©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi


Kanlıtaş

Çizimler için tıklayın...

maps

Fotoğraflar için tıklayın...

Kanlıtaş
Türü:
Höyük
Rakım:
1000 m
Bölge:
İç Anadolu
İl:
Eskişehir
İlçe:
İnönü
Köy:
Aşağıkuzfındık
Araştırma Yöntemi:
Kazı
Dönem:
Orta Son

     


Yeri: Eskişehir il merkezinin kuzeyinde; Aşağı Kuzfındık Köyü'nün 1 km doğusundadır.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Höyük; vadinin ortasında yükselen kayalığın kuzey yamacındadır. Güney-güneydoğusundan Kuzfındık Deresi akmaktadır. Bu alan yörede Kanlıtaş Mevkii olarak bilinmektedir. Höyüğün yayılım alanı çevresinin yoğun tarımsal uğraşılara bağlı olarak aşınması net olarak takip edilememektedir. Buna ek olarak, höyüğün hemen kenarından geçen Kuzfındık Deresi'nin bulunduğu ova tabanını doldurarak bu kesimde özellikle yerleşimin batı ve doğu kesimini kısmen örtmüştür. Bu aşamada, yerleşmenin en azından bugünkü dere yatağına daha yakın olduğu söylenebilir. Bunlara karşın höyük yüzeyinde yapılan tespit çalışmalarında höyüğün en azından yaklaşık 100 m yarıçapında olduğu anlaşılmıştır [Türkcan 2011.305].
Tarihçe:
Araştırma ve Kazı: Eskişehir Arkeoloji Müzesi tarafından saptanan bu yerleşme; 1989 yılında T. Efe tarafından tekrar ziyaret edilmiştir. 2013 yılında Anadolu Üniversitesi'nden A. Türkcan başkanlığında kazılara başlanmıştır [Türkcan 2015].
Tabakalanma: 2009 yılında gerçekleştirilen yüzey araştırmasında elde edilen buluntuların dönemlere göre dağılımları elde edilen çanak çömleklerin ağırlıklı olarak İTÇ ve Kalkolitik Çağ'a tarihlenmektedir. Buluntuların çok az bir kısmı OTÇ ve STÇ'na aittir [Türkcan 2011:305].
Buluntular: Mimari: 2009 yılında höyük daha kapsamlı bir araştırma için yeniden ziyaret edilmiştir. Höyüğün yüksekliği yaslandığı kayadan (yük. 24 m) ayrı olarak yaklaşık 18 m olarak ölçülmüştür [Türkcan 2011:304]. 2013 yılında gerçekleştirilen ilk kazı sezonunda, Kanlıtaş Höyüğü'nün dayandığı kayalığın üzerindeki tepe kesiminde ve yamacında belirlenen 3 plan karede (O14, O15 ve N15) çalışmalara başlanmıştır. N15 açmasındaki çalışmalarda, yüzeyin altında büyük bir fırın ve büyük bir boyunlu çömlek bulunmuştur. Açmanın güneyinde, yanık dolgu ve taş döküntülerin altında bir duvar sırası ve bu duvara bitişik bir taş döşeme ortaya çıkarılmıştır. Döşemeyi oluşturan yassı taşların üzerinde, direk delikleri tespit edilmiştir. Açmada bulunan çok sayıda mermer bilezik, işlenme aşamasındaki mermer parçaları, yassı cilalı taş balta, çeşitli keskiler ve vurgaçlar ve öğütme taşları, bu alanın bir mermer bilezik işliği olduğuna işaret etmektedir. Açmanın kuzeydoğu köşesinde bir fırın tespit edilmiştir. Kubbeye benzer kısmı açmanın doğu profiline yaslanmaktadır. En az iki evreli olduğu düşünülmektedir. Açmanın güneydoğu köşesinde tespit edilen kerpiç döküntünün kaldırılması sırasında, bu kerpicin sertleştiği görülmüştür. Devamında da levha biçiminde kum taşlarından yapılmış bir taban olduğu düşünülen yatay taşlar ortaya çıkarılmıştır. Bu taş sıralarının, aşağı doğru inen bir "yol döşemesinin" parçası olabileceği ya da fırınla duvar arasında kalan alanın önündeki eşik olabileceği düşünülmektedir. N15 açmasının güneyinde yer alan O15 açmasının merkezinde işlevi tam olarak anlaşılamayan taş öbekleri ortaya çıkarılmıştır. Bu taş öbeklerinin arasındaki alanda taban olduğu düşünülen kalıntılara rastlanmıştır. Bu düzlemin altından yoğun bir şekilde küllü gri toprak gelmektedir. Açmanın güneydoğusundaki taş öbekleri kaldırılmış ve güneybatı uçta kırık taşlardan oluşan bir duvara rastlanmıştır. Duvar parçası