©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Zeytinlibahçe Höyük

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Zeytinlibahçe Höyük
Türü:
Höyük
Rakım:
490 m
Bölge:
Güneydoğu Anadolu
İl:
Şanlıurfa
İlçe:
Birecik
Köy:
Mezraa
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:

     


Yeri: Şanlıurfa il merkezinin batısında; Birecik'in yaklaşık 3 km güneyinde; Mezraa Köyü'nün 1.4 km kuzeyindedir.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Höyük; 31 m yüksekliğinde oval biçimli bir tepedir [Deveci-Mergen 1999b:şek.2]. Kuzey-güney yönünde 190 m; doğu-batı yönünde 140 m boyutlarındadır. 2.6 hektarlık bir yerleşim sahasına sahip olan yerleşme deniz seviyesinden yaklaşık 340 m yüksekliktedir. Tarım arazilerinin içinde yükselen höyüğün doğusundan Fırat'a paralel uzanan bir yol geçmektedir. Yerleşmenin etekleri tarım yapmak amacıyla kesilmiştir.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: İlk olarak G. Algaze tarafından saptanmıştır. 1998 yılında, A. Deveci ve Y. Mergen tarafından incelenmiştir [Mergen-Deveci 1999:98-99]. 1999 ve 2000 yıllarında, ODTÜ TAÇDAM koordinatörlüğünde sürdürülen Ilısu ve Karkamış Karkamış Baraj Gölleri Altında Kalacak Arkeolojik ve Kültür Varlıklarını Kurtarma Projesi kapsamında M. Frangipane başkanlığındaki bir ekip tarafından kazılmıştır [Frangipane-Bucak 2001:79]. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır.
Tabakalanma: Yapılan kazı ve detaylı yüzey araştırmaları sonucu höyükte tespit edilen dönemler, Halaf, Geç Kalkolitik Çağ, İlk Tunç Çağı ve Demir Çağı'dır. Ayrıca Part-Roma Dönemi'nden Ortaçağ'a kadar devam eden bir yerleşmenin de varlığı anlaşılmıştır [Graves-Helwing 2001:480].
Buluntular: Çanak Çömlek: Yapılan çalışmalarda höyüğün batı kısımda, Demir Çağı'na ait iskan izi ele geçmezken, yüzeyde az miktarda Demir Çağı malzemesi bulunmuştur. D2 Kuzey Açması'nda yapılan kazılarla gevşek bir toprak dolgusu açığa çıkarılmış ve son 2 m'de Bizans, Ortaçağ ve Demir Çağı kalıntılarına rastlanmıştır. Zeytinlibahçe'de 1999 yılında yapılan çalışmaların en önemli keşiflerinden biri anıtsal yapıdır. Yüzeyde ele geçen Demir Çağı seramiklerinin bu yapıyı tarihlemek için kaynak olabileceği düşünülmüştür. Ele geçen Demir Çağı'na ait küp parçaları, Gritille ve Lidar örneklerine benzemektedir. Höyükte 1999 yılında yapılan yoğun yüzey araştırmasında ele geçen kırmızı astarlı mal grubu (red slipped ware) Demir Çağı'na aittir. Kırmızı astar, bej yüzeye uygulanmıştır ve hamur mineral katkılıdır. Genelde büyük ve orta boy kapların yapımında kullanılmıştır [Frangipane-Bucak 2001]. D2 alanında Ortaçağ Nekropolü'nün ve 1999 yılında saptanan Ortaçağ ve Roma yapılarının kalıntılarının altında kalan ve derinliği yaklaşık 5 m'ye ulaşan bu alandaki tüm dolgu, karışık arkeolojik malzeme içermektedir. Bu malzeme, genel olarak Roma Dönemi ve sonrasına tarihlendirilmektedir. Ancak dolgunun daha alt kısımlarında, Demir Çağı'na ait çanak çömlek parçalarına da rastlanmaktadır. Bu nedenle, bunun ikincil bir dolgu olabileceği belirtilmiştir. Bir terasın inşaası için insan eliyle oluşturulmuş toprak dolgusu olabileceği de düşünülmektedir [Frangipane et al. 2002:41-42]. 2000 yılı kazı sezonunda da Bizans yerleşmesinde Roma Dönemi ve Demir Çağı'na tarihlenen malzeme ele geçmiştir [Frangipane et al. 2002:41-47]. 2001 yılında yapılan çalışmalar sayesinde Romalı yerleşimcilerin molozları biriktirerek olasılıkla yerleşme alanını genişletmek için suni bir teras oluşturdukları, bu moloz toprağının içinde geç malzemeyle karışmış bazı Demir Çağı malzemesinin olduğu ve höyük yakınında bir Demir Çağı yerleşmesinin olabileceği anlaşılmıştır [Frangipane et al. 2004:2]. İnsan Kalıntıları: 2002 yılında yapılan çalışmalarda bir Demir Çağ gömüsüyle birlikte Roma çukurları ortaya çıkarılmıştır. Demir Çağ depozitleriyle ilişkili olarak, merkezde pişmiş toprak bir lahit (T1), bunun güney ucunda kısmen korunmuş bir pithos gömünün (T2) yer aldığı büyük bir gömü çukuru bulunmuştur. Lahit, tek bir parça yerine ayrı ayrı yapılıp pişirilmiş ve her ikisi de tüm kenarları boyunca parmak baskılı dalgalı kordonlarla bezenmiş olan iki parçadan oluşmaktadır. Lahitin doğu tarafında, hem iç hem de dış kısmında dört çıkıntı bulunmaktadır. Lahitin altında, çok seyrek olmasına karşın izleri açıkça fark edilebilen bir hasır bulunmaktadır. Gömülen kişi 1.90-1.92 m boyunda oldukça uzun boylu bir erkektir ve çok uzun boylu olduğu için, pişmiş toprak lahite sığdırmak için bacakları bükülmüş gibi görünmektedir. Lahitin içinde, sağ kol ile göğüs arasında demir bir bıçak, küçük bir amphora ve gömünün ayağının yanında kapak olarak kullanılmış bir kase bulunmuştur. Ayrıca bazı hayvan kemikleri de ele geçmiştir. Gömünün başının yakınına ancak lahitin dışına, ağzı kaseyle kapatılmış uzun bir çömlek-amphora bırakılırken, ayağının yakınında çok yoğun kuş kemikleri saptanmıştır. Pithos gömünün içinde, geometrik biçimde kakmalarla bezenmiş ayaklı küçük bir frit yapımı kap bulunmuştur. Kafatasının altında tunç bir iğne ile birlikte, olasılıkla bir kulba ait olan bir kemik ya da küçük bir boynuz yumru bulunmuştur. Tüm bu Demir Çağ kompleksi, OTÇ yapılarını kesmektedir [ Frangipane et al. 2011: 3].
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme:


Liste'ye