|
|
|
Genel Sonuçlar:
Araştırma süresi: 63 gün (Haziran - Ağustos 2001)
Toplam katedilen yol: 14282 km
Araştırılan iller: Adana, Antakya, Antalya, Burdur, Isparta, İçel, Kahramanmaraş, Karaman, Konya, Muğla, Osmaniye.
Kaydedilen görsel malzeme: 2150 adet analog fotoğraf, 3779 adet (2100 Mb) dijital fotoğraf, 35 saatlik film
Arkeolojik Sonuçlar:
Araştırılan dönem: Paleolitik/Epipaleolitik, Neolitik, Kalkolitik ve İlk Tunç Çağı
Hedeflenen yerleşme sayısı: 456
Hedeflenen yerleşmelerin çağlara göre dağılım: 26 Paleolitik/Epipaleolitik, 27 Neolitik, 65 Kalkolitik, 175 İTÇ, 21 Neolitik + Kalkolitik, 53 Kalkolitik + İTÇ, 31 Neolitik + Kalkolitik + İTÇ, 13 Neolitik + İTÇ, 45 Diğer
Hedeflenen yerleşmelerin türlere göre dağılım: 358 Höyük, 27 Düz Yerleşme, 19 Mağara, 7 Yamaç Yerleşmesi, 7 Kaya Sığınağı, 5 Tekil Buluntu Yeri, 3 Konaklama/İşlik Yeri, 2 Mezarlık Alanı, 1 Dağınık Buluntu Yeri, 27 Diğer
Gidilemeyen yerleşme sayısı: 39 (Askeri bölge içinde kalan; araştırmacılarca adından başka bilgi verilmeyen; tümüyle tahrip edilmiş ya da yok olmuş yerleşmeler)
Bulunamayan yerleşme sayısı: 23 (Araştırmacılarca yer tarifi yetersiz olanlar; tarım faaliyetleriyle tümüyle yok edilmiş olanlar; çağdaş yapılaşma altında kalmış olanlar)
Araştırılan yerleşme sayısı: 394
Tahribat Sonuçları:
Tahribatın belgelendiği yerleşmeler: 341
Araştırılan yerleşmelerin tahribat türüne göre dağılımı*: 168 Tarım, 64 Yapılaşma, 44 Tarım + Yapılaşma, 28 Definecilik + Tarım, 22 Definecilik/Kaçak Kazı, 5 Yol, 5 Doğal, 2 Maden/Ocak, 3 Diğer
Yörelere göre tahribat türü:
Batı Akdeniz: Göller Bölgesi ile Fethiye´den Anamur´a kadar olan bölgeyi içine alan Batı Akdeniz´de, yoğun ve yaygın tahribat türü olarak tarımsal faaliyetler izlenmektedir. Ekilebilir alanları genişletmek amacıyla orta ve küçük boy höyüklerin düzleştirerek ova seviyesine indirilmeye çalışıldığı; daha büyük boydaki höyüklerin ise üzerlerinin tıraşlandığı belgelenmiştir. Tefenni ve Elmalı ovalarının yer aldığı bölgede, tarlaların küçük parsellere ayrılması sonucunda meydana gelen hasarlar, bu tahribatın görülebilir nedenleri arasındadır. Özellikle son yirmi yıl içinde, tarımsal faaliyetlerin yol açtığı tahribatın etkisinin giderek arttığı ve yok edici boyutlara ulaştığı yöre halkından edinilen bilgiler arasında yer almaktadır. Burdur ve yöresi ise bölgede, 1960´lardan bu yana, zaman zaman yaşam biçimine dönüşen definecilik ile, farklı bir tahribat boyutu sergilemektedir. Antalya İli´nin iç kesimlerine bakıldığında tarım ve kaçak kazıların arkeolojik yerleşmelere verdiği zarar yoğunluğunu sürdürürken, kıyı kesimlerinde, yapılaşmanın getirdiği yoğun tahribatın izleri belgelenmektedir.
