©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi
|
|
|
|
Direkli Mağarası |
|
Çizimler için tıklayın... |
Fotoğraflar için tıklayın... |
Türü:
|
Mağara |
Rakım:
|
1130 m |
Bölge:
|
Akdeniz |
İl:
|
Kahramanmaraş |
İlçe:
|
Merkez |
Köy:
|
Döngel |
Araştırma Yöntemi:
|
Kazı |
Dönem:
|
ÜP EP |
|
|
|
Yeri: Kahramanmaraş il merkezinin kuşuçumu 38 km kuzeybatısındaki Döngel Köyü'nün doğusunda; eski köyün batısında yer almaktadır. |
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Mağara ağzı güneye bakmaktadır Çevredeki çok sayıda mağaradan dolayı yörenin karstik bir alan olduğu anlaşılmaktadır. (Çevredeki bu mağaralar için bak. Yağlık). Batısından akan Tekir Deresi yerleşenlerin su ihtiyacını gerektiğinde karşılamıştır. Gene çevrede pınarların da olması lazımdır. |
Tarihçe: |
Araştırma ve Kazı: İlk defa 1958 yılında bulunan mağaradaki yerleşme izlerini tespit edebilmek amacıyla yapılan deneme açması ancak 1959 yılında gerçekleştirilmiştir. İ.K. Kökten mağaranın ağız kısmına yakın bir yerde 3x4 m boyutlarında kendi çabalarıyla bir deneme açması açabilmiştir. (ASPRO'da 25 metrekare olarak verilmektedir [Hours et al. 1994:117]). Yaklaşık 80-100 cm kalınlığında çeşitli çağlara tarihlenen; Kökten'e göre karışık buluntular veren; siyah; küllü; taşlı tabakadan sonra toprak renginin kırmızılaştığı; içinde ocak yerlerini gösteren küllü ceplerin ortaya çıktığı bir başka tabakayla karşılaşılmıştır. İçinden çıkan küçük buluntulara dayanarak Kökten bu tabakayı Üst Aurignacien'e (Üst Paleolitik Çağ'ın sonuna) koymaktadır. Kazıda ancak 175 cm derine kadar inilebilinmiş; ancak anakayaya ulaşılamamıştır. Kökten Üst Paleolitik Çağ'a tarihlenen tabakanın daha kalın olduğuna işaret etmektedir. 2006 yılında C.M. Erek ve ekibi tarafından yapılan "Kahramanmaraş İli Prehistorik Arkeoloji Yüzey Araştırması" kapsamında ziyaret edilmiş ve toplanan buluntuların Anadolu Paleolitik kronolojisinde önemli boşlukları doldurabilecek verileri sağlayacağı anlaşıldığından 2007 yılında Kahramanmaraş Müzesi Müdürlüğü başkanlığında, C.M. Erek'in bilimsel danışmanlığında kazı çalışmalarına başlanmıştır [Erek 2009:325]. Kazı çalışmaları 2012 yılından beri C.M. Erek'in başkanlığında sürdürülmektedir. |
Tabakalanma: |
Buluntular: Paleolitik Çağ'a tarihlenen tabakanın buluntularına göz attığımızda; çakmaktaşından yapılmış dilgi-çakılar; deliciler; kalemler; kazıyıcılar ve çekirdekler görülmektedir [Kökten 1960:lev.V-VI]. Ayrıca gene çakmaktaşından yapılmış mikrolit aletlerin bulunuşu da ilginçtir. Bunların yanısıra biz gibi kemik aletler de bulunmuştur [Kökten 1960: lev.VII]. Bu mağaranın en önemli buluntularından biri de Üst Pleistosen döneme konulan et; ot yiyici ve kemiricilerden oluşmuş bir hayvan grubuna ait diş ve iskelet kalıntılarıdır [Kökten 1960:lev.VIII]. Bunların ayı; köpek; öküz; geyik; domuz; kunduz kemikleri olduğu anlaşılmaktadır. 2012 yılında, mağaranın güney ve kuzey plan karelerinde çalışmalar yürütülmüştür. Mağaranın güney ve kuzey plan kareleri olarak iki ayrı alana ayrılmasının sebebi, her iki alandaki sediman yapısının birbirinden tamamen farklı olmasıdır. Geçmiş kazılardan elde edilen veriler, 7. arkeolojik seviyenin Epipaleolitik oturma tabanı olduğunu göstermiştir. 