©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi
|
|
|
|
Gedikli / Karahöyük |
|
Çizimler için tıklayın... |
Fotoğraflar için tıklayın... |
Türü:
|
Höyük |
Rakım:
|
540 m |
Bölge:
|
Akdeniz |
İl:
|
Gaziantep |
İlçe:
|
Nurdağı |
Köy:
|
Gedikli |
Araştırma Yöntemi:
|
Kazı |
Dönem:
|
|
|
|
|
Yeri: Gaziantep il merkezinin kuzeybatısında. İslahiye İlçesi'nin 23-24 km kuzeydoğusunda; aynı adlı köyün kısmen altındadır. Höyüğün yöresel ismi Karahöyük olduğu halde; Anadolu'daki diğer Karahöyük adlı yerleşme yerleri ile karışmaması için tüm arkeoloji metinlerinde Gedikli ismi ile anılmaktadır. |
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Gedikli Karahöyük; ova tabanından 24 m yüksekliğinde; 240x190 m boyutlarında olup ovanın büyük höyüklerinden birisidir. Doğu ve batı etekleri ve kuzey yamacı toprak çekmek bahanesi ile büyük ölçüde tahrip edilmiştir. Güneydoğu eteğinde yer alan mezarlık bu tip bir tahribatla ortaya çıkmıştır. |
Tarihçe: |
Araştırma ve Kazı: Gedikli-Karahüyük adına ilk kez Zincirli hafirlerinden R. Koldewey'in haritasında rastlanmaktadır. 1907 yılında J. Garstang tarafından Sakçagözü höyükleri arasında ele alınmış, daha sonra 1949'da Coba Höyük'te sondaj çalışmaları yapan M.V. Seton-Williams, J. Waechter ve J. du Plat Taylor tarafından da aynı şekilde söz edilmiştir. 1951 yılında Gaziantep Müze Müdürü S. Göğüş, höyükten toprak çekmek amacıyla tahrip edilen doğu kesiminden (daha sonra bir mezar olduğu anlaşılan alandan) 10'dan fazla tüm kap toplamıştır. Höyükte bilimsel anlamdaki ilk çalışmalar 1958 yılında U.B. Alkım başkanlığında İstanbul Üniversitesi adına başlatılmış, 1963'de höyük üzerindeki araştırmalar sürdürülmüş ve 1964-67 yılları arasında kazılmıştır. Gedikli kazıları, aynı ekibin Tilmen Höyük ile çevrede yürüttüğü araştırmaların değerlendirmesinde yardımcı olması amacıyla yapılan çalışmalardır, geniş çaplı kazılar değildir [Alkım-Alkım 1966:2; Alkım (H.) 1979:135]. Anadolu'da Karahöyük adı birçok yerde bulunduğundan, karışıklığa neden olmamak için buraya Gedikli demek daha güvenilir bir yaklaşım olmuştur [Alkım-Alkım 1966:3]. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır. |
Tabakalanma: Yapılan yüzey araştırmasında ele geçen buluntular ışığında höyük üzerinde İlk Tunç Çağı, MÖ 2. binyıl, MÖ 1. binyıl ve Roma Dönemi tespit edilmiştir [Alkım 1966:3]. Kazılar sırasında, höyüğün statigrafisini anlayabilmek için kuzeydoğu terasında A Sondajı açılmıştır. Bu sondaja göre tabakalaşma şu şekilde oluşmuştur; Osmanlı-Türk, Bizans, Roma, Hellenistik, iki evreli Demir Çağı (Kat I) ve Geç Kalkolitik Çağ? (Kat IV) [Alkım-Alkım 1966:6]. |
Buluntular: Mimari: Güneybatı-kuzeydoğu doğrultusunda Demir Çağı'na tarihlenen kalkerden yapılmış duvar kalıntıları saptanmıştır [Alkım-Alkım 1966:6]. Çanak Çömlek: Boyalı ve boyasız mallar ele geçmiştir. Boyalılar arasında, açık zemin üzerine kirli kahverengi, paralel şerit bezekleri olan mallar ile koyu kahverengi bant bezemeli mallar yer almaktadır. Monokrom mutfak çanak çömleği türünden tabak, çömlek ve pitos parçaları da ortaya çıkarılmıştır. Kemik/Boynuz/Fildişi: Ib'de kemik bir bız parçası bulunmuştur. Takı: Ia'da bronz bir bilezik bulunmuştur [Alkım-Alkım 1966:7]. |
Kalıntılar: |
Yorum ve tarihleme: Bu çağın iki evreden oluşması, ovanın yoğun yerleşim gördüğüne işaret ederken, yerleşmenin MÖ1. binyılın ilk çeyreğiyle ilişkilendirilebileceği fikri ağırlık kazanmıştır [Alkım-Alkım 1966:7]. |