©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Kaman Kalehöyük

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Kaman Kalehöyük
Türü:
Höyük
Rakım:
1060 m
Bölge:
İç Anadolu
İl:
Kırşehir
İlçe:
Kaman
Köy:
Çağırkan
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:

     


Yeri: Kırşehir il merkezinin kuzeybatısında; Kaman İlçesi'nin 3 km doğu-kuzeydoğusunda; eski Ankara-Kayseri karayolunun hemen kenarındadır.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Höyüğün doğu ve batı eteğinden kuzeye doğru akan küçük dereler geçmektedir. Bereketli tarım arazisi içindedir. Yörenin büyük höyüklerinden biridir. Yaklaşık 280 m çapında 16 m yüksekliğinde bir tepedir.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: 1986 yılından itibaren, S. Omura başkanlığında, Japonya Orta Doğu Kültür Merkezi ve Japon Anadolu Arkeoloji Enstitüsü adına kazılmaktadır.
Tabakalanma: Bu kazı sonucunda, höyükte 4 tabaka ve çok sayıda bu tabakalara ait yapı katları saptanmıştır. 1999 yılı kazısı sonunda bu dört tabaka şu şekilde sıralanmaktadır; I. tabaka: MS 16-17. yüzyıla tarihlenen Osmanlı Dönemi II.tabaka: MÖ 12 yüzyıldan MÖ 4. yüzyılın ikinci yarısına kadar süren Demir Çağı IIa, IIb, IIc ve IId olarak ikincil seviyelere ayrılır [Omura 2008:8]. III.tabaka: MÖ 20. yüzyıldan MÖ 12. yüzyıla kadar devam eden Orta ve Son Tunç Çağı IV.tabaka: 2001 yılı çalışmalarında bu tabakada İTÇ'ye ait 5 yapı katı tespit edilmiştir. IVa katı İlk Tunç Çağı'ndan Orta Tunç Çağı'na geçişi temsil etmektedir.
Buluntular: Mimari: IIa katı ile IIc katı iki ayrı seviyeye ayrılır. IIa-1 katında ele geçirilen çanak çömleklere ve 1989 yılında bulunan dağ kristali mührüne göre IIa-1 katı kültürü Kaman-Kalehöyük'te doğu etkisinin altına girmiştir. IIc-1 katı yapıları ise bodrumludur [Omura 2008:8]. 1990'lı yıllarda IIa katına, yani MÖ 4. yüzyıllara ait iki odalı megaron planlı büyük yapıya ve onu çeviren yaklaşık 2.5 m kalınlığındaki duvarları blok taşlarla örülü ve 10-20 m uzunluğunda koridor biçimli mimarlık kalıntısına rastlanmıştı. Kaman-Kalehöyük'ün kuzey ve güney alanlarında yürütülen kazılarda bu tür çok sayıda yapı açığa çıkarılmıştır. Sağlam olmayan bu yapıların çok kısa bir zamanda özensiz olarak aceleyle yapıldıkları düşünülmektedir. 2009 yılında yapılan çalışmalarda, Güney Açması'nda 1996 yılında tespit edilen IIa katına ait bu kaba örgülü kalıntılar kaldırılmaya çalışılmıştır. Bu koridorların inşasından önce zemin 1.5 m. kadar kazılmış, temele iki sıra sağlam blok taşlar yerleştirildikten sonra araları moloz taşlar ve toprakla doldurulmuştur. Bir koridorun tam ortasında iki büyük yuvarlak çukur tespit edilmiştir. IIc katı MÖ 8. yüzyıla, IId katı ise MÖ 11., 10., 9. yüzyıllara tarihlenmektedir. 2007 yılında, IIc katının üç ayrı evreye sahip olduğu anlaşılmıştır. 2009 yılında, IIc katının birinci yapı seviyesi üzerinde çalışılmıştır. Birinci yapı katındaki mimari kalıntılarının çoğu, bodrum şeklindedir. Bu mimari kalıntının tabanı araştırılırken, duvarların kenarlarında sekilere ve tabanın tam ortasında bir çukura rastlanmıştır. Bu seviyede açığa çıkarılan bodrumların depo olarak kullanıldığı düşünülmektedir. IId katı mimarlığının özelliği, yapıların tek odalı olması, tabanlarında direk izlerinin varlığı ve yangın geçirmiş olmasıdır [Omura 2011: 422-423]. 2010 yılında EDÇ'ye tarihlenen IId katında LVI. açmada kendi içerisinde üç safha halinde duvar eklenerek kullanılmış R161no'lu oda ile R146 üzerinde çalışılmıştır. R150 içerisinde yanmış taban ve taban üzerinde oldukça yoğun şekilde yanarak düşmüş ağaç parçaları açığa çıkarılmıştır. Odayla birlikte kullanılmış 3 ocak tespit edilmiştir. Oda tabanında duvarlara paralel olarak yapılmış ve oda tabanıyla birlikte kullanıldığı düşünülen dokuz ayrı direk çukuru vardır. LVII. açmada IId'nin yuvarlak köşeli mimarisi R150'ye ait güney ve doğu duvarları tespit edilmiş ve oda içerisinde yanmış bir taban ve bu taban üzerinde yanmış ağaç parçaları bulunmuştur. XXVII. açmada R160'a ait tabanda yangın olmadığı yangının R166'nın içerisinde olduğu görülmüş ve taban üzerinde düşmüş yanık ağaç parçaları tespit edilmiştir [Omura 2012:449-452]. Önceki yıllarda kuzey açmalarda yapılan çalışmalarda (XVIII, XIX, XX no'lu açmalar) ortaya çıkarılan mimari kalıntıların belirgin bir plan özelliği sergilemediği anlaşılmıştır. 