©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi
|
|
|
|
Maşat Höyük |
|
Çizimler için tıklayın... |
Fotoğraflar için tıklayın... |
Türü:
|
Höyük |
Rakım:
|
950 m |
Bölge:
|
Karadeniz |
İl:
|
Tokat |
İlçe:
|
Zile |
Köy:
|
Yalınyazı |
Araştırma Yöntemi:
|
Kazı |
Dönem:
|
|
|
|
|
Yeri: Tokat il merkezinin güneybatısında; Zile'nin 20 km güneybatısında; günümüz adıyla Yalınyazı; eski adıyla Maşat Köyü'nün 1 km güney-güneybatısındadır. |
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Çok verimli Maşat Ovası'nda yer alan höyüğün kuzeyinde aynı adlı köyden gelen dereler Çekerek Nehri'ne karışmaktadır. Bu derelerin höyükte yaşayanların su ihtiyaçlarını karşıladığı ileri sürülmektedir. Günümüzde yakınında tatlı su pınarı yoktur. Höyük; mermerleşmiş kalker blokları üzerinde oluşmuştur. Bu kaya taban yüksek olduğu için olasılıkla bu yerin yurt yeri olarak seçilmesinde rol oynamıştır. Höyük; kazının yapıldığı yıllarda ova seviyesinden 28.8 m yüksekliğinde; doğu-batı yönünde 450 m; kuzey-güney istikametinde 225 m uzunluğunda oval biçimli bir tepedir. İç Anadolu Bölgesi höyükleri arasında bu boyutu ile büyük höyük sınıfına sokulmaktadır. İlk dönem kazılarında 5.7 m'de ana kayaya ulaşıldığı bildirilmektedir [Akurgal 1946:220]. |
Tarihçe: |
Araştırma ve Kazı: 1943 yılında bir Hitit Dönemi tabletinin yüzeyde bulunup yayınlanması ile ünlenen höyükte ilk kazı 1945 yılında E. Akurgal'ın başkanlığında T. ve N. Özgüç ve Y. Boysal'dan kurulan bir heyet tarafından yapılmıştır. Kazının yapılış sebebi bu tabletin ait olduğu arşivi bulmaktı. Yine bu yazılı belge sayesinde bu kentin MÖ 2. bin yılında Tapigga adlı bir kent olduğu anlaşılmıştır. Çok uzun bir aradan sonra 1973-80 yıllarında T. Özgüç başkanlığında kazılara devam edilmiştir. Son dönem kazıları daha çok Hitit Dönemi'ni aydınlatmaya yöneliktir. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır. |
Tabakalanma: İlk Tunç Çağı'ndan Demir Çağı'na kadar bu mevkiin iskan gördüğü bu kazılar sonucunda ortaya çıkmıştır. Hatta bir Son Kalkolitik Çağ/İlk Tunç Çağı I yerleşmesinin de var olduğu kabul edilebilir. 1. tabakanın Demir Çağ'a ikinci ve üçüncü tabakanın Hitit Dönemi'ne, onun altındaki tabakaların ise İlk Tunç Çağı'na tarihlendiği açıklanmaktadır [Özgüç 1978:3]. |
Buluntular: Mimari: Demir Çağı'nda kalenin ortası, kuzey, kuzeydoğu ve doğu yönleri (D-H/3-6) kesimi yoğun olarak iskan edilmiştir. I/4-6 ve H/6-7 plankareleri daha çok kuyuların görüldüğü alanlardır. Anadolu'da diğer Demir Çağı şehirlerinin aksine bir sur ile çevrilmediği anlaşılmaktadır. Frigler yalnız kaleyi iskan etmiş, aşağı şehre yerleşmemiştir. Burada üç Frig yapı katı (I-III) vardır. En alttaki III. kat, Hitit Sarayı'nın enkazı üstüne kurulmuştur. Evleri, I-II. katınkilere oranla daha iyi korunmuştur. Evler tepenin kuzey sırtında, birbirine bitişik durumda inşa edilmiştir. Bunların küçük ve düzensiz avluları E/5-6 ve F/6 plankarelerinde ve saray avlusunun üstündedir. İyi korunmuş iki ev E-F/3-4 plnkarelerine inşa edilmiştir. Taş temellerinin iç ve dış yüzleri çamur harçla dikkatle örülmüş, araları moloz taş ve toprakla doldurulmuştur. Duvarlar, dikdörtgen