©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi
|
|
|
|
Karaz |
|
Çizimler için tıklayın... |
Fotoğraflar için tıklayın... |
Türü:
|
Höyük |
Rakım:
|
1800 m |
Bölge:
|
Doğu Anadolu |
İl:
|
Erzurum |
İlçe:
|
Merkez |
Köy:
|
Karaz |
Araştırma Yöntemi:
|
Kazı |
Dönem:
|
Son |
|
|
|
Yeri: Erzurum il merkezinin yaklaşık 16 km batı-kuzeybatısında; Ilıca Nahiyesi'nin 5 km kuzeyindeki Karaz adlı köyün altında bulunmaktadır [Koşay-Turfan 1959:349]. |
Konumu ve Çevresel Özellikleri: 16 m yüksekliğinde yaklaşık 200 m çapında orta boyutlu bir höyük olan Karaz Höyüğü ismini aynı adlı köyden almaktadır. Günümüzde köyün evleri tarafından tamamen çevrelenmiştir [Koşay-Turfan 1959:har.2]. Höyüğün güney tarafı Karasu Çayı'nın suladığı ovaya dönüktür. Çevresi hem ekin hem de otlak açısından zengin topraklarla kaplıdır. Höyük; üstündeki çağdaş köy tarafından taş ve kerpiç toprağı çekmek amacıyla büyük ölçüde tahrip edilmiştir. Bu açıdan kazı başkanları üst tabakalarda sağlıklı bir sonuç alınamayacağını ileri sürmektedir. Höyüğün güney kesiminde olasılıkla geç dönem kalıntılarının oluşturduğu bir ikinci yassı tepe yer almaktadır. Bu da bize birkaç çekirdekli bir höyük ile karşı karşıya olduğumuzu anlatmaktadır. |
Tarihçe: |
Araştırma ve Kazı: Höyüğün; il merkezine yakınlığı ve çok tahrip oluşu; Erzurum Ovası'nda yer alan Sos; Tepecik gibi büyük höyükler arasında öncelikli kazı çalışması yapılma yeri olarak seçilmesinde rol oynamıştır. 1941 yılında H. Örs tarafından bilim dünyasına duyurulmuş; 1942 ve 1944 yıllarında H.Z. Koşay ile K. Turfan başkanlığında kazılmıştır. Bu olay A; B ve C yarmaları olarak isimlendirilen üç yerde sondaj mahiyetinde gerçekleşmiştir. Tepenin üstünde yer alan ve 15x50 m ölçülerindeki kademeli B açması tabakalanmayı vermişse de kazının yetersizliği yüzünden tam bir sonuç alınamamıştır. rzurum Ovası'nın; zaman içinde; Karasu'nun getirdiği alüvyonla dolduğu anlaşılmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır. |
Tabakalanma: Karaz Höyük kazısının tabakalanması pek açık değildir. Verilen bilgilerden; üstteki 1.5 m kalınlığındaki Bizans Dönemi tabakasının altında İTÇ tabakasının geldiği anlaşılmaktadır. Kazı başkanları; B1 açmasında; İTÇ tabakasının altındaki 11. kademede; 2.5 m kalınlıktaki sarı renkli steril bir toprak katmanının; İTÇ ile Kalkolitik Çağ'ı ayırdığını iddia etmektedir. Açma kesit çizimlerinde; bu sarı toprağın; açmanın tümünü kapsamadığı görülmektedir. 14. kademede; yaklaşık 9-10 m derinde; yangın geçirmiş bir tabakanın varlığına işaret edilmektedir. |
Buluntular: Mimari: İçinde hiçbir şey bulunmayan ve dışarıdan buraya getirilerek serildiği söylenen kalın sarı renkli toprağın altında olduğu kabul edilen Son Kalkolitik Çağ tabakalarında; mimari kalıntılardan bahsedilmemekle birlikte; kesit çizimlerinde kerpiç duvar kalıntıları izlenmektedir [Koşay-Turfan 1959:plan 3]. Çanak Çömlek: Hafirler tarafından; Son Kalkolitik Çağ olarak kabul edilen katlarda; geniş şerit kabartmalı veya oluklu düz kırmızı/siyah yüzey renkli çanak çömleklerin; 12-15. kademeler arasında görüldüğü bildirilmektedir [Koşay-Turfan 1959]. Yontma Taş: Obsidiyenden dilgi ağırlıklı bir endüstri vardır. Maden: Sayıca az olduğu bildirilmektedir. |
Kalıntılar: |
Yorum ve tarihleme: Karaz'ın tabakalanması bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Birçok bilim adamı; tepenin alt tabakalarını; İTÇ 1 dönemine koyma eğilimindedir. Elazığ yöresinde; Son Kalkolitik Çağ içinde; "Karaz malı" olarak adlandırılan malların tabakalı olarak ortaya çıkışı; Doğu Anadolu Bölgesi'nde; bu tip çanak çömleklerin; MÖ 4. bin yılın sonundan itibaren başladığını ispatlamıştır. MÖ 4. bin ile MÖ 3. bin yıl "Karaz malı" çanak çömlekleri ayırt etmek şu an için mümkün değildir. |