©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Hallan Çemi Tepesi

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Hallan Çemi Tepesi
Türü:
Höyük
Rakım:
670 m
Bölge:
Güneydoğu Anadolu
İl:
Batman
İlçe:
Kozluk
Köy:
Kaletepe
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
Çanak Çömleksiz

     


Yeri: Batman il merkezinin 50 km kuzeyinde; Kozluk İlçesi'nin Kaletepe Köyü'ndedir.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Sason Çayı'nın batı kıyısındaki Son Pleistosen döneme ait terasın üstünde; bu çayın oluşturduğu dar vadi içindedir. Doğu Toros dağ silsilesinden doğan Sason Çayı; höyüğün yanından geçtikten sonra Dicle'ye karışmaktadır. Höyük yaklaşık olarak 7 hektarlık bir alanı kaplayan 4.3 m yüksekliğinde küçük bir tepedir. Etekleri yumuşak bir eğimle son bulmaktadır.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: İlk defa 1990 yılında Batman Barajı suları altında kalacak tarihi yerlerin saptanması ve kurtarılması projesi çerçevesi içinde M. Rosenberg ve H. Togul tarafından bulunan [Rosenberg-Togul 1991:244] höyükte; yüzey toplamasında yontma taş endüstrinin dışında bezemeli taş kaplar gibi ilginç buluntuların ele geçmesi üzerine; M. Rosenberg yönetiminde 1990-94 yılları arasında; Amerika Birleşik Devletleri Delawere Üniversitesi; ODTÜ TEKDAM ve Diyarbakır Müzesi adına kurtarma kazısı yapılmıştır. Kazılar höyüğün en üst kısmında geniş bir alanda; güney kesiminde ise sondaj denecek kadar küçük bir kısımda gerçekleştirilmiştir. Tepenin üzerindeki büyük açmada; tüm tabakalanmayı saptamak amacıyla çok küçük boyutta bir sondajla ana toprağa kadar inilmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır.
Tabakalanma: 1994 yılı kazı mevsimine kadar höyüğün Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ'a tarihlenen çekirdek kısmında üç yapı evresi veya tabakanın var olduğu tespit edilmiştir. Tepenin güney yamacındaki sondajda ise; az sayıda da olsa çanak çömlek parçalarının ortaya çıkışı şaşırtıcı olmuştur. Kazı başkanı bu olayı birbirini üstüne oturan çift çekirdekli höyük olarak açıklamaktadır.
Buluntular: Mimari: Açık alanlar: Tepenin en yüksek kısmında ortaya çıkan ve yaklaşık 15 m çapında olan çukurun (?); gerçekte çevresinde kulübe tipi yapıların olduğu bir açık alan/meydan işlevini gördüğü anlaşılmıştır [Rosenberg 1995a:86]. Etrafını çevreleyen kısmın koduna göre bu alan yaklaşık 1 m derinliğinde sığ ve doğal bir çöküntüdür. Bu çöküntünün oluşum nedeni tam saptanamamıştır. Hallan Çemi mevkiine gelen ilk göçerler olasılıkla burada ortası hafif çukur olan çekirdek bir tepe bulmuşlardır. Höyüğün bu orta kısmını; ilk yerleşimden başlayarak bir açık alan ve zaman zaman da bir çöplük yeri olarak kullanmışlardır. İlkel köy mimarisinin ilk örneklerini bu alanın çevresinde inşa etmişlerdir. Meydan'daki (?) kazıda bir metreküp dolgu içinde oldukça yoğun hayvan kemiği; yontma taş alet artıkları; taş parçalarının ele geçimesi gerçekten de burasının çöplük olarak kullanıldığını belgelemektedir. Rosenberg ve Davis burada bulunan kömürleşmiş dal parçalarının varlığından çıkarak bu alanda kulübemsi ahşap bir yapının var olduğunu bildirmektedir. Hem bu yapı hem de boynuzları ile üç tüm koyun kafatasının bulunmasından dolayı bu alanın basit bir yer olmadığı çok işlevli olarak kullanıldığı ileri sürülmektedir [Rosenberg-Davis 1992:şek.2]. Bu açık alan (?) her üç yapı katında da kullanılmıştır. Mimari öğeler her üç yapı katında biraz farklıdır. Birinci yapı katının mimarisi: Blok şeklinde yumuşak kum taşı parçaları ile örülmüş duvarlara sahip olması ile diğer yapı katlarındaki yapı tekniğinden farklı olan bu ilk kata ait iki büyük yuvarlak yapı ortaya çıkarılmıştır. Bunlar yaklaşık 5 m çapında olup daire biçimindedir. Giriş