Orta Akdeniz: Silifke, İçel ve Adana illerini içine alan Orta Akdeniz´de, ağırlıklı olarak tarımsal faaliyetlerin yol açtığı tahribat izlenirken, aynı zamanda kentleşme sürecinin getirdiği ve günümüzde de yaygın olarak devam eden yapılaşmanın arkeolojik yerleşmelere verdiği yoğun zararlar görülmektedir. Özellikle, kentleşmenin inşaat ve yapılaşma olarak algılandığı kültürel emanetlerimizi yok eden bir yapılanma içindeki İçel´de, höyüklerin tamamına yakın kısmının yok edilmek üzere olduğu belgelenmiştir. Bu tahribatın son yirmi yıldan beri süregeldiği ve özellikle de son on yıl içinde yoğunlaştığı anlaşılmaktadır. Bu bölge içinde yer alan Çukurova´da ise tarımsal faaliyet ve kaçak kazıların getirdiği tahribat izlenmektedir. Özellikle, 1960´ların ortalarından sonra Çukurova´da ¨ovalaştırma projesi¨ nedeniyle, ova seviyesine yakın höyüklerin düzlenerek yok edildiği anlaşılmıştır.
Doğu Akdeniz: Akdeniz Bölgesi´nin, Hatay, Osmaniye ve Kahramanmaraş illerinin yer aldığı Doğu bölümünde, arkeolojik yerleşme tahribatının nedenleri arasında yoğun olarak tarım faaliyetleri görülürken, yapılaşmanın da en az tarım kadar ağır tahribata yol açtığı izlenmektedir. Antakya´nın batısı ve Amik Ovası´nın kuzeyindeki dar alanlar kısmen korunmuş olmasına rağmen, ovanın büyük bölümünde höyükler yapılaşma ve tarım tahribatı sonucu yok olmuştur. Höyüklerin üzerinde, ağalık sisteminin bir yansıması olarak, büyük çiftlikler ve villalar görülürken, sel taşkınlarından korunmak için, çağdaş yerleşim birimlerinin de höyüklerin üzerine yerleştirilmesi ağır tahribata yol açmıştır. Son on yılda, ekonomik nedenler sonucunda ova daha küçük parsellere bölünmüş, bu durum da, ekilebilir alanları genişletmek için katliam sayılabilecek nitelikte tahribata sebebiyet vermiş ve vermektedir. Kesilerek ova seviyesine indirilip düzlenmiş olan birçok yerleşim yeri belgelenmiştir. Kaçak kazılar bölgede, yoğunlaşan bir tahribat türü olarak karşımıza çıkarken, Osmaniye ve Kahramanmaraş illerinde düzensiz yapılaşmanın getirdiği tahribat yaygın olarak izlenmektedir.
*Tahribat türlerinin açıklamaları:
Tarım: Her türlü tarımsal faaliyet (ekim, tesviye, toprak çekme, teraslama, sulama kanalı vd.)
Yapılaşma: Ev, otel, benzinlik, tatil sitesi, park, baraj, fabrika, elektrik direği, doğalgaz hattı, antik yerleşme, çağdaş mezarlık vd.
Kaçak kazılar: Definecilik
Maden/Ocak: Taş, kireç, kum ocağı vd.
Yol: Anayollar, tali yollar, köy yolları, traktör yolları, köprü vd.
Doğal: Deprem, yangın, erozyon, toprak çöküntüsü, dere, nehir taşması vd.