olasılıkla O14 açmasının kuzeydoğu köşesinde yer alan duvarla birleşmektedir. N15 açmasının güneybatısında yer alan O14 açmasında, anakayanın uzantısına bağlanan bir duvar açığa çıkarılmıştır. Duvar, kilden bir tesviyenin üzerine oturmaktadır. Üst kesimi ise yassı kum taşlarıyla döşenmiştir. Bunun üzerinde de kerpiç bir üst yapı yükselmektedir. Bu duvarın önünde bir fırın ortaya çıkarılmıştır. Fırının ağzında, taşlarla çevrelenen küçük bir alanda yaklaşık bir düzine öğütme taşı (birinin üzerinde aşı boyası kalıntıları vardır) ve ezgi taşı bulunmuştur. Bu buluntular, alanın yemek hazırlama alanı olarak kullanıldığını düşündürmektedir. Aynı açmada kuzeybatı-güneydoğu uzantılı başka bir duvar tespit edilmiştir. Duvarın etrafındaki alanda, dere çakılı ile karışık, sıkıştırılmış bir kil taban bulunmuştur. Taban üzerine düzensiz taşların yerleştirilmesiyle tesviye amaçlı bir taban oluşturduğu söylenebilir. Duvar ve taban dolgularının üstünde yanık bir dolgu tespit edlmiştir. Bu dolgunun kalınlığı 10 ile 20 cm arasında değişmektedir. Dolgu, N15 açmasında da devam etmekte ve geniş bir alana yayılmaktadır. 2013 yılında ortaya çıkarılan mimari kalıntılar, duvarların yerleşmenin eğimli topoğrafyasına oturduklarını ve ana kaya uzantıları üzerine yapıldıklarını göstermektedir. Elde edilen veriler, yerleşmenin tepe kesimindeki son evrenin yangınla terk edildiğine işaret etmektedir. Yerleşmenin, çağdaşı olan Güvercinkayası gibi kaya üstüne kurulan, etrafı savunma duvarıyla çevrili bir yerleşme olduğu düşünülmektedir [Türkcan 2015]. Çanak çömlek: Efe'nin yüzey toplamasında; Asmainler ve Orman Fidanlığı'nda ele geçenlere benzeyen çanak çömlekler bulunmuştur. Bezemeli çanak çömlek parçaları; Orman Fidanlığı'ndan daha fazla çeşitlilik göstermektedir. Ayrıca koyu yüzlü açkılı çanak çömlekler bulunmuştur. 2009 yılı yüzey toplamasından elde edilen çanak çömlek malzeme incelendiğinde ağırlıklı olarak MÖ 6. binden olasılıkla 3. bine kadar Kalkolitik dönemin Erken, Orta ve Son olmak üzere tüm evrelerini yansıtan ve MÖ 3. bin İTÇ I ve İTÇ II dönemlerini yansıtan bir çanak çömlek repertuarı söz konusudur. En yoğun malzeme Orman Fidanlığı'nın Orta Kalkolitik malzemesine benzeyen gri-kahverengi veya nadir örneklerde siyah astarlı malzeme olduğudur. Erken Kalkolitik döneme ait astarsız yalın yüzey üstüne kırmızı boyalı çanak çömlekler, kızıla çalan gruplardan (purplish-red) çok az sayıda ele geçmiştir. Ayrıca, Bursa Ilıpınar yerleşmesi VB tabakasının malzemesine benzer Orta Kalkolitik dönem malzemeye rastlanmıştır. Bunlar arasında; boyunlu kap formları, keskin profilli kaseler, kapanan ağızlı çömlekler, yaka boyunlu çömlekler, sığ veya derin kaseler, kulplu çanak tipi tabaklar, yatay veya dikey kulplu çömlekler, dışa dönük ağızlı kase formları, pitoslar sayılabilir. Tutamak kulplar tipik kulp formunu oluşturmaktadır. Düz dipler de tipik dip formudur. Ancak, yüksek olup olmadığı bilinmemekle birlikte kaideli dip formlarına da rastlanmıştır. Boya bezemelerin yanı sıra, az sayıda koyu yüzlü açkılı malların örnekleri üzerinde çizi, yiv bezemeler "Furscentich" tekniğinde sokma yapılmış bant bezemeler mevcuttur. Bu bezeme özellikle gövde ve omuzlar üzerinde dikey, diyagonal veya şevronlar şeklindedir. Bulunan sınırlı sayıdaki bezemeli parça ise Orman Fidanlığı Kalkolitik dönem çanak çömleği ile yakın benzerlik göstermektedir. Yiv, baskı, kabartma ve boya bezek yanında sığ oluk bezeme de görülmektedir. Ayrıca, siyah açkılı mallar üzerinde siyah ağız kenarlı (Black-topped ware) gruptan örnekler de dikkati çekmektedir. Boyalı