kısmı olarak açık bırakılan ön kısıma; yarım daire şeklinde bir ikinci duvar; gene kapı açıklığı bırakılarak inşa edilmiştir. Ön kısımda bu iki duvar sırası arası yaklaşık 1 m mesafededir. Bu tipteki yapıların yarı gömük bir şekilde inşa edildikleri; yaşam tabanlarının yapı dışındaki zeminden aşağı olduğu tespit edilmiştir. Yapıların duvarlarının yaklaşık 1 m yüksekliğe kadar taş örgü ile onun üstünün de olasılıkla dal örgü yapı tekniğinde oluşturulduğu kazı sırasında ele geçen; dal izli yanmış sıva parçalarından anlaşılmaktadır. Duvarın taş örgü kısmında; yapının çatısını desteklemek için konulmuş 10 cm kalınlığında direklere ait dikey boşluklar bulunmuştur. Bu dal örgü kulübelerin orta kısmında üç adet kumtaşı bloğunun "U" biçiminde dizilmesi ile bir ocak oluşturulmuştur [Rosenberg 1995a:87]. Evlerin içinde üst üste bir çok tabanın varlığı yapıların uzun bir süre kullanıldığını ve sık sık tamir edildiğini göstermektedir. Aynı yapı katında; kullanım işlevi bilinmeyen "U" biçimde planı olan yapılar da bulunmaktadır. Yapı tekniğinin diğerleri gibi olduğu sanılmaktadır. İkinci yapı katının mimarisi: Bu yapı katında; yerleşme yerinin hemen yanından akan Sason Çayı'nın yatağından toplanan çaytaşlarının duvarlarda yapı malzemesi olarak kullanıldığı yapılar bulunmuştur. Bu taşlar sıva yapımında kullanılan çamur harç ile örülmüştür. Planlar gene yuvarlaktır; buna karşılık boyutları ilk yapı katındakilere göre daha küçüktür. Ayrıca 1. yapı katında olanlar gibi önde bir hol kısmı yoktur. Çatılarının ise tıpkı 1. yapı katındakiler gibi dal/örgü tipi teknikte yapıldıkları kabul edilebilir. Bu yapıların tabanları; kumtaşı bloklarının dikkatli bir şekilde yanyana konulması ile oluşturulmuş taş döşeme ile kısmen kaplıdır. Kazı başkanı tarafından "U" biçimli olarak tanıtılan ve taş döşemesi olmayan yapıların bu yapı katında da var olduğu görülmüştür. Bunlardan bir örnek meydanın kuzey kısmında gün ışığına çıkarılmıştır. Yapı tekniği olarak bir önceki yapı katından pek farklı değildir. Üçüncü yapı katının mimarisi: Genelde ikinci yapı katı öğelerinin özelliklerini taşıyan; Sason çayı tabanındaki çaytaşlarının gene yapı malzemesi olarak kullanılmış olduğu görülen yapı kalıntılarının çok az bir kısmı gün ışığına çıkarılmıştır. Ortaya çıkartılan yapıların şimdilik "U" biçimli yapılar olduğu görülmektedir. Höyüğün güney kısmındaki açmanın mimarisi hakkında bir bilgi iletilmemektedir. Çanak Çömlek: Tepenin güney eteğinde; höyüğün en yüksek noktasından yaklaşık 3.5 m derinde yapılan 40 metrekarelik sondajda çok az sayıda da olsa çanak çömlek parçaları ele geçmiştir. Bunların yüzey toplamasında bulunmaması ilginçtir. Rosenberg bu parçaların tarihlenmesi konusunda bir yorum yapmamaktadır [Rosenberg et al. 1995:3]. Çanak çömleksiz yerleşmenin sınırlarının tahmin edildiğinden daha küçük olduğu ve tepenin güney kısmında şimdilik bir Çanak Çömlekli Neolitik Çağ yerleşmesinin var olduğunu söylemek verilen bilgilerin kısıtlı oluşundan dolayı imkansızdır. Çanak çömlek parçalarının mal grupları konusunda bir bilgi verilmemektedir. Yontma Taş: Yerleşme yerinde bulunan yontma taş alet ve artıkların %60'ı obsidiyenden yapılmıştır. En yakın obsidiyen kaynağı Hallan Çemi'ye 100 km uzaklıkta; yürüyerek ancak üç günde ulaşabilecek mesafede yer alan kuzeydeki Nemrut Dağı'dır. Alet tipleri arasında dilgi ve dilgicikler görülür. Boyları 4 cm uzunluğunda olan minik üçgen uçlar; sırtlı dilgicikler; ucu kesik dilgicikler gibi mikrolit aletler de bulunmaktadır. Sürtme Taş: Hallan Çemi yerleşmesinde; yaşantıları açısından henüz üretime geçmeden devşirmecilik ekonomisini sürdüren insanların; üzeri bezemeli olan taş kapları; bu topluluğun en güzel buluntularını teşkil etmektedir. Olasılıkla