Diğer: Antik yapı vd. |
|
Tahribatın Görsel Belgelerinden Bazı Örnekler
|
|
|
|
Aktil Köy (K.Maraş/Elbistan): 7000 yıl öncesine ait bir Kalkolitik Çağ höyüğünün üzerine 4 yıl önce iki katlı modern bir ev yapılmış. Höyüğün yamaçları ve etekleri ise köyün -şimdi harabe haline gelmiş- eski evleriyle dolu. |
|
Anberinharkı (Adana/Kadirli): 7000 yıl önce Kalkolitik Çağ´da, daha sonra da İlk Tunç Çağı´nda yerleşim gören höyüğünün batı ucu Karayolları tarafından yol yapımı için tamamen kesilmiş. Yaklaşık 2/3´lük bölümü ise 5 yıl önce Devlet Su İşleri tarafından kiralanmış, tümüyle düzlenmiş ve üzerine halen çalışmakta olan DSİ şantiyesi inşa edilmiş. |
|
Çaputçu (Adana/Merkez): 1951 yılında yapılan bir yüzey araştırmasında saptanan höyük İlk, Orta, Son Tunç çağları ile Hellenistik dönem yerleşmelerini barındırıyor. Günümüzde üzerinde Çaputçu Köyü´nün bir kısmının bulunduğu höyüğün her tarafından toprak alınmış ve alınmakta. Höyük neredeyse tamamen tahrip olmuş durumda. |
|
Çavuşlu (İçel/Merkez): Çavuşlu mahallesinin altında kalmış, küçük bir bölümünden yüksekliği belli olan höyüğün neredeyse tamamı yok olmuş durumda. Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından, höyüğün batı kısmına, 2000 yılının başlarında yaklaşık 9 m eninde bir yol açılmış. Alınan bilgiye göre höyüğün tamamı düzlenerek yol haline getirilecekmiş. Önceden yaklaşık 20 m yüksekliğinde olduğu söylenen höyük Yumuktepe ve Tırmıl Tepe ile birlikte Mersin İlk Tunç Çağı´nın üç sacayağından birisi. |
|
Çoğulhan (K. Maraş/Elbistan): Araştırmalar sırasında Kalkolitik ve İlk Tunç Çağı´na ait malzeme tespit edilen höyüğün %97´si tahrip edilmiş; üzerine evler inşa edilerek, höyük toprağıyla kerpiç evlerin dış sıvaları yapılmış. Hemen doğusunda Afşin-Elbistan termik santrali yer alıyor. |
|
Domuz I (Adana/Karataş): 1960´ların ortalarından sonra Köy Hizmetleri (1984 öncesi YSE) tarafından, bölgenin ovalaştırılması sırasında tamamen düzleştirilmiş höyüklerden biri. Şu anda böyle bir höyük yok! Yalnızca bu bölgede, 5-6 tane böyle örneğe rastlanmıştır. Bu arada Köy Hizmetleri´nin görevleri içerisinde ”Tarım alanlarının gayesine uygun kullanımını sağlamak, devlet sulama şebekelerinde arazi tesviyesi, tarla başı kanalları, tarla grup yolları ve tarla içi drenaj tesislerini yapmak” da bulunmaktadır. |
|
Garkın (Antalya/Korkuteli): İlk Tunç Çağı´na ait höyükte tespit edilen tarım tahribatının yanısıra, yoğun defineci tahribatı da belgelenmiştir. 2 yıldır sürdürdüğümüz arazi çalışmalarında karşılaştığımız yüzlerce defineci çukurunun en derini, Garkın höyüğünün tam tepe noktasında bulunmuştur: Çapı 1.70 m, derinliği 7.30 m (Küçük fotoğraf). |
|
Gelendost Höyüğü (?) (Isparta/Gelendost): Yaklaşık 5000 yıl öncesine ait Kalkolitik ve İlk Tunç Çağı höyüğünün yarısı Gelendost Belediyesi tarafından Yeni Sanayi Çarşısı inşaatı için tümüyle alınmış/yok edilmiş, 30´ar m2´lik 2 adet temel atılmış ve inşaat yarım bırakılmıştır. Tesfiye edilerek düzlenen diğer yarısında ise elma bahçeleri, iki katlı bir ev, yüksek gerilim hattı ve defineci çukurları mevcuttur. |
|
Gökhöyük (Antalya/Merkez): 9000 yıl öncesine ait Neolitik Çağ höyüğü. Hemen hemen tüm çevresi toprak çekilerek yontulmuş, teraslanmış yoğun tarım tahribatına maruz kalmıştır. Etrafındaki tarlaların genişletme çalışmaları için höyüğün tüm cephelerinin tıraşlanması sürmektedir. |