kaplar, Krem-Bej astarlı kaplar ve Purplish-Red boyalı çanak çömlekler olmak üzere iki gruptur. Kırmızı boya bezemeli kaplarda temelde iki tip vardır: krem ya da beyaz astar üzerine kırmızı boya bezeme ve astarsız açkılı yüzey üzerine doğrudan mora çalan kırmızı Purplish-Red boyama [Türkcan 2011:306-307]. Yontma Taş: Yontma taş aletler; yonga ve dilgilerden oluşmaktadır. Az miktarda delici bulunmuştur. Dilgi aletler içinde sırtlı dilgiler ve az sayıda düzeltili dilgi vardır. Bu aletlerin benzerleri Orman Fidanlığı yerleşmesinde görülmektedir. Yonga aletler, düzeltili ve düzeltisiz yongalardan oluşmaktadır. Yonga üzerine dilgi alet çok az sayıdadır. İlk sonuçlara göre, buluntular çeşitli renk ve tipte çakmaktaşı, opal, kalsedon, kuvars ve kuvarsitten yapılmıştır. Yontma taş aletler arasında, taş delgiler, orak dilgileri, kenar kazıyıcılar, düzeltili dilgiler, ön kazıyıcı, çontuklu alet ve bıçaklar da mevcuttur [Türkcan 2015]. Sürtme Taş: En dikkati çeken mermer malzemeden yapılan çoğunluğu yapım aşamasında olduklarını gösteren ortası inceltilmiş veya kırılmış disk şeklinde halka biçimli bileziklerdir (armringen). Bazalt aletler ise çeşitli ebatta uca doğru hafifçe daralan silindir formda yaklaşık 15 ve 20 cm uzunluğunda çeşitli havanelleri (5 adet), üçayaklı bir havan, bazıları neredeyse tam bazıları sadece parça olarak ele geçen öğütme taşları ve ezgi taşlarından oluşmaktadır [Türkcan 2011:307]. Kemik / Boynuz: Höyüğün tepe kısmındaki kaçak kazı çukurunda yaklaşık 8 cm boyutlarında ince bir balık idolü bulunmuştur. Olasılıkla göz kısmı için yapılan düzgün oyuğun askı düzeni olarak kullanıldığı bir süs eşyasıdır [Türkcan 2011:307].
Kalıntılar:
Yorum ve tarihleme: 2008 yılında Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nden A.U. Türkcan tarafından araştırma yapılmış ve yerleşmenin çanak çömleği değerlendirilmiştir [Türkcan 2009:1]. Yüzey araştırmasından gelen çanak çömlek üzerinde yapılan çalışma bir bakıma daha önceden yapılan titiz çalışmanın da gözden geçirilmesi olmuştur (Efe 1990). Çok çeşitli olan çanak çömlek grubu Kalkolitik Çağ Porsuk kültürünü ve ilişkilerini (ya da muhtemelen kültür etkileşimini) anlamak açısından birçok boyuta sahiptir. Eskişehir ile Kuzeybatı Anadolu ve Orta Anadolu (örneğin Konya Ovası ve İç Anadolu'nun kuzeyi) arasındaki kültürel temas henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Bursa bölgesinde yapılan Aktopraklık ve Barçın Höyük gibi yeni kazıların yanında bu dönemin önceden bilinen Doğu Marmara yerleşmeleri (Aşağı Pınar, Toptepe, Yarımburgaz) de Porsuk kültürünün sınırlarını ve etki alanını belirlemede ümit vericidir. Kanlıtaş Höyük'ün yeni tabakalanması ve yeni kesin tarihlemeleri (radyokarbon ve termoluminesans), Kuzeybatı Anadolu ile ilişklerini ve evrimini anlamada daha çok sonuç verebilir. Büyük ihtimalle, -en erken- Orta Kalkolitik Çağ'ın sonundan itibaren iki bölgenin çanak çömleği tamamen paralel bir gelişim göstermiştir. Kanlıtaş çanak çömleği, Porsuk kültürü seramiklerinin tüm dizilimini ve dahası MÖ 6. binyıldan itibaren Kuzeybatı Anadolu ve Balkanlar arasında karmaşık etkileşimleri sergileyecek gibi görünmektedir [Turkcan 2009:5-6]. Yaslandığı kayalıktan itibaren genişleyen höyüğün bilinçli olarak ova düzlüğünde bağımsız olarak yükselen kayalık bir yükseltinin kenarında durduğu söylenebilir. Bu konumu ile Kanlıtaş Höyük, özellikle Batı Anadolu'da daha önce örnekleri pek bilinmeyen vadi yamaçları, yüksek sırtlar ve yayla kesimlerinin tercih edildiği dönemin yer seçimi anlayışını yansıtır [Türkcan 2011:304].


Liste'ye