©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi
|
|
|
|
Etiyokuşu |
|
Çizimler için tıklayın... |
Fotoğraflar için tıklayın... |
Türü:
|
Höyük |
Rakım:
|
900 m |
Bölge:
|
İç Anadolu |
İl:
|
Ankara |
İlçe:
|
Merkez |
Köy:
|
Merkez |
Araştırma Yöntemi:
|
Kazı |
Dönem:
|
İTÇ III |
|
|
|
Yeri: Ankara il merkezinin yaklaşık 5 km kuzey-kuzeydoğusunda; Kalaba ile Solfasol köyleri arasında; Ankara'dan kuzeydoğuya doğru giden asfalt yolun her iki tarafında uzanmaktadır. Etiyokuşu ismi olasılıkla kazı ekibinin höyüğe verdiği bir isimdir. İlginç olan Etiyokuşu'nun İlk Tunç Çağı buluntuları yerine; hemen yanından Çubuksuyu'nun kesitlerinden çıkarılan Paleolitik Çağ bulguları ile ünlenmiş olmasıdır (Ayrıntı için bak: Harmankaya-Tanındı 1997:Etiyokuşu). Buluntu yeri; günümüzde hemen hemen çağdaş yerleşmelerin arasında kalmıştır. |
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Yaklaşık olarak 1.5 m yüksekliğinde; kuzey-güney istikametinde 86 m; doğu-batı yönünde 22.5 m uzunluğunda çok yayvan; oval biçimli bir höyüktür [Kansu 1940:6] Yerleşme alanını yaklaşık 6.5 dönüm olduğu ileri sürülmektedir. Höyük; Çubuk Suyu'nun dirsek yaptığı yerde; Çubuk Suyu'nun binlerce yıl önce oluşturduğu çakıl-kum dolgunun (graviye) üzerine oturmuştur. Asfalt baraj yolu tarafından ikiye bölünen höyük; ayrıca inşaatların ihtiyacı olan kum ve çakıl çıkarılmak amacıyla kazı öncesinde de büyük ölçüde tahrip edilmiştir. Höyükte yerleşenlerin su ihtiyaçlarını yanından geçen Çubuksuyu'ndan karşılamış olmaları mantıklı bir yorumdur. Günümüzde yakınında bir pınarın var olup olmadığı belirtilmemektedir. |
Tarihçe: |
Araştırma ve Kazı: Höyüğün kum çekme amacıyla büyük ölçüde tahrip edilmesi; 1937 yılında bir kurtarma kazısının yapılmasını zorunlu hale getirmiştir. Ş.A. Kansu'nun başkanlığında K. Kökten; M. Atasayan; R.O. Arık katılımıyla oluşan bir ekip tarafından kazılmıştır. Kazı; karayolunun her iki tarafında üç yerde gerçekleştirilmiştir. |
Tabakalanma: Bu kazı sonucunda; A açması sonuçları dikkate alınarak; tümü İlk Tunç Çağı'na tarihlenen; üç tabakanın saptandığı bildirilmektedir. III. tabaka ana toprağın üzerine oturmuştur. Bu tabaka daha çok höyüğün orta kısmında bulunmuştur. Üstteki I. tabaka ise daha geniş bir alanda; yamaçlara kadar yayılmaktadır. Açmalardan A açmasının III. tabakası B açmasının II. tabakası ile eş zamanlı olduğu bildirilmektedir. C açması ise bu üç tabakadan daha farklı mimari kalıntılar ortaya çıkarmıştır. Hafir bu yapı tabakasının A açmasının en üst tabakası ile benzerlikler gösterdiğini; özellikle temelde kullanılan taş büyüklüklerinin oranına göre açıklamaktadır. Tüm açmalar arasında bağlantı açmaları kurulmamıştır. A ve B açmaları birbirlerine yakın; C açması ise karayolunun doğu kesiminde olduğu için bu iki açmadan uzaktır [Kansu 1940:19]. |