bu yerin kazı yeri olarak seçilmesinde Güneydoğu Anadolu'nun az sayıda var olan Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ buluntularına sahip olması dışında; höyüğün boyutlarının küçüklüğüne karşılık yüzeyinde çok miktarda taş kap parçasının bulunmasının da rol oynadığı yadsınamaz. Bu kaplar yakın çevrede mevcut olan kumtaşından oyularak yapılmış; düz dipli hemen hemen dik profilli gövdeli; ince cidarlı; kase ve derin kase biçiminde olan taş kaplardır. Bazılarının ağızlarının yanları; iple bir yere asılmaları için deliklidir. Çoğunluğunun dışı çizilerek geometrik ve doğa betimlemeleri ile bezenmiştir. Geometrik motiflerde daha ziyade zigzag; birbirini çaprazlama kesen çizgiler; menderes motifi; dalgalı hatlar görülmektedir. Sıra halinde yürüyen üç köpek/kurt motifi ise çok şematik olarak çizilmiştir. Taş kapların dışında Hallan Çemi Çanak Çömleksiz Neolitik toplumunun önce kabaca kırarak; daha sonra sürterek şekillendirdiği aletler içinde yassı baltalar; ense kısmı çok kalın olan kazma gibi günlük işlerde kullanılan aletler görülmektedir. Ayrıca keçi başlı; domuz başlı havan elleri; dibek taşları; açkılı topuz başı gibi taş nesneler de bulunmaktadır. Yerleşikler kireçtaşı ile çevredeki metamorfik kayaçları bu tip aletlerin yapımında hammadde olarak kullanmışlardır. Eşkenar dörtgen biçimli iri boncuğun yanısıra minik taş boncuklar; ele geçen süs eşyalarındandır. Kemik/Boynuz: En çok görülen alet tipi orta boy kemik bızlardır. Balık oltası ve iğne; nadir denecek kadar azdır. 7 ile 12 cm uzunluğunda oval biçimli; üzerinde birbirine yakın iki delik olan kemik nesnenin işlevi anlaşılamamıştır [Rosenberg 1993:121; şek.14/2-3]. Kemik aletler üzerinde de tıpkı taş kapların üstünde olduğu gibi çizi bezemenin olduğu; üzeri şematik bir yılan çizimi olan kemik parçasından belirlenmektedir. Hayvan Kalıntıları: Dört mevsim süren kazı sonucunda toplanan iki ton ağırlığındaki hayvan kemiklerinin analizi sonucunda; bunların büyük kısmının memeli hayvanlara ait olduğu saptanmıştır. Memeli hayvanlara ait kemiklerin %43'ünün koyun/keçi; %27'sinin kızıl geyik; %12'sinin domuz; %13'ünün ise köpek/çakal; %3'ünün ayıya ait olduğu tespit edilmiştir. İçlerinde yalnızca domuz kemiklerinde evcilleştirme özelliklerinin ilk izleri saptanmıştır. Bitki Kalıntıları: Bu buluntuların analiz çalışmaları tümüyle sonuçlanmamışsa da ilk gözlemler sonucunda; bezelye; mercimek ve fıstık gibi bir çok bitki kalıntısı ayırtedilebilmiştir. Ayrıca çeşitli otların toplandığı da saptanmıştır. Tarıma alınmış buğday ve arpa tanesi ele geçirilmemiştir.
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: Hallan Çemi iskancılarının sosyo-ekonomik yaşamları konusundaki bilgilerimiz çok azdır. Kazıda elde edilen bulguların ışığı altında henüz evcilleştirme safhasının yaşanmadığı; avcı ve toplayıcı bir besin ekonomisinin var olduğu; toplumun dal örgü tipinde çukur barınaklarda yaşadıkları; kulübelerinin aralarındaki alanları; işlik yeri gibi kullandıkları anlaşılmaktadır. Yerleşmenin tümü açılmadığı halde; yapı yoğunluğunun az oluşundan burada fazla bir nufüsun oturmadığı söylenebilir. Rosenberg şimdilik yerleşmenin mevsimlik olmadığını; tüm yıl boyunca devam ettiğini ileri sürmektedir. Kazıda ele geçen odun kömürü örneklerinin 14C tarihlerinin ortalaması alındığında; MÖ 8.600-8.000 tarihleri karşımıza çıkmaktadır. Rosenberg ve Davis; yapıların özelliklerine; yontma taş aletlerin tipolojik ilişkilerine bakarak; Hallan Çemi ile Kuzey Irak'taki Kermez Dere ve Nemrik 9 yerleşme yerleri ile ilişki kurmaktadır [Rosenberg-Davis 1992:8]. Hallan Çemi hem 14C tarihleri ve hem de diğer özellikleri ile Anadolu'nun şimdilik en eski yerleşmelerinden biri olma özelliğini taşımaktadır.


Liste'ye