biçimdeki kerpiçlerle örülüdür. Genellikle kerpiç boyları iridir; en çok 40x30x6 cm ölçüsünde olanlar kullanılmaktadır. Odalar, evler dikdörtgen planlıdır; kare planlı oda çok azdır. Oda tabanları sıkıştırlmış topraktır. E-F/3-4'te bulunan dikdörtgen planlı ve iki odalı evin uzunluğu 16 m, genişliği 6 m'dir ve önemli bir bölümünde kerpiç örgü korunmuştur. Duvar kalınlığı 70 cm'dir. Taş duvarlar taban seviyesinden itibaren 1 m yükselmiştir. Evin fırın tabanı F/3'teki küçük odada (5.8x3.3 m) korunmuştur. E-F/4-5'te güney dar yönü duvarları, üstündeki II. yapı katının taş temelleri tarafından tahrip edilmiştir. Bir çok Frig evinin aksine, duvarlar birbirine dik açıyla bağlanmıştır. F/3-4'te dar, uzun kesimin tabanı çakıltaşı ve sert toprakla döşelidir. İki ev arasındaki bu kesimin üstünün açık olduğu düşünülmektedir. II. Frig katının kanalı evin bu kesimi üstüne yapılmıştır. Bu geç kanalın iki yanı, Hitit evlerinden sökülmüş iri taşlarla örülmüş, üstü de yassı taşlarla düz olarak kapatılmıştır; tabanı topraktır. Kanal, tepedeki Frig evlerinin kirli sularını kuzey sırtından aşağıya taşımaktadır. F/4'teki büyük odanın (8.5x3.5 m) batı ve doğu duvarları önünde üstü kalın kerpiç çamuru ile sıvalı iki taş bank yerinde kalmıştır. Eski üsluptaki sağlam kapların çoğu birinci odada, fırın tabanı çevresinde bulunmuştur. Tepenin kuzey sırtından aşağıya doğru devam ettiği anlaşılan III. kat evleri, sonradan tahrip edilmiş ve günümüze sadece küçük, kesik temeller kalmıştır. Bu evin batısındaki ikinci evin uzunluğu 15 m, genişliği 4.5 m'dir. İnşaat malzemesi ve tekniği birinci ev ile aynıdır. Ancak, dış duvarları birinci evin duvarlarından daha incedir (60 cm). E-F/3-4'te ocak, E/4'de ise fırın korunmuştur. Bunun da güney dar yönü, II. katın taş temelleri tarafından tahrip edilmiştir. Buradaki üç yassı taş (E/4) evin sokağa açılan kapısını belirlemektedir. Birinci evin de sokağa buradan açılmış olabileceği düşünülmektedir. Diğerinin aksine, duvarları birbirine dik açıyla bağlanmadığı gibi, uzun batı duvarı kuzeyden güneye doğru daralmış (kuzeyde genişliği 4 m, güneyde 3.5 m) ve ev çok düzensiz bir trapezoidal şekil almıştır. Hepsi bu kadar eğri olmamakla beraber, bu türlü yapılara Orta Anadolu'da, özellikle Frig döneminde rastlanmaktadır. Kerpiç duvarlar ve düz çatının kömürleşmiş ağaç kalasları III. Frig katı evlerinin yangın geçirdiğini göstermektedir. Bu iki ev tepenin bu kesiminde diğerlerinden ayrılan bir kompleksi oluşturmaktadır. İkinci evi, batıdaki ayrı bir kompleksten (E/3-4) 1.5 m genişliğinde, tabanı yassı taşlarla döşeli, 11.5 m uzunluğu korunmuş olan sokak ayırmaktadır. Kuzey-güney istikametinde uzadığı anlaşılan sokağın iki ucu ve batısındaki III. kat evinin en büyük kısmı I. ve II. kat insanlarının giriştiği operasyon tarafından süpürülmüştür. Doğuda, F-G/3-5'te ikinci kompleksi oluşturan evlerin planını öğrenilememiştir. Bu yönde I.ve II. kat insanlarının giriştiği operasyon büyük olmuş ve yalnız III. Frig katı evleri değil, Hitit Sarayı'nın en önemli kesimleri de tahrip edilmiştir. Buna rağmen, bu kesimde de birbirine bağlanan kalın ve ince temellerin, dikdörtgen