©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi
|
|
|
|
Aşağı Salat |
|
Çizimler için tıklayın... |
Fotoğraflar için tıklayın... |
Türü:
|
Höyük |
Rakım:
|
490 m |
Bölge:
|
Güneydoğu Anadolu |
İl:
|
Diyarbakır |
İlçe:
|
Bismil |
Köy:
|
Yukarı Salat |
Araştırma Yöntemi:
|
Kazı |
Dönem:
|
|
|
|
|
Yeri: Diyarbakır İli; Bismil İlçesi'nin 3 km doğusunda; Yukarı Salat Beldesi'nin 3 km güneyinde yer alır. Höyük üzerinde bugün Yukarı Salat Beldesi'ne bağlı Aşağı Salat Mahallesi bulunmaktadır. Dicle Nehri'nin kıyısındaki höyük; Salat Çayı ile Dicle'nin kavuştuğu noktanın hemen 2 km doğusundadır. |
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Höyük; Dicle Nehri ve kolları tarafından beslenen bir arazidedir. Diyarbakır ile Batman arasında; batıdan doğuya doğru akan Dicle'nin bu kesimdeki havzası deniz seviyesinden yaklaşık 500 m yüksekliktedir. Salat Vadisi'nden gelen yol; Dicle'yi Aşağı Salat Mevkii'nden geçerek doğuya ve güneye doğru yönelir. Aşağı Salat Mahallesi'nin altında kalmış olan höyük yaklaşık 150x100 m boyutlarındadır. Bugünkü nehir seviyesinin yaklaşık 3 m yukarısındaki teras üzerinde bulunan küçük boyuttaki höyüğün kültür dolgusu; modern yerleşmenin orta kesimlerinde yaklaşık 5 m yüksekliktedir. Dicle Nehri'nin taşkınları nedeniyle höyüğün güney kesimi tahrip olmuştur. |
Tarihçe: |
Araştırma ve Kazı: Aşağı Salat ilk kez G. Algaze ve ekibi tarafından 1989 yılında bölgede yapılan yüzey araştırmaları sırasında saptanmıştır [Algaze et al.1991:213]. ODTÜ TAÇDAM Ilısu ve Karkamış Baraj Gölleri Altında Kalacak Arkeolojik ve Kültür Varlıklarını Kurtarma Projesi kapsamında; 1999 yılında E. Ay tarafından daha kapsamlı bir yüzey araştırması yapılmıştır [Ay 2001:697]. 2000 yılında; aynı proje çerçevesinde; Diyarbakır Müze Müdürü N. İnal ve Gazi Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Y. Şenyurt başkanlığında kurtarma kazısı gerçekleştirilmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır. |
Tabakalanma: Kazı çalışmaları sırasında; Doğu Kazı Alanı; Merkez Kazı Alanı; Kuzeydoğu Sondajı ve Batı Sondajı adı verilen alanlarda çalışılmıştır. Doğu Kazı Alanı'nda Ortaçağ'a tarihlenen iki; Merkez Kazı Alanında da üç tabaka tespit edilmiştir. Kuzeydoğu Sondajı'nda herhangi bir yerleşim kalıntısına rastlanmazken; Batı Sondajı'nda I. tabakaya ait taş temeller ve bunların altında; yüzeyden yaklaşık 1.5 m derinde İlk Tunç Çağı'na tarihlenen mezarlar ortaya çıkarılmıştır. |
Buluntular: Batı sondajı çalışmalarında saptanan I. tabakaya ait taş temellerin altında toplam dört mezar ortaya çıkarılmıştır. Bu mezarlardan M-3; M-4 ve M-5 olarak isimlendirilenler taş sandık mezar tipindedir. Alt kısımları yeşilimsi renkte çakıltaşı döşeli olan mezarların dört tarafı yekpare kireçtaşı levhalarla çevrilmiştir. Üzerlerinde yer yer kırılmış geniş kapak taşları vardır. Kapak taşlarının etrafı toplama taşlarla sağlamlaştırılmıştır. Dikdörtgen planlı taş sandık mezarların uzunlukları 1.20-1.30 m; genişlikleri 1-1.10 m arasında değişir. M-6 mezarı; iri bir kapak taşının etrafını oval olarak çevreleyen orta boy toplama taşlardan oluşur. Taş sandık mezar tipinde olmayan bu mezarın kuzeybatı kenarında taş bulunmamaktadır. Tabanı çakıl taşlarıyla döşenmiş; sandık oluşturulmaksızın üzerine kapak taşı yerleştirilmiştir. Mezarların derinlikleri ortalama 50-70 cm'dir. Kireçtaşı levhalar oldukça düzgün