇ IIc: Trans. İTÇ/Geç Kalkolitik Ia1: Son Kalkolitik Ia2: Son Kalkolitik Ib1: Son Kalkolitik Ib2: Son Kalkolitik Ib3: Son Kalkolitik Ic: İlk Kalkolitik Id: İlk Kalkolitik Ie: İlk Kalkolitik If: Neolitik [Gorny et al. 2006]. |
Buluntular: Mimari: 1994 yılında yerleşmenin doğusunda açılan basamaklı açmada ortaya çıkartılan bir odanın Pers Dönemi'ne ait olabileceği düşünülmüştür. Yerleşmenin güney yamacında karışık tabakalar içinde çok miktarda Demir Çağı'na ait çanak çömlek malzeme toplanmıştır. Bu malzeme, yamacın daha yukarısındaki yerleşmeden kaymıştır. Bu durumda Demir Çağı yerleşmesi, höyüğün üst kesiminde kurulmuş olmalıdır. 2013 yılında, yukarı güney yamaçta, USS 4'te gerçekleştirilen çalışmalar alanın Erken DÇ'de hem konut hem de faaliyet alanı olarak kullanıldığını göstermektedir. Alanda, 2-3 m çapında, toprağa yarı gömük, dairesel planlı yapılar ortaya çıkarılmıştır. Bu yapıların tabanları sıvalıdır. Sıvanın en az beş kez yenilendiği anlaşılmıştır. Kerpiç bir üst yapıya rastlanmamıştır. Bu nedenle yapıların üst yapısının kazık çukurlarıyla desteklenen hayvan derisi, hasır veya dallardan inşa edilmiş olabileceği önerilmektedir. Bu yapıların her biri depo amaçlı kullanılmış olduğu düşünülen küçük bir çukura sahiptir. Yapılarla ilişkili küçük çöp çukurları da tespit edilmiştir. Bu kalıntıların yanı sıra tipik Hitit / STÇ mimarisini anımsatan kerpiç ve taş mimariye rastlanmıştır. Olasılıkla konut işlevi taşıyan bu dairesel odaların yerleşmeye özgü olmadığı düşünülmektedir. Benzer yapılar Gordion'da Hitit Dönemi sonrasına tarihlenen tabakalarda görülmektedir. Nevşehir Ovaören'de de benzer yapılar ortaya çıkaırlmıştır. Ancak bu yapılar taş duvarlıdır [Şerifoğlu et al. 2015]. 2014 yılı çalışmalarında, USS 4 isimli Ana Demir Çağ açmasında Erken Demir Çağ'dan Geç Demir Çağ'a kadar uzanan kesintisiz bir stratigrafi görülmüştür. Bu açmada konutsal ve endüstriyel yapılar görülmüştür. Muhtelif işlevlere sahip söz konusu alanda; olasılıkla su ve diğer sıvıları tutabilen, alçı sıvalı dairesel çöküntüler ve içi kül, çakıl, kil dolu küçük çukurlar bulunmuştur. Yapılardan oluşan kompleksin üzerinde bulunan demir cüruf örnekleri, bu yapıların maden üretiminin bir evresinde kullanılmış olabileceğini göstermektedir. Bu durum Demir Çağı'nın sonraki evrelerinde görülen tekstil endüstrisi odaklı girişime göre büyük farklılık göstermektedir [Şerifoğlu et al. 2016:309]. Çanak Çömlek: Demir Çağı seramikleri höyükte büyük oranda tabaka dışı dağınık malzeme olarak bulunmuştur. Bu nedenle, benzer gruplarla karşılaştırılarak tarihlendirme yapılabilmektedir. Erken Demir Çağı'na (MÖ. 12-10. yüzyıl) ait kazıma bezemeli bir ağız parçasının en yakın benzeri Gordion'da bulunmuştur [Genz 2001: res. 1-2]. Kızılırmak kavsi içinde Büyükkaya ve Kaman-Kalehöyük'te de benzer bir kaç parça vardır. Burada bulunan Erken Demir Çağı'na ait malzemenin genel olarak büyük bir bölümünün en yakın paralelleri Büyükkaya'da bulunmaktadır. Bunlar içinde çoğunlukta kırmızı boya bezemeli mallar yer almaktadır [Genz 2001: res. 1]. Orta Demir Çağı (MÖ 9-8. yüzyıl) malzemesi daha çok Alişar IV veya Büyükkale II seramiği olarak bilinir ve koyu renk boya bezeme dikkat çekicidir. Geometrik motifler yaygın olmakla birlikte daha çok silüet teknikğiyle yapılmış hayvan figürleri üzerinde durulmuştur. Bu tip malzemenin Çadır Höyük'te iyi temsil edildiği belirtilmiştir [Gorny 1995: res. 19; Genz 2001: res. 3, 6-10]. Geç Demir Çağı (MÖ 7-4. yüzyıl) gri malzeme ile temsil edilmektedir [Genz 2001: res. 4, 2-3]. Hamur özelliğinin yanı sıra bazı formlar da bu dönemin özelliklerini yansıtmaktadır. Kil: 2014 yılındaki çalışmalarda SMT 15 açması ve çevresinde 13 küçük kil top ve bir fildişi nesne bulunmuştur. Kil topların bazıları deliklidir, tezgah ağırlığı olarak kullanılmış olmaları olasıdır. İyi işlenmiş fildişi nesnenin işlevi ise henüz belirsizdir [Şerifoğlu et al. 2016:310]. |
Kalıntılar: |
Yorum ve tarihleme: |