şeklinde odaların varlığı ve bazılarında tabanların yassı taşlarla döşendiği anlaşılmaktadır. Her yapı katında görülen taş tabanların üstü kalın kerpiç çamuru ile sıvalıdır. F/5 deki tabanı çakıl taşı ve sert toprak döşeli, iki yanı taş örülü 2 m genişliğindeki sokak, III. kat zamanında yapılmış ve II. kat döneminde de kullanılmıştır. Sokağın, saray revakı ve tabanları taş döşeli saray odaları üstünden doğuya doğru devam ederek, dışarı uzadığı anlaşılmaktadır. Kasabaya bu yoldan girilmiş olması çok muhtemeldir. Taş döşeli olmayan, fakat çakılı ve kumu çok olan sokağın yağmurlu mevsimlerde çamur olmayacağı görülmektedir. Kasabanın dışından gelen bu yolun, mahalleleri birbirinden ayıran, taş sokakla E/4 de birleşmiş olması muhtemeldir. Evler, büyük bir çoğunlukla, dar sokakların iki yanına inşa edilmiştir. Maşat Höyük kalesinde, iskan alanının darlığı sebebiyle, D-F/6 plankarelerine düşen meydanlıkların çok dar olduğu anlaşılmaktadır. Orta Anadolu'da, Frig kalelerindeki küçük kasabalar birbirlerine çok benzemektedir. Maşat Höyük bu sistemin kuzeye doğru yayıldığını ispat etmektedir. Kuzeyde (Karadeniz sahillerinde) bu sistemin sonunu Akalan'ın temsil ettiği belirtilmektedir. III. Frig katı evleri, doğrudan sarayın yanmış kerpiç duvarları ve enkazı üstüne kurulmuştur. Ayrıca, derin ve yuvarlak ağızları geniş Frig kuyuları da bu tahribatı çok arttırmıştır. G/3-4 ve I/4-5 plankarelerindeki kuyularda kırılmış tablet ve bullalar bulunmuştur. Hatta bazı kesimlerde sarayın taş temelleri bu kuyuların tabanı olmuştur. Bu kesimde III. Frig katı ile saray enkazı arasında II. ve I. Hitit yapı katlarına ait hiçbir iz ve kalıntı yoktur. Sadece, Suppiluliuma zamanına ait sunaklı binanın 4-6 sayılı odaları III. Frig katı zamanında tamir edilmiş ve küçük bir değişiklikle yeniden kullanılmıştır. III. Frig katı evlerinin tabanında eski safhaya ait bol çanak çömlek ve madeni eserler bulunmuştur. Bunlara göre bu katı MÖ 750 ile 650/600 yılları arasına tarihlendirmek mümkündür. II. Frig katı evlerine, toplu olarak D-G/3-5'te rastlanmıştır. Yangın geçirmiş olan bu katın yapıları daha çok tahrip olmuştur. Temelleri ve duvarları çok kesilmiştir. Sokaklardan biri yerinde kalmış, diğerinin devamı görülmemiştir. Ev planlarını tespit etmek mümkün olamamakla beraber, eski dikdörtgen biçimli küçük odalı evlerin bu safhada da inşa edildiği görülmüştür. E/4'te, III. katın ince kerpiç duvarları, II. katın kalın taş temelleri altında kalmış ve yönünde değişiklik olmuştur. Bu safhada da odalardan bazılarının tabanları, eski katta olduğu gibi taşla döşenmiştir. Bazı kesimlerde bu katın taş temellerinin yüksekliği 1.5 m'yi bulduğu ve çok iri taşların kullanıldığı görülmektedir. Son iki yapı katı Anadolu'da Akamenid hakimiyeti dönemini temsil etmiş olmasına rağmen, sanatta yerli gelenek kesiksiz olarak devam etmiştir. Bununla beraber, II. yapı katında keşfedilmiş olan bazı sanat eserleri, Anadolu'da bugüne kadar olduğundan daha çok Akamenid etkisinin bulunabileceğine işaret etmektedir. I. veya sonuncu Frig yapı katının temelleri yüzey toprağının 25-30 cm altındadır. Taşları sökülmüş