|
Hanvakfı Eski II (Konya/Seydişehir): 7 yıl önce yapılan Konya-Seydişehir karayolu höyüğü ortadan ikiye ayırmıştır. 9000 yıl öncesine tarihlenen oldukça büyük boyutlu höyükte yoğun tarım faaliyetleri de (düzeltme, sürme) izlenmektedir. |
|
Homa (Konya/Beyşehir): Höyüğün üzerinde (Temmuz 2001 tarihinde) yeni yapılmakta olan, inşaat halinde bir ev bulunmakta. Yapım aşamasındaki ev höyükte büyük bir tahribata yol açmış. Höyüğün üzeri ekili. Güney ve batı etekleri kesilerek tesviye edilmiş. Yayvan görünümlü olan höyüğün tam tepesinde derin ama ağzı küçük bir defineci çukuru yer alıyor. Höyüğün Batı etekleri ise anayol tarafından kesilmiş. |
|
Kara Elbistan (K.Maraş/Elbistan): Ev inşaatı için için yamaçları kesilerek sürekli toprak çekilen bu İlk Tunç Çağı höyüğünün üzerinde çağdaş mezarlık yer almakta. Toprak çekimi öyle boyutlara ulaşmış ki artık mezarların içerisindeki kemikler höyük profilinden aşağı düşmeye başlamış. |
|
Karahöyük Elbistan (K.Maraş/Elbistan): 1930 yılından beri bilinen ve 1940´ların sonlarına doğru kazısı yapılan bu oldukça büyük (300 x 350 x 18 m) İlk Tunç Çağı höyüğünün doğusu hariç her tarafında evler bulunmakta. Evler, etekler düzleştirilerek üzerlerine yapılmış. Sayabildiğimiz 70´in üzerinde defineci çukuru var. Tam ortasındaki dev çukurun köylüler tarafından verilmiş adı ise: Nimet Deresi! |
|
Kuşluca (Konya/Beyşehir): Beyşehir Gölü yakınında İlk Tunç Çağı mezarlık alanı, doğal tahribata uğradığı gibi gölden iç kesime doğru balıkçılarca açılan kanal (balıkçı limanı) tarafından da tümüyle yok edilmiş. |
|
Malap (Kahramanmaraş/Elbistan): Bakış kasabasının içinde yer alan İlk Tunç Çağı´na ait, günümüzde çağdaş yerleşim tarafından yoğun tahribata uğratılmış olan höyüğün, güney, batı ve kuzey kısımlarına ve yamaçlarına evler inşa edilmiş. |
|
Maraba (K.Maraş/Elbistan): Batısı ile güneyi yol atrafından kesilmiş, tarla açmak için düzleştirilerek tümüyle yok edilmiştir. 7000 yıl öncesine ait uygarlığı barındırmış, üzeri betonlanarak yüksek gerilim hattı dikilmiş ve hala defineciler tarafından kazılmaktadır (Küçük fotoğraf). |
|
Misis (Adana/Yakapınar): Neolitik, Kalkolitik ve İlk Tunç Çağlarında yoğun yerleşim görmüş oldukça büyük bir höyük. Evler, kahveler, tesisler gibi çağdaş yerleşim birimleri ve kaçak yapılaşmayla birlikte yoğun tahribat görmüş ve görmektedir. |
|
Nacarlı (Adana/Tarsus): Define aramak amacıyla dozerle kazılan, tarla genişletmek amacıyla yarısı alınan ve ardından üzerine 2 adet yüksek gerilim hattı dikilen 7000 yıl öncesine, Kalkolitik Çağ´a ait bir yerleşme. Yamaçlarından toprak çekilerek hergün daha da küçültülüyor. |
|
Ozan Höyük (K.Maraş/Elbistan): Höyüğün tepesi düzleştirilerek tüm etekleri yamaçlardan başlayarak kesilmiş. Belediye yeni köy yolunu höyüğü keserek açmış. Üzerinde yüksek gerilim hattı direği bulunmakta. |
|
Poskoflu-Yazıdere (K.Maraş/Elbistan): Kalkolitik ve İlk Tunç Çağı´nda yerleşim görmüş olan höyüğün her yerinde yoğun kaçak kazı çukurları izlenirken; ayrıntı fotoğrafta, höyüğün ortasına kadar uzanan, bir insanın ayakta rahatça yürüyebileceği ”defineci tüneli” saptanmıştır. |
|
