| Yeri: Eskişehir İli, Han İlçesi'nin 5 km güneydoğusunda bulunan Başara Köyü yakınındadır. Köyün güneyinde, köy merkezine 430 m mesafede yer alır. |
| Konumu ve Çevresel Özellikleri: Kilisenin yakınında bulunduğu Başara Köyü, Dağlık Frigya'nın kuzeydoğu ucunda, Bizans döneminde Dorylaion'dan başlayıp Santabaris ve Kedra üzerinde Polybotos'a uzanan yol üzerinde yer alır. Batısındaki yükseltilerden gelen sel yatağının oluşturduğu derin olmayan bir vadinin kuzey yamacında kurulmuştur. Kuzey Kilise'nin 100 m doğusundadır. Sel yatağının güneyinde kalıntıları kısmen görülebilen işlevi belirsiz çok mekanlı bir yapı, güneybatısında ise antik yerleşmenin nekropolü bulunmaktadır. Çok mekanlı yapı, "Güney Kompleks" olarak adlandırılmaktadır ve geç Antik çağa tarihlenmektedir. Güneybatıdaki nekropol alanında kayaya oyulmuş iki oda mezar, ikisi kare, diğeri dikdörtgen mekanlı olmak üzere toplam beş mezar tespit edilmiştir. Han'a giden yolun hemen başlangıcında, temelleri geçen yy'ın ortalarında kaydedilen, büyük stel parçalarından dolayı bir mezar yapısı olduğu düşünülen bir yapı daha yer almaktadır. |
| Araştırma ve Kazı: Eskişehir Arkeoloji Müzesi başkanlığında ve Anadolu Üniversitesi'nden Yrd.Doç.Dr. Oğuz Alp'ın bilimsel danışmanlığındaki kazı çalışmalarıyla ortaya çıkarılmıştır [Alp 2010:24-27]. Kazı çalışmalarından önce kiliseye dair herhangi bir çalışma bulunmamaktadır. |
| Tanım: Mimari Evreleri: İzler ve diğer yapısal bağlantılar, Güney Kilise'nin erken Bizans döneminde bazilikal planlı iken, orta Bizans döneminde destek ve örtü sisteminde yapılan değişikliklerle kapalı haç planının bir varyasyonu olarak tekrardan inşa edildiğini göstermektedir. Yerleşmenin terkedilmesinden sonra Türk'ler tarafından farklı işlevde kullanılmıştır. 12. yy sonrasına ait olması gereken yapısal değişiklikler, kilisenin üçüncü yapı evresini teşkil eder. Mimari Özellikleri: Dıştan apsis dahil 25.60 m uzunluğunda, 14.10 m genişliğinde olan kilisenin günümüze ulaşan dış duvarları Erken Bizans Dönemi evresine ait olmalıdır. Apsis, batı giriş kapısı ve narteks, birinci yapım evresindeki özgün biçimlerini korumuştur. Orta Bizans Dönemi'nde dönemin mimari anlayışına uygun bir planda kilise, tekrar inşa edilmiş, eski kilisenin sütun dizisi kaldırılarak, dikdörtgen biçimli paye dizisi ve yan nef duvarlarına duvar payeleri eklenmiştir. Destek sisteminin düzeni, ikinci yapım evresinin, tonoz örtülü haç kollarının bema önünde kubbeli birime açıldığı kapalı haç varyasyonu olarak adlandırabileceğimiz bir plana sahip olduğunu göstermektedir. Batı haç kolunu sınırlayan destek sırasının günümüze ulaşan ikinci ve üçüncü payeleri, tonoz örtüyü içten destekleyen takviye kemerlerinin yerleştirilmesi amacıyla "T" biçiminde uzatılmıştır. Haç kolları arasında oluşan dikdörtgen mekanların yan duvarları önüne, örtü sistemini desteklemek için farklı boyutlarda duvar payeleri eklenmiştir. Apsisi çevreleyen ve yapının güney köşesine kadar devam eden ikinci bir duvar inşa edilmiştir. Apsisi dıştan destekleyen bu duvar, örtü sistemindeki değişikliklerin neden olduğu baskıyı azaltmak amacıyla yapılmış olmalıdır. Bu duvar güneydoğu köşede dışa doğru dönerek apsidal bir ek mekan oluşturur. İşlevi anlaşılamayan bu mekanın güney nefe açılan girişi sonradan kapatılmıştır. Yine bu evrede yapıya girişi sağlayan batı kapısı önünde kare formlu bir giriş mekanı eklenerek giriş yönü kuzeye alınmıştır. Kilisenin hemen güneyinde yer alan vaftizhane binası, dıştan 5.90x5.90 m boyutlarındadır. Beyaz mermerden yapılmış monolit vaftiz teknesi, dıştan haç, içten dört yapraklı yonca formunda ve doğu-batı doğrultusunda iki basamaklıdır. Vaftizhane, kilisenin erken evresiyle (5. yy) çağdaş olmalıdır. |
| Buluntular: Kilise içinde tüften ambon merdiven bloğu ve platformu ve bir de kathedra ele geçmiştir. Bu liturjik elemanların Orta Bizans dönemine ait olduğu düşünülmektedir. Zemin üstünde dolguda ele geçen bir sikke, ikinci yapım evresinin 1065-1070 yılları öncesinde gerçekleştirilmiş olduğuna kanıt olabilir. Bunun yanı sıra paralel örneklerini yakın çevredeki yerleşmelerin kazılarında ve bölge müzelerinde bulduğumuz nikel-bakır alaşımından yapılmış bir bilezik parçası, gerek malzeme gerek süsleme karakteri açısından sikke ile çağdaş özellikler gösterir. |
| Yorum: W.M. Ramsay, Han'da bulunan bir yazıta göre bugünkü Başara'nın Kakkabakome olduğunu ileri sürmüş, ancak sonradan bu fikrini yazıtın bulunduğu Han lehine değiştirmiştir [Ramsay 1887:500-501; Ramsay 1890:233]. O. Alp ise kazıda bulunan ve yerleşmeye adı veren Roma dönemine ait bir adak steline dayanarak, Atyien'in Başara Köyü yakınlarındaki antik yerleşme olmasının daha muhtemel olduğunu söylemiştir [Alp 2010:22]. |
| Tahribat: |