temeller, küçük-kesik parçalar halinde kaldığından, ev planlarını incelemek mümkün olmamıştır. E-G/4-5'te, II. katta olduğu gibi birbirini kesen, fakat devamları olmayan duvar parçaları ve yer yer korunmuş sert oda tabanları, tepenin bu çağda da daha eski iki katın ölçüsüne uyduğunu, yani, büyümediği gibi küçülmediğini de göstermektedir. Temel kalınlığının 60-70 cm arasında değiştiği ve bazı ara duvarlarının 50 cm kalınlığında olduğu görülmüştür. Tabanı taş döşeli 6.8x2 m ölçüsündeki büyük oda, kesik temeller arasında bir ada gibi kalmıştır. Az sayıdaki kalıntılara göre, sarayın arşiv odaları üstüne I. katın küçük bir evinin inşa edildiği ve kuyuların da daha çok I/6 ve H/6'daki Hitit yapılarının tahribatını artırdığı görülmektedir. I. katın evleri, II. katın tahrip edilmesinden hemen sonra kurulmuştur. Yapı katları arasında kalın bir enkaz tabakası yoktur. Maşat Höyük'te üç Frig yapı katının kalınlığı, en yüksek noktada, 5.5 m'yi bulmaktadır. I. yapı katı yerli ve bazı ithal eşyalarına göre, MÖ 450-300 arasında varlığını korumuş ve bundan sonra bu evlerin enkazı asırlar boyu açıkta kalmış ve çevrede, başka yerlerde kurulmakta olan yeni şehirler, köyler için bir taş ocağı vazifesini görmüştür. Maşat Höyük'te son Frig katı üstünde, onu kapatan daha geç bir çağın yerleşim yeri yoktur. Burası Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı çağlarında iskan edilmemiştir. Bunun sebenini, kesin olarak izah etmek mümkün olmamakla beraber, bu çağdan sonra gelenler büyümeye daha uygun, önleri açık yerleri yani dağ sırtlarını, akar suların ve su kaynaklarının yakınlarını ve tahkimi daha kolay, yerleşim alanı daha geniş olan yerleri tercih etmişlerdir. Örneğin Maşat Köyü (Yalınyazı) Horasan'ın başşehri Meşhed bölgesinden göç etmiş olan ilk Türk boyları tarafından höyüğün 1500 m doğusuna, akarsuyun kenarına düz ovaya kurulmuştur. Yeni gelenler karşılarında duran ve eski adı asırlardan beri unutulmuş olan eski şehire /harabe yerine, göç ettikleri bölgede, İran ve Orta Asya'da kullandıkları adı vermişler ve ona Höyüktepe demişlerdir. Çanak Çömlek: Maşat Höyük çanak çömleği Orta Anadolu'nun, özellikle, Kızılırmak kavsi içinde ve güneyindeki çanak çömlek türlerinden farklı değildir. Maşat Höyük çanak çömleği de, bulundukları yapı katları bakımından, eski, orta ve geç evreye ait olmak üzere, üç gruba ayrılmaktadır. Yapı katlarına göre saptanan bu ayrılığı, çanak çömleğin tekniği, geometrik motiflerin ve hayvan tasvirlerinin üslubu, renklerin çeşidi de doğrulamaktadır. Bu çağda doğuda Sivas-Malatya, batıda Kızılırmak, kuzeyde Karadeniz, güneyde Doğu Toroslar arasında kalan geniş bölgede yalnız bu çanak çömlek türü kullanılmıştır. Bu geniş bölgede bir kalıptan çıkmışa benzeyen çanak çömleğin arasındaki mahalli özellikleri bile saptamak kolay olmamaktadır. Yalnız, kuzey bölgelerinde çanak çömleğin geç safhasında hayvanların ve karışık varlıkların tasvirinde mahalli özelliklerin belirgin bir hal aldığı ve güney bölgelerini de etkilediği görülmektedir. Demir Çağı çanak çömleğinin önemli bir bölümü, özellikle, II. yapı katının son safhasında ve I. katın tamamında kullanılmış olan çanak çömlek