©Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi
|
|
|
|
Fikirtepe |
|
Çizimler için tıklayın... |
Fotoğraflar için tıklayın... |
Türü:
|
Düz Yerleşme |
Rakım:
|
26 m |
Bölge:
|
Marmara |
İl:
|
İstanbul |
İlçe:
|
Kadıköy |
Köy:
|
Merkez |
Araştırma Yöntemi:
|
Kazı |
Dönem:
|
Çanak Çömlekli |
|
|
|
Yeri: İstanbul İli'nin Asya yakasında; Kadıköy'ün birkaç km doğusunda; günümüzde İstanbul'un bir semti olan Fikirtepe Tepesi'nin güney kenarında bulunan bu yerleşme yeri; günümüzde modern yerleşme tarafından tamamen tahrip edilmiştir. Eski yerleşme yerinin olduğu yeri bulmak bile olanaksızdır. |
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Marmara Denizi'ne Kalamış Koyu'ndan dökülen Kurbağalıdere'nin güneydoğu yakasında; yaklaşık olarak denizden 26 m yükseklikte olan yayvan bir tepenin güney-güneydoğu kesiminde; Kurbağalıdere'ye doğru uzanan hafif eğimli bir sırtın üzerinde bulunmaktadır. Kalamış koyundan 1.300 m; Kadıköy koyundan yaklaşık 2.000 m uzakta olan yerleşme yerinin yakınında su kaynağı vardır. Denizden görülemeyecek bir konumda olan yerleşme yeri; Kurbağalıdere vasıtasıyla Kalamış koyuyla; dolayısıyla Marmara Denizi ile yakın ilişkilidir. Kuzey ve batısı derenin getirdiği verimli alüvyon dolgunun oluşturduğu topraklarla kaplıdır. Çevresinin yerleşmenin olduğu sırada günümüzden çok farklı olarak orman ile kaplı olduğu; sürekli av kaynağı olan bir ortamın var olduğu sanılmaktadır. Kısaca hem balıkçılık; hem küçük ölçüde tarım; hem de av açısından çok verimli koşullar taşıyan bir yerdedir. |
Tarihçe: |
Araştırma ve Kazı: İlk olarak 1908 yılında demiryolu görevlisi olan Miliopulos tarafından tesadüfen bulunmuştur. Yüzeyinden toplanan malzeme A.D. Mordtmann tarafından incelenmiştir [Mordtmann 1907:11]. Bu buluntular Pendik-Temenye Höyüğü buluntuları ile birlikte satın alınarak T.J. Arne tarafından Stockholm Milli Müzesi'ne götürülmüştür [Arne 1922:114]. İsveç'e götürülen buluntular Arne'den sonra M.O. Janse tarafından yayınlanmıştır [Janse 1925:166-171]. Başlangıçta tarihlenmesi yapılamayan bu buluntular konusunda Przeworsky [Przeworsky 1936:78] ve K.Bittel de [Bittel 1942:164-165] bazı fikirler ileri sürmüşlerdir. Türk Tarih Kurumu adına; İstanbul Üniversitesi öğretim üyelerinden A.M. Mansel; K. Bittel ve H. Çambel tarafından yönetilen bir ekiple önce 1942 yılında yüzey toplaması; 1952-54 yılları arasında ise ilk arkeolojik kazısı yapılmıştır. Bu kazıda tümü yaklaşık 70x140 m'lik bir kısımda 480 metrekarelik bir alanı kapsayan 6 adet açma açılmıştır. 1962 yılında ise Şevket Aziz Kansu üç yerde sondaj gerçekleştirmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır. |
Tabakalanma: Mansel başkanlığındaki kazıda; tüm açmalarda ana toprağa kadar inilmiştir. Tabakalanmanın tam tespit edilemediği bu düz yerleşmedeki kültür toprağının 50-60 cm kalınlığında olduğu; ancak çukur tabanlı kulübelerin bulunduğu yerlerde bu kalınlığın 1 m'ye ulaştığı bildirilmektedir. Üstteki dolgu;traktör ile tahrip edilmiştir. Yer yer Yakınçağ'a ait çöp çukurlarının varlığından; bu yerin Neolitik Çağ dışında Yakınçağ'da da küçük bir iskana sahne olduğu anlaşılmaktadır. Neolitik Çağ yerleşmesinin tek evreli olduğu yorumlanabilir. |