7. arkeolojik seviyede "küvet biçimli" bir mezar bulunmuştur. Mezar, mağaranın batı profili ile kuzey profilinin kesiştiği B11 ve C11 plankarelerinde ortaya çıkarılmıştır. 6. arkeolojik seviyeden itibaren görülmeye başlanan ve mezarın etrafını saran taşlar, mezarın iç kısmına eğimli bir şekilde dizilmiştir. Mezar, iki sıra taş dizisinden oluşmaktadır. Kuzey kenarı büyük bir kayaya yaslanmaktadır. Güney kenarı ise dik bir şekilde duran taş bloğa dayanmaktadır. Mezar dolgusunda çok sayıda kemik, taş, denizel ve karasal kabuklulardan yapılmış boncuklar bulunmuştur. Ancak insan kemiğine rastlanmamıştır. Epipaleolitik dönem gömütleri Levant bölgesinde de görülmektedir. Bunlar arasında en bilinenler Ain Mallaha (Eynan), Hayonim Terası ve Hilazon Tachtit yerleşmeleridir. 7. arkeolojik seviyenin 14C tarihi MÖ ±10.730'dur. Bu tarih, Yakındoğu'nun Epipaleolitik kültürlerinden olan Geç Natufian'a karşılık gelmektedir. Ancak Direkli Mağarası'nın tüm verileri, Erken Natufian'a işaret etmektedir [Erek 2014]. Kil: 2009 yılı kazılarında B5/7. arkeolojik seviyede pişmiş topraktan bir kadın figürini bulunmuştur [Erek 2014:74]. Yontma Taş: Direkli Mağarası yontmataş endüstrisinin baskın hammadde grubu radyolarit ve çakmaktaşıdır. Ele geçen 1502 yontmataş materyalin sadece 122 tanesi tanımlanabilir alet olarak belirlenmiştir. Bu aletlerin içinde birinci baskın grup yarımaylardır. İkinci grup sırtlı dilgicikler ve önkazıyıcılardır. Üçüncü grup tal delgiler, dördüncü grup uçlar ve beşinci grup ise Dufour dilgiciklerdir. 2011 yılı çalışmalarında çakmaktaşından yontulmuş geometrik mikrolitler, üretim artıkları ve tek kulplu çekirdekler ele geçmiştir. Bunların içinde daha önceki yıllarda karşılaşılmamış olan trapez biçimli geometrik mikrolitlerden bir örnek saptanmıştır. Aynı zamanda önceki yıllarda ele geçen tırnak biçimli ön kazıyıcı örneklerinden güney plan karelerde de ele geçmiştir. 2012 yılı çalışmalarında, 6. ve 7. arkeolojik seviyelerde geometrik mikrolitlerden yarımaylarının sayısının arttığı gözlemlenmiştir. Düz sırtlı dilgiciklerin yanı sıra 7a, b, c seviyelerinde kavisli sırtlı dilgicikler bulunmuştur. 2 adet önkazıyıcı ele geçmiştir. G5 ve H5 plan karelerinde gerçekleştirilen kazılarda, 6. arkeolojik seviyeden itibaren dilgicik taşımalıklarının sayısının arttığı görülmüştür. Üzerinde düzelti izleri bulunmayan bu dilgiciklerin G ve H plan karelerinde yoğunlaşması, bu alanın bir işlik yeri olarak kullanılmış olabileceğini düşündürmektedir. 2012 yılında az sayıda obsidiyen dilgicik ve üretim artıkları bulunmuştur. Obsidiyen, Göllü Dağ obsidiyenleriyle benzerlik göstermektedir [Erek 2014:75]. Kemik / Boynuz: Kazılarda oldukça estetik ve özenle yapılmış kemik aletler ele geçirilmiştir. Ele geçirilen kemik aletler arasında bir delikli iğne, bir başlı iğne ve bir spatül bulunmaktadır. 2011 yılında kemik bir bız bulunmuştur. 