©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Dündartepe

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Dündartepe
Türü:
Höyük
Rakım:
80 m
Bölge:
Karadeniz
İl:
Samsun
İlçe:
Merkez
Köy:
Merkez
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
İTÇ II İTÇ III

     


Yeri: Samsun il merkezinin 3 km güneydoğusundadır. Günümüzde bu kentin yapıları ile çevrelenmiştir.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Mert Irmağı kenarında yer alan höyüğün çevresi verimli topraklarla çevrilidir. Höyüğün Dündartepe ve Öksürük Tepe olarak iki ismi bulunmaktadır. Öksürük Tepe adı; aynı adlı bir yatırın tepenin üstündeki mezarından gelmektedir. Boyutları olarak 200x220x15 m verilmektedir. Tepenin kuzey ve kuzeybatı yönü dik; güney ve güneydoğu yönü ise yumuşak eğimle son bulmaktadır. Samsun-Sivas Demiryolu tepeyi ikiye ayırmakla kalmamış; yapımı sırasında toprak çekilerek höyüğün büyük bir kısmı yok edilmiştir.
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: 1940-41 yıllarında K. Kökten; N. Özgüç ve T. Özgüç başkanlığındaki ekip tarafından kazılmıştır. Demiryolunun ihtiyacı için; toprak çekilerek oluşturulan düz alanda ve höyüğün yol tarafındaki yamacında ve tepenin en üstünde çalışılmıştır. Kazı ekibi; Karadeniz'in tarihöncesi kültürlerini İç Anadolu Bölgesi ve Marmara ile olan ilişkilerini saptamak amacıyla kazıya başlamıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır.
Tabakalanma: Toprak çekimi ile üstteki tabakaların yokedildiği düz alanda direk Kalkolitik Çağ'a girilmiştir. Tepenin üstünde ise hemen İlk Tunç Çağı tabakası ortaya çıkmıştır. Yamaçta ise üstte kazı başkanları tarafından Hitit Dönemi olarak tanıtılan tabaka ile onun altında İlk Tunç Çağı tabakası gelmektedir. Tepenin üstündeki İTÇ tabakası ile yamaçtaki İTÇ tabakasının farklı dönemleri işaret ettiği ileri sürülmektedir. Kesin bir yorum getirilmemekle beraber bu çağa ait iki dönemin var olduğu ileri sürülebilir. Höyükteki İlk Tunç Çağı kültürü II. Dündartepe Kültürü olarak adlandırılmıştır.
Buluntular: Mimari: Tepenin üstündeki 15x13 m ölçülerindeki açmada 3.8 m derine inildiği halde İlk Tunç Çağı tabakasının devam ettiği saptanmıştır. 85 m derinde taş kaldırım ile 3.4 m derinde ortaya çıkan dörtgen bir ev kalıntısı en önemli mimari kalıntılardandır. Bu evin; daha sonra İkiztepe kazılarında saptandığı gibi taş temelsiz çitten; dal-örgü tipinde yapıldığı bu çit duvarların kalın bir sıva ile korunduğu ortaya çıkarılmıştır. Tabanı kildendir. Temel kısmında bol miktarda yanık ahşap kalıntılarından ahşap temelli olduğu iddia edilmektedir [Kökten et al 1945:370]. Yapının düz dam yerine çatılı olduğu kabul edilmektedir. Bu yapı katı yangın geçirmiştir. Pişmiş sıva kalıntıları ile şekilsiz kerpiç parçaları bulunmuştur. Yamaçtaki tabakada ise mimari kalıntılardan pek bahsedilmemektedir. Çanak Çömlek: Tepenin üstündeki tabakalarda (?) el yapımı; kum katkılı hamurlu; dışı içi kırmızı; kahverengi yüzey renkli maldan kaplar ve parçaları bulunmuştur. İçi ve dışı kırmızı parçalar sayıca azdır. İnce cidarlı kaplar daha özenle yapılmış ve cilalanmış gibi açkılanmıştır. Biçimler; İç Anadolu Bölgesi İlk Tunç Çağı kaplarına çok benzemektedir. Ağız kenarlarının bir dil gibi dışarı çıkık olanları; Dündartepe'ye has bir özelliktir. Çanak çömlekler çizgi; kabartma; yiv ve beyaz boyalı olmak üzere dört tipte bezenmiştir [Kökten et al 1945:371; lev.II/1; III/5]. 