Buluntular: Mimari: Yapılan kazıda değişik toprak renklerinden oluşan lekeler; yanmış toprak katmanları; kerpiç ve sıva parçaları; çakıl/çay taşı döşeme parçaları görülmüştür. Leke biçim ve boyutlarından 2 ile 5 m çapında değişken boyutlu; çukur tabanlı külübelere ait olduğu sanılan; yerleşim ve taban izleri bulunmuştur. Bunların; birbirinden birkaç metre arayla gelişigüzel sıralanmış; ana toprağın içine açılmış; 20 cm derinliğinde yayvan çukur tabanlı; genellikle yuvarlak; hafif oval biçimli kulübeler olduğu kabul edilmektedir. Temelleri yoktur. Kulübelerin iskeletini teşkil eden kalın ağaç dalları direk toprağın veya taşların üzerine konmuştur. Bunlara ait delikler bulunamamıştır. Yanmış kil ve kerpiç topanların varlığından bu ahşap iskeletin üzerinin ince dallarla bir kafes gibi sarıldığı; onun üzerine de kil ve kerpiç topanların yapıştırıldığı anlaşılmaktadır. Çanak Çömlek: El yapımı; bol kum ve minik taş katkılı hamurlu; kurşuni; kızılkahve ve alacalı siyah yüzeylidir. Yüzey dikkatli bir şekilde düzeltildikten sonra açkılanmıştır. Çok ender olarak alacalı kırmızı; mat turuncu ve siyah renkte yüzeyli olanları da vardır. Astar nadirdir. Biçimlerde S kıvrımlı gövdeli kaseler ve basık küresel gövdeli çömlekler en yaygın kap biçimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Dar ağızlı kaplar; dudakları hafif belirgin hale getirilmiş uzun gövdeli kaplar bulunmaktadır. Ayrıca kutu şeklinde köşeli kaplara da rastlanmaktadır. Bu tip genellikle yuvarlak ayaklara sahipse de alçak bir kaide üzerinde de olanları mevcuttur. İşlevlerinin ne olduğu bilinmeyen bu kapların gövdeleri ile orantısız uzun sapları vardır. Ayrıca diğer biçimsel özellikleri taşıyan çömleklerin gövdelerinde karşılıklı sıralanmış ikili veya dörtlü büyük tutamakların varlığı saptanmıştır. Bu tip tutamakların bazılarında bir veya iki tane ip asma deliği bulunmaktadır. Bu tip tutamakların yanısıra tüp biçimli tutamakların da bazı kaplarda gövdeye yerleştirildikleri gözlenmektedir. Fikirtepe/Pendik Çanak Çömlekli Neolitik Çağ kültürünü en iyi belirleyen öğelerden biri de bu kapların çizi ve oyuk/kazıma çizgilerden oluşan bezemelerle süslenmiş olmasıdır. Kutu biçimli kapların hemen hepsi bezeklidir. Mutfak kapları dışında yalnızca önemli olan kaplar bezenmiştir. Bazı oyuk/kazıma çizgilerin içi beyaz renkte; olasılıkla kirecimsi bir dolgu ile doldurularak bezemenin daha çarpıcı olması sağlanmıştır. Yanyana sıralanmış üçgen ve dörtgen sıralar ve bantlar en çok; basit menderes; ışınsal cizgiler ve damalar daha az görülen bezek çeşitlerindendir. Kil: Çok kaba bir şekilde üretilmiş hayvan heykelcikleri kilden yapıldıktan sonra fırınlanmışlardır. Yontma Taş: Hemen hemen tümü çakmaktaşından yapılmış aletler; Kuzeybatı Anadolu'nun Epipaleolitik Çağ yontma taş endüstrisi geleneği izlerini taşımaktadırlar. Obsidiyen nesnelerin sayısı çok azdır. Yuvarlak kazıyıcılar; geometrik biçimli minik aletler; sarp kenarlı düzeltili dilgiler gibi örnekler vardır. Sürtme Taş: Gerek kazıda gerek Arne tarafından İsveç'e götürülen malzeme arasında bu gruba giren örneklerin sayısı azdır. Çeşitli