2013 yılı kazılarında, XX no'lu açmada oda R426'nın ortasında kerpiçten yapılmış dörtgen formlu bir ocak tespit edilmiştir. Odanın batı köşesinde, duvar W23'e yaslanan iki bölümlü bir başka ocak bulunmuştur. Ortadaki ocağın altında, aynı tipte bir ocak daha açığa çıkarılmıştır. Bu üç ocağın tabanı çanak çömlek parçalarıyla iki kez döşenmiştir. Ocağın yanında kumtaşından yapılmış bir kalıp, potalar ve çok sayıda cüruf bulunmuştur. Yandaki odada da dört parçalı başka bir ocak tespit edilmiştir. Tüm bu kalıntılar, IIa döneminde bu yapının ve alanın bir atölye olarak kullanıldığına işaret etmektedir. Güney Açması'nda IIc'ye ait iki yapı katı tespit edilmiştir. 1. yapı katında büyük kompleks bina ortaya çıkarılmıştır. Bu yapı katına ait dikdörtgen formlu iki silo bulunmuştur. Siloların tabanında karbonize olmuş buğday kalıntıları ele geçmiştir. 2. yapı katına ait mimari kalıntılar, bodrumlu yapılardan oluşmaktadır. Bu yapılar 1. yapı katını bozarak inşa edilmiştir. 2. yapı katında boyalı bir testi ve sağlam bir demir hançer bulunmuştur. IId katına (Geç DÇ) ait 5 yapı katı tespit edilmiştir. Bu yapı katlarının bazıları yangın geçirmiştir. IId katının mimari kalıntıları, IIc katına ait çukurlar ve bodrumlu mimari kalıntılarla tahrip olmuştur. Bu nedenle belirli bir plan özelliği göstermemektedirler. Bu katta hiyeroglifli bir Hitit mührü de ele geçmiştir. Benzer bir mühür Kuzey Açması'nın IId katında da bulunmuştur. Bu gibi mühürlerin Hitit İmparatorluğu'dan sonra da kullanılmış olmaları muhtemeldir [Omura 2015]2014 kazılarında 4-1 IIa katında çalışılmıştır. Tespit edilen zayıf duvarların güneyinde yangın tabakası tespit edilmiştir. Bu yangın tabakası kuzey açmasının doğu kesitinde de devam etmektedir [Omura 2016:382]. Çanak Çömlek: 2009 yılında IIc katının birinci seviyesinde bol sayıda boyalı çanak çömlek parçaları ele geçirilmiştir. IIc katını temsil eden çanak çömlekler, Alişar IV'te de bol sayıda ele geçirilmiş olan stilize geyik motifleri ile bezelidir. IId katında el yapımı çanak çömlek parçaları ele geçmiştir. Ancak bu katta IIc katında ele geçirilen stilize geyik motifli parçalara hiç rastlanmamıştır. Yine IId katında az da olsa IIIa katı yani Hitit İmparatorluğu'nun çanak çömlek parçaları ele geçirilmiştir [Omura 2011: 422-423]. 2010 yılı çalışmalarında IId katında H162'nin güneyinde tespit edilen kerpiçten yapılan seki üzerinde ise, 10 adet pişirilmemiş ağırlık bulunmuştur [Omura 2012:450]. 2014 yılında tespit edilen maden atölyesinde Kaman Kalehöyük IIc katına ait, MÖ 8. yüzyıla tarihlenen boyalı çanak çömlek parçaları bulunmuştur. Yangın tabakasında ise Erken DÇ'ye ait çanak çömlek parçaları görülmüştür. Yine 2014 yılı çalışmalarında; boyalı seramikler, çok iyi perdahlı bir kase, gri seramikler, tek kulplu emzikli çaydanlık ve kırmızı astarlı çok iyi perdahlı kase bulunmuştur [Omura 2016:382, 385]. Hayvan kalıntıları: 2007 kazılarında IIa katında bulunan uzun taş duvarın güney tarafında tespit edilen çukurlarda bazı köpek iskeletleri açığa çıkarılmıştır [Omura 2009:200]. Diğer: 2009 yılında ele geçen buluntular arasında bronzdan ok ucu, iğne, pincette ve fibulalar yer almaktadır [Omura 2011: 423]. 2014 kazılarında; bronz mühür, bronz ok ucu, bronz fibula, ağırşaklar, kaşık, cam boncuklar, ayak biçimde akik mühür bulunmuştur [Omura 2016:385].
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: Tipik bir Orta Anadolu höyüğü olan Kaman-Kalehöyük, Osmanlı Döneminden Neolitik Çağlara kadar olan dönemi aydınlatması açısından önemli bir yerleşmedir [Omura 2009:201].


Liste'ye