kesilmiştir ve 5-7 cm kalınlığındadır. Mezarların tümünün soyulmuş olduğu görülmüştür. M-3 mezarının kapak taşı ve doğu yüzündeki taş levha kaldırılarak mezar tahrip edilmiştir. Mezarın güney duvarının dışında; mezardan 30 cm uzakta kaplar ele geçmiştir. M-4 ve M-5 mezarlarının kapakları güneydoğu köşeden kırılmıştır. Tümü kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda olan mezarlar belirli bir yön birliğine sahiptir ve boyutları ancak hocker tarzı gömülere uygundur. Kemik kalıntısına rastlanmaması nedeniyle gömülerin yönleri tam olarak anlaşılamamıştır. Bununla beraber; M-4 ve M-5 mezarlarının doğu kısımlarında kafatası kalıntıları bulunmuştur ve değerli eşyanın bedenin üst kesimine yakın olabileceği düşüncesiyle mezarların doğu kısımları kırılarak soygun buradan yapılmıştır. Bu verilere dayanılarak; Birecik Barajı Mezarlığı ile olan benzerliklerin de ışığıyla ölülerin mezara baş doğuya ayaklar batıya bakacak biçimde koyulduğu önerilmektedir. Kendi dönemlerinde ya da hemen sonrasında soyulduğu anlaşılan bu mezarlarda çanak çömlek; bronz iğneler ve dağ kristalinden yapılmış boncuklar ele geçmiştir. M-3 mezarına ait kapların ikisi mezar dışına atılmış; dört tanesi mezarın içinde olasılıkla in situ durumda bulunmuştur. Mezarın dışındaki kaplardan biri; İlk Tunç Çağı'nın yaygın örneklerinden olan; kaide kısmı kırılmış; devetüyü renginde bir meyveliktir. Devetüyü ve çift ip delikli bi-konik vazolar ve bej renkli kaseler daha çok Ninive 5 özellikleri gösterir. Kapların hiçbirinde saklı astara rastlanmamıştır [Şenyurt 2002a:676-678] [Şenyurt 2002b:447]. 2002 yılı çalışmaları sırasında ortaya çıkarılan mezarlarla birlikte; toplam mezar sayısı 44'e yükselmiştir. Tabanlarının küçük boy çakıl taşlarla döşeli olması ve mezarların çok hafif bir sapma ile doğu-batı yönünde olmak üzere bir yön birliği göstermesi Erken Tunç Çağı nekropolünde saptanan ortak özelliklerdendir. Genellikle taş sanduka mezar türünün benimsenmiş olduğu görülen mezarlık alanında tam sanduka özellikleri göstermeyen; muhtemelen sosyal statüsü daha düşük bireylere ait olduğu düşünülen mezarlara da rastlanmıştır. Bu grup mezarların yapımında yan kesimlere sal taşı konmamasına karşın; mezarın etrafının devşirme taşlarla çevrelendiği ve mezar üzerine mutlaka bir taş kapağın konulduğu tespit edilmiştir. Bütün mezarların ortak özelliği hepsinin tabanının küçük çakıl taşlarıyla döşeli olmasıdır [Şenyurt 2002c]. |
Kalıntılar: |
Yorum ve tarihleme: Tunç Çağları boyunca; Batı Anadolu'dan Yukarı Mezopotamya'ya kadar uzanan geniş bir alanda görülen dikdörtgen planlı taş sandık mezarların Aşağı Salat yerleşmesindeki örnekleri Birecik Barajı Mezarlığı ve Arslantepe'de bulunan mezarla karşılaştırılmaktadır. Ele geçen seramik buluntularına; özellikle de Ninive 5 vazolarına dayanılarak; mezarlar İlk Tunç Çağı'nın başlarına tarihlenmiş ve bu kapların teknik açıdan Geç Uruk Çağı özelliklerinin devamı niteliğinde olduğu belirlenmiştir. Bu verilere göre; Aşağı Salat'ın Kuzey Mezopotamya'da Geç Uruk-Erhanedanlar Devri bağlantısını önemli ölçüde aydınlatacağı düşünülmektedir [Şenyurt 2002a:678;679]. 2002 yılında yapılan çalışmalarda İTÇ I'e tarihlenen bir mezarın güneydoğu tarafında bir tuğla parçasının ele geçmiş olması Aşağı Salat İTÇ I mezarlık alanında MÖ 1. Bin'e tarihlenen başka mezarların da olabileceğini düşündürmüştür [Şenyurt 2002c]. |