boylarda ve biçimlerdeki yassı baltacıkların bir kısmı keski ya da minik keser olarak kullanılmış olabilir. Bazıları ise herhangi bir sapa takılmadan elde kullanılmak için üretilmişlerdir. Fikirtepe yerleşiklerinin günlük hayatta olasılıkla sapantaşı; vurgu taşı olarak kullandıkları küresel biçimli taşların yanısıra tokmaklar; havan elleri; havanlar; öğütme taşları gibi taş aletler bulunmuştur. Oldukça fakir bir endüstridir. Değişik olarak belki bir süsleme ögesi özelliğini taşıyan mermer bir halka gösterilebilir. Kemik/Boynuz: Sürtme taş aletler gibi çeşitlilik açısından sınırlıdır. En büyük grubu biz ve deliciler oluşturmaktadır. Ayrıca kaşıklar; mablaklar; kazıyıcılar; keski ve zıpkın gibi alet ve silahların varlığına rağmen bu endüstriye giren örneklerin de sayılarının az olduğu söylenebilir. İnsan Kalıntıları: Fikirtepe'de tıpkı komşu köy Pendik-Temenye Höyüğü'nde olduğu gibi özellikle yapıların tabanı altına ölü gömme geleneğinin var olduğu görülmektedir. Ölüler kolları dirsekten bükülerek çenenin altında birleştirilmiş veya elleri yüzüne doğru çekilmiş hocker biçiminde yatış pozisyonunda tabanda açılmış çukurlara yerleştirilmiştir. Belirgin bir yön yoktur. Bir mezar dışında ölülerin yanına mezar hediyesi konduğuna dair belirti yoktur. Bir mezarda ise bir kemik kaşık; bir hayvan heykelciği ve bir ayaklı kap ele geçmiştir. Hayvan Kalıntıları: Fikirtepe Kazıları'nda ortaya çıkarılan hayvan kemiklerine ait kalıntılar analiz edilmiş ve Marmara yöresinin Neolitik Çağ'daki hayvan cinslerinin bir kısmı belgelenebilmiştir [Boessneck-Driesch 1979]. Bu yerleşme yerinde koyun; keçi; sığır ve domuz gibi hayvanların evcilleştirilmiş olduğu kesinleşmiştir. Yunus ve 13 cins balığa ait hayvan kemikleri teşhis edilmiştir. Bu balık cinslerin yedisi tuzlu; altısı tatlı su balığıdır. Kefal; levrek; istavrit; izmarit; mercan; turna balığı; tatlı su levreği kemikleri bulunmuştur. Fikirtepe'lilerin aynı zamanda iyi bir avcı toplum olduğunu gösteren yabani hayvanlara ait kemikler de saptanmıştır. Geyik; yaban domuzu; yaban sığırı; belli başlı yakalanan hayvanlardandır. |
Kalıntılar: |
Yorum ve tarihleme: Kazı yapıldığı yıllarda tarihlenmesi bir sorun olarak karşımıza çıkan ve ilk başlarda Troya öncesine; Kalkolitik Çağ'a konabileceği ileri sürülen bu yerleşme yerindeki kültürün; hangi çağa tarihlenebileceği konusundaki varsayımlardan Mellaart; French ve Özdoğan'ın fikirleri dikkat çekicidir. Mellaart ve French bu kültürü Son Neolitik Çağ içinde değerlendirmekte; Mellaart Fikirtepe ile Hacılar IX-VI. tabakalarını karşılaştırmaktadır [Mellaart 1967:15-17]. French ise Fikirtepe buluntu topluluğunun Marmara Bölgesi'ndeki dağılım haritasını yayınlamıştır [French 1967b:56;67]. Özdoğan ise; Fikirtepe buluntularını doktora tezi olarak ayrıntılı bir şekilde incelemiş ve Fikirtepe'yi; çanak çömlekteki benzer özelliklere dayanarak Doğu Çatalhöyük sonu ile Hacılar'ın başlangıcı arasına tarihlenebileceğini kabul etmiştir [Özdoğan 1979]. İznik Gölü yakınındaki Ilıpınar kazısında; Fikirtepe mallarının bulunuşu bu tartışmaları sona erdirmiş ve Fikirtepe kültürünü tarihleme problemlerine bir açıklık getirmiştir. |