Med ve Pers hakimiyetleri dönemlerinin çanak çömleğidir. Maşat Höyük çanak çömleğini de boya bezemeli, tek renkli ve mutfak kapları olmak üzere, üç gruba ayırmak mümkündür. III. yapı katına ait olan eski evre çanak çömleği kaba ve kalın cidarlı, hayvan ve geometrik motifler tek renklidir. Orta ve geç safhada (kat: 1-2) motifler, büyük bir çoğunlukla, iki renklidir. Tek renkli ve bezemeli çanak çömleğin tekniğinde, şekillerinde bir ayrılık yoktur. Hepsinin hamuruna ince kum taneleri karıştırılmıştır. İsli, kaba mutfak kapları dışında, hepsi astarlı ve perdahlıdır. Geç safhanın boyalı çanak çömleğinde, eski safha çanak çömleğinde görülmeyen ve astar üstüne sürülen beyaz veya beyazımsı krem renkte yeni bir panel tekniği meydana çıkmıştır. Motifler bu panelin üstüne resmedilmektedir. Çanak çömleğin çoğu kırmızımsı bozdan açık boza kadar değişen astarlı ve perdahlıdır. Açık renkli astarın koyu tasvirlere zıt olması, motiflerin canlılığını, parlaklığını sağlamıştır. Nakışlı kapların motiflerinde kırmızı, siyah, kahverengi ve kırmızımsı kahverengi hakimdir. Boyalı ve tek renkli çanak çömleğin şekilleri arasında bir fark yoktur. Geç evrenin kap şekilleri eski evrenin devamıdır. Yalnız, geç safhada, eski safhada kullanılmayan, ve iri kaplara karşılık gelen yeni küp ve çömlek tipleri ortaya çıkmıştır. Her safhada boyalı ve boyasız çanak çömleğin şekilleri çanaklardan, yüksek kulplu fincan ve maşrapalardan, yonca/gaga ağızlı testilerden, vazolardan, kraterlerden ve iri çömlek/küplerden oluşmaktadır. Eski safhada geyik, kuş ve ağaç tasvirlerinin varlığına rağmen, geometrik motifler çoğunluktadır. Bu motifler, çoğunlukla kapların bir kısmını, özellikle yukarı yarısını süslemektedir. Geç safhada geometrik motiflerin yanında hayvan, karışık varlıklar, kuş, bitki, astral motifler, nokta sıraları ve saç örgüsü önemli bir yer tutmaktadır. Çanakların, fincanların, kraterlerin ağız kenarları içi, dudakları da geometrik motiflerle süslenmektedir. Ufak kapların ve kraterlerin kulpları da boya ile süslenmiştir. Kulplar gövde üstünde panellerin birbirinden ayrılmasını sağlamıştır. Ayrıca, bu paneller de, metop tarzında tali şeritlere ayrılmıştır. Kabartmalarla süslü kapların sayısı çok azdır. Kap formları arasında çanaklar, fincanlar, testiler, kraterler, vazolar, sepet kulplu çaydanlıklar, yuvarlak gövdeli çömlekler veya küçük kazanlar, iri kaplar, mutfak kapları ve kapaklar vardır. Kemik: Demir Çağı'na ait eserlerin hepsi çok ince işlerde kullanılmış, iyi işlenmiş ve perdahlanmıştır. Bilezik, sap, bız, levha gibi örnekleri vardır. Kil: At başı, kurs gibi örnekler bulunmuştur. Hayvan Kalıntıları: Maşat Höyük'ün MÖ 450-300 ve MÖ 700-450 yıllarına tarihlenen Frig I ve II tabakalarından toplanan bir grup hayvan kemiği üzerinde detaylı analizler yapılmıştır. Yapılan analizler sonucu kemiklerin çoğunun dört domestik hayvan türüne ait olduğu anlaşılmıştır: sığır, koyun, keçi ve domuz. Bunlara ek olarak at kemikleri de tanımlanmıştır.19 kemik üzerinde kasaplık izine rastlanmıştır. Bu izlerin çoğu sığır kemiklerinin üzerindedir [Ioannidou-Pişkin, 2013]. |
Kalıntılar: |
Yorum ve tarihleme: |