Buluntular: Mimari: I. tabakada; iki odalı dörtgen bir evin yalnız temelleri ortaya çıkarılmıştır. Yapının büyük odasında bir ocak ele geçmiştir. Ayrıca çeşitli yerlerde hububat saklama kuyu/çukurları bulunmuştur. Bu kuyuların ağızları irili ufaklı taş yığınları ile kaplıdır. C açmasında ise kesin olmamakla beraber I. tabakanın belki en yeni evresine ait iri taşlardan yapılmış kare biçimli bir oda ile aynı tip mekanlara ait duvar parçaları saptanmıştır. II. tabaka ise yüzeyden 70-90 cm arasındadır. Daire şeklinde taş temelli yapılar ortaya çıkarılmıştır. Bunların çapları 3.40 ile 2.75 m'dir. İkincisinde iç çap 1.90 m'ye ancak ulaşabilmektedir. Bu ölçüler de bunların ancak bir kulübe kalıntısı olabileceğini göstermektedir. Yine yakın çevrelerinde hububat saklama çukurları vardır. B açmasında da I. tabakada (genel tabakalanmada II. tabaka) bir yuvarlak planlı yapı ortaya çıkarılmıştır. III. tabakada büyük ve küçük odalı bir evin yine yalnız temelleri bulunmuştur. Ev duvarları keskin köşelerle dönmektedir. Çanak Çömlek: I ve II. tabakada saman ve kum katkılı hamurlu; iyi pişirilmiş içi ve dışı kırmızı yüzey renkli ya da içi siyah dışı kırmızı yüzey renkli maldan kaplar bulunmuştur. III. tabakada ele geçen parçalar hakkında bilgi verilmemektedir. Kase; çömlek gibi biçimler vardır. Kil: Pişmiş topraktan armut biçiminde ve uç taraflarında birer delik olan ağırlık [Kansu 1940:şek.24]; ağırşak; figürin; mühür ve idoller çeşitli tabakalardan ele geçmiştir. Sürtme Taş: Açkılı yassı balta; perdah taşı vardır. Kemik/Boynuz: Bız; iğne gibi buluntuların yanısıra bir amaçla yerleşme yerine taşınmış olan geyik boynuzu da ele geçmiştir [Kansu 1940:şek.23]. Hayvan: Domuz; koyun; öküz; geyik kemikleri bulunmuştur. Geyik dışında tümü evcildir. Maden: Höyükte bakır/tunç nesneler çok azdır. Bir iğne bu tip malzemeden yapılan nesnelere örnek olarak verilebilir. |
Kalıntılar: |
Yorum ve tarihleme: Ankara yöresinde kazılması gereken daha önemli höyükler olmasına rağmen; altındaki kum-çakıl katmanlarının alınmasından dolayı Ekiyokuşu'nda acil kurtarma kazısı yapılması zorunluğu doğmuştur. Bu kazı Türk arkeologları tarafından gerçekleştirilen ilk kazılardan biridir. Höyüğün; İlk Tunç Çağı II-III. evrelerinde köy niteliğini geçmeyen yerleşmelere sahne olduğu anlaşılmıştır. III ve II tabaka köylerinde oturanların taş temelli; kerpiç duvarlı evlere sahip oldukları saptanmıştır. Burada ilginç bir yapı tekniğine sahip olan yuvarlak taş temelli yapıların ortaya çıkışı sürpriz bir olaydır. Bunlar yerleşme yerindeki kuyu-çukur yapılar gibi tahıl saklanması ile ilgili olabilir. I. tabakanın en üst evresinde ise anıtsal yapıları olan ve hafire göre kendini bir savunma duvarı (?) ile koruyan ve diğerlerine göre önemli bir yerleşme ile karşı karşıya kaldığımız ifade edilmektedir [Kansu 1940]. Kazı raporlarında ise sur duvarı olacak duvar planı çizilmemiştir. Kazı başkanı III. tabakanın Son Kalkolitik-İlk Tunç Çağı I. evresine tarihlenebileceğini deliller sunmadan önermektedir. Bu tabakanın çanak çömleğinin özellikleri verilmediği için bu yoruma katılmak imkansızdır. Etiyokuşu genel verileri ile Ahlatlıbel İlk Tunç Çağı III. evre kültürünün; yörede bir başka fakir yerleşmesi olarak değerlenmektedir. |