Senirce Höyüğü (Isparta/Senirce): Tren yoluyla yarısı yok edilmiş, sınırlarından köy yolu ve kanalet geçmiş, her yeri defineci çukurlarıyla dolu ve üzerinde yoğun tarım yapılmaktadır. |
|
Silifke Kalesi (İçel/Silifke): Kalkolitik ve İlk Tunç Çağı´nda da yerleşim görmüş olan tepenin üzerinde Osmanlı Dönemi´ne ait bir kale bulunmaktadır. Kale´nin hemen doğusunda ise Silifke Belediyesi tarafından 2001 yazında ikinci katı çıkılan kafe/restorant inşaatı sürmektedir. |
|
Sırtlanini Mağarası (İçel/Silifke): Eskitaş Çağı´na (Paleolitik) ait mağaranın bulunduğu tepenin üzeri tümüyle çağdaş yerleşim alanı olmuştur. 14 sene önce mağaranın ağzı önce dinamitle patlatılıp çakılla doldurulmuş; ardından çevre binaların kanalizasyonu mağaranın içerisine akıtılmış ve üzerine de inşaat yapılmıştır. |
|
Tell Afşin (K.Maraş/Elbistan): Köyün kerpiç evlerinin yapımında kullanılmak üzere yaklaşık 30 yıldır toprak çekilen ve halen de çekilmeye devam edilen bir Kalkolitik Çağ höyüğü. |
|
Tell al Terzi (Antakya/Reyhanlı): Terzihöyük köyü, sel taşkınlarından korunmak için höyüğün üzerine kurulmuştur. Daha önceden eteklerde yer alan köy, gün geçtikçe höyüğün tepesine doğru kayarak, daha yoğun tahribata yol açmaktadır. |
|
Tell Dhahab/Altıntepe (Antakya/Merkez): 9000 yıl öncesi Neolitik Çağ´dan başlayan ve İlk Tunç Çağı´nda da yerleşim gören höyüğün toprağının 4/5´i, yakınından geçen otoyolun bordüründe kullanılmak üzere çekilmiştir. |
|
Tell Matta (Antakya/Kırıkhan): Üzeri tamamen düzlenerek tarla haline getirilen höyüğün dört tarafından da sürekli toprak alınmaktadır. |
|
Tell Tayinat (Antakya/Reyhanlı): İlk Tunç Çağı´na ait höyüğün üzerinde 1950´li yıllarda yapılmış çırçır fabrikası yer almaktadır. |
|
Tell Wasfe (Antakya/Muratpaşa): Ev yapımı ve tarla genişletmeleri sırasında yamaçlarından kesilerek toprak çekilen höyükte yoğun tahribat görülüyor. Büyük olasılıkla çok kısa bir zaman sonra höyük tümüyle tarlaya katılmış olacak! |
|
Til Höyük (K.Maraş/Elbistan): Höyüğün tepesine çeşitli vericiler yerleştirilmiş, vericilerin yanına bir baraka yapılmış, güneyinde su deposu yapımı için çok büyük bir çukur açılmış, her yerinden toprak çekilmiş, definecilerin kazmadığı bir parçası yok, tüm yamaçları evlerle dolu ve halen eteklerinde yoğun inşaatların sürdüğü 7000 yıllık, Kalkolitik Çağ´a ait bir höyük(!). |
|
Tulul Salihiyyah - Güney (Antakya/Reyhanlı): Etekleri dozerle düzlenmiş, hafif bir yükseltisi kalmış. Sahipleri tarafından yakın zaman içinde ova seviyesine indirilmesi düşünülen höyük, tarımsal faaliyetlerden dolayı oldukça tahribata uğramış durumda. |
|
Yarım Höyük (Burdur/Tefenni): 7000 yıl öncesinde yerleşilmiş olan höyük doğal tahribatın en anlaşılabilir örneklerinden biri. Höyüğün güneyi dere taşkınlarından dolayı tamamen yok olmuş. Kesitten anlaşıldığı kadarıyla yerleşim birkaç kez taşkına uğramış. |
|
|
|
Tanındı, O. - Ş. Seba et al., 2002, Türkiye Arkeolojik Tahribat Raporu 2001 – Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu, TAY Projesi - Bilimsel Raporlar Dizisi 7/TU, ISBN 975-6637-06-4, İstanbul.
|
.. |
TAY Projesi . Kuruçeşme Cad. 67/B
34345 Kuruçeşme İstanbul
Tel: 0 (212) 265 7858 - Faks: 0 (212) 287 1298
e.posta: info@tayproject.org |
Copyright©1998 TAY Projesi |
|
|