©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Erbaba

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Erbaba
Türü:
Höyük
Rakım:
1105 m
Bölge:
Akdeniz
İl:
Konya
İlçe:
Beyşehir
Köy:
Gölkaşı
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
Çanak Çömlekli

     


Yeri: Konya il merkezinin batısında; Beyşehir İlçesi'nin 10 km kuzey-kuzeybatısında; Gölkaşı (Kistifan) Köyü'nün 2.5 km kuzeydoğusunda; Beyşehir'den Isparta'ya giden karayolunun doğusunda bulunmaktadır.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Beyşehir Gölü'nün 1.5 km doğusunda; doğal bir tepe üzerinde yer alan höyüğün 80 m çapında ve 4 m kültür dolgusuna sahip olduğu bildirilmektedir. Tepenin merkezinde; doğu ve güney kısmında toprak çekmek amacıyla çevre köylülerinin açtıkları çukurlar; höyüğün kısmen tahrip olmasına yol açmıştır. Bunlardan en büyük olanının kazı yapıldığı sıradaki boyutları 40x4x2.5 m'dir. Bu çukurun kesitinde sıvalı taban ve duvar kalıntılarının görülmesi; olasılıkla höyüğün kazılmasına yol açmıştır.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: R. Solecki'nin 1963 yılında; Beyşehir-Suğla Gölleri çevresinde gerçekleştirdiği yüzey araştırmasında bulunan ve 9 no'lu buluntu yeri olarak; "Beyşehir'in kuzeyindeki adı bilinmeyen yerleşme yeri" adıyla bilim dünyasına tanıtılan [Solecki 1965:132;141] höyük; 1969; 1971;1974 ve 1977 yıllarında J. Bordaz yönetiminde kazılmıştır. Kazı oldukça geniş bir alanda gerçekleştirilmiş; yaklaşık olarak tepenin %22'lik bir kısmı açılmıştır. Kazıda hem höyüğün tabakalanmasının saptanmasına; hem de geniş bir alanda Neolitik Çağ köy mimarisinin ortaya çıkarılmasına çalışılmıştır. 1.100 metrekarelik bir alanın kazıldığı ileri sürülmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır.
Tabakalanma: Kazıda 3 kültür tabakası bulunduğu bildirilmektedir. Bu tabakaların tümü gelişkin Neolitik Çağ'a tarihlenmekte; yüzeyde ele geçen birkaç Hacılar tipi boyalı çanak çömlek parçası bu yerin Son Kalkolitik Çağ'da kısa süreli de olsa yerleşmeye sahne olduğunu göstermektedir. Üstten başlayarak tabaka özellikleri şöyledir: I. tabaka: 60-100 cm kalınlığında olan birinci tabaka; gevşek dokulu gri renkli kumlu gevşek toprağa sahiptir. II. tabaka: 80 cm kalınlığındadır ve birinciden farklı olarak daha sık dokuludur. İlk tabaka gibi kumlu ve gri renklidir. III. tabaka: 100-250 kalınlığındaki son kültür tabakasında da toprak özelliklerinde fazla bir değişiklik yoktur. Renk kahverengidir. Yanmış alanlar görülmektedir. Ana toprak: Kumlu; kalkerli; sarı renkli olan bu toprak içinde herhangi kültürel bir kalıntı ele geçmemiştir. Steril tabakadır. Tepenin en üstünden 6 m derinde; yamaçta tespit edilen tatlı su hayvanlarının kabuklarının oluşturduğu tabaka; burada eski bir göl yatağının varlığına işaret etmektedir. Bu yatak Beyşehir gölünün eski safhasına ait olabilir.
Buluntular: Mimari: En iyi korunagelmiş mimari yapı kompleksleri; üstteki I. tabakada ortaya çıkmıştır. Bu tabakada hücre planlı dörtgen odalı evlerin; kuzeydoğuya yönelik şekilde yanyana sıralandıkları görülmektedir. Evlerin içinde tavanın daha kolay taşınması için payandalar olduğu ve odaların fazla büyük olmadıkları gözlenmektedir. Bu yapılar; kireçtaşından şekilsiz blokların çamur harç yardımıyla tutturulmaları ile inşa edilmiştir. Temeller de (?) aynı teknikte; yalnız daha büyük taşların üst üste konulması ile yapılmıştır. Altta daha yassı bloklar tercih edilmiştir. Duvarların dış yüzleri daha dikkatli sıralanmıştır. Günümüze kadar 1 m'yi aşan yükseklikte korunagelmiş olan bu duvarların bazılarının kalınlığı 60 cm'yi geçmektedir. Odaların bir kısmı gri renkte sıvalı tabanlara sahiptir. Tüm tabakalarda yapı tekniğinin aynıdır. Üçüncü tabakada ise; kırmızıya boyalı sıvalar da görülür. Son yapı evrelerinin birinde yer alan kapı açıklığı dışında başka geçitlerin olmayışı; yapılara damdan girildiği düşüncesini ortaya çıkarmaktadır. Erbaba'da oturan Neolitik Çağ insanları; yapılarında kullandıkları taş blokları; yerleşme yakınında; höyüğün 500 m