3.5 m derinden itibaren azaldığı söylenen beyaz boyalı çanak çömleklerde beyaz boya; siyah yüzey rengi üstüne fırça ile dikkatlice sürülmüştür. Bunlarda geometrik bezeme tercih edilmiştir. Çok az sayıda siyah üzerine kırmızı boyalı parçalar da ortaya çıkmıştır. Ayrıca siyah ve kırmızı yüzey renkli parçaların bazılarında yüzeydeki yiv içine beyaz dolgu macununun doldurulduğu izlenmektedir. Balık kılçığı motifi en çok kullanılan bezemedir. Yamaçtaki tabakada ise yine elde yapılmış; kum ve ot katkılı hamurlu; içi ve dışı kırmızı; dışı siyah içi kırmızı veya ters yüzey renkli; açkılı mallarla karşılaşılmıştır. Üstleri tırnak ve yiv bezemelidir. Yiv bezeme daha çok açkılı kaplarda uygulanmıştır. Şerit kulplar mevcuttur. Çanak; bardak; küp gibi biçimler çoğunluktadır. Kazı başkanları bu malları Alacahöyük; Alişar ve Pazarlı İlk Tunç Çağı mallarına benzetmektedir. Kil: Dündartepe'nin gerek tepe gerek yamaç açmasında ortaya çıkan kil bulgular arasında fırça olarak tanımlanan parçalar ile idol ve hayvan figürinleri önemli yer tutmaktadır. Ahlatlıbel idoline benzeyen bir idol ile gri renkli parlak boya astarlı kırık idol Anadolu ile Balkan kültürleri arasındaki ilişkiyi göstermektedir. Bir yerde topluca bulunan kil ağırlıklar olasılıkla burada dokuma işleminin yapıldığını işaretlemektedir. Yontma Taş: Çakmaktaşı ve kalkedondan yapılmış dilgiler bu endüstrinin en büyük grubunu teşkil etmektedir. Sürtme Taş: Yeşil renkli taş (serpantin) baltalar arasında hem yassı hem de sap delikli olanları mevcuttur. Çekiç baltalar ilk göze çarpanlarıdır. Değirmen ve dibek taşları burada yaşayanların beslenme ekonomilerinde tahıl ürünlerine olan düşkünlüklerini göstermektedir. Mert Irmağı'nın yanındaki dar nehir vadisi tahıl ekmeye müsait tarlaları ihtiva etmektedir. Kemik/Boynuz: Geyik boynuzu; domuz dişi ve çeşitli hayvanlara ait uzun kemiklerden yapılmış bız gibi aletler ele geçmiştir. Geyik boynuzu kökünden yapılmış çekiçler ne amaçla kullanıldıkları tam bilinmemekle beraber deri işlemede kullanıldıkları sanılmaktadır. Dündartepe'nin bir başka kendine özgü buluntusu kemik ağırşaklardır. Maden: Dündartepe; İlk Tunç Çağı'nda Karadeniz Bölgesi'nin maden buluntu açısından ne kadar zengin olduğunu gösteren ilk buluntu yeri olma hüviyetini taşımaktadır. Hem tepe açmasında hem de yamaç açmasında aletlerin yanında savaş araçları da ele geçmiştir. Mızrak (mızrak ucu); kama (kama namlusu) gibi silahların yanısıra kalem; yassı balta bulunmuştur. Ayrıca helozoni küpeler; basit tipte iğneler de vardır. Yukarıda sayılan tüm nesneler bakır-tunçtan yapılmıştır. Altın gümüş gibi buluntular elde edilmemiştir. İnsan Kalıntıları ve Mezarlar: Bu çağa ait bir evin döşemesi altında bulunan; 6-7 yaşlarında olduğu sanılan bir çocuk iskeleti dışında başka iskelet ele geçmemiştir [Özgüç 1948:57] [French 1968:264]. Diğer yerleşiklerin nereye gömüldükleri konusunda bir şey ileri sürmek olanaksızdır. Olasılıkla yerleşme yerine yakın bir yerde ama yerleşim dışında olmalıdır. Hayvan Kalıntıları: Tepe açmasında tabakalar halinde ortaya çıkan midye kabukları denize çok yakın bir konumda olan Dündartepe'deki halkın önemli bir gıdasının midye olduğunu işaretlemektedir. Ayrıca kara hayvanlarına ait kemikler bulunmuşsa da ayrıntılı bilgi aktarılmamaktadır;
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: Höyükte; tepe üstünde ele geçen tabakadaki İTÇ yerleşmenin küçük olduğu; tüm bulguları ile yamaçta saptanan İTÇ yerleşmesinden biraz farklı olduğu bildirilmektedir [Kökten et al. 1945:377]. Yine de bu iki tabaka arasında bilhassa çanak çömlek biçimleri açısından benzerlikler kurmak mümkün olabilmektedir. Bu açıdan hafirleri kesin yorumlar yapmaktan kaçınmışlar hatta iki tabakayı çağdaş olarak da kabul etmişlerdir [Kökten et al. 1945:376]. Buna karşılık tepede beyaz boya bezemeli çanak çömlekli kültür; yamaçda ise yiv bezemeli çanak çömlekli kültürle karşılaşılmaktadır. Her iki tabaka arasında ilişki kuracak açma açılmamıştır. Tüm bu bulguların ve İkiztepe kazısı sonuçlarına göre; yamaçtaki İlk Tunç Çağı yerleşmesi İlk Tunç Çağı III. evre-OTÇ geçiş dönemi; tepedeki yerleşme ise İlk Tunç Çağı II-IIIa olarak tarihlendirilmektedir [Yakar 1985a:245]. İkiztepe kazısı özellikle Dündartepe kazı sonuçlarının tekrar değerlendirilmesini gerekterecek bilgiler kazandırmıştır. Dündartepe'nin artık Samsun kentinin içinde kalması ve dolayısıyla korunmasının zorluğu; buradaki kazıların acilen tekrar başlamasını gerekli kılmıştır.


Liste'ye