2012 yılı kazılarında, G11 plan karesinde, 6. arkeolojik seviyenin sonu, 7. arkeolojik seviyenin başlangıcında kemik bir kargı bulunmuştur. Bu kargı, in situ dolgu içinde ele geçmiştir [Erek 2014:75]. Boncuk ve boncuk çekirdekleri: Özellikle Geç Üst Paleolitik ve Epi-paleolitik'te sıklıkla görülen buluntu gruplarından biri boncuklar ve bunların üretildiği boncuk çekirdekleridir. 2007 buluntuları arasında kemik, taş, dentalium ve Nasarius gibbosula ve akrep kollarından yapılmış boncuklar ele geçirilmiştir. 2011 yılında Nasarius gibbosula ve dentalium yumuşakça kabuklarından yapılmış boncuklar ele geçmiştir. Maden: Biri ok ucu, diğeri çakı ağzı ele geçirilmiştir ancak daha önceki yüzey araştırmalarında bulunan benzerlerine dayanarak Ortaçağ ile ilişkilendirilmişlerdir. Hayvan kemikleri: Mağaranın hayvan kemiği buluntuları çoğunlukla otçullara aittir. Kabaca gözlemlenen türler içinde koyun, keçi, geyik ve domuzlar bulunmaktadır [Erek 2009:327-332]. Direkli Mağarası'nın hayvan kalıntıları üzerine yapılan analizler, mağaranın Geç Epipaleolitik Dönem'de civarda bulunan yüksek tepelerdeki yabani keçileri (C. aegagrus) yakalamak amacıyla oluşturulan kısa süreli bir lojistik kamp olduğunu göstermiştir. Bunun yanı sıra, yerleşmenin yakınında yer alan ormanlık alandaki geyikler ve kamplumbağa gibi küçük hayvanlar da tüketilmiştir. Mağaradaki yoğunluğun ve mevsimsel iskana işaret eden verilerin az olması, Epipaleolitik avcı toplayıcıların oldukça hareketli olduğunu göstermektedir. Hayvanların vücut parçalarının bulunması, avcıların hayvanı mağara taşıdıklarını ve avın yerleşmenin kuzey ve doğusundaki kayalık yamaçlarda gerçekleştiğine işaret etmektedir [Arbuckle-Erek 2010]. |
Kalıntılar: |
Yorum ve tarihleme: 2007 kazılarında bulunan delikli iğnenin çok benzer bir örneğine Öküzini Mağarası'nda da rastlanmıştır. Spatüller Üst ve Epi-paleolitik istasyonların kemik alet toplulukları içinde yaygın olarak ele geçirilmektedir. Özellikle deri işçiliğinde kullanılan bu aletlerin Direkli Mağarası kazılarının ilk yılında ele geçirilmiş olması, mağaranın Paleolitiğin geç dönemlerinde yoğun olarak kullanıldığının bir göstergesi sayılabilir. Çünkü her iki aktivitenin birlikte gözükmesi, yaşam süresi ve yaşanılan alandaki üretim zincirinin devamlılığının bir göstergesidir. Kemik aletlerin üretimlerine yönelik olarak kesme-düzleme işlemlerinin yapıldığını gösteren bazı kanıtlar da vardır [Erek 2009:331]. Yontmataş aletlerin arasında yarımayların çok olması Direkli Mağarası'nın kültürel olarak daha çok Levant özelliklerine yakın olduğunu gösterebilir [Erek 2009:329]. Mağarada ele geçirilen çanak çömlekler birkaç parça hariç çoğunlukla küçük parçalardır. Biçimleri belirlenememekle beraber bunların tümünün çarkta yapılmış ve özensiz, kaba çanak çömlek parçalarına ait olması mağaranın geç dönemlerde geçici olarak kullanıldığını göstermektedir. 2011 yılında elde edilen verilere göre, mağaranın güney bölgesi ile kuzey bölgelerinin yoğun ölçüde yaşam alanı olarak kullanılmış olması, Epi-paleolitiğin içinde geliştiği Younger Dryas döneminin koşullarına uyum ve yaşama olanaklarının maksimum düzeyde kullanıldığını göstermektedir. |