güneybatısındaki kayalıktan çıkarmışlardır. Çanak Çömlek: 32.000'den daha fazla çanak çömlek parçasının analizi sonucunda iki temel mal grubunun olduğu ortaya çıkmıştır. Üst tabakalarda; hamurunda çok miktarda minik gastropod (salyangoz/sümüklüböcek gibi karındanbacaklılar) kalıntılarından dolayı Bordaz tarafından "Gastropodlu mallar" olarak isimlendirilen maldan çanak çömlek parçaları ele geçmiştir. Kırmızı; kahve ve sarımsı gri renkli yüzey renklerine sahip olan bu çanak çömlekler oldukça iyi açkılanmışlardır. Dar ağızlı biçimler çoğunluktadır. Düz dipli; dik ağızlı; ay biçimli tutamaklı kase biçimleri de mevcuttur. Alt tabakalarda ise hamurun içine kum; taşçık ile beraber mika katılmış olan "ince taşcıklı mal"dan çanaklar yapılmıştır. Yüzeyleri gene açkılı olan bu malın yüzey rengi kahve veya siyah renktedir. Biçimlerde farklılıklar izlenmez. Tek fark tutamaklardadır. Düşey ip delikli tutamaklar vardır. Erbaba'da ele geçen parçalar içinde üç farklı çanak çömlek geleneği saptanmıştır. Bunlar kültürel sıra düzenlerine ve klasik terminolojiye uygun olarak "Erken; Orta ve Geç Gelenek" şeklinde tanımlanmıştır. Bu sıra düzeni Çatalhöyük ve Suberde ile aynıdır [Özdöl 2008:377]. Kil: Pişmiş topraktan yapılmış nesneler içinde çok az sayıda insan figürini bulunmuştur. Bunlardan bir tanesi 2 cm uzunluğunda; tüm; minik bir kadın figürinidir. Bir başkası ise oturur durumda sergilenmiş olan erkek heykelciği. Ayrıca bir gerdançe olarak vazife gören; silindirsel başlı; sakallı betimlenmiş insan başına benzeyen bir başka nesne bulunmuştur. Yontma Taş: Erbaba'da oturan toplum; bu endüstri için gerekli olan çakmaktaşını; Beyşehir Gölü'nün batısındaki dağlardan; obsidiyeni de Konya Ovası'nın doğusundan Aksaray yöresinden getirmiş olmalıdır. Çakmaktaşı esas olarak büyük ve ağır aletlerin; örnek olarak kazıyıcıların yapımında kullanılmıştır. Dilgi endüstrisi ile beraber yonga endüstrisi de vardır. Obsidiyen ise daha çok düzeltisiz dilgi ve yonga yapımı için tercih edilmiştir. Ok uçları; orak-bıçaklar; çentikli ve dişli dilgiler; ön ve yan kazıyıcılar; deliciler; kalemler gibi alet tipleri vardır. Ok uçları az sayıdadır. Orak-bıçakların tüm endüstrinin %15'ini oluşturması; yoğun tarım yapıldığına işaret etmektedir. Sürtme Taş: Tokmaklar; perdah taşları; vurgu ve öğütme taşları gibi aletlerin yanısıra; olasılıkla serpantinden yapılmış açkılı yassı baltacıklar bu endüstrinin örneklerini teşkil etmektedir. Hayvan Kalıntıları: Kazıda gerek yapıların içinde gerekse dışında; hayvanlara ait çok sayıda kemik ele geçmiştir. Bunlar üzerinde yapılan çalışmanın sonucunda Erbaba'da koyun; keçi ve sığır gibi hayvanların evcilleştirilmiş olduğu kesindir. Avlanan hayvanlar arasında domuz; geyik; kuş ve balık gibi hayvanların sayıca az olduğu tespit edilmiştir. Bitki Kalıntıları: Emmer; Einkorn ve sert buğday gibi buğday cinslerinin kesinlikle tarıma alınmış olduğu anlaşılmıştır. Arpa gibi mercimek ve bezelye tarımı da yapılmıştır.
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: Erbaba Neolitik Çağ yerleşmesinin tarihlenmesi; ağırlıklı olarak diğer yerleşme yerlerindeki buluntular ile olan benzerlik ilişkilerine göre yapılmıştır. Bordaz bu kıstastan yola çıkarak; Erbaba'nın üst tabakalarını Hacılar IX-VII. tabakalarıyla; alt tabakalarını ise Çatalhöyük'ün VIII-VI. tabakaları ile karşılaştırmakta; yine bu ilişkilere dayanarak Erbaba'yı Çatalhöyük'ün VI. tabakası ile Hacılar'ın IX. tabakası arasına koymak eğilimindedir. Alt tabakadan alınan ve analiz yapılabilecek özelliklere sahip olan tek 14C analiz örneği (düzeltilmemiş); MÖ 5.780±120 tarihini vermektedir [Todd 1980:149]. Esin; bitki üretimciliği açısından Erbaba'nın Çatalhöyük ile aynı düzeyde olduğunu kabul etmektedir [Esin 1981:62-63]. En erken III. tabakaya ait 14C verileri; üstteki II. ve I. tabakalara göre daha çok sayıdadır ve güvenilir kabul edilir. III. tabaka MÖ yak. 6600-6400 yılları arasına verilirken; yerleşmenin sonu MÖ yak. 6000 yıllarına tarihlendirilmektedir [Özdöl 2008:376].


Liste'ye